Önce içten gelen bir tespit yapayım: Aziz Yıldırım’ın olduğu her yerde bir olay var kanısındayım. Gerek konuşmaları gerek bakışları… Ortamı geriyor gibi… Bu benim düşüncem… Ya şişkin egodan… Ya kibirden…Ya da camianın üzerine yüklediği ağır yükten… Aziz başkan böyle de diğerleri nasıl?.. Üç aşağı-beş yukarı hepsi aynı… Tanımam etmem… Ama Trabzon başkanı bana sempatik geliyor… Sanki Sadri Şener başkan biraz bu işin eğlencesinde… Daha bir keyifli.. İnsan!..
Neyse gelelim asıl konuya… “Aziz başkan varsa, kavga kıyamet olmasa da, bir tartışma, bir gergin ortam var” dedik ya… Oradan hareketle derbi maçın devre arasına dönelim… Protokol tribünü ve salonda kıyamet koptuğunda, ben basın tribünündeydim, dışarda bile bir elektriklenme sezdim. Ama, mankenlerin, şarkıcıların bile kol gezdiği protokol tribününde “Olur böyle şeyler!..” diyerek ilgilenmedim bile… Bir tarafta devlet zevatı, diğer tarafta!..
Meğer olay büyükmüş, kendini bilmez bir zorba, Başkan Ünal’ı darp etmiş… Bu konu hakkında çok şey söylendi, yazıldı, çizildi… Tekrar etmenin anlamı yok. Spor sayfasında detaylı haberi var zaten…
(Sadece birkaç cümle; Sinan Vardar’a… Sürekli eleştirdiğin adamla, devre arası niye muhabbete girersin?.. Fitili ateşleyeceğini bilmen gerek… Yeri gelmişken, eleştirdiğin yönetime de girdin. Ne yalan söyleyeyim, anlamakta güçlük çekiyorum seni…)
Uzatmayayım; demek istediğim şudur:
Olayın magazin kısmı hoş güzeldi de medya için, siz hiç darp edeni kınayanı gördünüz mü? Ben görmedim… Fısıldarcasına değil!… Yüksek sesle… Örneğin, resmi internet siteleri var ya kulübün… Orada “Saldırıyı kınıyoruz. Darp insanlık suçudur” filan diye… Veya dergilerinde… Televizyonda… Hadi başkan atladı, 2. başkan… Basın sözcüsü!.. Merak ediyorum, Belediye Meclis Üyesi Metin Keçeli ne yaptı? Veya Ferrari’nin kırmızı kartından hemen sonra anında açıklama yapan!.. Prof. Dr. Mete Düren?..
‘Belediye Başkanı’ beyler darp edilen… Adam Beşiktaş’lı… Can ciğer arkadaşınız!.. Fulya’da, İnönü Stadı’nda imzaları var, olacak… Hadi bunları bir kenara bırakın… Normal vatandaş bile olsa tek satır kelam edin!… Suçlu-suçsuz mahkeme karar verir… Peki, tekme, tokat, yumruk… İnsan onuruna yakışır mı bu durum… Bu olayı kamuoyu önünde bağıra bağıra lanetlemeliyiz ki, bir daha kimse yapmasın, kimsenin başına bir iş gelmesin… Ailenizin, çoluğunuzun, çocuğunuzun…
Biz lanetliyoruz… Nasıl Kapalı’da yaşanan olayı lanetledikse, nasıl Demirören’in aracı tekmelendiyse… Kim olursa olsun… Ne olursa olsun… Hepsini…
Bu işler tehlikelidir… Bu işlerde hesap kitap olmaz…
Ama…
Vakit geç değil… Zararın neresinden dönerseniz kardır!..
Hani bir laf var, ‘Susma sustukça sıra sana geliyor’
O misal…