BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, güvenlik ve özgürlük arasında denge kurmanın ana siyasi hedef olması gerektiğini düşündüğünü ifade ederek, ”Şiddetten her ne pahasına olursa olsun kaçınılmalı, bölgedeki her ülkenin toprak bütünlüğü korunmalı ve bu ilkeye saygı duyulmalıdır. Bizler, bu sürecin mezhepsel, etnik ya da ideolojik eğilimler tarafından yönlendirilmesine izin vermemeliyiz. Önümüzdeki başlıca hedef, kitlelerin talep ve hareketlerini demokratik ve kurumsal siyasete dönüştürmek olmalıdır” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, Türk-Arap Sanayi İşbirliği Konferansına gönderdiği mesajında, Arap dünyası ile köklü, kültürel, tarihsel, sosyal ve dini bağları bulunan Türkiye’nin, Arap ülkeleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerini geliştirmeye büyük önem atfettiğini belirterek, Arap dünyası ile ticari ve ekonomik ilişkilerde son yıllarda ikili ve çok taraflı platformlarda pek çok aşama katedildiğini anımsattı.
Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaretin son yıllardaki artışının sevindirici ve umut verici olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
”Türkiye’nin 2004 yılında Arap ülkeleri ile arasındaki ticaret hacmi sadece 13 milyar dolar iken 2010 yılında 33,5 milyar dolara yükselmiştir. Son yıllarda ticaretin yanı sıra karşılıklı yatırımlar alanında da sevindirici gelişmeler yaşadık. Ortadoğu, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye’deki toplam doğrudan yatırımları son altı yılda 14 milyar dolara ulaşmıştır. Biz Arap ülkelerinden daha fazla iş adamını, eşsiz coğrafi konumu ile büyük fırsatlar sunarak bölge ve dünya pazarlarına açılan kapı görevi gören Türkiye’de yatırım yapmaya davet ediyoruz. Türkiye, İstanbul’dan dört saatlik uçuş ile 50 ülkeye ve dünya nüfusunun dörtte birine ulaşabilen, uluslararası piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen istikrarlı makroekonomik ortamını koruyan bir ülkedir. Türk girişimciler de birçok alanda Arap ülkelerindeki faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Bugüne kadar tüm dünyada 80’den fazla ülkede 200 milyar dolarlık proje taahhüt eden Türk inşaat firmaları Arap ülkelerinde de altyapı projelerinde daha büyük bir paya sahip olmak istemektedirler.”
ZAMAN