SAYI 266

Etiler’de kaza ucuz atlatıldı
ETİLER- Virajı alamayan bir araç karşı yönden gelen otomobil ile kafa kafaya çarpıştı. Kazada 2 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, 34 UTP 05 plakalı otomobil Etiler Ahmet Saygun Caddesi Mecidiyeköy yönüne giderken, virajı alamayarak karşı yönden gelen Vedat Kapıcıoğlu’nun kullandığı, 01 ALU 97 plakalı araca çarptı. Kaza sebebiyle duramayan Engin Sarıgöl’ün kullandığı 34 DB 9795 plakalı otomobil de kaza yapan araçlara vurdu. Kazada Vedat Kapıcıoğlu ve Uğur Muhlis Devecioğlu araç içerisinde sıkıştı. Engin Sarıgöl kazadan yara almadan kurtuldu. Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından sıkıştığı yerden kurtarılan Kapıcıoğlu ile Devecioğlu hastaneye kaldırıldı. Polis kaza ile ilgili soruşturma başlattı.
Uyuşturucu örgütü çökertildi
BEŞİKTAŞ- İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu madde ticareti yapan örgüt üyelerinin yakalanması ve uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi amacıyla Arnavutköy, Etiler ve Bebek’te eş zamanlı operasyon düzenledi. Şüphelilerin ev ve işyerlerine yapılan aramalarda 46 adet satışa hazır vaziyette daralı ağırlığı 31,2 gram kokain, uyuşturucu madde ticaretinden temin edildiği değerlendirilen 6 bin TL ve 300 ABD Doları ele geçirilirken uyuşturucu madde ticaretinde nakil aracı olarak kullanılan bir otomobile de el konuldu. Şebekesinin lideri olduğu öne sürülen Kamil Saffet A, Selim B, Beytül B, Hasan K, Sertip K, Ramazan F, Mehmet E, Uğur B. adlı 8 şüpheli gözaltına alındı.
Annelere sevgilerle
Beşiktaş Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da Anneler Günü’nü unutmadı. Belediye Başkanı İsmail Ünal, kent genelinde gerçekleştirdiği etkinliklerle, duyurularla tüm anneleri kutladı. Geçtiğimiz sene kutlamalar da karanfil dağıtılmıştı, bu sene de anneleri sevindirecek güzel sürprizler Beşiktaş Belediyesi’nce kutlama etkinliklerinde yer aldı. Beşiktaş Belediyesi tarafından yerel yöneticiler ve anneler bu özel günü sevinç içinde kutladı. Anneler Günü’ne özel olarak gerçekleştirilen toplantıya katılanlar zaman zaman duygusal anlar da yaşadı. Geçtiğimiz seneler içinde de yine gerçekleştirilen etkinlikler ile Anneler Günü kutlaması coşkuyla kutlanmış ve uzun süre unutulmamıştı. Önceki kutlama programında Beşiktaş Belediyesi Anneler günü için özel olarak boğaz gezisi düzenlenmişti. Çok sayıda annenin katıldığı boğaz turu, Ortaköy’den hareket etmişti. Bu yılda da Anneler kutlama etkinlikleri programında bir çok sürpriz ile karşılaştı. Geçen sürede Anneler, hem boğaz keyfinin yaşadılar hem de teknelerde canlı müzikle coşkuyla yine Beşiktaş’ta kutlamıştı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, günün anlam ve önemine dayanarak yaptığı kısa konuşmada, “Tüm anneler kutsaldır. Bu tür etkinlikleri senenin bir günü değil, bir çok zamana yaymanın gerektiğine inanıyorum” dedi.
Sosyal medyayla
“1 Mayıs”ı kutladılar
Beşiktaş Belediyesi 1 Mayıs’ı kutladı. Beşiktaş Kentlisi’ne sosyal medya üzerinden de ulaşan etkinliklerini duyurularını paylaşan bununla birlikte soru, görüş ve önerilerini de not eden Beşiktaş Belediyesi sosyal paylaşım sayfalarından Başkan İsmail Ünal, 1 Mayıs’ı kutladı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, belediyenin gerek facebook gerek twitter sayfalarından “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününüz Kutlu Olsun” çağrısıyla dikkat çekti. İstanbul’daki kutlamalara, emek-meslek örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, platformlar Beşiktaş, Şişli ve Şişhane’de toplanarak, kutlamalar için Taksim Meydanı’na yürümüştü.
İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
1880’li yıllar, ağırlıklı olarak kol emeğinin kullanıldığı ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllardı. İşçilerin karın tokluğuna çalıştırılması ve 14-15 saate kadar varan iş günleri söz konusuydu.
Şirketler eşi görülmemiş bir hızla büyürken, işçiler, işyeri güvenliği, sağlık koşulları, örgütlenme ve grev gibi en temel haklarını dahi tanımayan bir siyasi ve hukuki sistem ile karşı karşıyaydılar.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago (Şikago)’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı. Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi. 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde, 1905 yılında İzmir’de kutlandı. İstanbul’daki ilk 1 Mayıs kutlaması ise 1910’da yapıldı. 1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi. 1935 yılında çıkarılan “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan düzenleme ile 1 Mayıs “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine dahil edildi. 12 Eylül 1980 darbesine gelinceye kadar resmi tatil olarak kaldı. Ve yakın tarihe bakıldığında, 2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önerge sonucu, 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.
‘Mecidiye’de vaziyet aynı’
Beşiktaş’ın mahallelerini turlayarak sürdürdüğümüz yazı dizimizde yeniden Mecidiye Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Daha önceleri taşlarının dökülmesi ile haber olan köprü kimi mahalle sakinin de korkulu rüyası haline geldi. Mahalle sakinlerine göre sorunların çözümünde ise her hangi bir ilerleme olmuş değil. Mahalle sakinleri bu durumu ‘Mecidiye’de vaziyet aynı’ sözleri ile anlatıyorlar. Mahallenin tarihçesine ve konumu ise şu sözlerle anlatılıyor; Sultan Abdülhamid’in sahilde yaptırdığı camiden adını alan mahallede yaklaşık 15.000 kişi yaşıyor. Mahallenin doğusunda Dereboyu Caddesi, batısında Merkez Komutanlığı, kuzeyinde Levazım – Balmumcu Mahalleleri yer alıyor. Mecidiye Mahallesi’nin güneyinde ise İstanbul Boğazı yer alıyor. Mahalle sahil kenarında yer alan ve defalarca fotoğraflanan şimdilerde restorasyon çalışmaları sürdürülen Mecidiye Camii ile de ünlü bir mahalle… Mahalle Muhtarı Cemal Şensöz muhtarlığı evi gibi görüyor ve muhtarlığa gelen kentlilere adeta yuva sıcaklığındaki neşeli, candan bir tavır ile karşılıyor. Muhtarlığı’nda tüm belediye meclis üyelerinin fotoğraflarını ve Beşiktaş Belediyesi’nin bayrağını bulunduran ‘Yavrum Cemal’ lakaplı Cemal Şensöz başlıyor mahallesini anlatmaya.
“MAHALLELİMİZ EN İYİSİNE LAYIK”
Mahallesinin köklü bir geçmişi olduğunu söyleyen ve farklı kültürleri de bünyesinde barındırdığını söyleyen Mecidiye Mahallesi Muhtarı Cemal Şensöz, “Mahallemizin geçmişi çok eskilere dayanır. Ortaköy Mecidiye Mahallesi Muhtarlığı, Ortaköy’ün tek muhtarlığı idi. Nüfusun çoğalması ile mahallelere ayrılma ihtiyacı doğdu. Mahallemiz ismini, Sultan Abdülmecid’in yaptırdığı Mecidiye Camii’nden alıyor. Mahallemiz 1266 bina 7366 hane 77 sokaktan oluşuyor. Ortaköyümüz eskiden Rum, Ermeni, Musevi toplumlarıyla iç içe kardeşçe yaşayan bir semt idi. Şu anda yok denecek kadar azınlıkta kaldılar. Ben Ortaköy’de doğmuş bir kişi olarak mahalle sakinlerini çok iyi tanıyan, sorunlarını ve ihtiyaçlarını bilen bir kişiyim. Mahallemizin daha nezih olması amacıyla elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız” diyor.
“DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK”
Mahallesinin öncelikli sorunları arasında yaşanan trafik sıkıntısının geldiğini söyleyen ve bu soruna bir türlü çözüm bulunamadığının da altını çizen Muhtar Cemal Şensöz, “Öncelikle birinci sorunumuz trafik… Muallim Naci Caddesi’nde bulunan Trafik Vakfı’na ait otoparkın önüne arabaların duraklama yapmasından dolayı gerisinde birikim oluyor ve dolayısıyla uzun kuyruklar meydana geliyor. Bu durum Sayın Belediye Başkanımız İsmail Ünal Bey’in de dikkatini çekmiştir. Burada bulunan Trafik Vakfı’na ait otoparkın kalkması trafik akışını hızlandıracak görüşündeyim. Ayrıca Dereboyu Caddesi’nde sorumsuzca sağlı sollu bırakılan araçların geliş ve gidişlere mani olmaları neticesinde iki dakikalık yolu otobüs ve diğer taşıt araçlarının 25 dakikada geçtiklerini de söylemeliyim. Bu caddeye iki çekici tahsis edildiği takdirde bu sorunun ortadan kalkacağı kanaatindeyim”dedi.
“KÖPRÜ KORKUTUYOR”
“Sokaklarımıza mozaik parke yapıldı. Fakat taş araları iyi dolgu yapılmadığı görülüyor ve bu taşlar sökülüyor, gelip geçen araçlar bu sökülen taşları etrafa sıçratarak tehlikeli bir hal alıyor. Bu sokaklara çimento kum ve kalekim karışımı ile dolgu yapılması gerekiyor. Bunun yanı sıra Ayrıca köprüden dökülen taş parçaları vatandaşlarımızı tedirgin ediyor. Üçüncü sorunumuz ise, sokaklarımızda ve cadde üzerinde başıboş gezen köpekler. Bilhassa bu durum sabah okula giden çocuklarımızın ve vatandaşlarımızın korkudan sinir sistemlerini bozuyor. Belediyemizce bu hayvanlarımıza barınak yaptırılarak yaşam şartlarının daha elverişli hale getirilmesi ile birlikte bu sorunun ortadan kalkacağına inanıyorum. Belediyemiz öncülüğünde yaptırılacak bir tam teşekküllü sağlık ocağı sadece Mecidiye Mahallesi sakinlerinin değil tüm çevre mahallelerinin ihtiyacıdır. Bu sağlık ocağının Ortaköy, Mecidiye, Ulus, Kuruçeşme, Bebek ve Levazım Mahalle sakinlerine de hizmet vereceği düşünüldüğünde semtimizin birinci önceliği olduğu kanaatindeyim.”
KIŞI RAHAT ATLATTIK
“Belediyemizin çalışmalarından çok memnunuz. Başkanımız ve yardımcıları, kısım müdür ve şefleri bizlere her zaman destek olmakla imkanlar el verdiğince isteklerimizi yerine getiriyorlar. Soğuk kış günlerinde belediyemiz çok iyi çalıştı. Ben derim ki, ‘Ortaköy’lü olmak bir ayrıcalıktır.’ Bu yüzden Ortaköyümüze sahip çıkmalıyız. Öte yandan gerekli noktalara MOBESE kameraları konulması isteniyor. Böylelikle hırsızlık olayı daha da azalacaktır. Yağmurlu havalarda kollektörün etrafından gelen moloz artıkları derenin içerisinde yatak yaptığndan kuvvetli yağmurlarda taşmaktadır. Mahallemizde bulunan bu kollektör temizlenmeli.”
Kentli ne diyor neler istiyor?..
“Trafik, gürültü ve enerji sorun”
Mecidiye Mahallesi’nde olmaktan memnun olduklarını dile getiren mahalle sakinleri, yaşanan bazı sıkıntıların bir an önce bitmesini diliyor. Mahalle sakinlerine göre ön plana çıkan sıkıntıların başında sık sık yaşanan elektrik kesintileri ve trafik geliyor. Mahalle sakinlerinin görüşleri şu şekilde:
YAP BOZ OLMASIN: “Parke taşları yapılmış mahalleme ve bir nebze olsun güzel hale geldi. Geldi ama, yapılan işçilik sorun yarattı. İnsanlarımız özellikle yağmurlu havalarda yürüyemez hale geldiler. Yapılan işlerin daha düzenli olması gerekli ve yap boz tahtası haline gelmemeli, hepimizin kullandığı yollarımız…” İbrahim Toprak.
DERTLER AYNI: “Trafik sorunu ve gürültüden yana dertliyiz. Bu sorunumuza bir türlü çözüm bulunamıyor. Ayrıca mahallemiz köprünün altında bulunuyor ve köprüden düşen taş parçaları bizleri tedirgin ediyor. Mahalle sakinlerimiz bu konuda endişeli.” Tayfun Yürüten.
MOLOZ SORUNU: “Mahallede bilinçsizce çöpe atılan molozlar sorun yaratıyor. Bu sorun mahallemizin temizliğini sağlayan belediye çalışanlarını da zor durumda bırakıyor. Mahallemiz insanının daha bilinçli olması gerekir. Hepimiz yaşadığımız yere sahip çıkmalıyız. Ayrıca halk meclisi kurulmalı sorunlar dinlenmeli.” Yusuf Yavuz.
GÜRÜLTÜ OLMASIN: “Bu mahallede yaşıyor olmak güzel ancak yaşanan gürültü kirliliği bizi bazen bezdiriyor. Mahallemize el birliği ile sahip çıkarsak daha güzel bir yaşamımız olur. Trafik sorunumuz da bitirilmeli.” Muharrem Yurtsever.
SAHİP ÇIKILMALI: “Semtte başıboş sokak hayvanları var. Mahallemizde bulunan sokak hayvanlarına sahip çıkılması gerekir. Ayrıca mahallemizde sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor. Bu elektrik kesintilerinin de bir an evvel son bulması gerekir.” Nurettin Gümüşbaş.
AMBULANS GEREK: “Belediyemizin bir ambulansı var ve var gücü ile çalışıyor. Ancak Mecidiye’de yaşanan trafik, ambulansın mahallemize inmesini geciktiriyor. Genç bir insanımızı bu nedenle yakın bir zamanda kaybettik. Mahallemizin uygun bir yerinde ambulans bulundurulması gerekir.” Bayram Yılmaz.
DESİBELİ AŞIYORLAR: “Mahallenin en büyük problemlerinden bir tanesi gürültü kirliliği. Bu yıllardır yaşadığımız bir sorun. Ortaköy için ses perdelemesi çalışması yapılması gerekir. Ulaşım problemimizin çözülmesi gerekir.” Çetin Akgün.
BİRAZ DUYARLILIK: “Vatandaş olarak beklentilerimiz biraz fazla olsa gerek. Trafik sorunu çözülsün diyoruz ama herkes özel aracı ile bir yerlere gitmeye çalışıyor. Toplu ulaşım çözüm ama trafik çilesinden zamanında gelemiyor otobüsler…” Naim Turaboğlu.
ENERJİ SORUNU: “Mahallemizde kimi zaman 11 saat elektrik kesintisi oluyor. Artık bu alt yapı yeterli gelmiyor. Bir an evvel alt yapının değiştirilip elektrikte kesintisiz günlere kavuşmalı mahallemiz…” Hızır Yılmaz.
OTOPARK GEREK: “Duruma bakıldığında mahallemize acilen bir otopark gerekli. Otopark yapılırsa mahallenin trafiği rahatlar. Genel olarak da bakarsak Ortaköy’de yaşamak çok daha güzel olmalı. El birliğiyle mahallemize sahip çıkmalıyız.” Bayram Pural.
“Halet Abla Destanı”
Halet Çambel’i konu alan oyun, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde bahar dönemi içinde sanatseverleri ağırladı. Şiirli sahne gösterisi, bahar sezonu içinde tiyatroseverler ile buluştu. Ücretsiz gerçekleşen etkinlikle ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Ülkemizin güzel insanlarından örnek bir Cumhuriyet aydını olan Halet Çambel’i konu alan “Halet Abla Destanı” adlı şiirli sahne gösterisi, Ortaköy Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Gösteri ücretsiz tüm halka açık olarak gerçekleştirildi.”
Türkiye’de pek çok atılıma öncülük yapmış bir bilim insanı Halet Çambel; Karatepe-Altıntaş Açık Hava Müzesi’ni kazandıran ve yaklaşık elli yıldır bu yörenin sosyo-kültürel kalkınması için mücadele veren bir aydın olarak da biliniyor. Edinilen bilgiye göre, Osmaniye Valisi iken “yaşayan bir efsane” olarak Halet Çambel’le tanışan İsa Küçük, bu etkilenmeyi “Halet Abla Destanı” adıyla kitaplaştırdığı da yine bir diğer detay. Tiyatro CC tarafından Celil Yağız ve arkadaşları da şiirli bir oyun olarak, “Halet Abla Destanı”nı sahneye taşıdı.
Oyuna konu olan Halet Çambel ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Prof. Dr. Halet Çambel, I. Dünya Savaşı’nın en şiddetli döneminde, askeri ataşe olan babasının görev yeri olan Berlin’de 27 Ağustos 1916’da dünyaya geldi. Türkiye’ye döndükleri 1924 yılına kadar ailesiyle birlikte Avrupa’da yaşadı. Ortaokul ve lise öğrenimini Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde tamamladı. Arkeolojiye olan ilgisi ise lise yıllarında, sanat tarihi öğretmeninin İstanbul’un tarihi ve arkeolojik alanlarına düzenlediği geziler sayesinde başladı. Kurt Bittel’in başkanı olduğu Boğazköy kazısı ise katıldığı ilk kazıdır. 1935 yılında biten lise öğreniminin ardından Sorbonne Üniversitesi’nde arkeoloji okurken Hititçe ve Eski İbranice’yi de öğrendi. Lise yıllarında başladığı eskrime Fransa’da da devam etti. Eskrim merakı onun 1936 yılında olimpiyatlara katılmasını ve ilk Türk kadın sporcu sıfatını kazanmasını sağladı. 1938 yılında lisans öğrenimini tamamlayıp yine Sorbonne’da doktora yapmak için çalışmalara başladı. Ancak II. Dünya Savaşı başlayınca Fransa’ya dönemedi. 1939 yılında Fransız Arkeoloji Enstitüsü’nün Afyon Yazılıkaya / Midas Şehri kazısına katıldı ve devamında da kazı başkanı Dr. Emilie Haspels ile İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde çalışmayı sürdürdü. İstanbul Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. H.Th. Bossert’den asistanlık teklifi aldı ve 1940 yılında geçici olarak kabul ettiği bu görevden bir daha ayrılamadı. 1943 yılında doktora çalışması için Türk Tarih Kurumu adına Kırşehir Hashöyük’te kontrol kazısı gerçekleştirdi. Doktorasını ise 1944 yılında tamamladı. 1946 yılına, bilim çevrelerinde büyük yankı uyandıracak Karatepe’nin (Osmaniye) keşfine kadar, Prof. Dr. Bossert’le birlikte Anadolu’da birçok araştırma gezisine katıldı. Üniversitede geçici kadrolarda görevini yürüten Çambel, 1947’de doçent unvanını aldıktan sonra asistan kadrosuna geçebildi. Karatepe’nin, keşfinden hemen sonra başlayan kazılarına katıldı. Karatepe çalışmalarının tam hızla devam ettiği 1948-1949 yıllarında, Fransız Arkeoloji Enstitüsü ile Afyon Yazılıkaya / Midas şehri kazısını, 1950-1951 yılları arasında Kurt Bittel ile İstanbul Fikirtepe kazısını yürüttü. 1952’den sonra Karatepe’deki restorasyon çalışmalarına başlayarak, Karatepe-Arslantaş Milli Parkı’nın Türkiye’nin ilk açık hava müzesi konumunda düzenlenmesini sağladı. 1960 yılında profesör olan Çambel, 1962-1963 yıllarında Almanya’da Saarbrücken Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi’ndeki görevine geri dönünce Prehistorya Kürsüsü’nü kurdu. 1965-1966 yılları arasında, İller Bankası’nın düzenlediği bir çalışma için işe koyularak, Adana’daki arkeolojik değerlerin saptanmasını, belgelenmesini ve korunma altına alınmasını sağladı. Ardından 1966-1971 yılları arasında Devlet Planlama Teşkilatı ve İmar İskan Bakanlığı Çukurova Bölge Planlama Projesi Müdürlüğü ile yapılan işbirliği uyarınca, Adana, Hatay ve İçel’de öğrencilerden oluşan bir ekiple kapsamlı eski eser tarama çalışması yaptı. İstanbul-Chicago Üniversiteleri, Güneydoğu Anadolu Tarih Öncesi Araştırma Karma Projesi çerçevesinde, Siirt, Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde geniş kapsamlı bir yüzey araştırmasının ardından 1964 yılında Urfa-Bozova’da Biris mezarlığı ve Söğüt Tarlası, 1968 ve 1970’de de Diyarbakır’da Girikihacıyan kazılarını gerçekleştirdi. Halet Çambel’in 1964’de başlayan bir başka önemli çalışması da Ergani-Çayönü kazısıdır. 1966 yılında, Keban Barajı’nın yapımıyla su altında kalacak alanın taranması için İstanbul ve Michigan Üniversitelerinin ortak bir ekip kurmasını sağladı. Bu çalışma daha sonra Halet Çambel’in de yürütme kurulunda olduğu iki önemli projenin ön çalışması niteliğindedir: 1967 yılında başlayan ODTÜ Keban Bölgesi Tarihi Eserleri Kurtarma ve Değerlendirme Projesi ve 1974 yılında başlayan Aşağı Fırat Projesi. 1975-1976 yıllarında yapımı süren Aslantaş Baraj göl alanının taranması, su altında kalacak olan Kumkale’nin kazısı ve ardından da 1981-1984 yılları arasında Domuztepe kurtarma kazılarını gerçekleştirdi. 1976 yılında, arkeoloji çalışmalarının ayrılmaz parçasını oluşturan çağdaş arkeometri yöntemlerinin ülkemizde de uygulanmasını sağlamak amacıyla Tübitak’a bağlı bir arkeometri ünitesinin kurulmasında da katkısı büyük olduğu aktarılır. Halet Çambel, 1984 yılında emekli olmasına rağmen, Karatepe ve Ergani-Çayönü’ndeki çalışmalarına, Karatepe açık hava müzesi ve milli park geliştirme projelerine devam etti. Yaşamının yarım yüzyılı aşkın süresini arkeolojiye adayan Halet Çambel’in çok sayıda yayını ve ödülleri bulunmaktadır. Birçok uluslararası Akademi ve Meslek Kuruluşu’na üyedir. Ayrıca, arkeoloji alanında çok sayıda bilim insanı ve öğrenci yetiştirmiştir.”
OYUN:“Bu işte
bir sakatlık var”
Sosyal dayanışma için el ele veren sanat topluluklarını, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi ağırlamaya devam ediyor. Bedensel Engelliler Sanat Eğitim Merkezi Tiyatro Topluluğu’nun “Bu işte bir sakatlık var” oyunu bahar sezonu içinde Beşiktaş Ortaköy Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Vizyonlarının; bedensel engellilerin yaşam düzeylerini yükselterek, yardım ve bağış almadan üreterek, başarılar kazanarak yardım edilecek, acınacak insanlar değil; örnek gösterilecek ve alkışlanacak insanlar olduklarını topluma göstermek ve bunun devamlılığını sağlamak, misyonlarının ise; toplumdan kendini soyutlayan içine kapanık engellileri bularak hayat sevgisini tiyatro ile aşılamak engellilerin yuva kurmalarında tam destek verip yardımcı olmak ortopedik engelliler olarak yaşamda karşılaştıkları problemleri tiyatro yoluyla yaşamayanlara ve görmeyenlere anlatmak olduğunu söyleyen Besem yetkilileri; amaçlarının, ortopedik engelliler olarak hayatta karşılaşılan problemleri yaşamayan ve görmeyen insanlara insanca anlatma yolunun sanat olduğunu vurguladı.
Bedensel Engelliler Sanat Eğitim Merkezi bugüne değin gerçekleştirilen tüm etkinliklerde tüm destek verenlere teşekkürlerini iletirken yetkililer, etkinliklerle ilgili diğer detayları şöyle aktardı:
“Sosyal sorumluluk gereği; bizlerin üretime kazandırılmasını amaçlamıştır. Engelin bir özür olmadığını, günlük yaşamda çektiğimiz sıkıntıları, her bireyin bir engelli adayı olduğunu oyunlarımızda sergilemekteyiz. Amatör olarak yola çıkan Besem, daha sonra istihdama dönüşmüştür. Ülkemizin değişik bölgelerinde yüzde 80’i ortopedik engellilerden oluşan tiyatro grubumuz, sanatın en zor dalını tüm engellere rağmen sergiliyor ve sergilemeye devam edecektir. Sanata, sanatçıya ve engelliye duyarlı davranışlarından dolayı bizlere destek veren kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz.”
Konser ve dans
Kültür-Sanat etkinlikleri kapsamında Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde bahar sezonunda birbirinden farklı programlar müzikseverlerin karşısındaydı. Fulya Sanat Etkinlikleri kapsamında Mayıs ayı içinde dikkat çeken etkinlikler içinde Fazıl Say konseri yer aldı. Fazıl Say konseri ile karşılaşan müzikseverler için detaylar şöyleydi:
“Fulya Sanat Etkinlikleri: Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri – Fazıl Say, Saat: 20:00.”
Öte yandan etkinlikler hız kesmedi ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin de etkinlikleri Mayıs ayı süreci içinde sanatseverleri selamladı. IDOB etkinliği kapsamındaki 30 ve 31 Mayıs tarihlerinde sanatseverleri ağırlayan “Bahar Şantiyesi – MDT” adlı modern dans ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyor:
“İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin en genç projesi Modern Dans Topluluğu İstanbul, İspanya’nın Murcia Kenti’nde düzenlenen Ibaff Uluslararası Film Festivali’nin davetlisi olarak sahne aldıktan sonra Avrupa’yı gezdi. İspanya’da “Seyahatname-2” gösterisini başarıyla temsil eden MDTİstanbul, Fulya Sanat Merkezi’nde sanatseverlere Bahar Şantiyesi modern dans gösterisini sundu. 20 Mayıs’ta Hollanda’nın Rotterdam şehrinde Turkey Now etkinlikleri kapsamında sahne aldıktan sonra Slovenya Maribor’da 2012 Avrupa Kültür Başkenti’nin Kültürel Elçilikler programı çerçevesinde aynı ekip, “Seyahatname-2” ile yeniden sanatseverlerin karşısındaydı. Mayıs ayında kuruluşunun henüz 1. yılını dolduran topluluk, kısa zamanda önemli işler başardı. Bir yıl gibi kısa bir süreye üç yurt dışı, altı yurt içi turnesi, üç prömiyer, ve daha birçok temsil sığdırdı. Edebiyat göndermeleri, özgün müzikleri ve teknolojinin de etkili kullanımıyla “Seyahatname-2”, hem sahnedeki hem de sahne arkasındaki ekibin başarılı çalışmasının bir ürünü olarak adlandırılıyor.”
Beyhan Murphy’nin sanat yönetmenliğinde “Seyahatname-2”yi hazırlayan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu İstanbul; Ejder Keskin-Deniz Keskin, Melih Kıraç, Can Tunalı, Burak Yamantürk-Canberk Yıldız’ın çalışmalarından oluşan Bahar Şantiyesi’nin prömiyeri 30 Mayıs’ta Fulya Sanat Merkezi’nde yapıldı.
Genç Yetenekler’den müzik şöleni
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. Kültür-Sanat programları Mayıs ayında da yine sanatseverleri kucakladı. Bu etkinliklerden bir tanesi de, “Genç Yetenekler Finali” adını taşıyordu. Müzik şöleninde konuklarını ağırlayan etkinliğe ilgi büyüktü. 11 Mayıs tarihinde sanatseverleri ağırlayan Fulya Sanat Merkezi’ndeki IDSO kapsamındaki konser ile ilgili bazı detaylar şöyleydi:
“Genç Yetenekler Finali-Yer: Fulya Sanat Merkezi. Saat: 20:00. Şef: Naci Özgüç”
Fulya Sanat Merkezi’nde “Genç Yetenekler Finali” etkinliği ile ilgili Şef Naci Özgüç hakkındaki bazı detaylar da şöyle aktarılıyor:
“Naci Özgüç, genç kuşak orkestra şeflerimizin en yetenekli ve üretken sanatçılarından biri olarak Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın şefliğini ve genel müzik direktörlüğünü yapmaktadır.
Müzisyen bir ailenin çocuğu olan sanatçı, dört yaşındayken annesi soprano Müfide Özgüç’le müziğe başlamış, H.Ü. Ankara Devlet Konservatuarı’nda piyano ve orkestra şefliği eğitimi görmüştür.
Konservatuarda Gürer Aykal ve Rengim Gökmen’le şeflik çalışan Naci Özgüç, öğrencilik yıllarında piyanist Fazıl Say’la ortak çalışmalar gerçekleştirmiş, bu kapsamda Mithat Fermen’in Konçertina başlığını taşıyan piyano ve orkestra için eserini Say’ın solistliğinde Ankara Devlet Konservatuarı Büyük Orkestrası’yla yorumlamıştır. 1988’de konservatuarı bitiren Özgüç, aynı yıl Amerika’ya giderek, Indiana Üniversitesi Müzik Fakültesi’nde Lorin Maazel, J. Belohlavek ve B. Balkwill ile sürdürdüğü yüksek lisans öğrenimini 1991’de tamamlamıştır. Türkiye’deki Devlet Senfoni Orkestralarını ve Bilkent Senfoni Orkestrası’nı yönetmiş olan genç orkestra şefi, Ankara Devlet Operasında Kurt Weill’in “Mahagony”, Mozart’ın “Zaide” başlıklı eserlerin ilk temsillerinde orkestrayı yönetmiş, Turgay Erdener’in “İstanbulname” adlı komik operasının dünyada ilk sahnelenilişini gerçekleştirmiştir. Senfonik müzikte başarılara imza atan Özgüç’ün “dünya prömiyeri” özelliğiyle yorumladığı orkestra yaratısı ise Turgay Erdener’in “Mi’den Dört Bölüm” başlıklı eseridir. Naci Özgüç, Fazıl Say’ın “Nazım” adlı “solocular, piyano, karma koro ve orkestra için” kompozisyonun da dünya prömiyerine şef olarak imza atmaktadır.”
Nedret Güvenç Gecesi
Tiyatroya yıllarını veren Nedret Güvenç için özel bir gece düzenlendi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Ustalara Saygı” toplantısı ünlü isimlerin katılımıyla geçtiğimiz haftalarda gerçekleşti. Beşiktaş Belediyesi tarafından 7 yıldır düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantısının Mayıs ayında gerçekleşen toplantılarında bir diğer özel konuğu da Nedret Güvenç’ti. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen geceyi Hakan Altıner sundu.

Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlik, Mayıs ayının ikinci haftasında gerçekleştirilmişti. Nedret Güvenç-Ustalara Saygı Gecesi, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde saat:20:00’de start aldı. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan etkinlikte, ustanın çoğu kendisi de artık birer usta olan dostları, çok yönlü sanatçıyla ilgili duygu, düşünce ve anılarını konuklarla paylaştı.
Altmış yılı aşkın süredir ömrünü tiyatroya adayan; aktris, rejisör, yazar ve dublajcı kimlikleriyle hem Türk tiyatrosuna hem de Türk sinemasına damga vuran sanatçılar arasında yer alan Nedret Güvenç için organize edilen geceyi Hakan Altıner sundu.
Nedret Güvenç, 1948’de İzmir’de tiyatroya başlayan ve “Cyrano de Bergerac”, “Macbeth”, “Foto Finish”, “Constans”, “Vişne Bahçesi”, “Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe” , “Hortlaklar”, “Günden Geceye”, “Altın Göl” ve “Aşk Mektupları” gibi unutulmaz oyunlardaki performanslarıyla tiyatroseverlerin hafızasında yer eden, ses getiren rejilere de imza atmıştı.
“Ustalara Saygı” toplantısına; Aliye Uzunatağan, Altınay Demir, Atilla Dorsay, Ayla Algan, Ayşe Emel Mesci, Çetin Yıldırımakın, Çiğdem Tunç, Ferdi Merter, Gencay Gürün, Hülya Karakaş, Lale Belkıs, Nedim Saban, Orhan Alkaya, Refik Erduran ve Serpil Tamur konuşmacı olarak katıldı.
Aralarında İlhan İskender, Avni Dilligil, Schiller Madalyası, Kültür Bakanlığı Onur Ödülü, Altın Portakal ve son olarak geçen günlerde aldığı Afife-Muhsin Ertuğrul’un da bulunduğu pek çok ödülün sahibi olan Devlet Sanatçısı Nedret Güvenç için düzenlenen “Ustalara Saygı”da Haldun Dormen’in talebeleri de müzikallerden seçme bir kolaj yorumladı.
Aslı Omağ’ın seslendirdiği şarkılarla renklenen etkinlikte; beyazperde de “Lale Devri”, “Hıçkırık”, “Beş Hasta Var”, “Kötü Tohum” gibi Yeşilçam klasiklerine imza atmanın yanı sıra aralarında Belgin Doruk, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Ajda Pekkan, Filiz Akın ve Fatma Girik’in de olduğu yıldızlara sesiyle can veren Nedret Güvenç’in yaşamından ve sanat hayatından kareler de gece boyunca barkovizyondan sunuldu.
Etkinlikte, “Bir Zamanlar İzmir’de” adlı kitapta anılarını okurlarla paylaşmanın yanında genç tiyatroculara deneyimlerini aktardığı “Dinle Beni”yi ve edebiyat yeteneğini gözler önüne serdiği “Kum Zambakları”, “Aşk Yoksunları”, “Müjde Mutfakta”yı okurlara sunan Nedret Güvenç’i sürpriz konuklar ve sanatçı dostları da yalnız bırakmadı. Ücretsiz olarak takip edilebilen “Ustalara Saygı” toplantıları, önümüzdeki haftalarda da düzenlenecek etkinliklerle devam edecek.
Çocuk Tiyatrosu ve Resim Sergisi
Beşiktaş Belediyesi Bahar aylarında ev sahipliğini yaptığı oyunlarla miniklerin yüzlerini güldürdü. Akatlar Kültür Merkezi yepyeni oyunlarla da yine Mayıs ayında minik sanatseverleri ağırlamaya devam etti. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sevenleriyle buluşan “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler adlı oyun geçtiğimiz haftalarda ziyaretçilerini ağırladı. 13 Mayıs Pazar günü Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde perde diyen “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı çocuk oyunuyla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Kötü kalpli ve güzelliğine düşkün kraliçe, sihirli aynasına her gün ülkenin en güzel kadınını sorar. Bir gün ayna, Pamuk Prenses’in kendisinden daha güzel olduğunu söyleyince sinirlenir ve Pamuk Prenses’i ülkeden uzaklaştırması için sarayın komutanı Kato’ya emir verir. Yolda Pamuk Prenses’in yaptığı iyiliklerden etkilenen Kato, kraliçenin emrinin aksine Pamuk Prenses’i sınıra yakın bir yere bırakır ve kaçar. Ormanda Kato’yu aramayan Pamuk Prenses, yedi cücelerin eviyle karşılaşır. Kraliçe ülkenin en güzel kadını olmanın tadını çıkarırken, ayna bir aksilik olduğunu fark eder ve kraliçeyi uyarır. Kraliçe, yaşlı kadın kılığına girerek Pamuk Prenses’e zehirli elma ikram eder. Artık Pamuk Prenses’in uyanması için tek bir şansı vardır Onu yürekten seven birinin öpücüğü… Çocuklarınızın psikolojisine göre uyarlanmış bu oyun, sizleri hem eğlenceye hem de masalların gizemli dünyasına çağırıyor.”
Tiyatro Alkış’ın sahneye koyduğu “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı oyunu Oktay Şenol uyarladı ve yönetti. Öte yandan Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi fuaye alanında da sanatseverler için ilgi çekici bir sergi geçtiğimiz haftalarda görücüye çıktı. Etiler (Levent) Lisesi Mezunlar ve Mensuplar Platformu tarafından düzenlenen etkinlikler kapsamında “50. Yıl Resim Sergisi” de konuklarını ağırladı. Etiler Lisesi, “50. Yıl Resim Sergisi”ne heyecanını Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde yaşadı. Etiler Lisesi öğrencilerinin, öğretmenlerinin, mezun ve mensuplarının eserlerinden oluşan karma sergi 26 – 31 Mayıs 2012 tarihleri arasında Akatlar Kültür Merkezi fuaye alanında ziyaretçilerini ağırladı. 50. Yıl Resim Sergisi Danışma Kurulu Üyeleri arasında şu isimler bulunuyordu: “Berceste Çınarlı, Ulucay Günal, Güner Güvenç, Aydemir Ökmen, Nalan Ünal Topdemir.”
Dolu dizgin belgesel sinema
Sinemaseverler Levent’te bir araya gelmeye devam ediyor. Bahar aylarında birbirinden ilginç belgesel film gösterimleri seyircisiyle buluştu. Mayıs ayı boyunca yer alan gösterimler oldukça ilgi çekiciydi. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gerçekleşen Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği’yle ortaklaşa düzenlediği gösterimler içinde “8 No.’lu Ocak” isimli film yer alıyordu. 2 Mayıs’ta sinemaseverler ile buluşan belgesel film ile ilgili olarak şu detaylar aktarılıyor:
“Yönetmen: Marianna Kaat, Yapım: Estonya-Ukrayna. Süre: 95 dakika. Türkçe altyazılı.”
Konusu ile ilgili diğer detaylar da şöyleydi:
“Ukrayna’nın kömür madeni bölgesinin merkezinde herkes kazı yapar. Emekliler, işsizler ve hatta çocuklar. Her yeri kazarlar; terk edilmiş madenleri, yıkılan binaların bodrum katlarını, mahallenin ormanını, parkları ve hatta kendi sebze bahçelerini bile kazarlar. Bir zamanlar çok güçlü bir Sovyet fabrika yöneticisinin torunu olan on beş yaşındaki Yura, kız kardeşlerini geçindirebilmek için inanılmaz duygusal bir mücadele verir. Ukrayna’da bir zamanlar çok zengin bir kömür kasabasında yasadışı ve tehlikeli bir şekilde kalan artıkları çıkarmaya çalışır.”
Bir diğer film de “Adige” ismini taşıyor. 9 Mayıs’ta Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluşan film ile ilgili detaylar şöyleydi:
“Yönetmen: Şehbal Şenyurt. Yapım: Türkiye. Yıl: 2000. Süre: 77 dakika. Türkçe. Çerkez ulusunun unutulmuş sürgününün hikâyesi. Ürdün Prensi Ali Bin Al Hussein’in 1998’de farklı ülkelerden gelen ve 12 Adige (Çerkez) kabilesini temsil eden 12 atlı ile Amman, Suriye, Türkiye, Kafkasya yolculuğu. Yolculuk sırasında geçmiş, söylenceleri, öyküleri, yaşama biçimleri ile birlikte anlatılıyor.”
Belgesel sinemaseverler için bir diğer gösterim de 16 Mayıs’ta Beşiktaş Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda perde diyen “Çöpte Dostoyevski Buldum” adlı filmdi. Filmle ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Yönetmen: Enis Rıza. Yapım: Türkiye. Yıl: 2010. Süre: 100 dakika. Türkçe. Oktay Çetinkaya dilencisinden hurdacısına, çöpçüsünden tinercisine kadar sokakta yaşayan herkesin bir karışımı; çünkü o da dilencilik yapmış, çöp toplamış, kâğıt satmış, sokakta köpeklerle koyun koyuna uyumuş. Sonra, İstanbul’da tanıştığı öğrencilerle ve kâğıt toplarken çöpten bulduğu kitaplarla hayatı değişmiş. Okumaya ve kitapları biriktirmeye başlamış. Şimdi İstanbul’da, aradığınız her türlü kitabın bulunduğu bir sahaf dükkânı var. Çöpte Dostoyevski Buldum, yanı başımızda “insan” olduklarını fark etmemizi bekleyen sokak çocukları üzerine, hem bize hem de sokak çocuklarına umut verecek bir sokak çocuğunun, Oktay Çetinkaya’nın hayat öyküsü…”
Bir diğer film de “Korku” ismini taşıyor. 23 Mayıs’ta Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluşan film ile ilgili detaylar şöyleydi:
“Yönetmen: Michiel van Erp. Yapım: Hollanda. Yıl: 2009. Süre: 86 dakika. Flamanca, Türkçe altyazılı.”
Filmin konusu ile ilgili diğer detaylar da şöyleydi:
“Korku, Amsterdam’da endişe içinde yaşayanların hikâyesini konu alıyor. Bugün Hollanda’da psikolojik kaygılarla baş edenlerin ve tedavi gereksinimi duyanların sayısı gitgide artıyor. Film, bu insanların arasından birkaç kişinin hayatlarına devam etmek için boğuşmaları ve kalabalık kosmopolit şehir içerisinde nasıl yaşadıklarını gösteriyor.”
Belgesel filmler için de Mayıs ayının son günlerinde sinemaseverleri “Arabesk: Her Acının Tiryakisi” adlı film karşıladı. Film ile ilgili bazı detaylar şöyleydi:
“Yönetmen: Nedim Hazar. Yapım: Türkiye. Yıl: 2007. Süre: 45 dakika. Türkçe.”
Filmin konusu ile ilgili diğer detaylar da şöyle aktarılıyordu:
“Artık ‘zaten hayatımız arabesk’ saptamasına pek gerek kalmıyor. Urfa Birecik’te düzenlenen geleneksel bir Sıra Gecesi’ndeki fasıl ekibi ile İstanbul Moda Teras’ta DJ Mehmet Teoman’ın çaldıkları parça aynı: Orhan Gencebay’ın “Batsın Bu Dünya”sı. Ferdi Tayfur da tam da bu noktada arabesk müzik hakkında hâlâ ahkâm kesen aydınlara sitem ediyor: “Kafaları dumanlıyken dinledikleri müzik bu. Çekimleri Gaziantep, Urfa-Halfeti, Urfa-Birecik, Edirne ve İstanbul’da gerçekleşen “Arabesk: Her Acının Tiryakisi” müzikli belgeseli, fantezi, taverna, arabesk-rock gibi geniş bir müzik yelpazesine önyargısız bir pencere sunmaktadır. Başta Ferdi Tayfur olmak üzere, Hakkı Bulut, Ümit Besen, Kibariye, Emrah, Orhan Gencebay, Çamur, Vokaliz gibi grup ve sanatçıların görüş ve performanslarını içermektedir. Belgeselin danışmanları Naim Dilmener, Can Kozanoğlu, Ömer Özgüner ve Serkan Seymen.”
Üniversiteli Kadınlar Genel Başkanını seçti
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği toplantısı, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. TÜKD Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın yapılmasıyla birlikte konuklarını da ağırlamış oldu. Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, 2010 – 2012 yönetim dönemi için yapılan seçim sonuçlandı. Bu seçimin sonucuna göre, “Genel Başkanlığa Nazan Moroğlu, Yönetim Kurulu üyeliklerine; Berrin Önürmen, Fügen Atılgan, Nurten Altaç, Emine Yazgan, Nursel Gülçat, Neziha Bilhan, Aylin Moralıoğlu, Ebru Boyacıoğlu, Figen Doran, Nigar Yaycıoğlu” seçildi. Öte yandan İstanbul Şube Başkanlığı’na seçilen ve bu nedenle Genel Merkez Yönetiminden istifa eden Nezihe Bilhan’ ın yerine yedek Yönetim Kurulu üyelerinden sırasıyla; Prof. Dr. Gönül Balkır, ve Figen Doran’ın yerine ise Fatma Kürkçüoğlu asıl üye olarak Yönetim Kurulu’nda yer aldılar. Denetim Kurulu’nda yer alan isimler ise şöyle sıralanıyor: “Aydeniz Alisbah Tuskan; Gülşen Musluoğlu; Tülay Demiralay.” Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin projeleri arasında şu detaylar yer alıyor:
“Görme Özürlüler için Audio kitaplık (Konuşan Kitap Projesi)”
Proje ile ilgili diğer detaylar da şöyle sıralanıyor:
“1992’de bütün şubelerde başlatılan bu çalışmayla 194 ‘den fazla kitap banta okunarak İstanbul Beyazıt Kütüphanesi’ne verilmiş, böylece kitaplığın görme özürlülere hizmet veren , zengin bir audio koleksiyonuna sahip olması sağlanmıştır.”
Bir diğer hayat geçirilen proje de “Deprem Bursları” ismini taşıyor. Proje ile ilgili detaylar şöyle açıklanıyor:
“7 Ağustos 1999 deprem felaketinden sonra, Genel Merkezimiz depremin neden olduğu maddi ve manevi kayıplardan dolayı öğrenimlerine devam edemeyen kız üniversite öğrencilerinin ufak bir listesini derlemiş ve onlara mali destek vermek için IFUW kanalıyla bütün federasyon üyelerini yardıma çağırmıştır.”
Bir diğer proje de “Üniversite Öğrencisi Kızlara Öğrenim Yardımı” ismini taşıyor. Bu proje ile ilgili detaylar da dernek tarafından resmi sitelerinde şöyle açıklanıyor:
“Genel Merkez ve şubelerin hemen hepsi gereksinimi olan üniversite öğrencisi genç kızlarımıza parasal destek vermektedir. Bugüne kadar 4000’e yakın öğrenci bu yardımlardan faydalanmıştır. Bu projeye bütün Şubeler devam etmektedir. Ayrıca burs verilen öğrencilerin problemleri ile yakından ilgilenmek ve TÜKD’ye yakınlaşmalarını sağlamak için sık sık bir araya gelmeye ve TÜKD aktivitelerine katılımlarına olanak sağlanmasına bilhassa dikkat edilmektedir.”
Ödüller sahiplerini buldu
Bu yıl 17.si düzenlenen Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri, Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde yapılan törenle sahiplerini buldu. Attila İlhan Salonu’nda sinema dünyasının ve sanat dünyasının tanıdık yüzleri bir araya geldi.
Beşiktaş Belediyesi ve Efes sponsorluğunda Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlenen “17. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri” töreninin sunuculuğunu Okan Bayülgen yaptı. Gecede, Atilla Dorsay başkanlığında, Burak Göral, Çolpan İlhan, Fehmi Yaşar, Filiz Akın, Ömür Gedik ve Yavuz Bingöl’den oluşan sinema seçici kurulunun değerlendirmesine göre, sinema dalında şu isimler ödül aldı: “Nazan Kesal ‘Saç’ filmiyle en iyi kadın oyuncu seçilirken, Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel ve Muhammed Uzuner ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ ile en iyi erkek oyuncu ödülünü paylaştı. En iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü ‘Nar’ filmiyle İdil Fırat’ın, en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü ise ‘Beni Unutma’ ile Kenan Ece’nin oldu. Komedi-müzikal dalında en iyi kadın oyuncu ‘Yangın Var’ ile Nesrin Cavadzade, aynı kategoride en iyi erkek oyuncu ise ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ filmiyle Şahin Irmak oldu. Nihal Yalçın ‘Kurtuluş son Durak’taki performansıyla komedi-müzikal dalında en iyi yardımcı kadın oyuncu seçilirken, Necati Bilgiç de ‘Berlin Kaplanı’ ile komedi-müzikal dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldı. Öte yandan, Ekrem Bora Umut Veren Oyuncu Ödülü, ‘Fetih 1453’teki performansıyla İbrahim Çelikkol’a, Ayhan Işık Jüri Ödülü, ‘Labirent’ filmiyle Timuçin Esen’e, Jüri Özel Ödülü, ‘Press’ filmine ve Onur Ödülü de Ediz Hun ve Selda Alkor’a verildi.”
Üstün Akmen başkanlığında Cem Duygulu, Çolpan İlhan, Hami Çağdaş, Hasan Anamur, Osman Şengezer, Refika Sezik, Rengin Uz, Vecdi Sayar’dan oluşan tiyatro seçici kurulunun değerlendirmesine göre ödül alanlar ise şöyleydi: “Esra Bezen Bilgin ‘Önce Bir Boşluk Oldu Ama Şimdi İyi’ oyunuyla en iyi kadın oyuncu, Mert Tanık ise ‘Rosenbergler Ölmemeli’ oyunuyla en iyi erkek oyuncu seçildi. Komedi-müzikal dalında en iyi kadın oyuncu ‘Ben Bertolt Brecht’ ile Tülay Günal olurken, Genco Erkal da aynı oyunla komedi-müzikal dalında en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı.”
Tiyatro ödülleri içerisinde diğer detaylar da şöyleydi: “Yardımcı rolde yılın iyi kadın oyuncusu: Güliz Gençoğlu (Önce Bir Boşluk Oldu Ama Şimdi İyi), Yardımcı rolde yılın en iyi erkek oyuncusu: Barış Gönenler (Limonata – Sıfırnoktaiki), Komedi ya da müzikal dalında yardımcı rolde en iyi kadın oyuncu: Evren Erler (Külhanbeyi Müzikali – Bakırköy Belediye Tiyatroları), Efes Özel Ödülü: Tiyatro Sıfırnoktaiki. Seçici Kurul Genç Oyuncu Özel Ödülü: Erkan Kolçak Köstendil (Aut – Sıfırnoktaiki), Seçici Kurul Özel Ödülü: Anlamsız Konuşmalar – Tiyatroperest, Süpernova ve Öksüzler – Dotmastra, Müzikal ve Komedi Dalında Seçici Kurul Özel Ödülü: Sidikli Kasabası Müzikali Kadrosu – İstanbul Devlet Tiyatrosu, Onur Ödülü: Müşfik Kenter.
Sanata ve sanatçıya destek…
Beşiktaş Belediyesi kültür sanat etkinlikleriyle kentlinin beğenisini toplamaya devam ediyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal göreve geldiği günden bu yana sanata ve sanatçıya desteğini sürdürüyor. Ünal, ikinci döneminde de ağırlıklı olarak sanatsal etkinliklerle ilgili kamuoyuyla çalışmaları programları ve kültür-sanat etkinlikleri anlayışını kentin dört bir tarafına dağıtılan hazırlamış olduğu broşürlerin de detaylıca aktarıyor. ‘Beşiktaş’ta sanata ve sanatçıya destek var’ sloganıyla bir broşür de dağıtan Beşiktaş Belediyesi, kentliyi neşeli saatler geçirten konserler, programlar, toplantılar, seminerler ve bir çok organizasyonla buluşturuyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, kentliye dağıttığı broşürde konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Çağdaş insanın sosyal varlığını besleyen temel ihtiyaçların başında sanat gelir. Sanat, biçim uzun insanlık tarihimiz içinde en başından bu yana kendimizi, düşünce ve yaratıcılığımızı paylaşma biçemi olagelmiştir. Ortak duygulardan başlayarak ortak düşünceye ulaşma, eleştirel aklı kullanma, tartışma ve değerlendirme gibi pek çok yeteneğimizi tetikleyen şeydir sanat… Ama bir o kadar da ortak yaşamın paydaşıdır. Birlikte olmayı anlamlı ve güçlü kılandır. Bir kentte birlikte yaşamanın birbiriyle hayatı paylaşmanın en güçlü tasarımı sanattır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir!”
Beşiktaş Belediyesi’nce gerçekleştirilen organizasyonlarla ilgili bazı başlıklar şöyle sıralanıyor: “Park Buluşmaları, Ustalara Saygı, Senfoni Orkestraları, Türk Resim Sanatı’nın Ustalarından Sergiler, Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit.”
Gerçekleştirilen ve süregelen etkinliklerle ilgili kentliyle paylaşılan diğer bazı detaylar da şöyle sıralanıyor:
“Park Buluşmaları; “Sanat parklarımızda hayat buluyor! Kentlilerimizi çağdaş sanatla buluşturmak, aynı zamanda “mahalle ve komşuluk” bilincini yeniden geliştirmek amacıyla Beşiktaş’ın en güzel parklarında artık gelenekselleşen “Park Buluşmaları”nda bir araya geliyoruz. Etkinlikler içinde, sinema, konser, tiyatro, gösteri ve söyleşi yer alıyor.
Ustalara Saygı; “Ustalarımızdan öğreneceğimiz çok şey var!” Kültür ve sanat dünyasının yetiştirdiği ustalardan öğrenilecek çok şey olduğunun bilinci ile kentlilerin şu an aramızda olan ustalarla bir araya geldiği, hayatta olmayan ustaları saygıyla andığı “Ustalara Saygı” etkinlikleri düzenleniyor.
Senfoni Orkestraları; Çağdaş Müziğin en güzel örnekleri Beşiktaş Kenti’nde! Artık geleneksel hale gelen konserler ile kentliler, Saint Petersburg, Prag ve Moskova Senfoni Orkestraları gibi dünyanın en ünlü orkestralarını izleme ve dinleme fırsatı buluyor.
Türk Resim Sanatı’nın ustalarından sergiler; Çağdaş Türk Resim Sanatı’ndan seçmeler sanatseverlerle buluşuyor! Beşiktaş Çağdaş, Beşiktaş Sanat Galerisi ve Ortaköy Sanat Galerilerinde Türk resim sanatının duayenlerini ağırlayarak sanatçılar ve eserleriyle tanışma olanağı sağlanıyor.” Yetkililer düzenlenen etkinliklerle ilgili diğer detayları şöyle aktarıyor: “Akatlar Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Sergi Salonu’ndaki galerilerimizi amatör sanatseverlerin kullanımına sunuyor, kentimizde resim sanatının gelişini destekliyoruz.
Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit; Beşiktaş Kentlilerinin belgesel keyfi sürüyor! Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte hazırlanan “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği ile kentlilerimiz, insanın ve dünyanın hallerini dünyanın dört bir yanında üretilmiş belgesellerden izliyor. Belgeselin konusuna göre davet edilen seçkin konuklarla ve sinemacılarla söyleşi yapma imkanı buluyor.”
TEKNOLOJİ: Siber dolandırıcılar
SİBER suçlular, alışverişi kendi çıkarları için kullanma peşinde. Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’e göre siber dolandırıcılar, hediye almak için online siteleri tercih eden kullanıcıları, ekstra indirimler ve bedava hediye gönderimi gibi iletilerle kandırarak sahte ve virüslü sitelere yönlendirmeye çalışıyor. Pek çok kez kredi kartı ya da banka hesap bilgilerinin ele geçirilmeye çalışıldığına dikkat çeken ESET, güvende olmak için altı noktaya dikkat çekiyor: Olmayacak tekliflere karşı uyanık olun, bildiğiniz sitelerden alışveriş yapın, “Acil”, “Fırsat” gibi tekliflere temkinli yaklaşın, Arama motoru zehirlenmelerine dikkat edin. Güvenli bağlantı ve işlem konusunda ısrarcı olun.
Beşiktaş Adliyesi’nde veda yemeği verildi
BEŞİKTAŞ- Ergenekon, Balyoz ve Şike gibi önemli soruşturmaların yürütüldüğü İstanbul Adliyesi’nin Beşiktaş’tan Çağlayan’a taşınması nedeniyle veda yemeği düzenlendi. Yemeğe ev sahipliği yapan İstanbul Başsavcıvekili Fikret Seçen, adliye personeline emeklerinden dolayı teşekkür etti. Geçtiğimiz yıl Mart ayında açılan Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın C ve D bloklarında 14 Mayıs Pazartesi gününden itibaren görev yapacak olan özel yetkili mahkemeler ve savcılığın taşınmasına başlandı. Adliyedeki dosyaların taşınmasına başlanırken dosyaların taşıma işlemlerinin hafta sonu tamamlanması planlanıyor. Taşınmanın tamamlanmasından önce Başsavcı vekili Fikret Seçen adliye personeline adliyenin deniz kenarındaki bahçesinde bir yemek verdi. Fikret Seçen, tüm adliye personeline teşekkür ettiğini söyledi.
Dolmabahçe’de
tarihi zirve!..
BEŞİKTAŞ- Ekonomi Bakanlığı’nın düzenlediği Yatırım Danışma Konseyi’nin 7. toplantısı Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde yapıldı. Başbakan Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF Başkanı Christine Lagarde, Dünya Bankası Kıdemli Başkan Yardımcısı Sri Mulyani Indrawati’nin yanı sıra dünyanın en önemli 50 şirketi arasında bulunan 17 şirketin CEO’ları da hazır bulundu. IBM, Coca Cola, Vodafone ve General Electric, UPS gibi şirketlerin yöneticileri, Türkiye’nin son dönemdeki atılımına dikkat çekerken ve güçlü ekonomisi nedeniyle cazibe merkezi olduğunu söyledi. Toplam piyasa değeri 1 trilyon 598 milyar dolar olan 17 şirketin yeni yatırımlar planladığı öğrenildi.
CHP BEŞİKTAŞ Anneler Günü
kutlaması
CUMHURİYET Halk Partisi Beşiktaş İlçe Başkanlığı Anneler Günü öncesi Etiler Huzurevi’ni ziyaret etti. Beşiktaş İlçe Başkanı Uğur Gedik ve beraberindeki heyetle birlikte gerçekleştirilen ziyarette heyet Huzurevi sakinlerinin sorunlarını dinledi. Huzurevi’nin düzenlenmesi için söz alan Huzurevi sakinleri heyete teşekkür etti. Heyet daha sonra çiçek vererek huzurevinde bulunan sakinlerin Anneler Günü’nü kutladı.

SPOR HABERLERİ

Süper hüsran!..
SİYAH-Beyazlı ekip, Spor Toto Süper Final Şampiyonluk Grubu 6. haftasında Trabzonspor ile karşılaştı. Beşiktaş Trabzonspor evinde karşıladı. Siyah-Beyazlıların cezası nedeniyle kadın ve çocuk taraftarların izlediği karşılaşmanın gollerini, 70. dakikada Holosko ve 85. dakikada frikikten Olcan kaydetti. Bu sonuçla Beşiktaş Süper Final’i dördüncü olarak tamamladı. Camia büyük hüsran yaşadı. SPOR’DA
‘STAT İÇİN HAZIRIZ’
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Siyah-Beyazlı kulübün başkanı Fikret Orman’ı Akaretler’deki kulüp binasında ziyaret etti. Ünal, “Fikret Orman, çok büyük bir yükün altına omuzlarını koydu. Kendisinin başarılı olacağına inanıyorum. Herkesin bu zor dönemde kulübümüze destek olması lazım” dedi.
İsmail Ünal, ziyaret sırasında şu sözleri dikkat çekti: “Evime geldim. Fikret Orman, çok büyük bir yükün altına omuzlarını koydu. Kendisinin başarılı olacağına inanıyorum. Herkesin bu zor dönemde kulübümüze destek olması lazım. Fikret Orman’ın bu zor dönemde başkan olması lazımdı ve oldu.”
Başkan Fikret Orman, İsmail Ünal’ın sözleri üzerine; “Sayın Başkan dediği gibi evine geldi. Bu kulüp kendisinin evi. Kendisi ziyaretiyle bizi şereflendirdi. Sayın Başkan, kulübümüze büyük hizmetleri olan bir kişidir” diye konuştu. Ziyaret sonunda Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Başkan Fikret Orman’a, adına yazılmış olan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Beşiktaş günlerini anlatan bir kitap hediye etti. Başkan Orman da Başkan Ünal’a forma ve plaket takdim etti. Stat konusuna da değinen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal “Beşiktaş her şeyin en güzelini hak ediyor. Yeni bir stat camianın beklentisi, belediye olarak yasal zeminde üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik. Bundan sonra da yerine getirmeye hazırız” şeklinde konuşarak mesajını verdi.
İnönü’de sessizlik
Beşiktaş Süper Final 4, 5 ve 6. haftalarına bakıldığında aldığı tek galibiyetle zirve yarışını yerini aldı. Spor Toto Süper Final Şampiyonluk Grubu’nda Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ardından da Trabzonspor ile karşılaştı. Beşiktaş’ın evinde ağırladığı Fenerbahçe maçı, 1-0 Kara Kartal’ın üstünlüğü ile sona ermişti. Bu maçta, galibiyet golünü Almeida kaydetmişti. Spor Toto Süper Final Şampiyonluk Grubu 5. haftasında Beşiktaş, Galatasaray ile karşılaştı. Deplasmanda oynanan maçta Beşiktaş, galibiyet yüzü göremedi ama sahadan bir puan almasını bildi. Galatasaray Beşiktaş karşılaşması, 2-2 sona erdi. Maçta Beşiktaş’ın gollerini, maçın 86. dakikasında Holosko kaydetti. 88. dakikasında Galatasaray kendi kalesine topu göndererek Beşiktaş’ın bir puan almasını kolaylaştırdı. Öte yandan Siyah-Beyazlı ekip, Spor Toto SüPer Final Şampiyonluk Grubu 6. haftasında Trabzonspor ile karşılaştı. Beşiktaş, Trabzonspor’u evinde karşıladı. Siyah-Beyazlıların cezası nedeniyle kadın ve çocuk taraftarların izlediği karşılaşmanın gollerini, 70. dakikada Holosko ve 85. dakikada frikikten Olcan kaydetti. Konuk ekip, ilk yarının sonunda Burak Yılmaz’ın kırmızı kart görmesiyle 45 dakika boyunca bir kişi eksik oynadı. Dakikalar 90+5’i gösterdiğinde bir kırmızı kart da Colman’a çıktı. Beşiktaş ile Trabzonspor, bu sezon 3. kez cezalar nedeniyle kadın ve çocukların karşısında mücadele etti. İki takım arasında bu sezon kadın ve çocuk taraftarlar karşısında oynanan 2 maçı da Trabzonspor kazandı.
Bu sonuçla puanını 33’e yükselten Karadeniz ekibi, Şampiyonluk Grubu’nun üçüncü bitirdi ve UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele etme hakkı elde etti. Siyah – Beyazlılar, Süper Final Avrupa Grubu´nda kupa finalisti Bursaspor´un İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü’nü 4-0 yenerek ilk sırayı elde etmesi nedeniyle final maçına gerek kalmadan Avrupa Ligi´ne gitmeye hak kazanan ekip oldu.
Çilekli’de spor
İstanbul U 19 – 2. Ligi 4. hafta karşılaşmasında Leventspor ile Nilüfer Gökay İlköğretim Okulu, Beşiktaş Belediyesi Çilekli Tesisleri’nde karşı karşıya geldi. 90 dakikası karşılıklı atılan gollerle 1-1’lik eşitlikle tamamlandı. 47. dakikada Beşiktaş temsilcisi Burak ile bir penaltı atışından yararlanamadı. Mücadelenin ilk yarısında taraflar pozisyon üretmekte zorlandı. Maçtan bazı dakikalarda maçın seyrini değiştirecek gelişmeler yaşandı. 32. dakika sağ kanattan kazanılan serbest vuruşta top ceza sahasına gönderildi, yaşanan karambolde kafa ile top arka tarafa aşırılınca Soner topa yatarak vurdu ve takımını 1-0 öne geçirdi. İlk yarı Nilüfer Gökay İlköğretim Okulu Spor Kulübü’nün 1-0’lık üstünlüğü ile sona erdi. İkinci yarının hemen başında Feyyaz’ın düşürülmesiyle Leventspor penaltı atışı kazandı. Topun başına geçen Burak, kalecinin soluna topu gönderdi. Fakat Murat topu tokatlayarak kornere çeldi. 57. dakikada sol kanattan Mert ayağının dışıyla ceza sahasına müthiş bir pas gönderdi. Feyyaz topun gelişine sert vurdu skora denge geldi. 86. dakikada yine sol kanattan Mert’in ortasına Feyyaz kafayı vurdu, kaleci Murat bir kez daha gole izin vermedi. Dakikalar 90’ı gösterirken Nilüfer Gökay İlköğretim Okulu galibiyet golünü kaçırdı. Soner kalecinin üzerinden aşırtmak istedi. Top bir kez daha Soner’in önünde kaldı kötü vuruşuyla takımı mutlak galibiyet golünden oldu ve karşılaşma karşılıklı atılan goller ile 1-1 sona erdi. Maçla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Stat: Beşiktaş Belediyesi Çilekli. Hakemler: Umut Akyıldız, Ali Yılmaz, Arda İzgi.
Leventspor: Onur, Ozan, Cem (Dk.48 Barış), Harun, Özkan, Mert, Burak, Yasin (Dk.76 Dinçer), Feyyaz, Metin (Dk.51 Mustafa), Muhammed.
Nilüfer Gökay İlköğretim Okulu: Murat, Caner, İbrahim, Kaan, Harun, Selami, Soner, Yıldıray, Hasan, Muhammed, Onur (Dk.65 Özkan)
Goller: Dk.57 Feyyaz, Dk.32 Soner. Sarı Kartlar: Dk.32 Burak, Dk.47 İbrahim, Dk.49 Hasan, Dk.72 Özkan, Dk.84 Soner.”
Medyada
ufuk turu!
Siyah-Beyazlı taraftarlar eğer İnönü’ye veda edilecekse farklı organizasyonlar yapılmasını savunuyor. Sosyal medya aracılığı ile birbirlerine fikirlerini paylaşan taraftarların ilk düşüncesi açılışta olduğu gibi kapanışta da AIK Solna takımı ile oynamak
Alınması gereken izinler, yaratılacak maddi kaynak, stadın tarihi konumu nedeniyle siyasilerin yeni stat hakkındaki görüşleri derken 2012 Mayıs ayı itibariyle İnönü Stadı hala yenilenemedi. 1947 yılındaki yapılan haliyle 16 bin kişilik olan stadın, 1950’li yıllarda yapılan ilk değişikliklerle kapasitesi arttırıldı. Son olarak 2004 yılında yapılan tadilat ile İnönü Stadı 32 bin oturma kapasiteli bir futbol arenası oldu. Sosyal medya aracılığı ile birbirlerine fikirlerini paylaşan taraftarların ilk düşüncesi açılışta olduğu gibi kapanışta da AIK Solna takımı ile oynamak. Beşiktaş forması ile efsane olmuş isimlerin yeninden İnönü’ye çıkıp, stada hep birlikte veda edilmesi. 2008 yılında ortaya atılan düşünce ise statta ilk golü atan Süleymen Seba’nın son golü atacağı bir organizasyonla 65 yıllık İnönü’ye veda etmek olmuştu.

MAĞAZİN HABERLERİ

GÜZELİN SPOR AŞKI
BEBEK- Medyatik güzel Eda Taşpınar, havaların ısınmasıyla birlikte spora ağırlık verdi. Düzgün fiziğiyle herkesi kendine hayran bırakan Eda Taşpınar, geçen hafta Bebek’te spor yaparken görüntülendi. Taşpınar, yanındaki arkadaşıyla birlikte form tutmak için bol bol koşarken su içmeyi de unutmadı. Tişörtünü beline bağlayan Eda Hanım, kırmızı çerçeveli güneş gözlükleri, siyah taytıyla spor ya-

parken de şık olunacağını gösterdi.
“TEK AŞKIM MİNİ”
BEBEK- Ali Taran’dan ayrılan Ayşe Özyılmazel’in Bebek turunu çok sayıda basın mensubu takip etti. Çok mutlu olduğunu söyleyen Ayşe Özyılmazel, boşanmasıyla ilgili konuşmadı. Bu arada köpeği Mini’yi gezdiren Özyılmazel, yanlarına gelen başka bir köpekten minik köpeğini korumak için yoğun bir çaba sarf etti. “Bana hiçbir şey sormayın tek aşkım Mini” diyen Özyılmazel, gün boyu spor yaparken oldukça keyifliydi.
“SİZE CEVAP YOK”
BEBEK- Özgü Namal başrolünü Ozan Güven’le paylaştığı “Koyu Kırmızı” dizisinin erken ekrana veda etmesinin ardından Bebek’te görüntülendi. Sevgilisi Başar Savur’la kahve içip sohbet eden ünlü oyuncu muhabirlerin evlilikle ilgili sorularını “Bana hiçbir şey sormayın, çünkü size açıklama yapmam. Hiç bir şekilde size cevap yok” diyerek yanıtsız bıraktı.
“TANIMADIN MI?..”
BEBEK- Motosikletiyle Bebek sahilinde gezen Okan Bayülgen, kameralar karşısında bir vatandaşın hareketiyle şok yaşadı. Şovmenin kaskına tokat atan kişi, “Tanımadın mı? Ben senin okul arkadaşınım” diyerek Bayülgen’le konuşmak istedi. Kendini çabuk toparlayan Bayülgen ise, “Kameralar önünde bu tür hareketler olmuyor” sözüyle arkadaşına sitem etti.
“SORU SORMAYIN”
BEBEK- Çocuğunun babası Efe Önbilgin ile yaşadığı sıkıntılı günleri atlatmaya çalışan Deniz Akkaya geçen hafta Bebek’deydi. Market alışverişine çıkan Akkaya kucağındaki kızı Ayşe ile objektiflere takılınca bu kez gazetecilere sinirlendi. Küçük Ayşe’nin bir anda karşısında gazetecileri görmesiyle huzursuz olup ağlamasına öfkelenen Akkaya, “Arkadaşlar lütfen bana kızımın yanında son olaylarla ilgili soru sormayın” diyerek tepki gösterdi.
VALİDE SULTAN ÖLÜYOR
KURUÇEŞME- Les Ottomans’da geçen hafta gerçekleştirilen bir defilede, ‘Monist’ markasının yeni sezonu tanıtıldı. Gecenin konuklarından Nebahat Çehre, iki bölüm sonra rol aldığı ‘Muhteşem Yüzyıl’ adlı diziden ayrılacağını açıkladı. Çehre; canlandırdığı ‘Valide Sultan’ın öleceğini, dizinin de tatile gireceğini belirtti. Oyuncu; üç ay dinleneceğini, sonrasında ise gelen teklifleri değerlendireceğini söyledi.
ÇOK RAHATLAR…
AKATLAR- Gazeteci Mirgün Cabas ile yeni bir ilişkiye başlayan Tuba Ünsal ödül törenine katıldı. Murat Pilevneli’den boşandıktan sonra gazeteci Mirgün Cabas ile yeni bir ilişkiye başlayan Tuba Ünsal, geçen hafta sevgilisiyle “17. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri” gecesine katıldı. Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine el ele katılan çift, basının yoğun ilgisiyle karşılaştı. Cabas’ın gazeteciler fotoğraf çekerken elini Ünsal’ın bacağına koyması dikkat çekti.