“Tüm dostlara selam olsun!..”

İletişim çok basit bir konu gibi gözükse de, insanların hayatında çok önemli bir yer tutar. Kişinin kendisini ifade etmesi ne kadar önemli ise, bundan mahrum olanlara tercüman olmak inanın daha hassas ve gurur verici bir durum… İşte bu nedenle kamuoyu oluşturmak, fikirleri paylaşmak çok anlamlı… Söz söylemek, yazı yazmak, bırakın demokratik bir ortamı, sadece insani yönden bile vazgeçilmez unsurlardan…
Gazeteciler işte böyle bir iş yapıyor… Eskisi kadar itibar sahibi olmasalar da, şimdiki medyanın durumu içler acısı haldeyken bile yine ki “İyi ki varlar” demek lazım….
Medya’nın şu anki durumunu, yazarların seçtiği konuları, ilişkileri en çok eleştirenlerden biri de benim. Yazılarımı takip edenler bilir, detaylı yazarım tüm düşüncelerimi… Örneğin, siyasette de ekonomide de, spor konusunda da beğenmediğim çok yön vardır. Hele aktüel ve magazin basınının hali içler acısı bir durumda diye düşünüyorum. Köşe yazarları ise sanki hikaye anlatıyor gibi geliyor artık… Bazısı at gözlüğü takmış, bazısı “Nalıncı keseri” gibi kendine yontuyor…
Ama her şeye rağmen hepsi, her zaman gerekli… Çünkü; beğenmediğinizi okumama özgürlüğünüz var. Sonuçta yorum sizin… Ayrıca, hesap da sorabilirsiniz yasalar çerçevesince… Fakat basını topyekün yok saymak, yazı yazan, söz söyleyenleri özgür bir ortamdan uzaklaştırmak, topyekün insanlık suçudur. Otosansür uygulamak zorunda kalmak bile insan onuruyla bağdaşamaz bir durumdur.
***
Bu sayıda genel seçimlerle ilgili aday adayları üzerinde duracaktım, Beşiktaş’taki partilerin yaptıkları ve yapamadıkları işlere biraz değinmek istiyordum. Sportif alanda ise, yazacaklarım vardı. Örneğin, stat ile ilgili “İnönü kayabilir!..” diye geçen sayı başlık atmıştık. “Çarşı” başta olmak üzere sosyal medya bunu almış, milyonlarla paylaşmış, demek ki “Haberimiz etki yaratmış” diyecek ve bu konuda birkaç kelam edecektim. Ayrıca, BJK’nın son durumunu değerlendirecek, Tayfur’a neden ve ne için destek vermemiz gerektiğini sizle paylaşmak istiyordum.
Ama, bilgisayarın başına oturunca yazıya şu anda okuduğunuz gibi bir girişle başladım her nedense!..
Etkilendim mi ne? Yaşadıklarımızdan ve son olaylardan…
Ne de olsa 29 yılı devirmişim basın içinde… Hürriyet… Günaydın… Sabah… Milliyet…
…Ve Beşiktaş Gazetesi… 12. yıla girdik bu sayı ile… Dile kolay 240 sayı ve on milyonlarca tiraj… Bir o kadar emek… Bir o kadar yazı…Ve geçen yıllar…
Başta da dedim ya; yazı yazmak, söz söylemek insan için en önemli nitelik…Yaşamın anlamı…Özgürlükle eşdeğer…
Ben de dilim döndüğünce belki de 12. yılın şerefine, bizim meslekle ilgili bir yazı yazdım, bu sefer…
Detaya girmeden!… Özette olsa!… Fikir beyan ettim. Anlayan anlamıştır artık…
Umarım; bir sonraki (13.yıl) daha güler yüzlü bir yazı yazarım.
Tüm dostlara selam olsun!…