YILLAR yılı yazdığım yazılarda ve yaptığım radyo programlarında söze hep “Yaşam” ile başladım ve “Her ne yapıyorsanız iyi bir yaşam için yapın” dedim. Kaliteli bir hayat sürmeyi önerdim sürekli… Hatta “Yapabiliyorsanız, krizleri bile fırsata çevirebilirsiniz, kazanç sağlarsınız” diye ekledim…
Özellikle Hürriyet ve Milliyet’te hazırladığım iş ve yaşam sayfalarında hep yaşam’a ağırlık verdim. İnsan odaklı oldum. Ve otoritelerin önerileriyle bunları pekiştirdim.
Ama öyle olaylar yaşıyoruz ki b.en bile karamsarlığa kapılır oldum… Yaşam adına insanın içinin kıpırdadığı ilkbahar ve içinde bulunduğumuz yaz aylarında bile bakıyorum da tat tuz kalmadı. Artık her geçen gün bir olayla şekilleniyor dünyamız. Özellikle kıskaca alınmış bir Türkiye’de yaşıyorsanız hayatın kalitesinden söz etmek mümkün değil ne yazık ki!… Terör belası bitmek bilmiyor. komşularla sorunlar dağ gibi, şehitlerimizin ardı arkası kesilmiyor. Durum böyle olunca da insanın içini bir sıkıntı kapsıyor, bir bezginlik hali oluşuyor.
Umarım uzun sürmez bu hal!…
KENT: YAŞAM KALİTESİ..
Neyse ki Beşiktaş’ta, yani yaşadığımız yerde geçen aydan başlayan bir hareket biraz olsun insanın yüzüne tebessüm getirdi. Ben işin içinde değildim ama, fotoğraflardan gördüğün kadarıyla katılım oldukça fazla imiş her yerde… Arnavutköy ve Bebek şenlikleri, ardından dikilen heykeller ve kitap imza günleri dolu dolu bir zaman dilimine yayılınca, insanımızda hiç değilse az biraz yaşamına kalite katmıştır bence… Hiç olmadı, kafa dağıtmıştır. Kültür ve sanat faaliyetlerini işte bu nedenle hep destekliyorum ve önemsiyorum. Ve Beşiktaş Belediyesini de tebrik ediyorum.