AKTÜEL: ERDOĞAN ESTİ GÜRLEDİ

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, tutuklanarak cezaevine konulan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili olarak, “Yargı tarafından kesinleşmiş hüküm ortaya konmadan, kimseye suçlu muamelesi yapılmamalıdır. Aynı zamanda yargılananlar masum, yargılayanlar suçlu gibi siyasi yorumlar da yapılmamalıdır” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin çeşitli açıklamalar yaptı. Artık demokrasi, hukuk, milli irade adına bir arınma süreci yaşandığını belirten Erdoğan, devlet algısını ve kurumsal itibarı düzeltecek bu sürecin demokrasi açısından umut verici olduğunu söyledi. Erdoğan 12 Eylül müdahalesi ile ilgili önemli gelişmeler olduğunu hatırlatarak, “Müdahale sonrası, demokrasi de, sivil irade de siyasi partiler de askıya alınmış, binlerce insan türlü türü eziyetler görmüştür. Bu olayların yargının konusu olması, yanlış yapanlardan hesap sorulması milletimizin onlarca yıldır karşılık bulamayan büyük bir beklentisiydi. 30 yıl sonra yaptığımız Anayasa değişikliği sayesinde, bu darbe yargıya intikal etti. Soruşturma başlatıldı” diyerek şöyle devam etti:
“Bizim meselemiz kişilerle değil, demokrasi karşıtı bir zihniyetle hesaplaşmaktır. Biz siyasi zeminde bu anlayışların yanlışlarını ortaya koyarken, yargı da kendi açısından hesap soruyor; olayları aydınlatmaya çalışıyor. Çeteler, mafya, darbeciler, diktacılar, andıççılar, eski Türkiye manzarasıdır. Yeni Türkiye artık ileri demokrasiyle, hukuk devleti anlayışıyla, sivilleşme ile şekilleniyor. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki Türkiye’de demokrasi güç kazanıyor, millet iradesi güç kazanıyor, hakimiyeti milliye anlam kazanıyor. Yasama, yürütme ve yargı hiçbir baskı olmadan, hiçbir etki altında kalmadan, korkusuzca görevlerini yerine getiriyor.”

-BAŞBUĞ’UN TUTUKLANMASI-
Yargıya intikal eden konular hakkında görüş bildirme, açıklama ve yorum yapmanın kimsenin lüksü olmadığını vurgulayan, Erdoğan, isim vermeden Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasına da değerlendirerek şöyle devam etti:
“Yargı tarafından kesinleşmiş hüküm ortaya konmadan, kimseye suçlu muamelesi yapılmamalıdır. Aynı zamanda yargılananlar masum, yargılayanlar suçlu gibi siyasi yorumlar da yapılmamalıdır. Yargıyı etki altına alacak söylemlerden, yargının itibarını zedeleyecek suçlamalardan herkes imtina etmelidir. Ortada bir kısım iddialar, ciddi suçlamalar bulunuyor. Bunların tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını beklemek hepimizin hakkıdır. Nitekim bir kısım davalarda ortaya konan iddialar, doğrudan demokratik rejimi, siyasi iktidarı alaşağı etmek gibi çok ciddi ve mutlaka açıklığa kavuşturulması gereken iddialardır. AK Parti’yi karalamaya yönelik girişimleri konu alan iddialar da demokrasimiz adına kesinlikle aydınlığa kavuşturulmalıdır. Biz gerek hükümet olarak, gerek AK Parti olarak yargıya saygılı bir şekilde gelişmeleri izliyor ve adaletin ivedilikle tecelli etmesini bekliyoruz.”
Erdoğan, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e yönelik, “Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın” sözlerine ağır yanıt verdi. Başbakan, “Değil TSK’da onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler” dedi.

-ULUDERE OLAYI
Başbakan Erdoğan, partisinin grubunda yaptığı konuşmada, Uludere’deki 35 kişinin hayatını kaybettiği olaya da değindi. Olaya yönelik açıklamaları “Maksadı aşan açıklamalar” olarak değerlendiren Erdoğan şöyle konuştu:
“Uludere’de bu acı hadise yaşandıktan sonra, acıyı fırsata çevirmek için yoğun çaba içine girdiler. Orada yaşanan manzarayı gördük. Terör örgütü, tabutun bir kenarından tutarak, hadiseyi tahrik meselesi haline getirdi. BDP’de tahrik gayretleri içine girdi. Dikkat ederseniz bazı tabutların üzerlerine de PKK bayraklarını koydular. CHP, BDP ve PKK ile aynı dili kullanarak o da cenazeler üstünden fırsat devşirme çabası içinde oldu. Bu çabaya bazı medya kuruluşları da eklenerek, yaşanan acı hadise üzerinden yalan ve yanlış bilgilere dayalı yayınlar yaptılar.
O bölgede terörden doğan zararları olan, başvuruda bulunan vatandaşlarımızın başvurularını öne aldık. Hak sahiplerine de ödemeyi en kısa zaman da yapacağız. Gülyazı Köyü’ne bir gümrük noktası açılması konusunda, bakanlar kurulunda geçen hafta görüştük.
Bir yandan olayı derinlemesine inceliyor, diğer tarafta vatandaşlarımız için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. biz istismar yapamayız. Acıdan rant sağlayanlardan olamayız. Hayatını kaybedenler bizim kardeşlerimizdir. Biraz önce de ifade ettiğim gibi bu acı hadiseyi fırsat olarak görenler tarafından karalama kampanyası başlatıldı.
Bu tahrik girişimleri sadece hükümetimizi değil, hükümetimizin yeniden pekiştirdiği Türkiye’nin kardeşliğini de hedef alıyor. Biz bize yaşatılanları asla unutmadık. Bize yaşatılanların başkalarına reva görülmesine de asla göz yummadık. Attığımız her adımda milletin takdirini asla göz ardı etmedik.”
Tek partili ve koalisyon hükümetleri döneminde bu bölgelerin “Bakın hiçbir zaman bu bölgeleri akıllarından bile geçirmemiştir” diyen Erdoğan, “Alt yapı üst yapı. sorun ne yaptınız? Hangi eseriniz var, söyleyin. Hiç. Ama Ak Parti iktidarı her yeri alt yapısıyla üst yapısıyla ayağa kaldırdı. Aramızdaki fark bu. Bunu hazmedemiyorlar. Bunu ne ana muhalefet, ne de yavruları kabulleniyor” diyerek şunları söyledi:
“Hakkari’de hava limanı yapmak ve yaptırmak bugüne kadar birinin aklına geldi mi? Biz şimdi orada havaalanı yapıyoruz. Beyefendiler müteahhidini tehdit ediyorlar. Aynı şekilde Şırnak’ta havaalanı yapıyoruz. Onun temel atma törenlerine bile vatandaşları tehdit ettiler. Doktorları tehdit ettiler, buraya gelmeyeceksiniz. Bir doktor yanıma geldi ve biz devamlı tehdit alıyoruz dedi. Ey BDP ve uzantısı olduğunuz terör örgütü. Siz bunların hesabını nasıl vereceksiniz? Sizin insan diye kucakladığınız bir şey var mı yahu? Siz sadece Kürt kökenli kardeşlerimizin istismarını yapıyorsunuz o kadar.
Sizin elinizden gelen tek bir şey var. Nedir? Dükkanların kepenkleri insin. Siz onların rızkıyla oynuyorsun. Gittiğiniz zaman pislikten geçemezsiniz. Burada belediye var mı yok mu burada belediye bulamazsınız. Bnlar tamamen terör örgütünün gayretlerinden besleniyorlar. Bununla ayaktalar.
Kusura bakmasınlar, benim vatandaşım devlet dairelerinde okullarda hastanelerde insan yerine, birinci sınıf vatandaş yerine konmuyordu. Bizzat şahsım o hastanelerde, karakollarda, hapishanelerde devletin milletine nasıl davrandığını gördüm, yaşadım. Bu ülkede şifa için hastaneye gidenler daha da hasta olarak evlerine dönüyordu. Mahkemeler kendi dertlerine bile çözüm üretemiyordu. Karakollar işkence iddialarıyla anılıyordu. Vatandaş yolda sokakta insan muamelesi görmüyordu. Bugün bülbül gibi şakıyan nice kalem, emir komuta zincirinin bir halkası olmaktan öteye geçemiyordu. Bu ülkede (Derim) demek bile suçtu. Biz bugün bırakın Dersim’i, Dersim katliamını bile sorguluyoruz.

-ONBAŞI TARTIŞMASI-
Genelkurmay başkanımıza hakaret etmek açık söylüyorum densizliktir. Değil general onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında bir gurur bir şeref meselesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin. Ama sen git silahlı efendilerine sor onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatır. Çünkü o onbaşılar bizim canımız kardeşimiz. Değil TSK’da on başı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler.
Önce haddinizi bileceksiniz. Bunlar İmralı’daki terörist başını önder olarak görüyorlar. Apo’ya peygamber diyorlar. Apo’nun da bunlara uygun gördüğü sıfatlar belli. Bir kez daha söyleyeyim. Şarlatan, şovmen, satılık, saf, zırtapoz diyor. Bunları biz demiyoruz. Bunları biz demiyoruz önderleri diyor. Lider olarak, hatta peygamber olarak söyledikleri Apo söylüyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.”