ÇALIŞMA hayatındaki herkesi çok yakından ilgilendiren kıdem tazminatı ile ilgili olarak önemli değişiklikler hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili en önemli tartışmalar ise işten çıkartılan işçinin kıdem tazminatını ne zaman ve ne kadarını alabileceği üzerinde yoğunlaşıyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde bazı köşe yazarlarına konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bugün Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar’ın köşesine yansıyan bilgilere göre önümüzdeki yasama gündeminde TBMM’nin gündemine gelecek olan Kıdem Tazminatı Fonu, bireysel emeklilik sistemine (BES) benzer bir formülle çalışacak. Şirketler, çalışanların kıdem tazminatlarını bu fona yatıracak ve fon devletin garantisinde olacak. Fon’da biriken para da BES’teki gibi değerlendirilecek.
Yeni modelde işçiler işverenin kendisi için Kıdem Tazminatı Fonu’na para yatırıp yatırmadığını her an görebilecek. Parasının ne kadar biriktiğini, getirisini izleyebilecek. Çalıştığı şirket iflas etse bile fondaki parasına birşey olmayacak. Bir başka işe girdiğinde de aynı hesap yine işlemeye devam edecek.
TAZMİNATLAR NE ZAMAN ALINACAK?
Ancak burada en büyük tartışma işten çıkartılan işçilerin kıdem tazminatlarını ne zaman alacağı üzerinde yoğunlaşıyor. Normalde işten çıkarılan bir çalışan kıdem tazminatını hemen alabiliyor. Yeni sistemde ise bu konu son derece belirsiz. İşten atılan bir çalışan kıdem tazminatını ne zaman alabilecek?
Burada konulan bazı senaryolar var. Bunlardan bir tanesi işten çıkartılan bir çalışanın emekliliğe hak kazanacağı tarihe kadar hesabına dokunamaması. Diğeri, bu hesabından belirli oranda bir parayı çekme hakkı olması. Bir diğeri de işten ayrıldıktan belirli bir süre sonra parasının yine belirli bir oranını çekebilmesi.
ÖNEMLİ UYARI
Vahap Munyar’ın da bu konu ile ilgili önemli bir uyarısı var:
“Mevcut sistemde kurallara uyan şirketlerden atılanlar anında kıdem tazminatına kavuşup, işsiz kaldığı dönemi o parayla atlatıyor. Yeni modelde “Süren dolmadı, Kıdem Tazminatı Fonu’ndaki parana dokunamazsın” denilmesi, bu tür şirketlerden atılanlar tarafından pek de iyi karşılanmayacak. O nedenle Kıdem Tazminatı Fonu tartışılırken, “Ara ödeme” gibi hakların düşünülmesinde yarar var.”
MUHATTAP ARTIK DEVLET OLACAK
Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Şükrü Kızılot da yeni tasarıda kıdem tazminatının emekliliğe veya belirli bir yıl ölçüsüne bağlanabileceğini söyledi.
Kızılot şu bilgileri verdi:
“Mesela 10 yılını dolduranlar tazminatının yüzde 50’sini, 5 yılını dolduranlar yüzde 30’unu alabilir gibi bir sonuç çıkabilir. Ama olay ağırlıklı olarak emekliliğe yönleniyor. Patron işçinin işine son verdiğinde işçi tazminatın hepsini alamayacak. Belki bir kısmını.
Ama burada şöyle bir avantaj var. Eskiden patronun kıdem tazminatını ödememesi halinde çalışanlar çok zorlanıyordu, iş mahkemelere gidiyordu. Şimdi artık muhatabı devlet olacak, parayı ondan alacak.”
30 YIL SINIRI OLACAK MI?
Petrol İş Sendikası Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül:
Kıdem Tazminatı Fonu tartışmasını iş gücü piyasasını esnekleştirme, güvencesizleştirme, örgütsüzleştirme planlarından ayrı ele almamak gerekir. İşverenlerin ‘Kıdem tazminatı yüktür, rekabetçi yapımızı bozuyor, büyüme konusunda ayak bağı oluyor’ yönündeki tartışmaları yapılmak istenenden ayrı ele alamayız.
Eğer, hükümet, kıdem tazminatının mevcut durumda işler bir durumda olmadığını söylüyorsa bunun uygulama konusundaki yükümlülük hükümete ait. Yoksa yasalarımızda bu tazminatın ödenmesi konusunda bir boşluk yok. Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının geleceği nokta şu: Mevcut durumda yılda 30 gün ödenen kıdem tazminat miktarı 15 güne çekilecek, yine hak ediş durumu zorlaştırılacak.”
Yeni yasanın mevcut durumla ilgili belirsizlik yaratabileceğini savunan Kızılot, “Kıdem tazmnatı için karşılık ayıran şirketler ne yapacak? Mesela işverene ‘devlete aktar’ deseler, o zaman şirkete çok büyük yük. Ayrıca niye aktarsın? Kıdem tazminatından yararlanma oranı yüzde 8 diyorlar. İşveren ‘ben 100’den 8’ine ödeyecekken niye hepsini ödeyeyim’ diyebilir.
Bir de devlette 30 yıldan fazlasına kıdem yok. Özelde ise ne kadar çalışırsan karşılığını alabiliyorsun. Şimdi özelde de 30 yıl sınırı getirilebilir. Bunların çok net bir şekilde açılması gerekiyor.”
ORAN DÜŞERSE DAHA AZ ÖDEME YAPILACAK
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik de Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının esas amacının işveren üzerindeki ‘yükün’ azaltılması olduğunu öne sürdü.
Kıdem Tazminatının çalışan için önemli bir unsur olduğunu ifade eden Çelik “Özel sektörün kıdem tazminatını ödeme konusuda yükümlülüklerini yerine getirmediği söyleniyor. Bunu sağlayacak kamu idaresidir. Burada bir boşluğun olduğu ortada… İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverenin bu fona ödeme yapacağının garantisi yok” dedi.
İşverenin mevcut durumda ödediği yüzde 8’lik oranın yüzde 3’lere düşürülmesinin gündemde olduğunu hatırlatan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durumda fonda yeterli para birikmeyecek. Bu noktada iki durum ortaya çıkacak, ya bu fonu kamu destekleyecek, ya da çalışana daha az ödeme yapılacak. Kıdem tazminatı işverenin işçiyi dilediği zaman işten atma keyfiyetini de engelleyen bir durum. Kıdem tazminatı Fon’a devredildiği zaman işverenin işçiyi işten atmak için eli daha rahat olacak. Asıl mesele, işveren üzerinde yük olduğu dillendirilen kıdem tazminatının azaltılması. Ancak bu amaç başka türden ifadelerle perdeleniyor. Kıdem Tazminatı’nın Fon’a devredilmesi durumunda erişim konusunda ise tam bir belirsizlik söz konusu.”
Hürriyet