Beşiktaş Gazetesi’nde son dakika haberleri… Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterimler devam ediyor… Klasik gitarın Çinli İmparatoriçesi 14 Nisan’da İstanbul’da!.. Kanserde Erken Tanı Kampanyası… İsmail Ünal mahalle sakinleri ile buluşuyor…
KÜLTÜR-SANAT HABERLERİ
Klasik gitarın Çinli İmparatoriçesi 14 Nisan’da İstanbul’da!
Çin’de bir klasik müzik okuluna kabul edilen ilk gitarist olan Xuefei Yang, Royal Academy tarafından da uluslararası bir bursla doktora çalışmasına kabul edilen ilk Çinli gitar sanatçısı oldu. 1. Çin Gitar Festivali’nde ilk kez 10 yaşında sahneye çıkan Yang, bu konseri ile öyle büyük bir başarıya ulaştı ki İspanya Büyükelçisi tarafından kendisine bir gitar armağan edildi. Rodrigo’nun da izleyicileri arasında bulunduğu ilk Madrid konserini 14 yaşında verdi. 1995 yılında Çini’i ziyaret eden John Williams, Yang’ı dinledikten sonra kendi Greg Smallman gitarlarından ikisini Pekin Merkez Konservatuarı’na hediye etmeye karar verdi. Xuefei Yang, 14 Nisan 2011 Perşembe akşamı 20:30’da İstanbul Resitalleri kapsamında Fulya Sanat Konser Salonu’nda ‘From Bach to Brasil’ adlı programını seslendirecek. Resitalde, Rodrigo’dan Bach’a uzanan geniş bir yelpaze içinde farklı kompozitörlerin eserlerine yer veriliyor. Xuefei Yang, EMI ile kontratını imzaladığı 2005 yılından bu yana Royal Academy’nin asli üyesi. Sanatçının son albümü Rodrigo’nun Gitar Konçertosu geçtiğimiz aylarda EMI tarafından yayınlandı.
***
Yaşlanmak Değil Yaş Almaktır Hayat…
Yaşlıların sorunlarının ele alındığı, kamuoyunda bu sorunlara yönelik bilinçlilik yaratmanın hedeflendiği Yaşlılar Haftası tüm dünyada 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanıyor. Beşiktaş Belediyesi hafta kapsamında Alzheimer Vakfı ile işbirliğiyle özel bir etkinlik hazırladı. ‘Yaşlanmak Değil Yaş Almaktır Hayat’ toplantısı 23 Mart 2011 Çarşamba günü Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde gerçekleştirildi.
***
İsmail Ünal mahalle sakinleri ile buluşmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Dikilitaş Süleyman Seba Spor Tesisleri’nde yaptığımız “Mahalle Toplantısı”nın ikincisi, Etiler Orgeneral Kami ve Saadet Güzey İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirildi. Etiler Mahallesi sakinleri ile bir araya gelen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Etiler Mahallesi ve Beşiktaş kentlisinin görüş ve düşüncelerini alarak, gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek olan proje ve çalışmalar hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Katılımın bir hayli kalabalık olduğu toplantıda “Etiler Mahallesi ve Beşiktaş kentlisi Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın rutin belediyecilik hizmetlerinin dışında sağlık, sosyal ve kültürel alanlarda çalışmalarından dolayı memnun olduklarını ifade ettiler. Bir sonraki toplantımız 29 Mart Salı günü Akatlar ve Levent Mahalle sakinleri ile 18.00’da Akatlar Kültür Merkezinde gerçekleştirilecektir.Etkinliiğe katılım için Saat 17:00’de Karanfilköy camii önü ve Levent Muhtarlık binası önünden ücretsiz servisler haraket edecektir.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın Mahalle Ziyaretleri ;
* 29 Mart 2011 Salı günü Akatlar- Levent Mahalle Toplantısı Saat : 18:00’de Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılacaktır. Toplantı yerine Belediye Tarafından ücretsiz servisler saat 17:00’de Karanfilköy Camii önü ve Levent Muhtarlığı önü’nden haraket edecektir.
* 31 Mart 2011 Perşembe günü Ortaköy- Mecidiye- Balbumcu Mahalle Toplantısı Saat : 18:00’de Ortaköy Kültür Merkezi’nde yapılacaktır. Toplantı yerine Belediye Tarafından ücretsiz servisler saat 17:00’de Balbumcu Muhtarlık önü, Ortaköy Hacımahmut Camii önü’nden haraket edecektir.
***
“Mezopotamya’nın Büyük Düşü”
Beşiktaş Belediyesi’nin her çarşamba gerçekleştirdiği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinde bu hafta “Mezopotamya’nın Büyük Düşü” isimli belgesel gösterildi. Türkiye’nin en büyük kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesi’nin, başlangıç tarihinden bu yana katettiği yolu anlatan belgeselin gösterildiği etkinliğin bu haftaki konuğu yönetmen Kemal Öner oldu. Türkiye’nin en büyük kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesinin, başlangıç tarihinden bu yana kat ettiği yol, başarmak istedikleri, başardıkları ve başaramadıkları, objektif bir bakış açısıyla anlatılmakta; bugün gelinen noktanın altı çizilmektedir. Temelin atıldığı ilk günden bugüne kadar geçen süreçte, Güneydoğu Anadolu Projesinin bölgenin sorunlarına ne ölçüde çare olduğu, bu sorunlara ne ölçüde çözüm bulduğu konusunda, projenin ilerleyişiyle ilgili konuların, birbirlerine eklemlenerek anlatıldığı tarımsal sulamada gelinen nokta ve bu noktanın bölgesel kalkınma üzerindeki etkilerinin hikâyesidir.
***
Duygu Ve Gözlem Mürekkebiyle Yazan Senaryocu
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, Yeşilçam’a 400’ün üzerinde senaryo armağan ederek bir devre damgasını vuran Safa Önal için gerçekleştirilecek. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan etkinlik Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde (Akatlar Kültür Merkezi), 30 Mart Çarşamba akşamı saat 20.00’den itibaren takip edilebilecek.
1945’te kısa öyküler kaleme alarak yazı dünyasına “merhaba” diyen, ardından yöneldiği sinemada 400’ün üzerinde senaryo, 60’tan fazla fotoroman, 500 bölümden fazla dizi senaryosu kaleme alan, 40 yakın filme de yönetmen olarak imza atan Safa Önal için hazırlanan gece, bir Yeşilçam resmigeçidine dönüşecek. Agâh Özgüç, Atilla Dorsay,
Aydın Boysan, Çolpan İlhan, Engin Çağlar, Göksel Arsoy, Halit Kıvanç, Nebil Özgentürk, Oğuz Makal, Salih Güney, Selda Alkor, Sevda Ferdağ, Suzan Avcı, Süleyman Turan,
Temel Gürsu, Tufan Türenç, Ümit Efekan, Vecdi Sayar ve Yılmaz Atadeniz, “Ustalara Saygı”ya katılarak Safa Önal ile ilgili duygu, düşünce ve anılarını seyircilerle paylaşacak.
Son olarak yazıp yönettiği ve Yeşilçam’ın altın döneminin bütün önemli oyuncularını buluşturan “Hicran Sokağı”nı seyircilere sunan Safa Önal için hazırlanan gece; popüler müziğimizin kilometre taşlarından Ali Rıza Binboğa, Yeşilçam’ın hafızalara yer etmiş melodilerinin bestecisi Cahit Berkay ve caz duayenlerinden İlham Gencer’in yorumlayacağı ezgilerlerle renklenecek.
“Ah Güzel İstanbul”dan “Vesikalı Yarim”e, “Tatar Ramazan”dan “Kabadayılar Kralı”na, “Dönüş”ten “Balıkçı Osman”a, “Evlidir Ne Yapsa Yeridir”den “Yumurcak”a, “Dila Hanım”dan “Tatlı Nigar”a, “Vatandaş Rıza”dan “Doktor Civanım”a, “Yarınlar Bizim”den “Baraj”a, “Menekşe Gözler”den “Lejyon Dönüşü”ne, “İki Sene Mektep Tatili”nden
“Ağaçlar Ayakta Ölür”e, “Bodrum Hakimi”nden “Umut Dünyası”na pek çok farklı türde filme aynı ustalıkla senaryolar yazarak çok yönlülüğünü ve engin birikimini kanıtlayan, 395 senaryoyla Guinness Rekorlar Kitabı’na giren Safa Önal için düzenlenen etkinlikte, ustanın yaşamına dair belgesellerden kısa bölümler de gösterilecek.
“Ustalara Saygı” toplantıları, 14 Nisan’da Nino Varon için hazırlanan gece ile devam edecek.
***
Beşiktaş’ta beyaz hakimiyeti
Son günlerde lüks arabaların konuştuğu Bebek, Etiler, İstinye gibi semtlerde neden genelde beyaz araçlar hakim?
İstinye Park’a öğle vakti uğrayacak olursanız vale kuyruğunda peş peşe “gelin gibi süzülen” lüks beyaz arabaları görebilirsiniz. Magazin sayfalarında yeni araba satın alan oyuncu ve futbolcuların fotoğraflarına göz atacak olursanız büyük çoğunluğu beyaz cipler ve
lüks arabalar. Ve son olarak İbrahim Tatlıses’in ilk hastane günlerindeki Acıbadem Maslak’ın etrafı park etmiş beyaz arabalarla doluydu. Artık “başkan rengi” diye söz edilen beyaz, lüksün simgesi oldu.
Bir beyaz daha eklendi
AudI – Doğuş Otomotiv
* Beyaz renkli araç satışları, Doğuş Otomotiv-Audi’nin tüm satışlarının yüzde 40’ını oluşturuyor. Audi müşterilerinin tercihlerinde sedan, coupe ve spor otomobillerde beyaz renk öne çıkıyor.
* Audi A3 Sportback modelinde de satışların yüzde 50’si beyaz renkli olarak gerçekleşirken, Q5 ve Q7 modellerde beyaz renk tercihi yüzde 55’lere kadar çıkıyor. Sipariş edilen her iki A5 modelinden biri beyaz.
* Audi, iki farklı beyaz renk seçeneği sunuyor. En gözde renk “Ibis beyazı”. Ancak metalik beyaza olan yoğun talep sonrasında renk seçeneğine “Metalik Glacier beyazı” dahil edildi. Bununla birlikte, Audi müşterileri diledikleri tonda beyaz renk seçeneğini Audi Exclusive renk seçeneği ile sipariş edebiliyorlar. Bu şekilde “Exclusive Calla Beyazı” gibi müşterinin tercihine göre çeşitli beyaz renklerde araç da getirilebiliyor.
* Geçtiğimiz dört-beş yıl içerisinde özellikle beyaz renk tercihinde gözle görülür bir artış yaşandı. Gerek Q5 modeli, gerekse A5 Coupe ve A5 Sportback modelleri ile başlayan trend ile birlikte özellikle son dört yıl içerisinde beyaz renk tercihinde yoğun bir artış gözlemlendi.
“Coupe ve cabrio modellerde beyaz tercih ediliyor”
Infiniti- Bayraktar Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Behice Funda
* Infiniti’nin tüm modellerinde en çok beyaz tercih ediliyor. Geçtiğimiz yıl tüm satışların yüzde 45’ini beyaz araçlar oluşturdu.
* Infiniti’de hiçbir otomobil markasında bulunmayan “Moonlight white” adını verdiğimiz metalik beyaz renk.
* Moonlight beyazı, tasarım hatlarının ortaya çıktığı, çok iddialı gibi görünmeyen ancak kendine baktırıp fark ettiren bir renk ve araca da ayrı bir değer katıyor.
* Tüm müşterilerimiz Moonlight beyazını çok beğeniyor. Özellikle coupe ve cabrio modellerimizde genç müşterilerimizin tercihi bu yönde oluyor.
“İnsanlar trend olan rengi almak ister”
Levent Köprülü (Milliyet-Otomotiv editörü)
* Dünyada üç rengin popüler olduğunu görüyorsunuz: Gümüş gri, beyaz ve siyah. Son dönemlerde beyaz ve gümüş gri arasında bir savaş var. Bu sadece Türkiye’de değil dünyada da aynı şekilde.
* İnsanlar kriz döneminde kendilerini iyi hissettirecek bir takım şeyler aradılar. Beyaz renk de her zaman bir başlangıcı simgeler. Ben biraz da son üç yılda krizin de etkisiyle insanların kendilerini rahat hissetmeleri için beyazı seçtiklerini düşünüyorum.
* İnsanlar lüks otomobildeki renk seçimini kolay satılabilirlik ölçüsüne göre de tercih ediyorlar. Bir de koyu rengin çok fazla toz göstermesi de etkiliyor.
* Beyaz renk mat ise fiyatı diğer renklere göre daha ucuz. Ama sedefli beyazın rengi daha pahalı. Opak beyaz çok yaygın. Her markanın kendine has beyaz tanımı var.
* Mercedes’in C serisi, Porsche, Audi Q5, A4, A5, Chevrolet Captiva, Infiniti, Volvo S60’da beyaz ağırlıkta.
* Türkiye’de insanlar her zaman trend olan renklere ve modellere ilgi duyarlar.
“Artık beyaz otomobiller pahalı”
Emre Özpeynirci (Hürriyet- Otomotiv editörü)
* Beyaz geçmişte çoğunlukla Ortadoğu’da yani sıcak bölgelerde kullanılıyordu. Çünkü beyaz güneşi çekmez. Ama Türkiye’de tabii ki bunun için kullanılmıyor.
* Yeni nesil tasarım arabalarda beyaz ve fildişi arabanın tasarımıyla çok iyi şekilde örtüşmeye başladı. Bu da Türkiye’deki gri hakimiyetini kırdı.
* Son nesil otomobillerde beyazın lansman rengi olarak da kullanılmaya başlanılmasından sonra dengeler değişmeye başladı. Bunda da beyaz renk boyaların çok önemi var. Eskiden mat beyaz vardı ve hoş durmuyordu. Artık öyle beyazlar yapıyorlar ki, otomobillerle bütünlük sağlıyor.
* Beyaz’ın yaygınlaşmasındaki öncüler lüks araçlar oldu. Porsche, Audi, Range Rover’da beyaz tercih ediliyor. Spor otomobillerde de beyaza karşı ciddi bir yönelme var.
* Beyaz rengin tercih edilmesinin fiyatla alakası yok. Lüks otomobillerde fildişi beyazı tam tersine daha pahalıdır. Artık beyazlar daha pahalı olmaya başladı.
“Satılan araçların yüzde 67’si beyaz”
Mercedes Benz- Mengerler Satış Müdürü Alper Dal
* Beyaz renk son üç yıldır çok ilgi görüyor. Ama bu sadece Türkiye’de değil beyaz dünyada da çok moda.
* En çok C serimizde beyaz tercih ediliyor. Makam aracı olarak kullanılan S Class eskiden sadece siyah tercih ediliyordu ama son bir yılda onda da beyaz renk ilgi görüyor. Ciplerde ve spor otomobillerde de beyaza talep var.
* Her firmanın kendine özgü bir beyazı var. Bizim beyazımızın adı Calcite beyaz.
* Kadınlar beyazı daha çok tercih ediyor.
* 2010 yılında Mengerler’de 1765 tane araç satıldı. Satılan araçların yüzde 67’si beyazdı.
* Artık gümüş grinin modası geçti. Ama 2012’den sonra beyaza olan rağbet de azalacak.
***
Vur patlasın çal oynasın
TÜRKİYE’de parti ürünleri alanında perakende yatırımı yapan, Ankara’da Çankaya, İstanbul’da Etiler ve Suadiye olmak üzere 3 mağazası bulunan PartiPaketi’nin “Türkiye’nin Parti Haritası” araştırmasına göre, Türkiye’nin parti tercihinde, gelenekselle modern birleşiyor. Araştırmaya göre, Türkiye’de en çok “bekarlığa veda”, “cadılar bayramı” ve “yılbaşı” partileri düzenlenirken, “disco”, “özel yaşlar” (30, 40, 50, 60), “bebek partileri”, sevilen kutlamalar arasında yer alıyor.
Şeytanca ürünler
Bekarlığa veda partilerinde “şeytanca” ürünler tercih edilirken, yılbaşında her çeşit parti ürünü, disco partilerinde peruk, marakas ve gitar kullanılıyor, özel yaşlarda kişinin karakterine göre ürün tercihi yapılıyor. Bebek partilerinde, neşeli bir ortam yaratmak için hiçbir uğraştan ve masraftan kaçınılmıyor. İstanbul en fazla sipariş verilen şehir olurken, İstanbul’u Ankara izliyor. Adana, Antalya, İzmir, Bursa, Mersin, Muğla, Diyarbakır “en parti sever şehirler” olarak sıralanıyor. Parti ürünlerine kadınlar da erkekler de ilgi gösteriyor. Erkekler de çocukları için malzeme alıyor, arkadaşlarına sürpriz yapıyor ve bekarlığa veda partisi düzenliyor.
Geleneksel sentez
PartiPaketi’nin kurucularından Ceyden San, Türkiye’de son trendleri takip eden partiler verilmesinin yanı sıra çok sayıda geleneksel kutlama da yapıldığına değinerek, şunları anlattı:
“Evlenecek kadınlar şeytan boynuzlu-duvaklı bekarlığa veda gecesi de yapıyor, kına gecesi de. Yani gelenekselle moderni birleştiriyor. Büyükannelerimizden kalan tarifler yeniden raflardan inmeye başladı. Örneğin, bebeğimize ‘baby shower’ (hoşgeldin partisi) yapmaktan geri durmuyoruz ama mevlüt ve diş buğdayı partisini de ihmal etmiyoruz. Amerikan geleneği olan baby shower’a nazar boncuklu dekorlar ekleyerek bir de Türk imzası atıyoruz.”
Kim gördü derdi olmadan eğlenmek
PARTİPAKETİ’nin kurucularından Aslı Pak Atansay da, kullan-at parti malzemelerinin Amerika geleneği olduğuna ve Avrupa’da yüzyıllardır süregelen kutlama ritüelleri bulunduğuna değinirken, bu ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin bu alanda küçük bir pazar olduğunu belirtti. Ev partilerinde geçen yıldan bu yana artış gözlendiğinin altını çizen Atansay, şunları söyledi:
“Sigara yasağı, ekonomik kriz, yaşantının şehir merkezi dışındaki bahçeli evlere kayması, bahçeli siteler ve bu sitelerin lokallerinin bulunması, insanların kendi partilerinin efendisi olma hevesini artırdı. PartiPaketi ürünlerinin pratikliği sayesinde kolay dekor ve servis olanağına ulaşabilmek de pek çok kişi için rahatlatıcı oldu. Kendi mekanlarında diledikleri bütçe ve etkinlikle bir parti veriyor, ‘Bizi kim gördü?’ endişesi olmadan gönüllerince eğleniyorlar.”
***
OLAY YARATAN GÖRÜNTÜLER…
Fox’un “Süper Kulüp” programı, Jaja ile Bilica’yı Levent trafiğinde görüntüledi. Jaja’nın kullandığı cipte 3 kadın vardı. Üstelik Jaja direksiyon başında olmasına rağmen elinde dolu şampanya kadehiyle görüntülendi ve bununla da kalmayarak yanındaki ticari taksiyle kadeh tokuşturdu. Direksiyondaki Jaja’nın hemen arkasında bir başka tanıdık yüz, Fenerbahçe’nin Brezilyalısı Bilica vardı. Evli ve çocuklu olan Bilica, vatandaşı Jaja’yla gece alemine çıkmıştı. Üstelik yanlarında güzel
***
“MELEKLER” ORADAN GEÇİYORDU
Kaza Beşiktaş Dolmabahçe caddesi üzerinde meydana geldi. İddialara göre motosikleti ile Taksim’den Beşiktaş istikametine giden Alp Acar, Başbakanlık ofisi önünde kırmızı ışıkta tersten dönmeye çalışan Ülkü Koçak’ın kullandığı çöp kamyonuna çarptı. Olayda motosiklet sürücüsü Alp Acar motosikleti ile takla atarak yola savruldu. Yaralı, vatandaşlar tarafından yola yatırılarak sağlık ekiplerine haber verildi. Bu sırada otomobilleri ile yoldan geçmekte olan bir kadın doktor ve hemşire yaralı vatandaşa ilk müdahaleyi yaptı. Daha sonra sağlık ekiplerinin olay yerine gelmesiyle doktor ve hemşire sessizce olay yerinden ayrıldı. Yaralı sürücü sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Yoldaki motosiklet ise vatandaşlar tarafından yol kenarına çekildi. Çöp kamyonunun şoförü Ülkü Koçak ise polis tarafından gözaltına alındı.
***
‘Hanımağa’lı çete Çarşı’ya karşı
Aralarında eski kadın polisin de bulunduğu çetenin, Beşiktaş yönetiminin isteği üzerine para alarak Çarşı ile tribünde kavga etmek için anlaştığı ileri sürüldü. İstanbul’da “Hanımağa” lakaplı eski polis Güniz Akkuş’un da üyesi olduğu öne sürülen çeteyle ilgili soruşturma kapsamında önemli bir iddia ortaya atıldı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski futbolcu Hükümran Yardımcı, ifadesinde çete ile Beşiktaş Spor Kulübü arasında yakın ilişki olduğunu ileri sürdü. İstanbul Organize Şube Müdürlüğü, Beşiktaş, Beyoğlu ve Şişli’de esnafı haraca bağlayan; tehdit, darp ve yaralama olaylarına karışan “Sarı Ömer” lakaplı Ömer Sundura liderliğindeki çeteye yönelik operasyon düzenledi. Operasyonda eski polis Güniz Akkuş, öğretim üyesi sosyolog Serdar Taşçı, Beşiktaş tribün liderlerinden Erdem Fora, eski futbolcu Hükümran Yardımcı ve sahte savcı Şevket Volkan Kanıt’ın da aralarında bulunduğu 28 kişi gözaltına alındı. Polise verdiği ifadede, çete ile Beşiktaş Spor Kulübü arasında bağlantı bulunduğunu öne süren Yardımcı, 3 Kasım 2009’da Beşiktaş ile Denizlispor arasında oynanan futbol maçı sırasında tribünlerde çıkan kavgayla ilgili ilginç iddialar ortaya attı. Yardımcı, “Maç günü Erdem Fora, Tophane’de bulunan Amerikan Pazarı’na gelip, yanında getirdiği 100 civarında bileti bedava dağıtarak herkesi maça davet etti. Bildiğim kadarıyla, Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in Çarşı Grubu’yla arası bozuktu. Sürekli kendi aleyhine tezahüratlarda bulunuyorlardı. Tribün liderlerinden Erdem Fora, Demirören’e yakın olduğu için kendisine bedava biletlerin geldiğini söyleyerek, Çarşı grubuna karşı dengeleyici kuvvet olması için semtten tanıdığı şahısları toplayarak, maça çağırdı. Maç esnasında Çarşı Grubu ile bizim bulunduğumuz tribün grubu arasında kavga yaşandı” diye konuştu.
ÇETE TRİBÜNE İNDİ
Yardımcı’nın ifadeleri doğrultusunda çeteyi teknik takibe alan polisin de, elde edilen verileri değerlendirerek çete ile kulüp arasındaki bağlantıları deşifre ettiği iddia edildi. İddiaya göre uzun yıllardır Beyoğlu’nda faaliyet gösteren çete, Beşiktaş bölgesinde etkinliğini artırmak için kulübün tribün liderlerinden Erdem Fora ile irtibata geçti. Fora sonradan çete adına hareket etmeye başladı. Yöneticilerden aldığı bedava biletleri, Ömer Sundura ve adamları başta olmak üzere yakın çevresine dağıtan Fora, bu sayede çetenin gücünden faydalanarak taraftar grupları üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Bu dönemde alınan başarısız sonuçlar nedeniye Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ile Çarşı Grubu arasındaki ilişkiler iyi değildi. İddiaya göre Çarşı’nın istifa baskılarına karşılık bazı yöneticiler Fora ile irtibata geçerek Çarşı Grubu’na karşı tavır almalarını istendi. Fora da Sundura ile irtibata geçti. Denizlispor maçı öncesi İnönü Stadı yakınlarında bir parkta buluşarak söz konusu müsabakaya girdiler. Polisin o dönem yaptığı teknik takibe de yansıyan konuşmalarda, bir çete üyesi Fora’nın maça gelen yaklaşık 200 kişiye para dağıttığını söyledi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan alınan detay dökümlerinin incelemesinde, Sundura, Fora, İsmail Çelen ve Tuna Çelen’in maç öncesi söz konusu parkta buluştukları tespit edildi. Maç öncesi Çarşı Grubu, yönetimi istifaya çağıran sloganlar atmaya başladı. Bunun üzerine başta Fora, Sundura, Yardımcı, İsmail Çelen, Tuna Ece, Ayhan Yılmaz, Erhan Küçükçavdar ve Gazi Burak Köksal, Çarşı Grubu’na yönelik küfür etmeye başladı. Bir süre sonra da iki grup arasında kavga başladı. Olaydan sonra polis tarafından başlatılan tahkikat sonucunda Sundura, Fora, Küçükçavdar ve Yılmaz hakkında, “Müsabaka düzenini bozmak” suçundan yasal işlem yapılıp, para cezası ve hak mahrumiyeti cezası verildi. Fora ise aldıkları para cezasını yöneticilerden tahsil etmek istedi.
ŞOK GÖRÜŞMELER
Yapılan teknik takipler sırasında, polis yaşanan olayla ilgili olarak bazı telefon görüşmelerini kayda aldı. Yardımcı’nın Ömer isimli bir kişiyle yaptığı görüşmede, “… bu Yıldırım Demirören telefon açmış, Erdem Fora’ya ‘Sizi tribüne bırakıyorum’ demiş. Ömer’in yanındayım biliyorsun 24 saat. O da Ömer’e gel dedi. Ömer maça gitmemiz gerekiyor dedi. Hadi gidelim hep beraber. Emir kardeşimde kaç tane numaralı vardı, bende kaç tane kapalı vardı…. Zaten televizyonda izleyeceksin kapalıda kavga da” dediği öne sürüldü.
SİLAHIN ŞİFRESİ
Sundura liderliğindeki çetenin silah kelimesi yerine poşet, çorap, elbise, eşofman, çakmak, fotoğraf makinesi, emanet, gitar gibi şifreli kelimeler kullandığı bildirildi.
***
Ayhan Çarkın serbest bırakıldı
“Susurluk” davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın, sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde, Cumhuriyet savcısı tarafından yaklaşık 10 saat ifadesi alındıktan sonra “adam öldürmek” suçundan tutuklanması istemiyle İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Ayhan Çarkın’ın sorgusu tamamlandı. Mahkeme, Çarkın’ın serbest bırakılmasına karar verdi. Adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Çarkın’ın babası Halil Çarkın, sabah saat 07.00’den beri burada olduğunu belirterek, “Tahliyesini bekliyordum, tahliye olduğu için mutluyum” dedi.
İşte o çarpıcı açıklamalar…
Susurluk davasında çeteye üye olmak suçundan 4 yıl ceza alan eski emniyetçi Ayhan Çarkın, geçtiğimiz günlerde gazetelere yaptığı açıklamada, “terörle mücadele” adı altında birçok cinayet işlediklerini söylemişti. Birçok insana işkence yaptıklarını da söyleyen Çarkın, JİTEM’in de birçok katliama imza attığını belirtmişti.
Vicdan azabı çektiği için şimdi gerçekleri açıkladığını ifade eden Çarkın, “Ergenekon bizim hepimizin çıkış noktası. Bizim çıkış noktamızdır. Ergenekon’dan şu anda kimse içeride değil. Hepsi dışarıda. Veli Küçük’ün Dağlık Karabağ’la da alakası var. Orada da bir Ergenekon var” demişti.
***
ArkiPARC 2011 Fulya’da kapılarını açıyor!
Arkitera Mimarlık Merkezi’nin“Kentsel Kalite için Diyalog” ana teması ile 30 – 31 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceği ArkiPARC 2011’de, gayrimenkul ve mimarlık sektörlerinin önde gelen kurum ve kişileri bir araya gelecek. Venezuella’nın ilk ekolojik kentinin master planını hazırlayan, Ulusal Petrol Şirketi PDVSA’nın Kentsel Gelişme Bölümü takım lideri Héctor Negretti, ArkiPARC 2011’in özel konuşmacısı olacak. Türkiye’nin ilk ve tek Gayrimenkul Ödülleri’nin de sahiplerini bulacağı ArkiPARC 2011 etkinliğinde Konut, Ofis, Otel, Alışveriş Merkezi, Alternatif Yatırımlar ve Karma Kullanım olmak üzere toplam altı kategoride ödül verilecek. Toplamda 90’a yakın projenin katıldığı Türkiye’nin en prestijli ödüllerinden biri olan Gayrimenkul Ödülü’nü kazananlar ödüllerini 31 Mart Perşembe akşamı düzenlenecek bir törenle alacaklar. Tören 30 Mart 2011, Çarşamba günü saat 10: 00’da Fulya İstanbul Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.