Nicedir, yaşantımda karşılaştığım durumları, okuyup öğrendiklerimi, meslekte edindiğim deneyimleri gözden geçiriyorum. Deneyimlerimden çıkarsadıklarımı uygulamada kullanabilmeyi başardım mı?
Ya da ne ölçüde başardım? Attığım adımlarda yanlışlarımı, doğrularımı bulmaktan, ilkelerimden ödün verip vermediğimi araştırmaya dek uzayan bir benlik sorgulaması. Buna isterseniz bir tür yüzleşme de diyebilirsiniz. İnsani ilişkilerimi, arkadaşlıklarımı, dostluklarımı da yatırıyorum masaya; titizlikle irdelemeye çalışıyorum. Mesela salt iyilik yaptığımı zannettiğim, hep hoşgörü ile yaklaştığım kimilerinin neden kişiliğime kin duyduklarını, neden yüzüme gülücükler saçıp arkamdan dolap çevirdiklerini anlamakta zorlanıyorum. Mesela kocaman insanların dedikodu ve yalanı meslek edinmelerini de anlayamadığım gibi… Öte yandan yakınlıklarından, dürüstlüklerinden hiç kuşku duymadığım, birlikte olmaktan, konuşmaktan, tartışmaktan keyif aldığım ne kadar çok da dostum varmış diye şaşırdığım an’lar da oluyor. Dostlarımı artık daha sık aramalı, görmeliyim diye sözleniyorum kendimle. Çünkü onlar yaşamın paylaşılabilecek en güzel yüzünü sunuyorlar. Uzunca bir yaşantının en güzel armağanı bu değildir de nedir?
Hafta sonunu torunum Deniz’e ayırdım. Onun gözlerindeki masumiyeti duyumsadım. Doğaya, hayvanlara, havaya, suya sunduğu saf sevgiyi seyrettim. Bu sevgide ne savaşma dürtüsü, ne kıskançlık vardır. Nefret, hırs, kıskançlık insanı insana kırdırma, sevgisizlik gibi hayatın ritmini bozan kötücül duygular küçük prenslerin değil yalnızca biz büyüklerin dünyasında var olurlar. Deniz’e bakarken ister istemez düşündüm, Nasıl bir gelecek bekliyordu onu. Ezberci mi olacaktı ezber bozan mı? Bence ikincisi. Gözlerindeki zeka pırıltısı, şimdiden, kolay kabule yanaşmayan itirazcı tavrından aldım bu sinyali ve rahatladım. Aklıma Jacques Prevert’in o güzel şiiri geldi. Orhan Suda’nın çevirisinden paylaşayım istedim. Haylaz Öğrenci :
Aklı hayır diyor
yüreği evet
sevdiğine evet diyor
öğretmene hayır
dikilmiş karatahtanın önüne
soru üstüne soru
çözmesi beklenirken tüm denklemleri
çılgınca bir gülme alıyor çocuğu
ve başlıyor silmeye her şeyi
sayıları kelimeleri
adları tarihleri
cümleleri denklemleri
ve öğretmene inat
bağrışmalar ortasında mucize çocukların
çiziyor resmini mutluluğun
rengarenk tebeşirlerle
karatahtası üzerine mutluluğun