Bu yazımda siyasi partilere yönelik kamuoyu oluşturma adına küçük bir analiz yapmak istedim. Belki bu yazım, sadece tüm siyasi partilere değil, kişi ve kurumlara da katkı verir. Önce: CHP… Birkaç kez yazmış, “CHP içinde daha çok şeyler olacaktır” demiştim. Herkes biliyor ki, bunca zaman sonra bile Kılıçdaroğlu daha yeni yeni kadrosunu kuruyor. Bu kadro içinde kimler olacak, kimler olmayacak veya olamayacak ortaya çıkacaktır. Çıkmaya da başladı. “Halen mi?” diyebilirsiniz… Gelişmeler ortada… Birkaç aydır süren ve bitmek bilmeyen, hatta son zamanlarda yaşananları hatırlayın, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. İsimlere tek tek girmeye gerek yok. Resmin geneline bakmak yeterli.
1982 yılından bu yana medya içindeyim. Her partide karmaşık işler olur. AK Parti içinde de yaşandı, kısa sürdü… Hele hele ANAP zamanında veya DYP’de… DSP içinde olanları unutmadı hafızalar… Genel merkez bazında, illerde, hatta ilçelerde… Dahası belde teşkilatlarında bile… Siyasi partilerin yapısını ve işleyişini bilen ve takip eden benim için sıradan bir gelişme… Ama iletişim ve kamuoyu oluşturmada sıkıntı yaratır bu durum.
Benim düşüncem şudur; “Her lider kendi kadrosunu kurmak ister. Sonra da meydanlara dökülmek… Sevabı günahı yükleniyorsa, buna da hakkı vardır bence… Fikir tartışmasına evet ama lideri yıpratmak, en azından o kurumun içinde kalıp, bunu yapmak kabul edilemez. Unutmayalım ki, örgüt ve taban kadar lider de önemlidir. İletişimi sağlayan, mesajları veren, o kurumun temsilcisi ve yüzü liderdir. Güven aşılamak, arkasında durmak, önünü açmak, söylemlerini en doğru biçimde kitlelere yayması için lidere yardımcı olmak gerekir.” Aksi takdirde hiç kimse, kamuoyunu hem kişisel anlamda, hem de kurumsal olarak ikna edemez.
Sonuç olarak;
“Fikir tartışması” deyin… Demokrasi şöleni… Veya kısır çekişme!..
Fark etmiyor!..
Kamuoyu farklı düşünüyor bu durumlarda.
Önemli olan bu işte!… Ve işin özeti de… İşin ürkütücü yanı da….
İnanmıyorsanız, bir araştırma yapın… Algı nasıl?sorun…
Sonuç olarak, seçimlere kadar bu işlerin halledilmesi lazım.