Neşeli ve komik!..
Tiyatroseverler Akatlar Kültür Merkezi’nde buluşuyor. Kasım ayında Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde birbirinden güzel oyunlar sahnelenmeye devam ediyor. “3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç” adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Kasım ayının ilk gününde 15’inde, 22’sinde ve 29’unda sanatseverler ile buluşacak. Uğur Uludağ’ın yazıp yönettiği oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Yazar Uğur Uludağ, yeni oyununu yazmak istemekte ancak başaramamaktadır. Ve Uğur’un beynindeki fikirler, ne yapıp edip, gerekirse onun hayatına sızıp, ona bu oyunu yazdıracaklardır. Onun hayatına müdahele etmek gerekse bile… Hatta içlerinden biri, onunla evlenmek zorunda kalsa bile… Hatta içlerinden biri, iş kurmak için ondan borç almaya çalışsa bile…
Yine bildiğiniz kadrosuyla E.S.E.K, yine ortalığı sallayacak bir tiyatro oyunuyla geliyor. Koltuklarınızı şimdiden ayırtın…”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyleydi:
“Yazan ve yöneten: Uğur Uludağ. Dekor ve kostüm: Barış Dinçel. Oyuncular; Barış Ataş, Demet Şaşmaz, Doğa Rutkay, Yosi Mizrahi, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Funda Pelin Kurt ve Uğur Uludağ.”
Uğur Uludağ, 27 Eylül 1971 senesinde Tunceli’ de doğdu Dört sene sonra İstanbul’a geldi. 4 yaşında ilkokula başladı, liseyi bitirdiğinde olması gereken yaştaydı, 1985 yılında AÇT ile profesyonel oldu, ilk turnesine çıktı. 1987’de ustası Cem Yalın ile tanıştı. 1988 yılında Bakırköy Oyuncuları’na girdi. 1990 yılında Gökhan Semiz ile beraber “Espri Standartları Enstitüsü Kurumu”nu yani ESEK’i kurdu. 1991 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi ile tanıştı. 1995 yılında ESEK profesyonel yaşama Gökhan Semiz’le birlikte yazılmış olan “Tükürür Kaçarım” adlı oyunla merhaba dedi. Aynı sene “En Alt Kattan Geliyorum” isimli oyunu yazdı ve yönetti. Gökhan Semiz’ le birlikte “Bizi Bağlamaz” adlı, 2 kişilik oyunu yapmaya karar verdi ve ertesi sezona o oyunu sahneledi. Aynı sezon “Manda Adında Bir Alık” isimli oyunu yaptı. 1998-99 sezonunda “Biz Evrimi Çok Sevmiştik”i yazdı ve yönetti Los Angeles’ta düzenlenen, Radikal Alternatif Tiyatro Konferansı’ndan davet aldı ve gitti. Önce Meksika; ardından Las Vegas ve son olarak Los Angeles’ a yerleşti. Bu arada “Godot’ yu İzlerken”i yazdı. Sonra askerliğini yapmak için Aydın’a geldi. Askerlik bittikten sonra “Godot’u İzlerken”i sahneye koydu. 2001 yılında, Türkiye’nin ilk bilim kurgu oyunu olan, “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler”i yazdı ve yönetti. Selim Naşit Genç Başarı, Rotary Club Yılın Tiyatro Sanatçısı ve Magazin Gazetecileri Derneği – En İyi Oyun ödülünü aldı. Dünyanın ilk devam oyununu “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler 2″yi yazdı ve yönetti ve oynadı…
Çocuklar için yine sahnedeler
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde birbirinden güzel oyunlar Ekim ayında da yine tiyatroseverleri ağırladı. Çocuk oyunlarının yer aldığı dönem içinde Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Oktay Şenol’un uyarladığı ve yazıp yönettiği oyunlar ilgiyle izlendi. Bunlardan bir tanesi 29 Ekim’de sahnelenen “Sevimli Dinozor”du ve diğeri de 30 Ekim’de sahnelenen “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı oyundu.
Çocuk psikolojisi ilkeleriyle uyarlanan “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” ile ilgili oyun hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Kötü kalpli ve güzelliğine düşkün kraliçe, sihirli aynasına her gün ülkenin en güzel kadınını sorar. Bir gün ayna, Pamuk Prenses’in kendisinden daha güzel olduğunu söyleyince sinirlenir ve Pamuk Prenses’i ülkeden uzaklaştırması için sarayın komutanı Kato’ya emir verir. Yolda Pamuk Prenses’in yaptığı iyiliklerden etkilenen Kato, kraliçenin emrinin aksine Pamuk Prenses’i sınıra yakın bir yere bırakır ve kaçar. Ormanda Kato’yu aramayan Pamuk Prenses, yedi cücelerin eviyle karşılaşır. Kraliçe ülkenin en güzel kadını olmanın tadını çıkarırken, ayna bir aksilik olduğunu fark eder ve kraliçeyi uyarır. Kraliçe, yaşlı kadın kılığına girerek Pamuk Prenses’e zehirli elma ikram eder. Artık Pamuk Prenses’in uyanması için tek bir şansı vardır, onu yürekten seven birinin öpücüğü…”
Sevimli Dinozor hakkındaki bazı detaylar ise şöyleydi:
“Bir gün eve geldiğinizde saklambaç oynayan kocaman bir dinozor yavrusuyla karşılaşsanız herhalde çok şaşırırdınız. Peki bu dinozor sevimli mi sevimli, akıllı mı akıllı ve bir de çocuğunuzun en iyi dostu olsa ne yapardınız?.. Unutmayın, bir de sevimli dinozoru ele geçirmek isteyen kötü bir bilimadamı var.”
Yüzlerce tablo onlarca heykel
Yüzlerce tablo ve heykel Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde sanatseverleri bir araya getirdi. Beşiktaş Çağdaş’ta 13 Ekim’de görücüye çıkan “Süleyman Saim Tekcan Retrospektif Sergisi” ile sanatseverler bir çatı altında buluşmuş oldu. Beşiktaş Çağdaş’ta Türk Sanatının en önemli sanatçılarından Süleyman Saim Tekcan’ın 50. sanat yılında koleksiyonlarından bir araya getirilen eserlerinin sergilendiği, Retrospektif Sergisi’nin açılışını Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Kemal Çiloğlu gerçekleştirdi. Süleyman Saim Tekcan’ın Türk resmine kazandırdığı 208 tablo ve 38 heykel, 25 Kasım’a kadar Beşiktaş Çağdaş’ta sergilenecek.
Sanatçı Süleyman Saim Tekcan ile bilgiler şöyle: “1940 Trabzon’da doğdu. 1960-1961 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden mezun oldu. 1963 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden lisans diploması aldı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Resim Bölümü’nden lisans ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sanatta yeterlilik eğitimini tamamladı. 1964-1965 Işık Lisesi Müdür Yardımcılığı yaptı. 1968-1975 Atatürk Eğitim Fakültesi’nde eğitim görevlisi olarak çalıştı. 1970-1971 Almanya’da baskı eğitimi üzerine araştırmalarda bulundu. 1975 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim kadrosuna girdi. 1985 profesör oldu ve aynı yıl Grafik Sanat Dalı Başkanlığı görevine atandı. 1987 Yugoslavya’da Sarajevo Sanat Akademisi’nde iki aylık özgün baskı semineri, 1991 Ankara’da Bilkent üniversitesi’nde özgün baskı semineri gibi çalışmalar yaptı. 1991 Almanya’da, Bonn’da ‘Türk Grafik Sanatı’nda 12 Sanatçı ve Çağdaş Türk Resmi’nden Bir Kesit’ başlıklı iki ayrı konferans verdi. 1994-1995 Mimar Sinan Üniversitesi Dekanlık görevini, Grafik Bölümü Başkanlığı ile beraber yürüttü. 1996 Büyükada’da eğitime başlayan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kurdu ve ilk eğitim yılı süresince dekanlık görevini yürüttü. 2006 İMOGA-İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2007 Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanlığı, 2008 1.Uluslararası Özgün Baskı Resim Bienali Jüri Üyeliği yaptı.”
Sanatçı ile ilgili diğer detaylar ise şöyle: “Kurduğu Atölyeler; İstanbul Atatürk Eğitim Fakültesi Gravür, Litografi, Serigrafi Atölyelerini, İstanbul Teknik Üniversitesi Gravür, Serigrafi Atölyeleri, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Gravür, Serigrafi Atölyeri’ni, Çamlıca Sanat Evi Gravür, Serigrafi, Litografi, Özgün Baskı Atölyeleri’ni kurdu. Aldığı ödüller için de ünvanlar da bulunuyor. 2007 yılında Königswinter Şehri Sanatçısı ünvanı aldı. 2006 yılında İstanbul Rotary Kulübü, 2005-2006 yıllarında Meslek Ödülü, 2006 yılında Asya Ödülü, Marmara Üniversitesi; İMOGA Kuruluşu Nedeniyle, 1993 yılında Sanat Kurumu Yılın Sanatçısı Ödülü, 1992 yılında Devlet Özgün Baskı Sergisi İkincilik Ödülü, 1988 yılında 49. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Özgün Baskı Dalında Üçüncülük Ödülü, 1986 yılında Türkiye Asya-Avrupa Bienali Özgün Baskı Dalında Başbakanlık Dostluk ve Barış Ödülü, 1986 yılında Bangladesh Asya Bienali Özgün Baskı Dalında Büyük Ödülü, 1985 yılında Viking Kağıt Sanayi Baskı Resim Yarışması Başarı Ödülü, 1982 yılında Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Günümüz Sanatçıları Baskı Ödülü aldı.”
Seçmen portresi sorgulanıyor…
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde yine tiyatro oyunları devam ediyor. Afife Jale Sahnesi’nde Ankara Sanat Tiyatrosu’nun yetişkinler için sahnelediği “Zübük” adlı oyun 22 Ekim’de tiyatroseverler ile buluştu. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor: “Zübüklük; başta inanç olmak üzere, toplumdaki tüm iyi duyguları, umutları, çaresizliği, eğitimsizliği paraya, çıkara, iktidara tahvil etme, sonuna kadar sömürme sanatı…
Özellikle inanç ve umut sömürüsüyle iktidarı ele geçirenlerin içyüzünü anlatan, bu coğrafyanın değişmez kaderini mizahın çarpıcı diliyle sergileyen bir yapıt “Zübük.” Zübüklerin iktidarından kurtulmanın tek yolu var, kendi zübüklüklerimizden kurtulmak. Bu yüzden bu romanı sahneye taşımak AST için tarihsel bir sorumluluk.”
Oyunun konusuyla ilgili bazı detaylar da toplulukça şöyle anlatılıyor: “Zübük oyunu, “vatandaş-seçmen” portresi didik didik eden, “Zübükler Diktatörlüğü”nden kurtuluş için, sahici bir yüzleşmenin gerekliliğini vurgulayan ve herkesi hesaplaşmaya, yüzleşmeye, sorgulamaya davet eden bir yapım olarak projelendirildi. Ölümsüz mizah yazarı Aziz Nesin’in romanından, Dersu Yavuz Altun tarafından “Müzikli Komedi” olarak uyarlanan ve sahneye konulan oyun; zübükleri ve onları iktidara taşıyan zübüklükleri anlatarak, bu ülkenin zübüklerden kurtulması için verilen mücadeleye tiyatro sahnesinden destek vermeyi amaçlıyor.”