BAŞBAKAN Erdoğan, şehit kapsamını genişleteceklerini, artık terör eyleminde ölen sivillerin de kanunen şehit sayılacağını söyledi. BDP’ye mesaj veren Erdoğan, “Cudi Dağı’nda şu anda çatışma var. Durmak yok” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, şehitlik kapsamını genişletme kararı aldıklarını açıkladı. Düzenleme hakkında bilgi veren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehit olmuş bir ailenin evladı geri gelmeyecektir. Ancak şehitlerin yakınları kutsal bir emanettir. Vatanları için canını feda etmiş şehitlerin yakınlarına, gazilere sahip çıkmak en önemli vazifemizdir. Şu an itibariyle şehit, dul, yetim ve gazilere ayni ve nakdi yardımlar yapılıyor. Bir defalık olmak üzere bir defalık olmak tazminatlar ödeniyor. Şehit aileleri ve gazilerle doğrudan ilgilenecek daire başkanlığı kurduk.
Şehitlik Yasası’ndaki 20 maddeyi değiştiriyoruz. Şehitlik, gazilik, malullük kapsamını genişletiyoruz. Şehit yakınları ve gazilere yapılacak gayrimenkul hibelerine muafiyet getiriyor, vergi matrahından düşürülmesini sağlıyoruz. Toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma şartını yeniden düzenliyoruz, sosyal güvence şartı aranmayacak. Şehit ve gazilerin tüm çocukları bu haktan yararlanacak. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki geçici köy korucuları da faizsiz konut kredisi imkanından yararlanacak. Malul olan gazilere sağlanan bakım desteğini köy korucuları ve sivil vatandaşları da kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Bakım desteğini iki asgari ücret tutarına çıkarıyoruz. Terörle mücadele sırasında yaralanan sivillerin her türlü sağlık ve tedavi hizmetleri katılım payı alınmaksınız yapılacak. Tedavisi devam eden personele bir yıl süreyle ödenen tazminatı 12 aydan 24 aya kadar çıkarıyoruz.
BİNGÖLLÜ HATİCE ARTIK KANUNEN DE ŞEHİT
Polis okulları ve askeri okullarda okumaya kazanıp geçici kaydı yapılan veya yaşları 18’in altında olan öğrencileri bu kapsama alıyoruz. Terör eylemlerinde hayatını kaybeden sivilleri şehit kategorisine alıyoruz. Bingöl’de şehit edilen Hatice artık kanunen de şehit sayılacak.
Şehit yakınlarının biri eşi ya da çocuğu diğeri ailesi olmak üzere istihdam hakkını ikiye çıkarıyoruz. Artık anne babalara maaş bağlanması için malullük ve muhtaçlık şartı aranmayacak.”
GEREĞİ NEYSE YAPILIYOR
Yüksekova’da ve Cizre’de yaşanan olaylarla ilgili konuşan Erdoğan şunları söyledi: “Bugün Ahmet kardeşimiz şehit oldu, Allah’tan rahmet diliyorum. Neden pazar günü talep edilen törenlere müsaade edilmedi. Köşelerine kadar yansıtanlara sesleniyorum. Terörist liderlerinden birinn kan gölüne çevireceğiz açıklamasını duymuyor musunuz? Pazar günü yapılanları görmediniz mi? Bizim bu tavırlarımızı farklı yere çekme gayreti içinde olan beyefendiler köşelerinizde rahatsınız. Zaman oluyor size dağdan davet geliyor. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz? Münasebetleriniz gayet güzel. Kusura bakmasınlar, bizler devlet olarak halkın huzuru için atılması gereken adım neyse atmaya devam edeceğiz. Bunlar sadece ülkeyi yönetmenin yüklediği sorumluluğun gereğidir. Polisimiz şehit edilirken, beyefendilerin hiç sesleri çıkmayacak ama bölücü terör örgütünün uzantısında herhangi sıkıntı yaşanınca kıyameti koparacaklar. Gereği neyse yapılmaktadır, yapılacaktır.”
UFUKLARI SİVAS’IN ÖTESİNE GEÇEMİYOR
Afganistan’da Türk askerinin varlığıyla ilgili tartışmalara değinen Erdoğan şöyle konuştu: “Şehitlerimizin siyasi malzeme yapılmaması için herkesin sorumlu, vicdanlı davranması gerekiyor. Başında milliyetçi sıfatı olan partinin şehit cenazelerini siyasi protesto gösterisine dönüştürmesinin son derece çirkin, sorumsuz olduğunu defalarca tekrar ettik. Afganistan’daki olayın ardından bu tekrar çalıştırılmaya başlandı. Afganistan’da ne işimiz var diyenler, ufukları Sivas’ın ötesine, İstanbul’un ötesine geçemeyenlerdir. Bunlar maalesef butik devlet olmaktan öte geçemediler. Türk askeri görev yapmayacak da kim yapacak. Ey Bahçeli, Ey Kılıçdaroğlu Çanakkale Şehitliği’ne giderseniz orada Kosovalı, Boşnak şehitlerin mezarlarını görürsünüz. Bu ne gaflettir, ne cehalettir. Türk milletine taşeronluk yakıştırması yapanlar bu ülkeyi tanımıyor. Ulaşabildiğimiz her yere ulaşıp katkımızı vereceğiz. Anamuhalefet partisi de Suriye’yle ilgili bir toplantı yapıyor. Kim nerede duruyor, bu çok önemli. Kim kiminle beraber hareket ediyor. Kişi arkadaşının dinindendir bunu unutmayın. Bunların hepsini oturup değerlendireceğiz.”
GERÇEK NEVRUZ’DA SİLAH YOK
“Sizlere gerçek Nevruz’u açıklıyorum” diyen Erdoğan şunları kaydetti: “Gerçek Nevruz’da silah yok. Terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi parti Nevruz’u coşkusundan koparmak için çirkin provokasyonlara başvurdu. Bu oyunu bozacak tek parti AK Parti’dir. Pazar günü başlayan olaylarda birçok şehirde esnafa, kamu araçlarına ciddi zararlar verildi. Nevruz böyle mi kutlanır? Bahar böyle mi karşılanır? Emniyet güçlerinin sağduyulu tavırlarına rağmen yaralananlar oldu. Nevruz’u taşla, sopayla, molotofkokteyliyle toplamak Nevruz’un ruhuna tamamen aykırıdır. Bayram gününü matem gününe çevirmek büyük bir sorumsuzluktur.
CUDİ DAĞI’NDA ŞU AN ÇATIŞMA VAR
BDP bir kez daha en iyi yaptığı şeyi yaptı. Kitleleri tahrik ederek şehirleri savaş alanına çevirmenin provasını yaptı. Kandil’den aldığı talimatla Nevruz’u bir gövde gösterisine çevirmek istemiştir. Terör örgütü bahar bayramını zehirledi. BDP terör örgütünün kirli oyununa artık alet olmuş demeyeceğim, uzantı olarak görevini yerine getiriyor. BDP barıştan, huzurdan yana değil, çatışmadan, kandan yana olduğunu açık ve net şekilde ortaya koydu. Biz BDP’nin de, onu yönlendiren Kandil’in de kan akması için büyük gayret gösterdiğini görüyoruz. Cudi Dağı’nda şu anda çatışma var. Durmak yok, sonuna kadar böyle devam edecek. Bunu böyle bilsinler. BDP terör örgütünün vesayetinden kurtulamadığını bir kez daha gösterdi. Meclis’te Kandil türü bir taktik uygulamanın içine giriyorlar. Buradan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum: BDP kendi ayakları üzerinde duramayan bir partidir. BDP sizin haklarınızı, hukukunuzu koruma rüştüne erememiş bir partidir. Sizin sorunlarınızın çözüm adresi AK Parti’dir. Kürt kökenli kardeşim BDP’nin gerçek niyetini anlamalı. Böyle bir Nevruz kutlamasını benim Kürt kardeşim hak etmiyor. Emniyet güçlerimiz bu tahriklere prim vermemiştir. Sabırlarından dolayı emniyet birimlerinin tamamını özellikle kutluyor, hepsine teşekkür ediyorum.”
ANLADIKLARI DİLLE KONUŞUP YASAYI ÇIKARACAĞIZ
Erdoğan, 4+4+4 düzenlemesiyle ilgili olarak “Bizi salona sokmadılar diyecek kadar doğru konuşmayan anlayışın temsilcileri. Son pazar gününde de AK Parti grubunda da komisyon üyesi olmayan arkadaşlar salona girdi. Çünkü ondan önce yaptıkları bu, anladıkları dil o. Arkadaşlarımız geldi ama yaptıklarını gördünüz. Partinin sorumlu bir insanı konumunda olanın bir bant tankını fırlatacak kadar edepten uzak. Bu nasıl bir milli iradeyi temsil adına orada bulunmaktır. Buna yönelik medya ne yaptı, ne yazdı? Nerede hak, nerede hukuk. Demokrasi adına neredesiniz? Anladıkları dil neyse, o dille konuşacak bu yasayı Meclis’ten çıkaracağız. Bu yasayı çıkarmak boynumuzun borcudur. 4+4+4 bir 28 Şubat uygulamasıdır. Şu anda atılan adım tekrar aslına rücu etmesi. Çağdaş eğtiim teknolojisi neyse onu getiriyoruz. Dünya ile bütünleşme adına ne gerekiyorsa yapıyoruz” dedi.
(ntvmsnbc)