AÇIK HAVADA KÜLTÜR SANAT
Boğaz manzarası eşliğinde konser
Ortaköy’de etkinlikler hız kesmiyor. Beşiktaş Belediyesi’nin geleneksel hale gelen Park Buluşmaları etkinliği kapsamında yine birbirinden değişik ve ilgi çekici etkinlikler Beşiktaş Kentlisi’ni bir araya getirmeye devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de 1 Eylül’de gerçekleşecek olan Ortaköy Meydanı’ndaki konser… Boğaz manzarası eşliğinde Züleyha Konseri, tüm Beşiktaşlıları ve İstanbulluları Eylül ayının başında Ortaköy’de ağırlayacak. Sanatçı Züleyha ve Ortaköy Meydanı’nda gerçekleşecek olan konser ile ilgili bazı detaylar şöyle:
“Müzik dünyasında sadece Züleyha ismiyle tanınıyor. Genç sanatçı, Bitlis’in Mutki’sinden bir Kürt kızı. Ailesi o henüz doğmadan gelmiş yerleşmiş şehire. Züleyha, Kumkapı’da doğmuş, büyümüş. Kapalı, muhafazakâr bir ailenin kızı olarak biliniyor. Ailesi ekranda gördükleri müzisyen tipini, yaşam biçimini tasvip etmedikleri için müzik yaşantısını hiçbir zaman onaylamamış. Züleyha, adı ‘Merhaba’ olan 10 dilli bir albüme sahip. Livaneli şarkılarının değişik dillere çevrilmiş yeni hallerinden oluşan albümün etiketi Seyhan Müzik’e ait.”
Konservatuara ailesinde gizli giden sanatçı, büro yönetimi eğitimiyle konservatuarı birlikte götürmeye çalışmış. Zülfü Livaneli’yle yollarının nasıl kesiştiğini ve albüm fikrini de şöyle kendi ağzından şöyle aktarıyor:
“Büro yönetiminden mezun olunca yana yakıla iş aramaya başladım. Birçok yere CV’mi bıraktım, ama sonuç alamadım. İyice umutsuzlaştığım günlerde Vatan Gazetesi’nden çağırdılar. Zülfü Bey’e asistan aranıyormuş ve hobimin müzik olması, konservatuarda okuyor olmam ilgilerini çekmiş. Benim için bir rüya gibiydi. 2007′nin aralık ayında Zülfü Bey’le çalışmaya başladım. Konservatuarı bırakmak zorunda kaldım. Kitaplar, konserler, filmler ve konservatuarı bırakmak zorunda kaldım. Ancak bu sürede müzik eğitimime devam ettim. Şan eğitimi aldım, bir dönem Ferhat Livaneli Müzik Merkezi’nde solfej derslerine devam ettim, Doç. Dr. Şebnem Ünal’dan, Cavit Murtezaoğlu’ndan dersler aldım. Albüm yapma fikri yoktu, hayal bile edemiyordum böyle bir şeyi. Zülfü Bey’le çalışırken, TRT Şeş’e Kürtçe dublaj yapmaya başlamıştım. O sırada Kürtçem inanılmaz gelişti. Ve bir gün Zülfü Bey’in Ey Özgürlük şarkısını Kürtçe’ye çevirdim. Ey Özgürlük’ün nasıl Wey Azadi olacağını merak etmiştim sadece. Bunu Zülfü Bey’le paylaştım, o da çok mutlu oldu ve Yiğidim Aslanım parçasını da çevirmemi istedi. 7 Ağustos 2009′daki Harbiye konserinde o parçayı binlerce insanın karşısında seslendirdim. Zülfü Bey, şarkılarının Kürtçe söylenmesini hayal ederdi hep ve bu da bana kısmet oldu. Ama bu ülkede sadece Kürtler yok. Proje, Seyhan Müzik’in sahibi Bülent Seyhan’ın da isteğiyle 10 şarkılık, 10 dilli bir albüme dönüştü.”
Bir başkadır sinema keyfi
Yaz akşamları Beşiktaş’ta Ağustos ayında da renkli geçti. Ağustos’un son haftasında yine birbirinden güzel etkinlikler Beşiktaş Kentlisi’ni buluşturdu. Beşiktaş Belediyesi Park Buluşmaları etkinlikleri kapsamında, açık hava sinema etkinlikleriyle yaz akşamlarına farklı bir pencere açtı ve 18 Ağustos ile 27 Ağustos tarihi arasında da şu programlar gerçekleşti:
“Vişnezade Şenlikdede Parkı’nda 18 Ağustos’ta ‘Newyork’ta 5 Minare’ adlı sinema sanatseverler ile buluştu. Aynı film, 20 Ağustos’ta Abbasağa Parkı’nda açıkhavada gösterildi. Filmin konusu; kırmızı bültenle aranan ve ismi fenomene dönüşen radikal dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı suçlunun Amerika’da yakalandığı bilgisi gelir. Teşkilatın en başarılı iki polisi Amerika’ya suçluyu teslim almaya giderler. Bundan sonrası kolay gibi görünür ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İstanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikaye, yakın dönemin Türkiye’sini sorgularken, 11 Eylül sonrası Amerika ve dünyanın İslam ile olan paranoyasının altını çizecektir.
Abbasağa Parkı’nda ‘Aşkın 2. Yarısı’ adlı film, 19 Ağustos’ta sinemaseverler ile buluşacak. Filmin konusu; bir sahil kasabasında münzevi hayatı süren adam, bir sabah beklemediği bir sürprizle karşılaşır. Kapıda kendisini bekleyen sürpriz, yıllar önce terkettiği karısıdır. Adam bir alkol bağımlısıdır ve karısı onu tüm uğraşlarına rağmen bu bağımlılığından kurtaramamıştır. Baş edemedikleri bu sorunun ardından adam altı yıl önce karısını terk etmiş ve yaşadığı sahil kasabasına taşınmıştır. Uzun yıllar sonra hayat onların yollarını bir kez daha kesiştirmiştir.
Abbasağa Parkı’nda 21 Ağustos’ta Hop adlı film, aynı parkta 22 Ağustos’ta ‘Hızlı ve Öfkeli’, 23 Ağustos’ta ‘Karayip Korsanları’, 24 Ağustos’ta ise ‘KungFu Panda’, 25 Ağustos’ta ‘Prenses’in Uykusu’ ve 27 Ağustos’ta ‘Yol’ adlı film sinemaseverler ile buluştu.
Hop adlı filmin konusu; animasyon ve live action harmanı olan Hop, işsiz güçsüz takılan Fred (James Marsden) ile yanlışlıkla yaraladığı ve iyileşmesi için evine aldığı Paskalya Tavşanı (Russel Brand) arasında geçen komik hikayeyi konu almaktadır. Fred dünyanın en kötü misafiri ile mücadele ederken, ikisi de büyümenin ne demek olduğunu anlarlar.
Hızlı ve Öfkeli filmiyle ilgili bazı detaylar; Hızlı ve Öfkeli 5’te Vin Diesel ve Paul Walker, hız üstüne kurulu, patlamaya hazır serinin tüm filmlerinden tekrar bir araya gelen yıldızlar kadrosunda başı çekiyor. Bu macerada eski polis Brian O’Conner (Paul Walker), kanunların karşı tarafındaki eski suçlu Dom Toretto (Vin Diesel) ile ortaklık yapıyor. Dwayne Johnson, en son büyük yarış için geri dönen sevilen isimler, Jordana Brewster, Chris “Ludacris” Bridges, Tyrese Gibson, Sung Kang, Gal Gadot, Matt Schulze, Tego Calderon ve Don Omar’a katılıyor.
Karayip Korsanları film konusu; yeni bölümde Jack Sparrow geçmişte tanıdığı bir bayanla karşılaşıyor ve daha sonra bu bayanın Kara Sakal Ian McShane’in kızı olduğunu oğreniyor. Kızı da babası gibi, Jack Sparrow’u ölümsüzlüğün çeşmesini bulmak için durmak bilmeyen maceralara sürüklüyor.
KungFu Panda filmin konusu; kızgın beşli durdurulamaz gizli bir silah ile Çin’i ve KungFu’yu yok etmeye çalışan kötü bir adamla savaşıyor. İlk filmdeki kahramanımız Po yine başrolde karşımıza çıkıyor. Kızgın beşli bu silahı durdurmak üzere Çin’e doğru yolculuğa çıkarlar. Fakat kahramanımız Po KungFu’yu durduracak bu silahı nasıl durdurabilirki? Tabiki de bunu geçmişinde aramalıdır ve esrarengiz güçlerini ancak bu şekilde ortaya çıkaracaktır.
Prenses’in Uykusu filmiyle ilgili bazı detaylar; sıradan görünen ama aslında rengarenk karakterlere sahip bir grup insanın birlik olup kaderi değiştirme çabalarını hayatın tam içinden anlatıyor.
Yol filmi hakkındaki bazı detaylar da şöyle; senaryosu Yılmaz Güney tarafından yazılan, Şerif Gören tarafından yönetilen 1981 yılı yapımı Türk filmi. Şerif Gören’den önce “Bayram” adıyla Erden Kıral tarafından çekilmeye başlanmıştır. Yılmaz Güney bilinmeyen bir nedenden dolayı, filmi daha sonra Erden Kıral’dan alıp Şerif Gören’e teklif etmiştir. Filmi Gören, önceki ekipten bir tek Tarık Akan’ı bırakarak ve Yılmaz Güney’in senaryosundaki 12 karakteri 5′e indirerek filmi yeni bir ekiple çekmiştir. Filmin çekilen ham görüntüleri yurtdışına kaçırılarak Yılmaz Güney’in de başında bulunduğu bir ekip tarafından kurgulanmıştır.