Her zaman yerli teknik direktörden yanayım. Ertuğrul Sağlam, Mustafa Denizli, Rıza Çalımbay ve Tayfur Havutçu… Son beş yıl içinde Beşiktaş’ta en çok deskteklediğim isimler…Bu neden de Tayfur Hoca ile anlaşılmasına çok sevindim. Tayfur futbolu bıraktığında kendisine gazete olarak bir şild vermiştik. O zamanki haline hatırlıyorum, küçüçük bir şild onu mutlu etmişti, duygulanmıştı. Samimi gelmişti bana tavırları, “İşte bizim insanımız” demiştim.
Onun için belki de veya benzeri hallerden olacak, yerli teknik direktörler, bana daha sıcak daha samimi geliyor. Sanki yönetimle de, futbolcularla da çabuk kaynaşır, iyi anlaşır diye düşünüyorum. Daha iyi sorun çözer, daha insaflıdır bizim insanımız.
Ama yabancı ve star denilen oyuncuları kontrol edebilir mi, onların dilinden ne kadar anlar, verimlerini arttırabilir mi?
Can alıcı soru da bu olmalı…
Peki yönetimler ne kadar destek verir Türk çalıştırıcıya… “Arkandayız” deyip, yüzüstü bırakır mı?… Yabancıya göre, daha mı kolay olur tavır değişikliği?
Bu da diğer bir can alıcı soru…
İşte bu yönlerden biraz tereddütüm var.
Yoksa, yerli hocalar artık eskisi gibi değil… Çok geliştirdiler kendilerini… Her şeyi görüp inceleyebiliyorlar, kendilerini yetiştirmeleri, öz güvenli olmaları takdir edici bir durum.
Bu sezonu ele alın… Aykut Hoca ile Fenerbahçe şampiyon oldu. Şenol Hoca ile Trabzon averajla şampiyonluğu kaçırdı. Tayfur Hoca ile Beşiktaş Türkiye Kupası’nı aldı.
Yabancı hocalar nerde?… Ne yaptılar?..
Gerçi, sanki yerli hocaya da bir dönüş var…
Bırakalım artık yabancı hoca hayranlığını ve de tribüne oynamayı… Ayrıca, bugün söylediğimizi yarın unutmayalım. Adamı da yüzüstü bırakmayalım.
Bunun dışında, yok birbirlerinden farkları.. Hatta açıkladığım üzere bizimki bir adım daha önde!..