BEŞİKTAŞ Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği’yle ortaklaşa düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği 3. yaşına giriyor. Etkinlik kapsamında her çarşamba saat 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde belgeseller gösterilecek. Gösterimin ardından belgeselin yönetmeni ve bir gazetecinin katılacağı söyleşi bölümü yer alacak. Sırada madencilerin hayatının konu edildiği ’16 Ton’ adlı gösterim var. Etkinlik 16 Kasım 2011 Çarşamba günü saat 19:00’da İsrail yapımı “Vadinin Üstündeki Köprü” belgeselinin gösterimiyle başlayacak. Gösterimler Haziran 2012’ye kadar devam edecek.
2012 ŞUBAT AYI PROGRAMI
1 Şubat 2012
Ruhi Su
Türkiye / 2004 / 57’
Yönetmen: Hilmi Etikan
1938 yılından, ölümüne kadar, engellenmeler, yasaklanmalar, hiçbir şey Ruhi’ye türküler söylemekten onlar üzerinde aralıksız çalışmaktan, korolar oluşturarak türkülerini öğretmekten, olanak bulduğu zaman konserlerde, resitallerde, olanak verilmediği zaman dost evlerinden, gece kulüplerine kadar, elverişli elverişsiz her ortamda türkülerini söylemekten alıkoyamadı. Türkülerin anlam ve içeriği dünya görüşünü biçimlendirmekte, dünya görüşü, türkülerini sevip yorumlamakta belirleyici etken oldu. Sanatçı-toplum ilişkilerini bilinçle, sevgiyle besleyerek her zaman diri, işlevsel tuttu. Ne sanatından en küçük bir ödün verdi ne dünya görüşünden. Hiç kuşku yok ki 73 yıllık yaşamı boyunca büyük güçlüklerle karşılaştı. Çok acılar çekti. Ama hep direndi hiç yılmadı ve sazı eşliğinde türkülerini söyleyebildikçe müziğini duyurup yaşattıkça geniş kitlelere benimsettikçe mutlulukların en güzelini ta içinde yaşadı. Türküleriyle nerelerden seslendiyse, o yerler birer sanat merkezi oldu. Sarsılmayan sanatçı kişiliğinin saygınlığı ve ağırlığıyla yurt içinde yurt dışında, bilinç, insan sevgisi, coşku ve inançla yoğrulmuş belirli düşünce hareketinin vazgeçilmez bütünleyicisi oldu. Bin bir güçlüğü aşarak derlemeler yaptı. Çok zengin bir türkü repertuarı oluşturdu. “Dostlar Korosu”nu kurarak onlarla birlikte konserler verdi. 45’lik plaklar, uzunçalarlar, kasetler çıkardı. Tüm bir yaşamın inançlı ve verimli çalışmalarına kalıcılık kazandırdı.
8 Şubat 2012
EKÜMENOPOLİS
Türkiye, Almanya / 2011 / 88’/ Türkçe
Yönetmen: İmre Azem
Ekümenopolis İstanbul’a bütüncül bir yaklaşımı amaçlıyor, değişim kadar, değişimin altındaki dinamikleri de sorguluyor. Bizi yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden 3. köprünün güzergâhına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete, bu uçsuz bucaksız kentte uzun bir yolculuğa çıkartıyor. Uzmanlar, akademisyenler, yazarlar, mahalleliler, yatırımcılar, kentliler ile konuşacak, kente makro ölçekte bir bakışı grafiklerle izleyeceksiniz. Belki de yaşadığınız İstanbul’u yeniden keşfedeceksiniz ve umarız ki değişime seyirci kalmayacak, onu sorgulayacaksınız. Sonuçta demokrasi bunu gerektirir.
15 Şubat 2012
16 TON
Türkiye / 2011 / 84’/ Türkçe
Yönetmen: Ümit Kıvanç
16 Ton, insanlık tarihine ironik bir yaklaşım. Bugünkü yanlış hayatımızı neleri nerelerden nasıl çıkararak inşa ettiğimizi anlatıyor. Gele gele vardığımız serbest piyasa ve özgürlük çağı yoksa bütünüyle halkla ilişkiler faaliyeti ürünü mü? Madencilerin sefaletini anlatırken gözde bir hit parçası oluveren “16 Ton”, yoksa sadece bir şarkı mı? 16 Ton, büyük ölçüde, fotoğraf, resim, desen ve gravürlerin hareketlendirilmesiyle yapılmış bir “masa başı” filmi. Orijinal hareketli görüntüler de içeriyor; ama az. Ardında da, uzun ve ayrıntılı bir araştırma var. Yapılışı 1,5 yıla yayıldı.
22 Şubat 2012
CANIYLA OYNAYANLAR
Türkiye / 2010 / 52’ / Türkçe
Yönetmen: Serdar Güven
Belgesel; Orta Asya Şamanist Türk kültürü ritüellerinden, bir gösteri unsuruna dönüşerek günümüze kadar ulaşan geleneksel ip cambazlığı gösterisinin ülkemiz eğlence kültüründeki yerini; son ip cambazımızın gösterilerinden, hayatta olan yaşlı ip cambazlarının öykülerinden, bu gösterilerle büyümüş kuşağın tanıklıklarından yola çıkarak anlatmaktadır…
29 Şubat 2012
DEĞERİM 50 KUZU
İsveç / 2010 / 72’ / Dari-İngilizce / Türkçe altyazı
Yönetmen: Nima Sarvestani
Şu anda on altı yaşında olan Sabere, babası savaşta öldüğünde sadece yedi yaşındaydı. Sonra amcasının yanına gitti. Amcası, on yaşında geldiğinde onu dört kez hamile bırakan elli yaşındaki bir adama sattı. Fakat her seferinde düşük yaptı. Sabere ondan kaçtı ve şu anda Mezar-ı Şerif’te güvenli bir evde yaşıyor. Sabere’nin annesi de kuzeninin yanına gitmek zorunda kaldı. On bir yaşında Farzaneh adında bir kızları var. Babası onu fakirlik nedeniyle satıyor. Kız on beş yaşına gelene kadar beklemek istiyor ama alıcı aile onu hemen almak istiyor. Farzaneh’in babasının onunla birlikte kaçacağından korkuyorlar. Bu ailenin günleri hep sorunla dolu… Tek umutları Afganistan Dayanışma Merkezidir. Sabere’nin kocasını bulup, ondan boşanmaya zorlamaları gerekiyor fakat o, Taliban’ın kontrolünde olan bir bölgede yaşıyor. Sabere’nin alıcısı polis tarafından bulunur. Ailesi, bulunması ve tutuklanması konusunda polise yardımcı olur. Fakat Sabere’nin boşanmasını sağlayamazlar.