Akademiden mahalleye selam
ABBASAĞA – Abbasağa Mahallesi ve komşu Yıldız Teknik Üniversitesi ‘Karşı Mahalleden Haber Var’ adlı kent projesinde yer aldı. Konuyla ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyor:
Abbasağa Mahallesi’ndeki evine gitmek isteyenler ‘Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Durağı’nda iner otobüsten, tarif gerekirse, ‘Yıldız Teknik’in karşı mahallesi’ kolaylaştırıcıdır. Yıldızlı öğrenciler de mahallenin yokuşu bol sokaklarındaki bitişik nizam apartmanlarında ikamet eder. Mezun olduktan sonra da hem kentin göbeğinde konumlanan, hem de parkı, yeşil alanları, kahvesi ve burada doğup büyümüş sakinleriyle eski mahalle tadını yaşatan Abbasağa’da oturmaya devam edeni bol olur. 13 yıllık bir Abbasağa sakini olarak, mahallenin, tam karşıdaki üniversitenin Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde verilen ‘Kamusal Pratikler’ dersinde, öğrenciler tarafından geliştirilen bir projeye konu olması heyecan vericiydi.Proje muhtemelen iki tarafın da pek düşünmediği bir mevzuya dikkat çekiyor: Dip dibe yaşayan mahalleli ve öğrenciler neredeyse hiç temas etmiyor. Aradaki üst geçit, iki tarafı sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da ayırıyor.
Proje yürütücüsü, kendisi de mahallede oturan Yrd. Doç. Dr. Zerrin İren Boynudelik, iki tarafın da birbirine karşı nasıl yargılar beslediğini anlamak istediklerini anlatıyor: “Mahalleli bilir, burada bir okul var ama hiç sempatik davranmazlar, ‘Öğrenci dediğin muzurdur ve her şeyi yapar’ gibi bir algı var. Öğrencilerin büyük kısmı köprünün öbür tarafını bilmiyor. Okul olarak nasıl bir imaj bırakıyoruz orada? Okuldakiler de demek ki karşı tarafı dikkate almıyor ama orada insanlar yaşıyor. Bu fikri derse dönüştürelim dedik. Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin seçmeli dersi; Kamusal Pratikler. Bunu bir araştırma projesine dönüştürdük, sergi çıktı.”
Yrd. Doç. Dr. Emine Önel Kurt, Öğr. Gör. Levent Çalıkoğlu ve Öğr. Gör. Nevin Çakmakoğlu Barut’un yürütücülerinden olduğu ve beş ayrı çalışmadan oluşan projenin sergisi 3 Haziran’a kadar YTÜ, Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde.
Abbasağa Çİftçileri
Abbasağa Parkı civarını en hareketlendiren projelerden biri, mahalleden 50 kişinin katıldığı ‘Abbasağa Çiftçileri’ projesi olmuş. Buluşma üssü parkın kıyısında, Güneş Saati’nin dibindeki kahve. Mete Altuniğne, Bertan Arın, Çayan İnce, Erdinç Erdem, Merve Uçak ve Şafak Akça’dan oluşan ekip Yeryüzü Derneği’nin de desteğiyle mahalleliyi ‘sebze meyve üretmeye’ davet etmiş. Balkonlarda, bakkal tezgahlarında ‘Abbasağa Çiftçileri’ bayrağı dalgalanmış, domates ve taze soğan fideleri, saksılar dağıtılmış. Ürünler şu anda sergi alanında boy gösteriyor. Balkon tarımını teşvik etmeyi ve mahalleliyle öğrencileri kaynaştırmayı hedefleyen proje iki hedefe de ulaşmış durumda. Ekipten Mete Altuniğne, mahalleliyle aralarında “Benim toprağım garip oldu, ne yapsam? Domatesim sıkıntı yaşıyor…” türü sohbetler yaşandığını anlatıyor. Mahalleden, arka bahçesini değerlendirmek üzere destek isteyenler de var. Altuniğne; “Aramızda görünmeyen bir duvar vardı. Yıkmak çok iddialı olabilir ama duvarı çatlattığımızı düşünüyorum” diyor.
Abbasağa Canlanıyor
Esengül Çelik, Abbasağa Parkı’ndaki ‘Demokrasi Şehitleri’ heykellerini görünür kılmak üzere, heykellere hayattayken en sevdikleri bir aksesuarı yerleştirme fikrini geliştirmiş. Fikrini dijital ortamda gerçekleştirebilmiş, Bahriye Üçok’un boynuna bir şal atıvermiş örneğin, Photoshop marifetiyle. Öncesinde kendisinin de bihaber olduğu heykelleri hayata katmak istediğini anlatıyor:
“Heykelleri görünür kılmak için en çok kullandıkları aksesuarlarla yaşatmak istedim. Demokrasi uğruna hayatını kaybetmiş bu aydınların ‘Yeni tip kamusal sanat’ aracılığıyla sanatın demokratikleşmesine de katkıda bulunmalarını amaçladım. Heykeltıraşlardan ve belediyeden izin almak gerekiyordu. Belediyeden onay aldım ama heykeltıraşlar sıcak bakmadı. Heykellere müdahalede bulunamadım. Fotoğrafların çekip, Photoshop’la ekleme yaptım. Heykelleri fotoğraflarken insanlar heykelleri yakından inceledi, projeyi anlatma fırsatı buldum.”
Akaretler Dönüştü mü?
Serra Arabacıoğlu – Sena Günata ikilisi, Akaretler’deki kentsel dönüşümün, ömrünü burada geçirmiş insanları nasıl etkilediğini anlamak üzere Şair Nedim Esnaf Lokali’ndeki emeklilerle yaptıkları sohbetleri kayda almış. Genel kanı Serdar Bilgili’nin ‘lüks projesinin’ caddeyi ışıl ışıl göstermekle birlikte, Beşiktaş için ‘aşırı’ olduğu yönünde. Çocukluğu iki katlı sıralı evlerde geçmiş katılımcılar, ‘Nişantaşı usulü dükkanların’ mahalleye hitap etmediğinden, geceleri caddenin nasıl da lüks otomobillerle dolduğundan dem vuruyor. Yine de ‘Serdar Bilgili iyi çocuktur’ duygusu dikkat çekiyor. Söz ekipte: “Herkesin temiz ve ışıltılı görünümden memnun olduğunu ancak eski döneminde de burada yaşamış olan halkın bölgeyle kaynaşma sağlayamamış olduğunu gördük.”
***
Abbasağa’da uçaksavar mermisi bulundu!
ABBASAĞA – Yıldız Caddesi üzerinde bulunan çöp konteynerlerin birinde uzun namlulu silahlara ait 13 adet mermi bulundu. Konteynır içindeki mermiler, bir kağıt toplayıcısının çöpleri karıştırmasıyla ortaya çıktı. Durumu fark eden çevre sakinleri, polise haber verdi. Olay yerine giden polis ekipleri, mermilerin uzun namlulu silahlara ait olduğunu ve dolu olduklarını tespit edince, bomba imha uzmanlarına haber verildi. Polis ekipleri çevre güvenliğini aldıktan sonra konteynıra kimseyi yaklaştırmayarak olay yeri inceleme ekipleriyle uzman ekiplerin gelmesini bekledi. Kısa sürede gelen uzman ekip, özel kıyafetini giyerek konteynırın kapağını açtı. Açıkta bulunan mermileri inceleyen bomba imha uzmanı çıkardığı mermileri olay yeri inceleme uzmanlarına teslim etti. Olay yerinde yapılan ilk incelemelerin ardından çöp kutusundan çıkan 11 adet G-3 mermisi ile 2 adet uçak savar mermisi, detaylı incelenmek üzere emniyet müdürlüğünün laboratuarına götürüldü. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.
***
Borsada ‘çalım’ operasyonu
BEŞİKTAŞ – Borsadaki dev operasyonla 33 kişi gözaltına alındı. Manipülasyon iddiasıyla gözaltına alınanlar arasında Milli takımlarda görev yapan İpekoğlu ve Ustaömer gibi eski futbolcular da var.
Borsada 2003 ve 2009’dan sonra son 8 yılda üçüncü büyük ‘keriz silkeleme’ operasyonu dün düzenlendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekipleri sabah erken saatlerde, Sarıyer Beşiktaş ve Başakşehir’de düzenlediği operasyonla borsada manipülasyon yaparak haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle 33 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların arasında işadamı ve brokerların olduğu belirtilirken yine futbolcu-spekülatör Mecnur Çolak başroldeydi. Fenerbahçeli futbolcu Mecnur Çolak ve oğlu Adnan Çolak’la birlikte dün İstanbul Emniyeti’ne getirilenler arasında futbol dünyasının tanınmış isimleri vardı. A Milli Takım Antrenörü Engin İpekoğlu, 17 yaş altı Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Ustaömer gözaltına alınanlar arasındaydı. Ayrıca operasyon kapsamında 47 kişinin aracı kurum ve bankalardaki hesapları bloke edildi. Hesabı bloke edilenler arasında yine futbol dünyasından Beşiktaş’ın Teknik Direktörü Tayfur Havutçu’nun olması dikkat çekti.
100 milyon liralık vurgun
Borsa çevrelerinde borsada manipülasyon operasyonunda futbol dünyasından birçok ismin yer alması üzerine geçmiş yıllarda kullanılan ‘keriz silkeleme’ yerine operasyona ‘borsada çalım’ adı verildi. Mali Şube ekiplerinin yaptığı operasyonda gözaltına alınan ve arananlar arasında işadamlarının da olduğu belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre 2010 yılında başlatılan teknik takip sonucu operasyon dün düzenlendi. İlk belirlemelere göre Mecnur Çolak’ın önderliğinde gözaltına alınanların Hateks, Makina Takım, Işıklar Holding gibi hisselerde manipülatif işlem yaparak 100 milyon liraya yakın vurgun yapıldığı belirtiliyor. Söz konusu hisseler dün borsada taban fiyata gerileyerek yüzde 20’ye yakın değer kaybettiler.
Keriz silkeleme değil dolandırıcılık
Şirket sahipleriyle anlaşılarak düşük fiyatlardan toplanan hisselerin, borsada fiyatı suni bir şekilde yükseltildikten sonra satılarak yapılan işleme ‘keriz silkeleme’ deniyor. 2003 ve 2009 yıllarında yapılan operasyonlarda gözaltına alınanların bu yöntemle borsada haksız kazanç elde ettikleri iddia edilmişti. Ancak dünkü operasyonda gözaltına alınan bazı spekülatörlerin, düşük fiyatlardan alınan hisselerin, yüksek fiyattan, tek veya birkaç kişiyi ‘daha fazla yükselecek’ diye kandırılarak toplu olarak sattıkları iddia ediliyor. Bu yüzden olayın daha çok ‘dolandırıcılık’ olduğu konuşuluyor. Eski milli kaleci Engin İpekoğlu ‘Gözaltına alınmadım, ifade vermeye geldim’ diye açıklama yaptı. Borsa kulislerinde de İpekoğlu’nun borsadaki yeni yöntemle büyük zarar ettiği ve bu yüzden şikayetçi olduğu konuşuluyor. YELDA ŞUMNULU -BÜNYAMİN DEMİRKAN
BORSACILAR TEPKİ GÖSTERDİ
BORSADA büyük operasyonun yapıldığı sıralarda, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, İş Yatırım’ın düzenlediği bir gezi nedeniyle Londra’da bulunuyordu. Borsacılar böyle bir operasyonda Başkanları’nın yurt dışında olmasına tepki gösterirken, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan ise Londra’da operasyonla ilgili yaptığı açıklamada “Operasyon bizim dışımızda yürüyor bende basından takip ediyorum ama daha önce yapılan kriz silkeleme operasyonu ile benzerlik gösteriyor” dedi.
***
Tayfur Hoca’yla birlikte 47 kişinin hesabı dondu
BEŞİKTAŞ – OPERASYON kapsamında aralarında Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu’nun da yer aldığı 47 kişinin banka hesaplarına da blokaj koyuldu. Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ise kartalhaber.com’a yaptığı açıklamada,“Borsada küçük bir yatırımcıyım. Birkaç kere hisse senedi alıp sattım ve manipülasyon yapmadım. Arkadaşlarımın tavsiyesiyle hisse senetlerini takip ederim. Banka hesaplarımın dondurulmasına şaşırdım. Emniyet yetkilileri ifademi almak isterlerse de seve seve yardımcı olmaya çalışırım” dedi.
Savcılık talebiyle bloke olanlar
Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı talebiyle hesaplarına bloke konan isimler şöyle: Fehmi Atma-ca, Mehmet Öztürk, Mert Aslan, Etem Aras, Türkan Pamuk, Mevlüt Özdemir, Mustafa Ercura, Sevda Kaya, Süleyman Sektioğlu, Ekrem Gökçe, Şeyma Altıparmak, Süleyman Salur, Serkan Çelik, Selda Aydınoğlu, Nejat Sağtekin, Hüseyin Güler, Yusuf Yamankaya, Şadan Kök, Hasan Erdoğan, Bora Serkan Eren, Melek Çelik, Mehmet Özkanat, Hayati Çelik, Canan Torun Dilmen, Murat Dilmen, Hüseyin Balcı, Ebru Zana, Murat Ustalar, Nilüfer Özzümrüt, Ercan Köseoğlu, Mehmet Hasbutçu, Deniz Hasbutçu, Özcan Şirin, Ali Çetin Şener, Fevzi Tavşan, Ecehan Çarmıklı, Gülden Değirmencioğlu, Fulya Balkanlı, Hasan Erdoğan, Serpil Tekman, Özlem Özgür, Özcan Şirin, Furkan Topçu, Fatma Adalı, Burak Kesgin, Ayşe Sadıkoğlu, Ayhan Kurt, Tayfur Havutçu.
***
Çiçek’e son darbe
BEŞİKTAŞ – Darbe Andıcı’nı hazırlayan Albay Dursun Çiçek’in eski komutanı Tuğamiral Alaattin Sevim, savcıya ifade verdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘Andıcın sorumlusu Çiçek’ açıklamasının ardından Sevim de planın hazırlanması için emir vermediğini, çalışmanın emir komuta içinde hazırlanmadığını söyledi.
‘AK Parti ve Gülen Cemaati’ni bitirme’ planıyla ilgili soruşturma kapsamında Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Alaattin Sevim, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi. Öğle saatlerinde Sevim’in de aralarında bulunduğu bir grup asker merkez komutanlığına ait sivil bir araçla adliyeye geldi. Darbe Andıcı soruşturmasına bakan Savcı Cihan Kansız’a ifade veren askerlerden Tuğamiral Alaattin Sevim serbest bırakıldı.
GENELKURMAY TOPU ÇİÇEK’E ATTI
‘Darbe Andıcı’nda ıslak imzası bulunan Albay Dursun Çiçek’in de yargılandığı Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazarak belgenin emir komuta zinciriyle hazırlanıp hazırlanmadığını sormuştu. Genelkurmay, 13 sayfalık raporunda, belgenin Dursun Çiçek tarafından hazırlandığını, üstlerinin çalışmadan haberi olmadığını belirtti. Genelkurmay’ın mahkemeye gönderdiği yazı üzerine belgenin hazırlandığı dönemde Bilgi Destek Şubesi’nde Dursun Çiçek’in komutanı olan bugünkü Ege Deniz Komutanı Alaattin Sevim de savcıya konuyla ilgili ifade verdi.
SEVİM: ÇİÇEK’E EMİR VERİLMEDİ
Alınan bilgiye göre, Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kansız, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Allattin Sevim’e Dursun Çiçek’in ıslak imzasının bulunduğu ‘İrtica ile Mücadele Eylem Plan’ının hazırlanması içinDeniz Kuvvetleribünyesinde Daire Başkanı görevini yürütürken emir verip vermediğini sordu. Sevim’in “Darbe Andıcı’nı hazırlanma emrini verdiğime yönelik iddilaar doğru değil” şeklinde karşılık verdiği öğrenildi. Sevim’in, belgenin hazırlanması için emir verdiğini gösteren belgeyi görmek istediği ancak savcının belgeyi göstermediği belirtildi. Savcı’nın, Sevim’e “İrtica ile eylem planının hazırlanması emrini verdiniz mi? Bu çalışma ile ilgili bir bilginiz var mı? İrtica ile mücadele eylem planı sizin emriniz doğrultusunda mı hazırlandı?” şeklinde sorular sorduğu kaydedildi. Sevim’in ise Dursun Çiçek’in ıslak imzasının yer aldığı belgenin emirler doğrultusunda hazırlanmadığını, konuyla ilgili Çiçek’in üstlerinin bilgisi olmadığını belirttiği öğrenildi.
EMİR BELGESİ DONANMADAN ÇIKTI
Fuhuş ve casusluk çetesine yönelik Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada ele geçirilen ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı’nın talimatnamesinde Sevim’in adı ve ıslak imzası bulunuyor. Donanmadaki gizli bölmede ele geçirilen belgeye göre, ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı’nın hazırlanması emrini veren talimatname için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda, aralarında Ergenekon tutuklusu Çiçek’in de bulunduğu 3-4 kişilik bir komisyon kuruldu. Islak imzalı plan basında yer alınca Tuğamiral Sevim’in görev yeri değiştirilerek önce Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı görevine son kararnameyle ise Ege Deniz Bölge Komutanlığı’na getirildi.
Sevim’in ismi Heron skandalında da geçti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2008’de ABD’ye yaptığı ilk ziyarette Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan Alaettin Sevim’in adı, ‘Heron’ skandalında da geçmişti. İddiaya göre, MİT, 10 Ekim 2007’de PKK’lıları ‘kendi adamları’ olarak niteleyen bir subayın, bir yarbayı arayarak çok PKK’lı vurulduğu için ‘Heronların ya koordinatlarının değiştirilmesini ya da düşürülmesini’ istediğini kayda geçirdi. MİT, skandal konuşmayı dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a gönderdi. O da askeri savcılara soruşturma talimatı verdi. Açılan soruşturma kapmasında, telefon numaraları üzerinden şüphelilerin ses kayıt analizleri yapıldı. Konuşmanın Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç. ile Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç. arasında geçtiği tespit edildi. Üsteğmen Fırat Ç.’nin, yarbayı aramadan hemen önce Tuğamiral Alaettin Sevim tarafından arandığı iddia edilmişti.
***