Son dakika Beşiktaş

Beşiktaş Aktüel haberler,  son dakika gelişmeleri,  anında haber detayları…

KURUÇEŞME ARENA’DA KONSER:

70’lerin müziği ile JAMIROQUAI

Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu olarak adlandırılan ve dünyaca ünlü sanatçıları ağırlayan Kuruçeşme Arena’da 26 Haziran programı şimdiden müzikseverleri büyülüyor. Bahar aylarında da konserlere start veren Kuruçeşme Arena, Jamiroquai ile Haziran ayında adeta şov yapmaya hazırlanıyor. İlgiyle beklenen ünlü ismin müziğe başlama serüveni de şöyle aktarılıyor:

“Bazıları Jamiroquai’yı Stevie Wonder’ın kopyası olarak değerlendirip pas geçse de, grup ana vatanı olan İngiltere’de gayet istikrarlı bir yol çizdi ve hemen hemen dünyanın her yerinde listelerin üst sıralarında yer almayı başardı. 70’lerin müziğini, dayanılmaz house ritimleriyle birleştiren Jamiroquai, her zaman başarıdan başarıya koştu. Grup kurulduktan sonra üyelerinde sık sık değişiklikler yaşansa da liderleri, aynı zamanda beste yapan ve şarkı söyleyen Jason Kay hep aynı kaldı. 30 Aralık 1969’da, Manchester’da doğan Kay’in annesi Karen bir jaz şarkıcısıydı. Jaz klüplerinde sahne alan Karen, 70’lerde kendi televizyon programını da yapmaya başladı.

Hayattaki tek tutkusu olan müziğe kendini verip yaşadıklarını unutmak istiyordu ama yaptığı müziği desteklemek için kendi kendine yetmiyordu. Gelecekteki projesinin ismini Jamiroquai koydu. Bu isimde, Iroquois isimli yerli Amerikalı bir triple, müzikten gelen kelime olan Jam’in birleşiminden oluşuyordu.

Kay’in evde kaydettiği demolar, bir yapım şirketi olan Acid Jazz’ın ilgisini çekti ve şirket Jamiroquai’nın ilk single’ı olan “When You Gonna Learn?”ü 1992 yılının sonlarına doğru piyasaya çıkardı. Single çok başarılıydı ve Sony ile uzun vadeli bir anlaşma imzalamasına sebep oldu. Jamiroquai’nin ilk albümü “Emergency on Planet Earth” 1993 yılında piyasaya çıktı, ve İngiltere albüm listesinde bir numaraya yerleşti.”

Jamiroquai konseri öncesinde yine Nisan ayının ikinci yarısında gençlerin sevdiği Rock müzik grupu Maroon 5 ilk kez Beşiktaş’ta sevenleriyle bir araya geldi. Organizasyon ile ilgili detaylar ise şöyle: “Grammy ödüllü, Amerikalı Rock müzik grubu Maroon 5 ilk kez Türkiye’deydi! Son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiren Maroon 5, Adam Levine, James Valentine, Jesse Carmichael, Mickey Madden ve Matt Flynn isimlerinden oluşuyor. Grup, 15 Nisan’da Türkiye’deki hayranlarıyla ilk kez Beşiktaş’ta buluşmuş oldu. Kuruçeşme Arena’da gerçekleşen konser iddialı konserler arasındaydı.”

Maroon 5 grubu hakkındaki bazı detaylar da şöyle: “Maroon 5, ilk albümü “Songs About Jane” i 2002 yılında çıkardı. Yapımcıların isteği üzerine albümün en çok tutan çalışması olan “This Love” parçası Örümcek Adam filmi için yeniden düzenlendi. Günümüzün önemli yapımcılarından Kanye West ile birlikte New York “Hit Factory” stüdyolarında biraraya gelen topluluk üyeleri güzel şeyler ortaya çıkacağından emindi. Ustaca yeniden uyarlanan şarkı beklenen başarıyı elde etti. Örümcek Adam 2’nin film müzikleri arasına girmesiyle ulaştığı dinleyici sayısı kısa sürede katlandı. Maroon 5, beş yıllık bir aradan sonra “It Won’t Be Soon Before Long” adındaki ikinci stüdyo albümünü Mayıs 2007’de yayımladı. Albüm piyasaya çıktığı ilk hafta, yarım milyona yakın kopya satarak Billboard 200 listesine zirveden giriş yapmıştır. Grup aynı zamanda çektiği çok iddialı kliplerle adından her zaman söz ettirmeyi başarmıştır.”

Ustalara

Saygı…

Şenes Erzik gecesinde spor adamları buluştu

Ustalara Saygı Geceleri düzenlenen etkinliklerle devam ediyor… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve geleneksel hale gelen gecelerin bir diğeri de Şenes Erzik için hazırlandı. Şenes Erzik için düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantısı; spor, iş, siyaset ve basın dünyasından konukların katılımıyla renklendi. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde konuşmacıların yer aldığı toplantıda seçkin konuklar vardı. Beşiktaş Belediyesi’nin altı sezondur kültür-sanat ve düşün hayatı zenginleştiren isimler için düzenlediği “Ustalara Saygı” toplantıları, Nisan ayının son günlerinde ülkemizi yıllardır uluslararası arenada temsil eden spor duayeni Şenes Erzik için gerçekleştirildi. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan geceyi Halit Kıvanç sundu.

2000 yılından bu yana UEFA 1. Başkan Yardımcısı olarak kurumun yönetim kurulunda ülkemizin sesini duyuran, Genel Kurul’da mevcut görevine 22 Mart’ta 6. kez seçilerek UEFA tarihinde bir rekora imza atan, halen FIFA’da da aktif olarak çalışan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk ve tek Onursal Başkanı Şenes Erzik için hazırlanan “Ustalara Saygı”ya  spor camiasının önde gelen isimleri konuşmacı olarak dikkat çekti.

Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından ülkemizin önde gelen kurumlarında ve birçok uluslararası kuruluşta yöneticilik yapan Şenes Erzik için hazırlanan gece, katılımcılarıyla geniş bir yelpazeye kavuşmuş oldu.

Meslekleri arasında spor spikerliği de bulunan Halit Kıvanç’ın sunuculuğunu üstlendiği gecede seyirciler, Şenes Erzik’in meslek ve özel yaşamının dönüm noktalarını; Abdullah Kiğılı, Doğan Hızlan, Ertuğrul Tuncer, Fatih Terim, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Kerem Ertan, Mustafa Denizli, Nigar Alemdar, Osman Ulagay, Özkan Olcay, Selahattin Beyazıt, Şükrü Birand, Togay Bayatlı, Prof. Dr. Turgay Atasü, Ünal Uzun, Yavuz Kocaömer ve Yılmaz Tokatlı’dan dinledi.

Ali Kocatepe’nin Şenes Erzik’in sevdiği şarkıları yorumlandığı gecede, ünlü spor adamının yaşamı ve ulusal-uluslararası çalışmalarını konu alan belgesel bir filmden görüntüler de izleyicilere sunuldu. Geceye spor, iş ve basın dünyasından sürpriz isimler de seyirci olarak katıldı.

Çocuk gelişimi

ve eğitimi…

Beşiktaş Belediyesi’nin ücretsiz olarak düzenlediği kurslar tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları yeni sezonda da tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi ücretsiz kurslar, bahar ve yaz aylarında yenilenmiş haliyle yeniden Beşiktaş kentlilerini kucaklamaya hazırlanıyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. 2010 – 2011 döneminde tam 43 branşta verilecek olan kurslar içerisinde “Çocuk gelişimi ve eğitimi” de yer alıyor.  “Çocuk gelişimi ve eğitimi” kursu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:

“Çocuk gelişimi ve eğitimi ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranışların hangi yaş düzeyindeki çocuklara ve gençlere kazandırılacağı hakkında bilgi veren, çocuğun tüm gelişimlerini destekleyen (fiziksel, psiko-motor, zihinsel,dil, sosyal ve duygusal), plan yapan, uygulayan, insan ilişkileri ve empatiye önem veren, çocuk sağlığı ve hastalıkları konusunda bilgi sahibi olan, özel eğitime muhtaç çocukların gelişimlerine ve uyumlarına yardımcı olan; drama, basit beden eğitimi hareketleri, müzik çalışmaları, sanat ve ana dili etkinlikleri yapan, çocukları tanıma tekniklerini uygulayan bir alanıdır.

Erken çocukluk yılları (okul öncesi eğitim) çocuğun gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Kadının çalışma hayatına atılması ve okul öncesi eğitimin öneminin giderek daha da anlaşılması nedeniyle alan hızla gelişmiş, bu da okul öncesi eğitim kurumlarına olan talebi artırmıştır…”

FULYA SANAT MERKEZİ

İnce Saz ile bahar konseri

Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde bahar konseri Mayıs ayında müzikseverleri karşılıyor. Özel geceyi Şef Friedemann Riehle yönetecek. Bahar konserinde yer alan soloist ise İnce Saz… 13 Mayıs’ta gerçekleşecek olan konserin soloisti hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:

“İncesaz’ın tarihi Murat Aydemir, Derya Türkan ve Cengiz Onural’ın 1996 yılında bir araya gelmesi ile başladı. Üçlü, başta tanbur, kemençe ve kanun olmak üzere Türk Müziği sazlarının baş rollerini oynadığı, çağdaş tınılar, armoniler ve düzenlemelerin geleneksel Türk Müziği makam ve perdeleriyle birlikte yeniden üretildiği bir müzik üzerinde hemfikirdi. Aydemir ve Türkan geleneksel öğretiden, konservatuar eğitiminden, Onural ise Yeni Türkü gibi yukarıda sayılan önermeleri pop müzik düzleminde kısmen uygulamış bir grup müziğinin birikiminden gelmekteydi. 1997’de ilk albümün çalışmaları sırasında gruba kanunda Taner Sayacıoğlu katıldı ve “bir / Eski Nisan” (Kalan Müzik, 1999) bu kadroyla hazırlandı. Albüme Mahinur Özüstün ve Murat Buket vurmalı çalgılarla, Muammer Ketencoğlu akordeonla ve Uğur Işık viyolonselle katkıda bulundu. Ketencoğlu ve Işık’ın katkıları sonraki tüm albüm çalışmalarında da sürdü. 1999 – 2001 yıllarında grup Türk televizyon tarihinin iz bırakan dizilerinden birine müzik yaptı: İkinci Bahar. Bu dizinin artık piyasada tükenen soundtrack albümü de 2000 yılında yayınlandı (Post Müzik). İkinci Bahar albümü karma bir albüm olduğu için grubun daha ilk albümden benimsediği numaralamaya girmedi. Bu süreçte gruba vurmalı çalgılarda Ahmet Özbilen ve Hüseyin Tuncel katkıda bulundu.

2001 yılında bas gitarda Akın Aral’ın da katılmasıyla üçüncü incesaz albümü ortaya çıktı: “iki / Eylül Şarkıları” (Kalan Müzik, 2002). Bu albüm ağırlıklı olarak bir şarkılar albümüydü ve şarkıları TRT İstanbul Radyosu’nun değerli ses sanatçısı Melihat Gülses okuyordu.

2003 yılında vurmalı çalgılarda Engin Gürkey İncesaz’a katıldı. Bu ekiple üçüncü albüm tamamlandı ve Mayıs 2004’de yine Kalan Müzik tarafından yayınlandı: “üç / İstanbul’a Dair”. Albümde ilk kez klasik yaylı çalgılar dörtlüsünün (kemanlar: Cihat Aşkın ve Hakan Şensoy, viyola: Efdal Altun, viyolonsel: Hakkı Öztürk) eşliği duyuluyordu. Solist sazlar olan tanbur, kemençe, kanun ve klarnet tıpkı ilk albümlerde olduğu gibi makam perdelerinden taviz vermezken, düzenlemeler ve armoni anlayışı çağdaş çizgiden geri kalmıyordu.

2001 – 2005 yıllarında İncesaz, atv’de yayınlanan “Ekmek Teknesi” (yönetmen: Metin Günay) ve TRT’de yayınlanan “Çınaraltı” (yönetmen: Andaç Haznedaroğlu) dizilerinin müziklerini yaptı.

Dördüncü albüm, grubun yine yeni bir açılımı oldu. “dört / Mazi Kalbimde” albümünde, İncesaz, kendi çalışmalarının yanı sıra yüzyıl öncesinin şarkılarını da yorumladı. Dilek Türkan’ın okuduğu şarkıların bir bölümü, yüzyıl başlarının zevkini ve modasını yansıtan tangolardı ve vurmalı çalgıların bu albümde öne çıktığı duyuluyordu.

2006 Mart ayından bu yana İncesaz Kanal D’de yayınlanan Sev Kardeşim dizisinin müziklerini yapıyor. İncesaz, şu sıralar beşinci albümünün kayıtları ile meşgul. Bu albüm aslından birbirinden hiç de uzak olmayan Türk Müziği’nin türküleriyle şarkılarını bir araya getiriyor. Soloist, Cengiz Özkan. Bu yeni çalışmanın 2007 ilkbaharında yayınlanması bekleniyor.

Yeni albüm çalışması ve 2006 konserleriyle birlikte gruba Engin Gürkey’in yerine öğrencisi ve yeğeni Türker Çolak katıldı. İncesaz’ın bugüne kadar çeşitli projelerde birlikte çalıştığı solistler arasında Sezen Aksu, Güzin Değişmez, Melihat Gülses, Gülcan Kaya, Çiğdem Yarkın, Zuhal Olcay, Oya – Bora, Cengiz Özkan, Leman Sam, Dilek Türkan, Münip Utandı, Aşkın Nur Yengi bulunuyor.”

Müzikseverler mest olacak

Bülent Evcil Flüt Resitali

Fulya Sanat’ta müzikseverler mest olacak… Bülent Evcil’in Flüt Resitali, Mayıs ayında Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde… 7 Mayıs’ta gerçekleşecek olan etkinliğin sanatçısı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “Flüt eğitimine 1980 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda başladı. Mükerrem Berk’in öğrencisi oldu. Okulu 1988’de bitirdi ve eğitimine İstanbul Filarmoni Vakfı’nın bursu ile Brüksel Kraliyet Konservatuarı’nda Marc Grauwels ile devam etti; Brüksel Konservatuarı’ndaki eğitimini 1992’de tamamladı. Aynı yıl Dublin’de düzenlenen 4. Sir James Galway Flüt semineri En İyi Yorumcu Yarışmasında ikincilik ödülü kazanması, İrlandalı flüt virtüözü Sir Galway’in öğrencisi olma fırsatı verdi. Sir Galway, kendisini “Neslinin en iyi flütçülerinden birisi” olarak tanımladı ve pek çok konsere katılmasını sağladı.

Çalışmalarına 1994-1996 arasında Heidelberg-Mannheim Müzik Yüksek Okulu’nda Jean-Michel Tanguy ile devam etti. 1996-1998 yılları arasında Viyana’da Imperial Concerts Solist Kapella’da solo flütçü olarak çalıştı. 1998 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde flüt sanatçısı olarak göreve başladı. 1999 yılından günümüze kadar Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın flüt grup şefliğini de üstlendi. 2004 yılında Rodrigo’nun, otoritelerce dünyanın en zor flüt konçertosu olarak değerlendirilen “Pastoral Konçerto”‘nun Türkiye’de ilk seslendirilişini İstanbul İzmir, Adana Devlet Senfoni Orkestraları eşliğinde gerçekleştirdi. 2004 yılından bu yana İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda birinci flütçü olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Bölümü yüksek lisans programında da flüt öğretim görevlisidir. Sanatçı, solo flütçü olarak uluslararsı orkestralarla konser ve CD kaydı çalışmaları yapmaktadır. Sao Paulo (Brezilya) Devlet Senfoni orkestrası ile 3 konser ve 3 CD kayıdı, İtalyan Uluslararası Senfoni Orkestrası ile yedi ülkeyi kapsayan Uzak Doğu turnesi gerçekleştirmiştir.

Evcil, Belçika Kraliyet Sanat Teşvik Madalyası sahibidir. Astor Piazzola tangoları ile besteci George McCarthy ve Cecil Rivera’nin eserlerini yorumladığı Tango Zamanı adlı bir albümü vardır.”

‘Aşıklar Okulu’ Operası

Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gösterimler devam ediyor…  Fulya Sanat Merkezi’nde “Wolfgang ve Lorenzo” sanatseverler ile buluşacak. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin iki perdelik operası 4 Mayıs’ta sanatseverleri selamlayacak… Opera ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “Wolfgang ve Lorenzo” ya da ‘Aşıklar Okulu’, Wolfgang Amadeus Mozart’ın İtalyan metin yazarı Lorenzo Da Ponte ile üç ortak çalışmasını konu almaktadır. Bilindiği gibi Mozart 1780’lerin başında Viyana’ya yerleştikten sonra besteleyebileceği İtalyan operası librettosu arayışına girişmiş ve Viyana Sarayı’nda görevli şair Lorenzo Da Ponte ile tanışmıştır. Mozart ve Da Ponte, birlikte üç operaya imza atmıştır. Bunlar ‘Figaro’nun Düğünü’, ‘Don Giovanni’ ve ‘Cosi Fan Tutte’dir.

Bu müzikli oyun 1789 yılının son aylarında geçer. ‘Wolfgang ve Lorenzo’ ya da ‘Aşıklar Okulu’, tarihi gerçeklerle kurgunun bir arada kullanıldığı, Mozart’ın günümüzde en sık seslendirilen üç operasından müziklerle örülmüş eğlenceli bir oyun…”

AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ

‘3. Türden Yakın İlişkiler’ Başlangıç

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Mayıs ayı yine dopdolu geçeceğe benziyor… Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde birbirinden güzel oyunlar tiyatroseverleri bekliyor olacak. Bahar aylarının devamında bu kez güldürü oyunu yine sanatseverleri ağırlıyor. “Daha komiği varsa beraber gidelim” diyen tiyatro topluluğu E.S.E.K.’in sahnelediği ‘3. Türden Yakın İlişkiler-Başlangıç’ adındaki oyun, Akatlar Kültür Merkezi’nde izleyiciye merhaba diyor. 6 Mayıs’ta sahne alacak oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:

“E.S.E.K., Türk tiyatrosunun ilk bilim – kurgu oyunu olan “3. Türden Yakın İlişkiler” isimli oyunundan sonra bir ilki gerçekleştirmiş ve “Dünyanın ilk devam oyununu”, 3. Türden Yakın İlişkiler 2”yi yapmıştı. Ve şimdi, bundan 10 sene sonra, efsanenin başına dönüyor ve ‘3. Türden Yakın İlişkiler’in öncesine, yaratım sürecine gidiyoruz. E.S.E.K yine dünyada bir ilki gerçekleştiriyor ve sequel mantıktaki üçleme tamamlanıyor.”

Oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar da şöyle aktarılıyor:

“Yazar Uğur Uludağ, yeni oyununu yazmak istemekte ancak başaramamaktadır. Ve Uğur’un beynindeki fikirler, ne yapıp edip, gerekirse onun hayatına sızıp, ona bu oyunu yazdıracaklardır. Onun hayatına müdahele etmek gerekse bile… Hatta içlerinden biri, onunla evlenmek zorunda kalsa bile… Hatta içlerinden biri, iş kurmak için ondan borç almaya çalışsa bile… Hatta içlerinden biri, onunla yatmak zorunda kalsa bile… Yine bildiğiniz kadrosuyla E.S.E.K, yine ortalığı sallayacak bir tiyatro oyunuyla geliyor. Koltuklarınızı şimdiden ayırtın.”

Oyunun yazan ve yöneteni: Uğur Uludağ… Dekor- Kostümde, Barış Dinçel bulunuyor. Oyuncular ise şöyle sıralanıyor: “Barış Ataş, Demet Şaşmaz, Doğa Rutkay, Yosi Mizrahi, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Funda Pelin Kurt ve Uğur Uludağ.”

Taylan Erler ile

eğlenceli Jazz

Bahar aylarında tiyatro oyunlarının yanı sıra yine ilgi çekici etkinlikler de sanatseverler ile Akatlar’da buluştu. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde jazz konseri oldukça beğeni topladı. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Taylan Erler’in gerçekleştirdiği etkinlikle ilgili detaylar şöyleydi:

“Taylan Erler Jazz Quartet etkinliği sanatseverleri adeta büyüledi. Taylan Erler Jazz Quartet, trompet, davul, bas gitar, piyano ve caz gitardan oluşan klasik jazz grubu olarak biliniyor. Klasik caz yanında Dixieland ve New Orleans tarzının en iyi örneklerini bu konserle sanatseverlerle buluştu.”

“Jazz hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı” diyen Taylan Erler sanat etkinliği ile ilgili sitesinde de şunları aktarmıştı:  “1966`da İstanbul’da doğdum. Caz müziği benim için küçük yaşta dinlediğim caz plakları ile bir tutkuya dönüştü. TRT radyosu Ümit Aksu ve Süheyl Denizci caz orkestrası trompetisti olan Gökmen Ahmet Noyan’dan trompet dersi aldım. Aynı zamanda 1994 yılından bu yana tiyatro oyunculuğumu sürdürmekteyim ve sonunda çocukluk hayalim dediğim grubumu kurdum…

Vokal ve trompet’te ben Taylan Erler, davul’da Mehmet Yüzgeç, piyano’da Ayhan Yavaş, bas’da Cüneyt Saka ile ragtime, swing, blues ve New Orleans stilini günümüze taşıyoruz.

Ayrıca emeklerinden dolayı gitarist Cem Nasuhoğlu’na teşekkür ederim.”

“Pir Sultan Abdal”

bir halk ozanı öyküsü

Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde 29 Nisan’da ‘Pir Sultan Abdal’ adlı oyun, sanatseverler ile buluştu. Birbirinden farklı oyunlar, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Bu oyunlardan bir tanesi de 16. yüzyılda yaşamış olan bir halk ozanını sahneye taşıyor. ‘Pir Sultan Abdal’ ile ilgili bazı detaylar şöyleydi: “Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sanatseverlere sunduğu oyunun yazarı Erol Toy. İki perdelik olan oyunun yönetmeni ise Prof. Dr. Nurhan Karadağ. Pir Sultan Abdal oyununun konusunu 16. yüzyılda yaşamış olan ünlü halk ozanının yaşantısından alır. Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğan Pir Sultan Abdal, dönemin haksızlıklarına köylülerle birlikte karşı çıktığı için, bir zamanlar yoldaşı olan Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından astırılmıştır. Erol Toy, Pir Sultan Abdal’ın yaşantısını; rivayet ve efsaneler ve de ozanın şiirleriyle destekleyerek kaleme almıştır. 16. Yüzyıl halk isyanlarından yola çıkarak yazılan oyun, Prof. Dr. Nurhan Karadağ’ın özgün yorumuyla yeniden sahnelenmekte…”

Oyuncu kadrosu da oldukça ilgi çekici olan oyunda şu isimler yer alıyordu: “Cem Özer, Melike Öcalan, Sadık Gürbüz, Mehmet Çepiç, Yıldırım Gücük, Ayhan Anıl, Yusuf Atala, Fuat Onan, Ergün Demir, Tuncer Yenice, Barış Koçak, Merve Erdoğan, Derviş Tezcan, H. Şener Vurkaya.”

MUSTAFA KEMAL MERKEZİ

Cristina Ortiz’den piyano resitali

Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde İstanbul Resitalleri kapsamında konserler devam ediyor. Atilla İlhan Salonu’nda gerçekleşecek olan organizasyon, 12 Mayıs’ta müzikseverleri ağırlayacak. Cristina Ortiz’in piyano resitali Beşiktaş’ta gerçekleşecek. Sanatçı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:

“Brezilyalılığının kültürel geleneği çerçevesinde tutkulu ataklığı ve bu özelliklerini sarmalayan duygusallığı, Cristina Ortiz’in müzik üretiminin odak noktasını oluşturuyor. Bundan iki yıl önce İstanbul Resitalleri’nde ilk kez sahneye çıkan sanatçı, 25 yılı aşan konser piyanistliği ve albüm kayıtları, Cristina Ortiz’i dünyanın dört bir yanındaki müzikseverlere kopartılamaz bağlar ile bağladı. Ortiz müziğe adadığı yaşamı boyunca sadece konser ve albüm kayıtları ile yetinmeyerek enerjisini oda müziğinin yaygınlaşmasına ve eğitime ayırdı. Beethoven’dan Bernstein’e uzanan çok zengin repertuarının yanısıra daha az bilinen kompozitörlerin eserlerine de dikkat çekmeyi başaran Ortiz’in bu alanda yapmış olduğu Clara Schumann ve Alma Brasileira albümleri özellikle övgüye değer. Cristina Ortiz dünyanın en ünlü şefleri Vladimir Ashkenazy, Neeme Järvi, Mariss Jansons, David Zinman, en saygıdeğer orkestraları Berlin Philharmonic , Cleveland, Chicago Symphony, Vienna Philharmonic, Czech Philharmonic, Philharmonia, Amsterdam’s Concertgebouw ve Philadelphia orkestraları ile çalışmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar 34 albüm kaydetmiş bulunan Cristina Ortiz’in, Brezilya’lı 20. yüzyıl kompozitörlerinin eserlerini seslendirdiği ‘Le Monde’un Seçimi’ ve “5 Diapasons” etiketleri alan son albümü “Alma Brasileira” adını taşıyor.”

Konser programı ise şöyle: “SAF CHOPIN… Scherlades… CHOPIN-Scherzo 1, op. 20. CHOPIN-Balad 2, op. 38. CHOPIN-Scherzo 3, op. 39. CHOPIN-Balad 4, op. 52. CHOPIN-Balad 1, op. 23. CHOPIN-Scherzo 2, op. 31. CHOPIN-Balad 3, op. 47. CHOPIN-Scherzo 4, op. 54.”

SUAVİ 44. SANAT YILI…

Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde özel bir konser müzikseverler ile buluştu. Atilla İlhan Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte, müzik duayenleri de bir araya geldi. Suavi 44. Sanat Yılı  onuruna düzenlenen Nisan ayının üçüncü haftasında gerçekleşen bu özel gecede sevenleriyle buluştu. Ahmet Telli nin sesinden canlı olarak dinlenen şiirler ile başlayan gecede, Suavi’nin sanatçı dostları Arif Sağ, Cahit Berkay, Ferhat Tunç, Grup Yorum, İlkay Akkaya, Mazlum Çimen, Toygar Işıklı ve Yavuz Bingöl de katıldı. Sanatçı dostlarıyla Suavi onuruna düzenlenen bu gece, Suavi’nin ölümsüz şarkıları ile muhteşem bir müzik ziyafetine dönüştü. “Gül’le diken arasında” slagonıyla gerçekleşen özel gecede 44 yılı geride bırakan Suavi, sevenlerinin hayatlarının her anına damgasını vurmuş unutulmaz şarkılarını bu eşsiz gecede yine sevenleri ile birlikte seslendirmiş oldu. Yıllarını müziğe veren Suavi hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:

“1950 yılında doğdu. İlk orkestrasını 1966 yılında kurdu “Grup 7,65”… Müzisyen-Mimar olarak da biliniyor. Ulusal ve uluslar arası birçok konser, dinleti, festivalde çaldı. Ve onlarca ödül’e layık görüldü… 1996 yılında Kazakistan’ın başkenti Almaata’ da 26 ulus arasından Türkiye’nin resmi temsilcisi olarak dünya birincisi oldu ve “Grand Prix” ile ödüllendirildi. 7 solo müzik albümü yaptı.

8. albüm için stüdyoda olan Suavi birçok özel projede ülkemizin önde gelen müzisyenleriyle çaldı ve yorumcu olarak yer aldı. Müzik yaşamını besteci-söz yazarı ve yorumcu olarak sürdürmekte olan Suavi aynı zamanda sivil toplum örgütleri ile sosyal alan çalışmalarına devam etmektedir.

Aktif müzik yaşamının yanı sıra MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak ve MÜYORBİR’de (Müzik Yorumcuları M. Birliği) Yönetim Kurulu Üyeliği düzeyinde yıllarca fikri haklar alanında da çalışmalar yürütmüştür.”

LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ

İki yeni belgesel film

Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinema gösterimleri aralıksız devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler Mayıs ayında yine birbirinden farklı filmler ile buluşmaya devam ediyor. Onat Kutlar Sinema Salonu’nda devam eden gösterimlere yenileri ekleniyor. 4 Mayıs’ta sinemaseverler, ‘Bir Halk Kahramanı’ adlı filmi izleyebilecekler. Sadık Aslankara’nın yönetmenliğindeki film ile ilgili detaylar şöyle:

“Tosya’nın Ortalıca Beldesi’nde kurulu Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin başarısız örnekleri aşarak bir örnek, bir model kooperatif haline gelişinin öyküsü… Bu başarıyı sırtlamış taşıyan emekli bir öğretmen, bir anlamda bir halk kahramanı. Şevket Yerli’nin çabalarında, kalkınan, zenginleşen, bilgiyle emeği birleştiren belde halkının ortak mücadelesi anlatılıyor! Küresel dünyada dürüst ve ilerici bir insana inanların ortak zaferini dört mevsim yapılan çekimler eşliğinde izleyeceğiz.”

Yönetmen M. Sadık Aslankara hakkındaki bazı detaylar da şöyle:

“1948’de Denizli’de doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. İlk yazısı Nisan 1965’te Cumhuriyet, ilk öyküsü Mayıs 1965’te Pamukkale gazetesinde yayımlandı. Tiyatroya adımını 1968’de Ankara’da Halk Oyuncuları Sahnesi’nde attı. Ankara Birliği Sahnesi’nin kurucuları arasında yer aldı. Denizli Tiyatrosu’nu, onun bir uzantısı olan De Tiyatrosu’nu kurdu. 1976’dan başlayarak TRT için pek çok yapıma imza attı. 1983’te başlayan belgesel sinema çalışmalarını, 1994’ten itibaren belgesel yönetmeni olarak sürdürdü. 1989’da Kevser’di adlı oyununu; 1993’te Bin Yüz Bir Giz, 1996’da Selgesus’ta Buse, 2003’te Sığınak adlı romanlarını; 2001’de Uykusu Sakız, 2008’de Cicoz adlı öykü kitaplarını; 2004’te Kevser’di, Ev-Ses ve Hayal Ustası adlı oyunlarını içeren Toplu Oyunlar 1’i 2009’da Kırk Yaş Düşleri adlı oyununu yayımladı. Aslankara, haftalık yazılarını Cumhuriyet Kitap’ta, aylık tiyatro yazılarını Tiyatro Tiyatro’da sürdürüyor.”

Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimler içinde yönetmenliğini Patric Jean’in yaptığı 11 Mayıs’ta sinemaseverler ile buluşacak olan ‘Gücün İktidarı’ adlı film hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:

“Yoksulluğa karşı savaşmak yerine yoksullarla savaşıyoruz. Zengin bölgeleri ve “sıfır tolerans”ın yaygınlaştığı yoksul kenar mahalleleriyle Avrupa. Bir fabrika kapatılıp yerine bir hapishane kurulan yer. Genelde yoksullar ve özellikle de genç göçmenler tüm korkularla yüzleşirler. Film, klişeleri yıkıp bunları insancıllıklarıyla, hapishanede bir hücrede, bir tersanede ya da bir evin bodrumunda duyguları, istekleri, korkuları ve ümitsizlikleriyle karakterize ediyor. Herkesin fırsat sahibi olduğu Avrupa demokrasisi kavramını bir kenara bırakıp Belçika ve Fransa’yı bunlara tanıklık etmeye çağırıyor ve genelde çıkarcı ve acımasız olan toplumumuzu eleştirel ve duygusal bir şekilde tasvir ediyor. “Tuhaf günler… Biz neler yapıyoruz? Aklımız başımızda mı?”

Patric Jean’in filmografisi ise şöyle:

“Yönetmen Filmografisi; La Domination Masculine (2009), Bienvenue Chez… (2007), La Raison Du Plus Fort (2003), Les Enfants Du Borinage – Lettre à Henri Storck (2000), La Conquête Du Pôle Sud (1997). Yapımcı filmografisi; La Domination Masculine (2009).

Senarist filmografisi; La Domination Masculine (2009), La Raison Du Plus Fort (2003), Les Enfants Du Borinage – Lettre à Henri Storck (2000), La Conquête Du Pôle Sud (1997)”

‘1 Mayıs ilk dileğimiz’ ilgi gördü

Bir Turgut Yasalar filmi, Levent’te seyircisiyle buluştu… Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinema gösterimleri aralıksız devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler Nisan ayının ikinci yarısında  Yönetmen Turgut Yasalar’ın ‘1 Mayıs ilk dileğimiz’ filmiyle karşılaştı. Sanatın her alanına destek olmayı temel amaçlarından biri olarak gören Beşiktaş Belediyesi’nin “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği, Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimler içinde yönetmenliğini Turgut Yasalar’ın yaptığı film, 27 Nisan’da sinemaseverler ile buluştu. Film ile ilgili detaylar şöyle: “Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), Türkiye’de 1 Mayısların ilk kitlesel kutlanışının 85. ve yeniden yığınsal kutlanmaya başlamasının 30. yıldönümünde bir belgesel film hazırladı. 1920 belgeleri, 1970’li yıllar yığınsal 1 Mayıs gösterilerinin kimi ilk kez kullanılacak çekimleriyle hazırlanan, Turgut Yasalar’ın yönetmenliğini yaptığı  “1 Mayıs İlk Dileğimiz” belgeselde, Ahmet Muhtar Sökücü, Bekir Yenigün, Berin Uyar, Fahri Aral, Fevyzi Tuna, Kamil Özçelik, Mehmet Karaca, Mete Tunçay, Murat Tokmak, Orhan Taylan, Rasim Öz, Şeyda Talu, Turgut Gökdere, Vahap Ünsever, Vedat Türkali’nin anlatım ve tanıklıklarına başvuruluyor.”

Yönetmen Turgut Yasalar’ın sinema alanında bir çok yanıyla karşılaşmak mümkün. Turgut Yasalar’ın filmografisi şöyle sıralanıyor: “Yönetmen: Ölüm Çiçekleri-Saraybosna (2008), Sis ve Gece (2007), Koltuk Sevdası (2001), Nisan Yağmuru (2001), Can Dostum (1999), Leoparın Kuyruğu (1998), Çılgın Bediş (1996) Senaryo yazarı: Sis ve Gece (2007), Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2004), Leoparın Kuyruğu (1998), Ayaşlı ve Kiracıları (1989). Yapımcı: Sis ve Gece (2007), Leoparın Kuyruğu (1998), Oyuncu: Şellale (2001) – Mr. Johnson, Kanunun Ötesinde (1992), Yardımcı yönetmen: Kanunun Ötesinde (1992)”

ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ

Tiyatro Dan’la gülelim!..

Güldürü oyunları Ortaköy’de çok sevildi… Bu oyunlarda bir tanesi de uzunca bir süredir seyirciyle kucaklaşan ‘Bunu Yapan İki Kişi adlı oyun’… Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde “Bunu Yapan İki Kişi” adlı oyun, Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile Mayıs ayında da buluşacak. Çok sevilerek izlenen oyun, 3 Mayıs ve 6 Mayıs tarihlerinde sanatseverlere Ortaköy’de merhaba diyecek. İki akşam sanatseverler ile buluşacak olan oyun saat: 20:30’da Afife Jale Sahnesi’nde gösterimlerini sürdürüyor. Tiyatro Dan’ın sahneye koyduğu. “Bunu Yapan İki Kişi” adlı oyunun sanat ekibi, tiyatro oyunun tanıtımını şu sözlerle yapıyor:

“Ezelden beri sürer kadınla erkeğin tartışması… Yok elmayı kim yedirdi, kim yedi… Yok yiyene değil, yedirene bakacaksın. Yemekten çıktı yine saçın! Bıktım, usandım, bitsin artık şu maçın!

Kaşık düşmanı kadın! Vurdumduymaz adam! Değişmez bu durum ne Türkiye’de, ne Yeni Gine de… Yine de diğeri olmadan yapamaz ikisi de. İsterler ki yan yana olsunlar, hayatın zorluklarına karşı omuz omuza dursunlar. Ey kadınları anlamayanlar, ey erkekleri kaba bulanlar… Kadını saf bulup bıyık altından kıkırdayanlar, erkeği zeki bulup ondan korkanlar, kırk yıllık evli olup hiçbir şey anlamayanlar, ya da hiç evlenmeyip her şeyi anladım sananlar… Biz de çözemedik bu iki bilinmeyenli denklemi. Bildiğimiz tek gerçek var ki… Çin işi, Japon işi, Biri erkek, biri dişi, Bunu Yapan İki Kişi…”

Oyunla ilgili diğer bilgiler ise şöyle sıralanıyor:

“X. Lions Tiyatro Ödülleri Komedi dalında en iyi kadın oyuncu ödüllü Ayça Işıldar’ın yazdığı, Aydın Şanlı’nın yönettiği oyunun kadrosunda   Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın, Onur Dilber gibi isimler bulunuyor.”

Tiyatro Dan’ı yakından tanımak isterseniz bazı detaylar da şöyle:

“Nergis Öztürk, Didem Balçın ve Aydın Şanlı tarafından 2009 yılı başında Tiyatro Gen-T adıyla kurulan tiyatro bir sene sonra bir değişiklikle Tiyatro Dan adını aldı. Tanışıklıkları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde öğrenci oldukları 90’lı yılların sonuna kadar uzanan ve okul sonrası İstanbul’a yerleşen üç arkadaş, görev aldıkları çeşitli televizyon ve sinema projelerinin yanı sıra, çeşitli özel tiyatrolarda çalışarak sahneyle bağlarını da koparmadılar. Tiyatro Dan, üç genç sanatçının birikimlerini ve enerjilerini, genç, dinamik ve aynı zamanda Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun mirasına yaslanan, çağdaş bir tiyatroya aktarma ihtiyacından doğmuştur. Genç sanatçılar Özgün Aydın ve Onur Dilber’in katılımıyla daha da güçlenen Tiyatro Dan seyirciyle ilk kez “Bunu Yapan İki Kişi” isimli komediyle buluşuyor. Ayça Işıldar Ak tarafından yazılan oyunda, tarih boyunca süregelen kadın-erkek çatışması, aşk ve ilişkiler eğlenceli bir bakışla ele alınıyor. İki perdelik oyunda, dört ayrı skeç bulunuyor. Skeçlerde, ergenlikten, yaşlılığa kadar, hayatın çeşitli evrelerinde birbirleriyle uzlaşamayan, ama birbirleri olmadan da yapamayan farklı kadın ve erkek tipleri farklı hikâyelerde resmediliyor. Yönetmenliğini Aydın Şanlı’nın yaptığı oyunda, Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın ve Onur Dilber rol alıyor. Müziklerini Aysel ve Veli Özçelik’in yaptığı oyunun koreografilerinde ise Harika Onur’un imzası var.”

Hem dram hem komedi

Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde bahar aylarından birbirinden güzel oyunlar seyirciyle buluştu. Farklı konseptlerle farklı konularla tiyatroseverlerin karşısına çıkan tiyatro toplulukları sanatseverleri sahneledikleri oyunlarla Ortaköy’de kah güldürdü, kah ağlattı, kah düşündürdü… Dramdan komediye kadar bir çok türde oyunların yer aldığı Ortaköy’de şu oyunlar yer almıştı:

“Tiyatroadam, farklı uslübüyle tiyatroseverlere eğlenceli vakit geçirten oyunu ‘Generaller, Savaş ve Barbekü’ adlı oyunu dikkat çeken oyunlardan biriydi. Konu; ekonomik krizin kasıp kavurduğu bir ülkede bütçeyi dengelemenin bilindik tek bir yolu vardır; savaş çıkarmak. Ama bu savaş öyle bildik savaşlara benzemez, 20. yüzyılın en haşarı yazarlarından kabul edilen Boris Vian’ın kaleminde batı uygarlığının o bildik savaşgan karakteri belleklerden silinmeyecek bir kahkaha bombardımanına dönüşür. Engin Alkan rejisiyle sahnelenen, Generaller, Savaş ve Barbekü’de Fransız, Çinli, Rus ve Amerikalı generallerin, çılgın bir psikoposun, cin fikirli bir başbakanın ve canavarlaşmış bir annenin tuhaf kimlikleriyle savaşın saçmalığı, iktidar ve onu var eden tüm yapıların akıl dışılığı eğlenceli bir dille ele alınmıştı.”

Tiyatro Komedya, kahkaha dolu 2 perde sanatseverler ile buluşturdu…  Elbiseler Fora adlı oyunun konusu ve oyun ile ilgili bazı detaylar da dikkat çekmeyi başarmıştı. Konu; tipik bir vodvil olan ‘Elbiseler Fora’da aşk, kıskançlık, yanlış anlaşılmalar ve çok güzel espriler var. Ömer ve Handan Tuzcu çiftinin şirket ortaklarını davet etmek için kiraladığı yazlık villayı bir yanlışlık sonucu onnikini arayan yaşlı bir kadın da kiralamıştır. Önceleri kimsenin umursamadığı bu yaşlı kadın kısa sürede bütün evi birbirine karıştıracaktır.”

“Vetiyatro’dan Kuş Kafesi adlı oyun da oldukça ilgi çeken oyunlardan bir tanesiydi.  İrfan Yalçın’ın “Genelevde Yas” adlı romanından esinlenerek dramaturg Doğan Korkmaz’ ın oyunlaştırdığı “Kuş Kafesi” adlı oyun; genelevde çalışan kadınların trajik hikâyelerini anlatıyor. Toplumun dışına itilmiş, içimizde yaşayan ama görmezden geldiğimiz kadınlar, toplumun kanayan yarası olarak yaşamaya devam ediyor.”

OKUMA GÜNLERİ…

“Şu Dağın Ardı İran”

Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde okuma günleri sürüyor… Bahar ayı etkinlikleri içerisinde Ortaköy Kültür Merkezi’nde Yazar Meltem Vural’ın kitabı ilgiyle okundu… ‘Şu Dağın Ardı İran’ adlı kitap Nisan ayının üçüncü haftasında kitapseverlerce ele alındı. Kitap ile ilgili bazı detaylar Yazar Meltem Vural’ın kaleminden şöyle aktarılıyordu:

“İran topraklarına geçince hızla değişen coğrafyada başka bir gezegene ışınlanmıştım. İran’ın başkenti Tahran’da Hazar kıyılarında ve Bender Abbas’ta eşim ve ailesiyle yaşadığım dokuz gün boyunca, siyasi özgürlük vaadiyle kandırılmış bir halkın pişmanlığını, mutluluk vaadiyle kandırılmış bir kadın olarak kendi pişmanlığımla harmanladım. Acı günleri ardımda bırakarak kavuştuğum özgür ülkemin yanı başındaki tehlikenin farkına vardığımda ise, İslami devrimin ve şeriat hükümlerinin modern bir ülkeye kor lavlar gibi yakıcı yayılışını, yirmili yaşlarımın başında yaşadığım evlilik ve aşk hikayesinin sonunda sizlerle paylaşmayı bir yurttaşlık görevi bildiğim için bu kitabı kaleme aldım…”