SON DAKİKA GÜNDEM: Meclis toplanıyor… İstanbul’a kar geliyor… Çarpıcı iddia… Tartışma yaratacak karar… Şikeye ceza 2 yıl… Askeri helikopter düştü: 3 ölü… Kazada 40 yaralı… Kılıçdaroğlu: Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir…



Emekliler isyanda
Yunanistan ekonomisinin son durumunu incelemek ve atılacak yeni adımları belirlemek üzere Atina’da bulunan AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve IMF oluşan ‘troyka heyeti’, işçiler tarafından işgal altında tutulan Ekonomi Bakanlığı binasında mahsur kaldı.Bilgiler ulaştırılamadı. Ekonomi Bakanlığı’nın işgal altında olması nedeniyle, Troyka ile Yunanistan Ekonomi Bakanı Evangelos Venizelos arasındaki görüşmelerde Başbakan Yardımcılığı binasında gerçekleşti. Devlet memurlarının taban ve tavan maaşlarının belirlenmesi, yüzde 50-60 maaş indirimi ile 2011 yılında 30 bin devlet memurunun yedeğe alınması, 2012 bütçe tasarısı ve orta vadeli programdaki değişikliklerin masaya yatırıldığı görüşmelerde, Troyka hazineden ve istatistik teşkilatından bazı bilgiler istedi. Yunanistan, bu bilgilerin Başbakan Yardımcılığı binasına ulaştırılması talimatı verdi. Ancak, gerek hazine gerek istastik teşkilatı çalışanların işgali altında olduğundan troykanın istediği bilgiler ulaştırılamadı. Bilgilerin dün iletildiği belirtildi.
Pangalos şaka yaptı
110 milyar Euro’luk birinci kurtarma paketinin 8 milyar Euro’luk 6’ncı dilimine yeşil ışık yakmak için Atina’da bulunan Troyka, pazartesi gününe kadar Yunan başkentinde kalacak. Bakanlıkların işgali nedeniyle görüşmeler aksadığından, Yunan bakanlar kurulu, Troyka le görüşmelerde kararlaştırılacak maddeleri onaylamak için bugün olağanüstü toplanacak. Bu arada Venizelos “Özel emlak vergisini ödeyecek param yok. Gelip beni tutuklasın” diyen Başbakan Yardımcısı Teodoros Pangalos’a cevap vermemeyi tercih etti. Venizelos gazetecilerin sorusu üzerine “Adam bir şaka yaptı. Manşetlere çıkardınız”
demekle yetindi.

Emekli subaylar Yunan Savunma Bakanlığı’nı bastı
Yunanistan’da maaşlarının azaltılmasını protesto eden emekli subaylar dün tarihte bir ilke imza atarak genelkurmay, hava, kara ve deniz kuvvetlerinin binalarının bulunduğu Savunma Bakanlığı’nı bastı. Emekli subaylar, Savunma Bakanlığı’nın giriş kapısını kırarak bakanlıkların binalarının bulunduğu bahçeye girdi. Ellerinde büyük bir Yunan bayrağı taşıyarak, Yunan hükümetinin ekonomi politikası aleyhinde slogan atan emekli subaylar, Savunma Bakanı Panos Beglitis ile görüşmek istediler. O sırada parlamentoda bulunan Beglitis, eylemin anti-demokratik olduğunu belirterek, emekli subaylara seslenip derhal bahçeden ayrılmadıkları takdirde kaba kuvvet kullanılarak uzaklaştırılacaklarını söyledi. Gösterici emekli subaylar, Kara Kuvvetleri Komutanı General Frangos Frangulis’in kendileriyle konuşup ikna etmesi üzerine savunma bakanlığından ayrıldılar.

Yunanistan’ın AB’de varlığına minnettarız
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, ülke ekonomisini iflastan kurtarmak için çıktığı Avrupa turunda dün Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ile bir araya geldi. Papandreu, Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nda (EFSF) Almanya’nın ardından en çok payı bulunan Fransa’ya ülke ekonomisinin durumunun ne kadar kritik olduğunu anlattı. Toplantıdan sonra açıklama yapan Sarkozy ise, “Papandreu ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda, ona Yunanistan gibi bir Avrupa ülkesine sahip olduğumuz için ne kadar minnettar olduğumuzu ve kendilerini desteklemek için nasıl bir yol izleyeceğimizi söyleme şansı yakaladım” ifadesini kullandı.

Barroso: Euro’ya üye olmayan ülkelerle daha fazla işbirliği yapın
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Euro Bölgesi’ne üye ülkelere, borç krizi tartışmalarına ilişkin olarak Euro para birliğine üye olmayan Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile daha fazla işbirliği yapmaları çağrısında bulundu. Barroso, Euro Bölgesi’ne üye 17 ülkenin daha fazla yakınlaşması ve daha koordineli çalışması gerektiğini vurgulayarak, “Ancak bunu, 27 üyeden oluşan ortak pazardan bağımsız yapmamalılar. İki grup arasında derin bir hendek oluşmasını engellemeye çalışıyoruz. Aksi halde Euro önemli bir dayanağını yitirebilir” diye konuştu. Barroso, Fransa ve Almanya’nın yalnızca Euro Bölgesi temelinde yeni bir yönetim organı kurma fikrine de karşı çıkarak şunları söyledi: “Euro Bölgesi’ndeki 17 ülke, merkez ekonomi politikaları ile yönetilemez. 330 milyon nüfusu ile Euro bölgesi ekonomileri, hükümet başkanlarının yılda iki kez yapacağı yıllık toplantılarla yönetilemesi aldatmaca olur. Bizim daha güçlü AB kurumlarına ihtiyacımız var.”

Avusturya, Estonya ve Kıbrıs Rum Kesimi EFSF değişikliklerini onayladı
Avusturya, Estonya ve Kıbrıs Rum Kesimi parlamentoları da Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nda (EFSF) yapılması öngörülen değişiklikleri onayladı. Avusturya parlamentosunda yapılan oylamada, EFSF’nin güçlendirilmesi ve yetkilerinin genişletilmesini öngören değişiklikler, 53 hayır oyuna karşı 117 evetle kabul edildi. EFSF’deki değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından Avusturya’nın fona katkısının 12 milyar Euro’dan 21.6 milyar Euro’ya yükseleceği belirtiliyor. Estonya’nın fona katkısının 1 milyar 995 milyon Euro’ya yükselirken, Kıbrıs Rum Kesimi’nin katkısı da 863 milyon Euro’dan 2.02 milyar Euro’ya çıkacak. Şuana kadar, EFSF’de planlanan değişiklikleri, Almanya, Finlandiya, Belçika, İspanya, Fransa, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Estonya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Slovenya parlamentoları onayladı. Avrupa Birliği (AB) liderleri 21 Temmuz’daki zirvede, 440 milyar Euro’luk EFSF’nin daimi hale getirilerek ülke tahvillerini satın alabilmesi ve zordaki hükümetlerle bankalara kredi verebilmesi için yetkilendirilmesi kararı almıştı.

İspanya 10 milyar dolar harcadı, üç bankayı kamulaştırdı
İspanya’da yeni sermaye gereksinimlerini yerine getiremeyen sorunlu 3 bankanın kamulaştırıldığı, böylece finans sektörünün yeniden yapılandırılması sürecinin sona erdiği bildirildi. İspanya’da “cajas” olarak bilinen küçük tasarruf bankalarının birleşmesinden oluşan Unnim, CatalunyaCaixa ve NovacaixaGalicia adlı üç bankaya nakit sağlamasının ardından devlet, bankaların hisselerinin yüzde 90’ına sahip oldu. Ülkede yeni sermaye gereksinimleri hükümet tarafından şubat ayında açıklanmıştı. İspanya Merkez Bankası kamulaştırılan bu üç bankanın sermayesi ile finans sektörünü yeniden yapılandırmak için 7.5 milyar Euro (10.2 milyar dolar) harcadığını bildirdi.
Yorgo KIRBAKİ / Hürriyet
***

İstanbul’da afet gibi yağmur
İstanbul’da aniden bastıran yağmur şiddetini artırıyor. Sağanak yağışın yanı sıra şiddetli rüzgarın da etkili olmasıyla birlikte vatandaşlar zaman zaman zor anlar yaşadı. Yağış E-5 Karayolu Kumburgaz Mevkii’ndeki su baskınına neden oldu. Yol nedeniyle Edirne yönüne ulaşım yaklaşık 2 saat tek şeritten sağlandı. Yolda bazı araçlar mahsur kaldı. Mahsur kalan araçlar itfaiye ekiplerin çalışmasıyla kurtarıldı.

ESENLER OTAGARI’NI SU BASTI
İstanbul’da etkili olan sağanak yağış, su baskınlarına yolaçıyor. Sağanak yağmur nedeniyle Büyük İstanbul Otogarı’nın Esenler girişi su altında kaldı. Bazı araçlar alt geçitte mahsur kaldı. Otobüsler bile yükselenen sular yüzünden ilerleyemedi. Çevredeki esnaf, taşkının dükkanlarına girmemesi için kendince önlemler aldı. Rögar kapaklarının da patlaması, suyun daha da taşmasına neden oldu. Dükkanı su altında kalan tamirci Hüseyin Süskesen ve Tahsin Tarı, suyun kanalizasyon kapaklarından birden fışkırdığını, bir müddet sonra ikinci bir patlama sesi duyarak suların tekrar yükselip, bu hale geldiğini belirtti. Dükkanı sular altında kalan vatandaşlar, “Dükkanda çalışıyorduk, birden sular yükseldi. Toprağın çökmesi akışı engelledi, belediyenin botları bizi kurtardı. Bot ile kurtarılan 70 kişiyiz. Maddi zararımız çok. Tam belli değil, su çekilince bakacağız” diye konuştu. Otogar’ın Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tekin ise, “Etkili yağış değil, etkili yağış burada yıllardan beri oluyor. Can kayıpları yaşanan bir an önceki felakette bile burada sorun yaşanmadı. Bugünkü neden, Terazidere bölgesindeki Ayvalıdere kollektörünün tıkanmasından kaynaklanan bir sebep. olcuların sevkinde de bir problem yok. Ancak tıkalı olan yer açılmadığı sürece bu problem yaşanacağa benziyor. İSKİ Ayvalıdere Kollektörü diye adlandırıyor. Otogarın altından geçen büyük kanallar var. Otogar dışındaki bir bölgedeki çökmeden bahsediliyor. Can kaybı söz konusu değil” dedi.

PAZAR GÜNÜ İSTANBUL’A KAR GELİYOR
Meteorolojik tahminlere göre pazar günü Trakya’da etkili kar yağışı bekleniyor. Günün ilk saatlerinden itibaren Trakya’nın tamamı ve İstanbul’da kuvvetli yağmur şeklinde görülen yağış saat 18.00 den itibaren kar yağışına dönüşecek. Kar yağışı Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’ın tamamında etkili olacak. Pazarı pazartesi bağlayan gece de devam etmesi beklenen kar yağışının İstanbul’un Silivri ve Çatalca gibi uzak ilçelerinde bu bölgede kalan oto yollarda etkili olacağı tahmin ediliyor. Pazar günü akşam saatlerinden itibaren türkiye’ye girecek soğuk ve kar yağışı halen Romanya ve çevresini etkiliyor. Soğuk havanın önce yunanistan’in içi kesimlere daha sonra da trakya’ya ulaşması bekleniyor.
***

Çarpıcı iddia!
Yazıcıoğlu’nun yaşamını yitirdiği kaza sonrası kayıp denilen cihazlar Seren’in masasındaydı. Yazıcoğlu’nun yaşamını yitirdiği kaza sonrası Almanya’dan çağırılan uzman pilot “GPS cihazlarını 10 Nisan 2009’da Kaza Kırım Heyeti Başkanı Ferudun Seren’in masasında gördüm” dedi. Seren’le 6 saat görüşen Alman uzmanın ise araştırma yapmaktan vazgeçerek parasını dahi almadan ülkesine döndüğü ileri sürüldü.
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin öldüğü helikopter kazasından sonra Almanya’dan helikopterin düşme nedenleri konusunda rapor hazırlamak üzere BBP tarafından çağrılan uzman pilot Volkan Sürmeli çarpıcı iddialarda bulundu. Almanya’da yaşayan uzman pilot Sürmeli, VATAN’a yaptığı açıklamada, 28 Mart’ta bulunan helikopterin enkazına ilişkin, aralarında kayıp olduğu söylenen GPS cihazlarının da olduğu parçaları 10 Nisan’da Seren’in masasında gördüğünü söyledi. Sürmeli şunları anlattı:

“8 Nisan’da (2009) enkaz bölgesinde kazayı araştırdık. 9 Nisan’da Ankara’ya geldik. 10 Nisan Cuma günü Uwe Reibel ile birlikte Seren’in masasında o cihazları gördük. Zaten o cihazları bize göstermek için Ankara’ya davet ettiler. Bu konuda Başbakan’ımızın da bir direktifi olmuştu. Başbakanımız da bunu istemişti. Orada bize söylenen şöyle bir şey vardı: “Cihazlar bulundu, fotoğraflar çekildi ve savcıya tutanak tutturuldu…” Bu fotoğrafları bize CD ile birlikte teslim ettiler. Bize o zaman cihazların olduğunu ama hafıza kartlarının olmadığı söylendi. Fakat bugün o cihazlar da yok…”
Sürmeli, kazada hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş’in helikopter içinde çektiği bazı fotoğraflarda sabit olarak bu GPS cihazlarının açık ve kullanımda olduğunun göründüğüne de dikkat çekti. Cihazları helikopterden söktüğü iddia edilen askerlerle kaza kırım heyetinin bir araçta birlikte göründüklerine ilişkin iddialar da olduğunu söyleyen Sürmeli “Bir sivil hava aracı kazasında, askeri personelin araştırma yetkisi yoktur. Dünyanın her yerinde geçerli bir kuraldır bu. O askerlerin orada bulunması bile başlı başına çok şeyi açıklıyor. Elinde tornovida bulunan bir askerin bir şeyi sökmeye çalışması bütün çarpıklığı gözler önüne seriyor” dedi.

“Alman uzman vazgeçirildi”
Cihazları Seren’in masasında gördüğünü hemen avukat Kemal Yavuz’a ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye söylediğini anlatan Sürmeli, Alman uzman Reibel’in rapor hazırlamaktan vazgeçmesine ilişkin de şunları anlattı:
“Ferudun Seren’in odasına Uwe’yi aldılar. 3 saat beni hiç içeri almadılar. Daha sonra bir çay içmek için beni içeri aldılar ama daha sonra yeniden beni çıkarıp kendisiyle bir 3 saat daha görüştüler. Uwe, odadan çıktıktan sonra bu kaza araştırmasından çekileceğini söyledi ve öyle de yaptı. Bu durumu BBP’ye izah edeceğini ve bu işe karışmamam gerektiğini, karışırsam beni Almanya’da savcılığa vereceğini söyledi.

“BBP mafyaymış”
Bize ‘siz hepiniz mafyasınız’ dedi. Sanırım o görüşmede BBP ona mafya diye anlatılmış. Daha önce BBP’lileri çok cana yakın bulduğunu söyleyen kişi, o odadan çıktıktan sonra böyle dedi. Hatta kendisine ödenecek meblağlar vardı, onlardan da vazgeçti ‘para da istemiyorum’ dedi. Ben durumu dönemin BBP yöneticisi Ahmet Şanverdi’ye anlattım. BBP yönetimi de son ana kadar onu görevde tutmak için çok uğraştı. Ben de telefon ve e-mail yoluyla ulaşmaya çalıştım ama hiçbirine cevap vermedi, bizimle bağlantıyı kopardı. İlginç olan başka bir şey de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bu kazadan sonra helikopter parçalarını Uwe Reibel’in yaşadığı Baden-Baden şehrinde inceletmesiydi. Ama bu konuda asıl merkez orası değildir. Asıl merkez Lufthansa’nın çok gelişmiş merkezi olan Bremen veya Hamburg, Berlin gibi şehirlerdir. Ben, parçaların Uwe Reibel’in yaşadığı şehirde inceletilmesini çok kuşkulu buluyorum” dedi.

‘Suikast’ diyor
Helikopterin kaza nedeniyle değil, suikast sonucu düştüğüne inandığını söyleyen Sürmeli, delillerin karartılmasıyla bazı kişilerin korunmaya çalışıldığını iddia etti. Helikopteri Awacs ve F-16’ların birlikte düşürmüş olabileceklerini öne süren Sürmeli “Awacs helikopteri yanlış yönlendirdi. Çünkü Kayseri Havaalanı’na giden bir helikopterin 60 km hatalı uçması mümkün değil. 1 derece 2 derece hata yapabilirsiniz ama 3-5 km’de bu hata düzeltilir” dedi. Sürmeli, helikopterden cihazların sökülmesi sırasında orada bulunan bir askerin cep telefonuyla çektiği görüntüleri BBP’ye ve Cumhurbaşkanlığı’na postayla gönderdiğini ve “meçhul asker”in de bu kişi olduğunu söyledi. Sürmeli daha önce gündeme getirdiği Seren’in kendisini “Kaza yerinde çektiğimiz fotoğraflar bir yerde çıkarsa sen de biz de yanarız. Bir gün senin de uçak ya da helikopter kazanı inceleriz” diyerek tehdit ettiği iddiasını da tekrarladı.

Seren’in kuşku yaratan ifadesi
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ferudun Seren ise geçen yıl K. Maraş Savcılığı’na verdiği ifadede, GPS cihazlarını 29 Mart’ta gördüklerini ve fotoğrafladıklarını, ancak iki gün sonra 31 Mart’ta tekrar kaza yerine gittiklerinde cihazların olmadığını gördüklerini ileri sürmüştü. Seren, ancak kayıp cihazların karın içerisinde kaybolmuş olabileceği ve enkaz kaldırıldığında kayıp cihazlara ulaşabilecekleri düşüncesiyle tutanağı sadece kendisinin imzaladığını, arkadaşlarının imzalamadığını söylemişti. Enkazın 15 Mayıs’ta kaldırılmasından sonra da kayıp cihazlara ulaşılamayınca arkadaşlarının tutanağa 20 Mayıs tarihinde imza attıklarını ileri sürmüştü. Sürmeli’nin 10 Nisan’da GPS cihazlarını Seren’in masasında gördüğünü iddia etmesine karşın, Seren’in cihazların kayıp olduğunu 31 Mart’ta gördüklerini, ancak buna ilişkin tutanaktaki imzaların ancak enkaz kaldırıldıktan 5 gün sonra atıldığını söylemesi kuşku çekti.
Kemal GÖKTAŞ / Vatan
***
Danıştay’ın bu kararı tartışma yaratır
Danıştay 10. Daire, ilaçlı stent bedelinin sadece damar çapı 3 milimetrenin altında ve uzunluğu 15 milimetrenin üzerinde olan hastalara ödeneceği ve en fazla 3 ilaçlı stent bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenebileceğini düzenleyen Sağlık Uygulama Tebliği’nin ilgili maddesini hukuka uygun buldu. Bir hasta yakını, koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlı stent bedelinin yalnızca tebliğde belirtilen şartlarda ödenmesini öngören Sağlık Uygulama Tebliği’nin ilgili maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Tebliğin yürütmesinin durdurulması istenen maddesi, koroner arter hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlı stentlerin, “damar çapı 3 milimetrenin altında ve uzunluğu 15 milimetre üzerinde olan olgularda her iki şartı bir arada sağlaması şartıyla SGK tarafından ödeneceğine ve bir hastada en fazla 3 stent bedelinin kurumca karşılanacağına” ilişkin hükümleri içeriyor. Dava dilekçesinde, tebliğde öngörülen ölçümlere sahip olmaması halinde stent bedelinin kurumca karşılanmaması sonucu hastanın ağır bir maddi yük altında bırakılmasının sağlıklı yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı da savunuldu. Danıştay 10. Daire, stent bedelinin SGK tarafından karşılanabilmesi için sınırlandırma getirilmesini hukuka uygun bularak, tebliğin ilgili maddesinin yürütmesinin durdurulması istemini oy birliğiyle reddetti.
***

Şikeye ceza maksimum 2 yıl!
Bıçakçı’nın Şiddet Yasası’nda yaptığı değişiklikleri oy birliği ile kabul eden Kulüpler Birliği 4 Ekim’de taslağı Meclis’e sunuyor

TAYFUN BAYINDIR / VATAN
——————————————————————————–

BEŞİKTAŞ Başkanı Yıldırım Demirören başkanlığında ilk kez toplanan Kulüpler Birliği, Türk futbolunun geleceğini yakından ilgilendiren kararlara imza attı. Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’nın yeniden düzenlenmesi ve geliştirilmesine yönelik olarak Vakıf tarafından görevlendirilen eski TFF Başkanı Avukat Levent Bıçakcı da katıldı. Bıçakçı’nın hazırladığı 6222 sayılı yasadaki değişiklik önerilerine 18 kulüp temsilcisi de tam destek verirken, taslağın 4 Ekim’de Meclis’e sunulmasına karar verildi.

TOPLANTININ ardından açıklamayı Kulüpler Birliği Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Hasan Akıncıoğlu yaparken, Antalyaspor Başkanı şunları söyledi:

‘KÜME DÜŞMEME YOK’

“BU çalışmanın çok hızlı bir şekilde yapılmasına karar verildi. Bu takvim söylendiği şekilde işleyecek. Taslağın ayrıntılarına girmem şu safhada doğru olmaz. Hukukçu arkadaşlarımız gerekli incelemeyi yapıyorlar. Detaylı bir çalışma yapılıyor. Ligden düşmenin önlenmesiyle ilgili direkt bir madde de yok. Yeni yasayla ilgili bir tarih vermek doğru değil. Hazırlanan, Türk futbolunun içinde bulunduğu durumdan hızlı bir şekilde çıkması, sistemin daha iyi işlemesi için tüm kulüplerin ittifakla aldığı bir değişiklik önerisi. İlgili merciler gerekli çalışmayı yapacaklardır.”

AKINCIOĞLU ayrıntıya girmese de en önemli değişikliğin halen başta Aziz Yıldırım olmak üzere Metris’te tutuklu bulunan başkan ve yöneticileri yakından ilgilendiren şikeye verilen ceza olduğu öğrenildi. Yeni taslağa göre şike suçu basit ve nitelikli olmak üzere ikiye ayrılıyor. Nitelikli şikenin içine yasa dışı bahis de dahil edildi. Basit şikede ceza 3 ay ile 1 yıl olarak belirlendi. Nitelikli de ise 6 ay ile 2 yıla kadar ceza verilebilecek. Yürürlülükteki yasaya göre başkan ve yöneticiler şikeye karışmışlarsa cezaları yüzde 50 artırılarak verilirken, cezaların yumuşatılmasının dikkat çektiği taslakta bu da kaldırıldı. Sahaya giren taraftarların hapis cezası alması da taslağa eklendi.

CHP’den tam destek
CHP Başkan Yardımcısı Toprak: “Şikeye karşıyız ama yasada eksikler var. Bunlar parlamento çatısı altında değiştirilmeli.” Vakfın toplantısı öncesi Yıldırım Demirören’i yeni görevinden dolayı tebrik eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, hazırlanan yeni yasa taslağına destek vereceklerini belirtirken şunları söyledi:

“CHP olarak şikeye karşıyız ama yasada gördüğümüz eksikler ve hassas noktalar var. Toplumun bir çok kesimi ilgilendiren konularda, burada kulüplerin ortak hareket ettiği gibi partiler de ortak hareket edebilir. Hızla ve eksik çıkartılmış, katkılarımızın alınmadığı bir yasa. Umarız hükümet bizden de katkı alır ve Türk sporu bu girdaptan çıkmış olur.”

Bıçakçı: TCK’ya uyum sağlamaya çalıştık
ESKİ TFF Başkanı, Av. Levent Bıçakçı yasada yaptığı değişikliklerle ilgili olarak “Türk Ceza Kanunu ile genel bir uyum sağlamasına çalıştık” dedi. Bıçakçı hapis cezalarının indirildiği yönünde duyum olduğu ile ilgili ise “Sayılar üzerinde görüş bildiremem ama cezalar TCK’ya uyum sağlaması açısından indirimler oldu. Bazıları da para cezasına dönüştürüldü. Özelikle taraftarlar için para cezası öngördük. Bu cezalar savcılık tarafından verilecek ve dava açılmayacak. Böylece sistem hızlı işleyecek” diye konuştu.

Hakemler için komisyon
Kulüpler Birliği’nde dün alınan diğer bir önemli bir karar da hakemlerle ilgiliydi. Hasan Akıncıoğlu her ay Kulüpler Birliği bünyesinde değişimli olarak bir komisyon oluşturulmasına ve komisyonun hakem performanslarıyla ilgili hazırlayacağı değerlendirme raporunun TFF ile paylaşılmasına karar verildiğini duyurdu. Akıncıoğlu konuyla ilgili olarak “Burada herhangi bir ön yargı yok. Amaçlanan konu, daha iyi ve güzel müsabakalar izlenmesi, hakem performanslarının artırılması. Tamamen iyi niyetle kurulacak bir komisyon. TFF ile işbirliğini geliştirmek hedefleniyor” dedi.

MAMUR VE ÜNAL DA BAŞKAN YARDIMCISI
Kulüpler Birliği’nde bundan sonraki toplantılarda TFF Yönetim Kurulu’ndan bir kişinin devamlı yer alması konusunda davet çıkartılmasına karar verilirken, yeni görev dağılımı sonrasında Recep Mamur mali, Halil Ünal idari, Hasan Akıncıoğlu da sportif işlerden sorumlu başkan yardımcısı görevine getirildi.
***

Askeri helikopter düştü: 3 ölü
Filipinler’de askeri bir helikopterin düşmesi sonucu 3 kişinin öldüğü, 1 kişinin yaralandığı bildirildi. Bölgesel ordu sözcüsü Yarbay Randolph Cabangbang, Vietnam savaşından kalma UH-1H Huey tipi helikopterin, motorunda meydana gelen arıza nedeniyle Jolo adasındaki Patikul kasabasındaki bir askeri üs yakınında düştüğünü söyledi. Cabangbang, Jolo adasında El Kaide bağlantılı Ebu Seyyaf örgütü militanlarıyla savaşan askerlere malzeme götürdüğü sırada düşen helikopterin, yere sert bir şekilde çarptıktan sonra tepeden aşağıya yuvarlandığını belirtti. Filipin hava kuvvetlerinin en sık kullandığı helikopterlerden olan Huey tipi helikopterler özellikle asker konuşlandırmaları, malzeme ikmalleri ve doğal felaketleren ardından düzenlenen kurtarma operasyonlarında kullanılıyor.
***
Feci kaza
Aksaray Nevşehir karayolunun 27. kilometresinde yolcu otobüsünün yoldan çıkarak devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında ilk belirlemelere göre 2 kişi öldü, 40 kişi yaralandı.Kaza, saat 05.00 sıralarında Aksaray Nevşehir karayolunun 27. kilometresinde meydana geldi. Erzurum’dan Antalya’ya giden Mürsel K. (46) idaresindeki 34 FA 8511 plakalı yolcu otobüsü, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Yoldan çıkan otobüsün yana doğru devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 2 kişi öldü, 2’si ağır 40 kişi yaralandı. Yaralılar olay yerine sevk edilen ambulanslarla Aksaray Devlet Hastanesi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
***
Kılıçdaroğlu: Başbakanlık yan gelip yatma yer mi?
iCHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu, “Birileri ne diyordu, ‘askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ Peki şehitlerimiz var, şimdi ben sormayacak mıyım başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?” dedi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin kadın kolları il başkanları toplantısında konuştu. Burada Türkiye’deki tüm kadınlara çağrıda bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Evinize geliniz, CHP sizi bekliyor.” dedi. Bir toplumda yaşanan acıları en derinden hisseden kişilerin kadınlar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. “Terör belası yakamızı bir türlü bırakmıyor” diyen Kılıçdaroğlu, terörün bu toplumdan silinip atılması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Ucuz bir laf bulmuşuz, analar ağlamasın. Söylemek kolay da ateşin düştüğü yerdeki anaya nasıl ‘ağlama’ diyeceksiniz? Efendim, ciğeri yanıyor birilerinin. Allah aşkına ciğeri yanıyorsa, peki bu terör belasına karşı özel temsilcini gönderdin. Özel temsilciyi niye gönderiyor? Seçimlerde bir şey olmasın da, ben iktidarımı koruyayım diye.” şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan’ın terörü bitirmek için çaba harcamadığını savunan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Hz. Ömer’in güzel bir lafı vardır, daha doğrusu güzel bir söylem vardır, ‘Fırat’ın kenarında bir koyun kaybolsa bunun hesabını Hz. Ömer’den sorarım’ diye. Bırakın Fırat’ın kenarında koyun kaybolmayı, öğretmenlerimiz kaçırılıyor, insanlarımız öldürülüyor. Peki ben bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan’dan sormayacak mıyım? Terörü bitirmek için çaba mı harcamak istiyorsun. Adres, çözüm merkezi TBMM’mi? Gel kardeşim, sana her türlü desteği verelim. Şu terör belasından, ülkeyi kurtaralım. Yanıt yok.” Bu anlayış ile Türkiye’de terörün bitmeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ateş düştüğü yeri yakar. Öyle birilerinin ciğerini falan yakmaz. Ateş nereye düştüyse, orayı yakar. Anne de, baba da , çocuklar da, akrabalar da üzüntülerini bir gün, iki gün, üç gün söylerler.” diye konuştu.

ARTIK ANNELER ‘VATAN SAĞOLUSUN’ DEMİYOR
Şehitler olduğunda eskiden ‘vatan sağ olsun’ denildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Şimdi anneler bu sözü kullanmak istemiyorlar. İsyan ediyorlar, İsyanda haklılar.” dedi. Kılıçdaroğlu, terörün birinci sorumlusunun, ‘sıfır terörle ülkeyi devralıp, terör batağına ülkeyi sürükleyen mevcut iktidar’ olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, “Birileri ne diyordu, askerlik yan gelip yatma yeri değildir. Peki şehitlerimiz var, şimdi ben sormayacak mıyım başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Tabii, beyefendiler için sorun yok. Bir yere giderken bin 500 korumaları var. Onlarla bir şey olmaz. Olan, korumasız garibana oluyor, kadına, kıza, çoluğa, çocuğu oluyor. Bu açıdan hepimizin üzerine düşen görev, teröre karşıyız ama onunla ilişkileri kapalı kapılar ardında özel görüşmeye dönüştüren AK Parti’nin de maskesini indirmek zorundayız.”

DENİZ FENERİ TÜRKİYE’DE YÜZ YILIN ÖRTÜSÜNE DÖNÜŞTÜ
Terör konusundaki duyarlılıklarını her zaman koruyacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Deniz feneri yolsuzluğu konusundaki duyarlılığımızı da hep koruyacağız.” ifadesini kullandı. Mahkemenin aldığı arama kararının deniz feneri yetkililerine ileten kişi hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sorduğu soruya bir yanıt alamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Her türlü hakareti yaparlar. Neden dut yemiş bülbüle döndüler.” dedi. Kılıçdaroğlu, “Kadınların önünde yine soruyorum. Recep Tayyip Erdoğan, deniz fenerinde arama yapılacağını ilgililere bildiren köstebek kimdir, o senin en yakın arkadaşlarından birisi midir? Çık millete söyle bakalım.Almanya’da yüz yılın soygunu diye adlandırılıyordu, bizde yüz yılın örtüsüne dönüştü. Yolsuzlukları nasıl örteriz? Yeri gelince kul hakkı derler, mangalda kül bırakmazlar. Merak ediyorum, insanların en temiz duygularını, inançlarını sömürüp onlardan topladıkları paralarıözel çıkarları için kullanan bir mekanizmaya nasıl kol kanat oluyorsunuz. Hangi ahlak, hangi din, hangi kültürde var bu?” şeklinde konuştu.