AKTÜEL: KILIÇDAROĞLU’NDAN FEZLEKE YANITI

KILIÇDAROĞLU, ‘Benim hakkımda da fezleke var’ diyen Erdoğan’a “Senin hakkında zimmet, sahtecilikten fezleke var. Hitler de Mussolini de iktidar oldu ama muhalefet demokrasilerde vardır. ‘Olması gereken oldu’ dedi. Yani ‘oh oldu’ demek” diye yanıt verdi. CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, “Benim hakkımda da fezleke var” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Senin hakkında zimmet, kalpazanlık ve resmi evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan fezleke var. Sen bu suçlarla fikir özgürlüğünü nasıl aynı kefeye koyarsın? Senin gibi adi suçlardan fezlekemiz yok” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Değişim diyorsun gömlek, atlet, pantolon çıkardın” dedi.
Amet Taner Kışlalı Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen törenle 3 bine yakın kişi CHP’ye katıldı. Ak Parti Genel Merkez Danışman Yardımcısı Eyüp Karadağ ile çok sayıda Ak Parti teşkilat yöneticisi de CHP’ye katıldı. Geçen yıl Başbakan Erdoğan’ın rozet taktığı Anadolu Trakya Alevi Bektaşi Birliği Genel Başkanı, eski Türkiye Değişim Hareketi Ankara İl Başkanı Durak Karabulut da CHP’ye geçti.
Ak Parti’ye katılırken konuşmasına “Neden Ak Parti?” diye başlayan Karabulut, dün de “Neden CHP” diye başladı. Daha önce CHP’yi Aleviler’i “arka bahçesi” olarak görmekle eleştiren Karabulut, Kılıçdaroğlu için yazdığı Atatürk ve CHP konulu bir şiiri de okudu. Törende, Kılıçdaroğlu, CHP’ye katılan yaklaşık 20 kişiye sembolik olarak rozet taktı.

Kongre gibi tören
Vekillerin büyük bölümünün bulunmadığı ancak partililerin büyük ilgi gösterdiği törende, salona “Dokunan yanar”, “Hepimiz Kılıçdaroğluyuz” pankartları asıldı. “Başbakan Kemal”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları eşliğinde konuşan Kılıçdaroğlu, Lefter ve Rauf Denktaş’ı da andığı konuşmasında özetle şunları söyledi:

YÜZ KIZARTICI: Sayın Başbakan ‘fezlekeden kahraman çıkmaz’ dedi. Bu fezlekeden çıksa çıksa demokrasi açısından yüz kızartıcı bir tablo, utanç, karamsarlık, güçler ayrılığı ilkesini çöpe atmak çıkar. Milletin kafasına sopa çıkar. Sayın Başbakan dön bir kendine bak. Sen ve senin adamların düşünce özgürlüğünü sınırlandırıyor. Senin savcıların, hakimlerin düşünce özgürlüğünü sınırlandırıyor. Ama Başbakan bunların uzmanıdır. Mağduriyet pazarlamasını ondan başka kimse iyi bilemez. O, bu işin bir numarasıdır.

BÜYÜKANIT’LA KANKA OLDUN, BEN SENİNLE OLMAM: Başbakana samimi olarak bir soru soruyorum. 27 Nisan e-muhtırasından kahraman çıkar mı çıkmaz mı? ‘Muhtırayı ben verdim’ diyen Sayın Büyükanıt’la 135 dakika Dolmabahçe’de konuşma yaptın, ne söyledin? Sen demedin mi ‘ben muhtıralara karşıyım’. Ama gidip kanka oldun. Sen fezleke düzenledin diye ben seninle kanka mı olacağım? Bunların kahramanlıkları işte bu. Ver muhtırayı, 135 dakika konuş, kucak kucağa dışarı çık. E-muhtıra bir danışıklı dövüş mü yoksa devletin sırlarını mı görüştün. Memleketin sırlarını pazarlık masasında mı görüşüyorsun?

MAHKEMENİ ELEŞTİRECEĞİM: Sen yasaklı olduğun dönemde bu parlamento senin yasaklarını kaldırdı. CHP, destek verdi. Ama sen millete sabah akşam yasak getiriyorsun. CHP hakkında fezleke düzenliyor özel yetkili Silivri savcısı. Türkçesi, ‘sen benim mahkememi eleştiremezsin’. Eleştireceğim sayın Başbakan, hiç merak etme.

HİTLER VE MUSSOLİNİ DE İKTİDAR OLDU: Senin hukuksuzluklarını övecek miyiz? Hitler de iktidar, Mussolini de iktidar oldu, ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Bu gözdağıdır. Halka, ‘anamuhalefet lideri eleştirdi, fezlekeyi düzenledik, ayağınızı denk alın, susun’ diyorlar.

KARA LEKE OLARAK GEÇTİ: Bu fezleke demokrasinin katledilmesidir. Recep Bey ne derse sadece onu alkışlayın demektir. Onun için susmayacağız. Şiir okudu diye dört ay hapse mahkum edildi. Fezleke karşısında demokrasinin yanında olmasını beklerdim. Ama öyle bir tepki verdi ki demokrasi tarihine kara leke olarak geçti. “Olması gereken oldu” dedi. Ne demek bu, yani “oh oldu” demek. Ahlak kültürüne bakın.
4 ay hapse girdin diye kıyamet koptu. Onlar yıllardır hapisteler. Mehmet Akif Ersoy’un bir şiirini sık sık tekrar ederdi. “Zulmü alkışlayamam” diye. Bugün zulmü alkışlayan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dünün mazlumuydun, bugünün zalimi oldun. Ersoy’un hayatından ders almış olsaydın, bugün farklı bir noktada olurduk.

ZENGİN SOFRALARINDA OTURUYORSUN: Bunlar daha önce yoksul semtlerde oturuyordu. Şimdi servetleri milyonları aştı. Sen artık zengin sofralarında oturuyorsun, zalimlerin yanındasın. AKP sadece bir alanda, reklamda olağanüstü başarılı. AKP hükümetine reklam kampanyası hükümeti diyebiliriz.

BİRLİK SEMBOLLERİ TEHDİT ALTINDA: Neyle uğraşıyoruz; 29 Ekim, 19 Mayıs. Türkiye’de toplumsal barışı sağlayan ne kadar şey varsa, Türkiye’nin birlik sembolleri saldırı, tehdit altındır. 19 Mayıs’ta Atatürk keyfi için mi turistik gezi için mi Samsun’a çıktı. Bunlar emperyalizme karşı direnmeyen bir sistem yaratmayı istiyorlar. Törenler militaristse sivil yap bu törenleri. Ankara soğuk, Antalya da mı daha soğuk? CHP var olduğu sürece hiçbir şeyi yok edemezsiniz.

Hukukun gereği yapılacak
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav’a yakın isimlerin, tüzük kurultayını toplamak için gerekli imzayı topladıklarına yönelik haberler konusunda, “Hukuk neyi öngörüyorsa onu yapacağız, hiç kimse meraklanmasın. Tüzük kurultayını toplayacağız” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayı için “Ne telaşlanacak bir şey var, ne de başka bir şey, kimse meraklanmasın. Ben onları parti içi muhalif olarak görmüyorum. Onlar tüzükten kaynaklanan haklarını kullanıyorlar” dedi.
Milliyet