SPOR-Proje bakan’a takıldı

BEŞİKTAŞ-17’de 17 hayalinden sonra İnönü Stadı’nı genişletme projesi de Bakan’a takıldı. Beşiktaş’ın en büyük hayali İnönü Stadı’nı yıkıp daha modern bir stad yapmaktı. Anıtlar Kurulu’ndan sabırla beklenen izin geçen ay içinde nihayet çıkmıştı. Başkan Demirören, “Mayıs’ta ilk kazmayı vuruyoruz” bile dedi. Ancak ne yazık ki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Dolmabahçe Sarayı’nı tehlikeye atamam. Kararı Yüksek Kurul gündemine taşıdım, kararı durdurdum. Beşiktaş oraya yeni stad yapamaz” diyerek umutları boşa çıkardı.

Sezon başında tüm takımlar arasında en havalısı bizimkiydi. Guti ve Quaresma transferleri beni bile yeniden heyecanlandırmıştı. “Yıldırım Demirören başkanlığı bırakmadan bir daha stada gitmem” diye kendi kendime söz veren ben, yine her maç stada koşar olmuştum. İlk yarıda umduğumuzu bulamadık. Devre arasında Simao, Almeida ve Fernandes transferleri yeni bir rüzgar daha yaptı. Bucaspor ile oynanan maçta seyrettiğimiz takımın ardından sevgili Mehmet Tezkan ile birlikte “17’de 17 neden olmasın” demeye bile başladık. O balon çabuk söndü.

Camiayı afyonlayacak, sportif başarısızlıkları örtbas edecek yeni şeylere ihtiyaç vardı. Başkan Demirören mali genel kurulda Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’e, “Faşist ve diktatörsünüz” diyerek ilk afyonu verdi. Mali Kurul’da kulübün borca batık durumu ve bu durumdan nasıl çıkılabileceği konuşulmalıyken, güne ve ertesi gün spor sayfalarına Demirören’in federasyonu hedef alan bu sözleri taşındı. (Kulübün mali durumu ve finansalları ile ilgili karanlık bilançoyu bir başka yazıda ele alacağım.)

Ve ne yazık ki İnönü Stadı ile ilgili proje de rafa kalkmak üzere…

İki gün önce ITB Turizm Fuarı için Berlin’e gittiğimde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile konuşma fırsatı buldum. Günay, Kültür ve Tabiatı Koruma Kurulu’nun Beşiktaş İnönü Stadı ile ilgili vermiş olduğu karardan epey rahatsızdı:

-İnönü Stadı’nı yıkıp kapasitesini büyütme projesi ilk bana geldiğinde ‘hayır’ demiştik. Boğaz’ın kıyısına üstelik dolgu bir bölgeye böyle bir stad yapamazsınız dedik. Ben konu kapandı zannediyordum. İmar planını Kültür ve Tabiatı Koruma Kurulu’ndan geçirmişler. Bunu uygulamaya koydurmadım. Yüksek Kurul gündemine taşıdım ve dolayısıyla kararın uygulamasını durdurdum.

Beşiktaş Dergisi’nin Mart sayısına röportaj veren Başkan Yıldırım Demirören’in, “Kulübümüz dünya kulübü olmayı sadece takımlarımızın şampiyonlukları ile değil, tesisleşme konusunda attığı adımlarla da başaracaktır. Tahminimizden hızlı ilerleyen stad projemizle ilgili gerekli izinleri çıkarttık. Bir aksilik olmazsa Mayıs’ta ilk kazmayı vuracağız” sözleri aklıma geldi. Ancak Bakan kararlı görünüyordu ve kurul kararını durdurma gerekçesini de şöyle aktardı:

-Belki birşeylere inat, belki bir kasıt buraya stad yapılmış vakti zamanında. Ancak burası doldu bir bölge. Swissotel yapıldığında Dolmabahçe Sarayı etkilendi. Ardından Gökkafes ortaya çıkarıldı. Bunlar uzun vadede saraya zarar veren yapılar. Swissotel ve Gökkafes’i belki buradan artık kaldıramayız ancak stadı büyütmeyin diyebiliriz. Burası zaten riskli bir bölge. Stadı büyütürseniz toprağın hafızasını bozarsınız. Kesin olan bir şey var ki sarayın, saat kulesinin olduğu bölgenin hava alması lazım. İTÜ’den de Dolmabahçe Sarayı’nın çöktüğüne dair bir rapor isteyeceğim. Anıtlar Yüksek Kurulu da bu konuyu daha ayrıntılı inceleyecek. Ben sonuç olarak tarihe karşı sorumluyum. Birilerinin rant üretmesine izin veremem. Kendime ‘Dolmabahçe Sarayı’nı denize iten bakan’ dedirtmem.

Peki bundan sonra ne olacak. Bu hassasiyet sadece Bakan’a mı ait yoksa Hükümet de böyle mi düşünüyor. Yani sonuçta burası Türkiye, Beşiktaş da büyük camia. Bakan Günay gider, başkası gelir o izinler tozlu raflardan tekrar çıkabilir. Günay, İnönü Stadı ile ilgili olarak ellerinde geniş kapsamlı bir çalışma olduğunu, hatta Beşiktaş Kulübü’ne stadı kendilerine terketmeleri halinde başka bir stad yapmayı teklif ettiklerini söylüyor. Anladığım kadarı ile bu ‘Hayır’ sadece Bakan Günay’ın hayırı değil.

-Burayı eski dokusuna kavuşturalım istiyoruz. Elimizdeki eski gravürlerde buranın eski hali belli. Bölgeyi tekrar eski dokusuna kavuşturabiliriz. Akaretler Sıraevler gibi bir ortam burada yaratılabilir. Kafeler, sergi alanları, restoranlarla donatılmış bir kültür merkezi bir konser alanı oluşturulabilir. Bu plan daha önceki Beşiktaş yönetimlerine sunuldu ‘Size istediğiniz yerde yeni stad yapalım’ teklifi götürüldü ve onlar da ‘Haklısınız. En doğrusu bu’ demişti.

Şimdi Beşiktaşlılar, Kültür Turizm Bakanı’nı düşman ilan edebilir. Ben de kendisine sordum hangi takımı tutuyorsunuz? diye.

Futbolla hiç arası olmadığını, hiçbir kulübün taraftarı olmadığını, top görse karakola götürebileceğini söyledi.

Yeni statta kapasite 42 bin 500 olacaktı

Maçtan önce Beşiktaş Balık Pazarı’nda Ahtapot, Turgut’un Yeri, Babalık ya da Kazan gibi mekanlarda buluşmak, stada sonra gitmek biz Beşiktaşlılar için yıllardır değişmeyen bir ritüel. Ancak Bakan Günay, Çarşı’nın coşkusundan korkmuş görünüyor. 32 bin kapasite ile 132 desibel ses çıkaran ve dünya rekoru kıran taraftarın 42 bin 500 kapasitede herhalde Dolmabahçe Sarayı’nı sesi ile yıkabileceğinden korkuyor…

Fransızların kazı izni iptal edildi

Bir bakanla konuşunca haliyle sadece sizin sorularınız yanıtlanmıyor. İcraatın İçinden’e de bir paragraf açmanız gerekiyor. O bölümleri de kısaca aktarmak istiyorum:

– Hattuşa kazılarında 1912 yılında ortaya çıkan ancak şimdi Berlin Bergama Müzesi’nde bulunan Boğazköy Sfenksini geri istedik. Restorasyon için gönderilmişti ancak nedense bir daha geri gelmedi. 18 Nisan’da Alman yetkililerle biraraya gelecek ve bu konuyu görüşeceğiz. Büyük ihtimalle sfenks gerçek yerine, Türkiye’ye geri gelecek.

– Almanlar’la Türkiye’de yaptıkları kazıları da konuşma fırsatımız oldu. Artık yeni performans kriterleri koyduğumuzu kendilerine ilettim. 110 kazı noktası var. Tek tek kontrol ediyoruz. Yeterli zaman ve kaynak aktarılıyor mu, kazılar nasıl gidiyor ilerleme oluyor mu bunlara bakıyoruz. Sonuçta anlaşmalar yıllık yenileniyor. Türk üniversitelerinde de arkeoloji epey yol aldı. Performansından memnun olmadığımız yabancı ekipleri o arkeolojik kazıdan men edebiliriz. Fransızlar’ın yaptığı bir kazıyı böyle bir değerlendirmeden sonra iptal ettik.

– Önceki yıl kazılar için 14 milyon TL olan bütçeyi 2010 senesinde 30 milyon TL’ye çıkardık.

– Kuzey Afrika’da yaşananları dikkatle takip ediyoruz. Mısır’a 1.3 milyon, Tunus’a 600 bin Alman turist gitmişti geçen yıl. Bu turistlerin büyük bölümünün bu sezon Türkiye’ye yönelmesi muhtemel. Ancak biz yapay büyüme istemiyoruz. Ayrıca böyle bir yoğunluk sonrası çifte rezervasyon ve fiyat artış tehlikesi var. Bu yıl çok turist gelir ancak onları iyi ağırlamak lazım. Çünkü ağırlayamazsak ve sorun yaşatırsak olumsuz etkisi de olabilir. Bu konuda konaklama sektörünü uyarmak üzere toplantı yapacağız.

Ercan İNAN / VATAN