SPOR-Spor yazarları Radyo Beşiktaş’a konuştu

Radyo Beşiktaş camianın gündemi olan konularla ilgili spor yazarlarının görüşlerini aldı. Transferleri değerlendirmelerini istedi. Devre arasında alınan futbolcuların verimli olup olamayacağını sordu. DİDEM Tutal sordu, Güven Taner, Hayri Ülgen, Kartal Yiğit ve Fatih Doğan merak edilen konuları cevapladı. İşte Beşiktaş’ı takip eden spor yazarlarının görüşlerinden özetler…

Güven Taner Radyo Beşiktaş – son transferler özel söyleşi (10.01.2011)

İşte görüşler:

GÜVEN TANER:
“Transferlerin yapılması gerçekten Beşiktaş için hoştu. Beşiktaş için bir coşku yarattı, Beşiktaş’ın Querasma ile Guti’nin getirilişiyle yaratılan coşkunun bir benzeriydi bu. Ama Başkan’ın da dediği gibi,
transferleri yapmak bir adımdır, gereklidir. Önemli transferleri getirebilmek başarıdır. Ama başarının gerçek anlamını kazanabilmesi için bu transferlerin sahada beklenen üretimi gerçekleştirmesi gerekir. Bugün genel olarak söylenecek söz bu. Schuster yapılan transferlerden kuşkusuz memnun.
Demeci vardı. ‘İlk defa verdiğim listenin birinci adamlarının tümü alındı’ dedi. Schuster istediği adamları takımda eksik gördüğü yerleri tamamlayacak, bütünleyecek, dolduracak adamları getirdi Beşiktaş Yönetimi… Schuster’in önünde öncelikle dua etmek var. Bunu biraz fantazi olarak söylüyorum ama Beşiktaş ligin ilk yarısında 21 oyuncusunun sakatlığını yaşadı.
Bunlardan 4-5 tanesi halen düz koşularda. Hazır değiller. Gelen oyuncularda sakatlanmamalı. Takımın tümünü kullanabilmeli Schuster. Beşiktaş’ın iki tane çok önemli ismi var yani Querasma ile Guti sağlamsalar ayakta duruyorlarsa elbette sahaya çıkarılmaları gerekir. Almeida, Simao’yu eklediniz, bu iki önemli isim de mutlaka sahada olmalı. Ara transferde getirilen oyuncular hemen oynatılacak adamlar olduğuna göre, Fernandes de oynatılacak. Geriye Ernst kalıyor, bana göre Guti ne kadar önemliyse, Querasma ne kadar önemliyse, Ernst o kadar önemli, hatta maçların karakterine göre daha önemli… O da yer almak zorunda. 6 yabancı oyuncu kontenjanını Schuster mutlaka kullanmak durumunda, onu kullandığı zaman bunların çoğunluğu hücum oyuncuları olduğuna göre savunma sorununu yerlilerle çözecek demektir. Ama bu şans tümüyle var mı yok mu, şu an yok gibi. Schuster’in önünde şu anda çok bilinmeyenli denklem var. Beşiktaş’ı nasıl hazırlayacak, nasıl sahaya çıkaracak, sahaya çıkardığını düşünelim hangi oyun karakterini benimsetecek, ligin ilk yarısında ödün vermediği gibi hücuma mı ağırlık veren bir oyunu mu isteyecek ikisini dengeleyen maçın karakterine göre esneyebilen bir oyun sistemi mi benimseyecek, bunları bilmiyoruz. Hiç değilse bir maçta Beşiktaş’ı görmek gerekir. Beşiktaş’a yeni gelen yabancılar bazen 40 yıldır o takımda oynuyormuş gibi benimserler bazen de yabancılık çekerler. Bu yeni oyuncular bu yabancılığı çekecek mi, çekmeyecek mi? Onları da bilmiyoruz. Kimileri bu takım
17′de 17 yapar diyor, ya o biraz popülizm daha Türkçesi halk yardakçılığı. Topluma yalakalık yaparak kendini sempatik hale getirebilirsin ama gerçeklerden söz etmiş olmazsın.
Yeni Beşiktaş’ı görmeden, umutların içini doldurduğunu gözlemeden, çok fazla şey konuşmak doğru değil. Derseniz ki, yeni bir güven duygusu üretildi mi; evet… Umut var mı, evet çok var…”

Hayri Ülgen Radyo Beşiktaş – son transferler özel söyleşi (10.01.2011)

Radyo Beşiktaş camianın gündemi olan konularla ilgili spor yazarlarının görüşlerini aldı. Transferleri değerlendirmelerini istedi. Devre arasında alınan futbolcuların verimli olup olamayacağını sordu. DİDEM Tutal sordu, Güven Taner, Hayri Ülgen, Kartal Yiğit ve Fatih Doğan merak edilen konuları cevapladı. İşte Beşiktaş’ı takip eden spor yazarlarının görüşlerinden özetler…
İşte görüşler:

HAYRİ ÜLGEN: “Şu bir gerçek ki Türkiye’nin en iyi transferlerini Beşiktaş Kulübü yaptı. Bu nedenle Beşiktaş başkanını ve yönetimini kutlamak istiyorum, ancak yıldız almak başarı getirmek demek değildir. Önemli olan yıldızları kullanabilmektir. Şimdi bütün pastayı, helvayı aldı götürdü bizim Başkan, Schuster’in önüne koydu. Eğer Alman teknik direktör bunu çok iyi kullanırsa, oyuncularını da yormadan belirli mevkilerde oynatır, sistemini oturtursa, ikinci yarıda Beşiktaş’ın şampiyon demiyorum ama şampiyonluğa gideceğine inanıyorum. Yani ilk iki içerisinde
ama bunu yapmak için de dediğim gibi Schuster’in çok iyi bir şekilde futbolcuları yerli yerinde oynatması lazım. Bu kadar futbolcu almak çok güzel ama kullanmak daha önemli. Yönetim işini yaptı artık top Schuster’de… İstediği buydu. Gelen futbolcular da Schuster hoca orada olduğu ve istenildikleri için de orada olduklarını söylediler. Hem Beşiktaş’ın büyüklüğüyle geldiler hem de Schuster’i çok iyi tanıdıkları için; zaten bazı futbolcular da kendisiyle çalıştığı, tanıdığı
için geldiler. Sivas maçındaydım ben… Basını almadılar ama biz tabi gizli kapaklı girdik. Simao’nun oynadığı futbolu, attığı golü, attırdığı golü muhteşem gördüm… Yani adam diyor ki, “Ben herşeyimle futbolcuyum kardeşim. Ben futbol oynamaya geldim” diyor. Fernandes’e bakıyoruz aynı güzellikte gerçi Almeida biraz geç girdi ama Fernandes de çok muhteşem bir futbolcu. Benim dediğim gibi Beşiktaş’a baktığın zaman Türk futbolunda Beşiktaş’ın hepsi yıldızlarla donatıldı. Biliyorsun Portekiz Milli Takımı’nın yarısı biz de. Bir de Türk Milli Takımı var, bir de karmaşık Almanlar var. Karmakarışık bir takım içerisindeyiz önemli olan burada Aşçı… Aşçı da kimdir, burada Teknik Direktör Schuster. Bunları muhteşem bir şekilde birbiriyle birleştirirse ben inanıyorum ki, Beşiktaş için şampiyon olmayabilir ama Şampiyonlar Ligi’ne giden bir Beşiktaş, keyif veren bir Beşiktaş tribünleri ayağa kaldıran yıldızlar topluluğu olacağını şimdiden söyleyebilirim. Gözlerimiz şenlenecek. Schuster’e; yazımda da TRT programlarında da şunu söylüyorum, Schuster’e şunu demek lazım: “Ben Avrupa’da oynayan bir Beşiktaş teslim ettim Schuster beyefendi… Ama sen de Avrupa’da kalacak, devam ettirecek Avrupa’daki bir başarıyı göstereceksin… UEFA, finallar olsun yarı final olsun… Ama onu da yapamazsan hiç değilse beni şampiyonluğa götürecek… Şampiyonlar ligine… Sana bir Avrupalı Beşiktaş verdim bana Avrupalı bir Beşiktaş teslim et” diyeceksin.”

Kartal Yiğit Radyo Beşiktaş – son transferler özel söyleşi (10.01.2011)

Radyo Beşiktaş camianın gündemi olan konularla ilgili spor yazarlarının görüşlerini aldı. Transferleri değerlendirmelerini istedi. Devre arasında alınan futbolcuların verimli olup olamayacağını sordu. DİDEM Tutal sordu, Güven Taner, Hayri Ülgen, Kartal Yiğit ve Fatih Doğan merak edilen konuları cevapladı. İşte Beşiktaş’ı takip eden spor yazarlarının görüşlerinden özetler…
İşte görüşler:

KARTAL YİĞİT: “Başkan Yıldırım Demirören’le geçenlerde basın mensuplarıyla bir yemek yedik. Orada sohbet şeklinde gerçekten iddialı açıklamalarda bulundu Başkan… Haklıydı da, şöyle transfer yapılır. Yapılır ama önemli olan sahadaki başarıdır, dedi. Çünkü bugüne kadar Türkiye’ye bir çok ünlü oyuncu geldi ama belki de çoğu fazla yeteri derecede destek, katkı sağlayamadı takımlarına. O nedenle Beşiktaş şu an Türkiye Ligi’nin transferde en çok göze giren kulübü, bırakın Türkiye’yi Avrupa’da da en çok isminden bahsedilen bir kulüp. O nedenle temkinli olmak gerektiğini belirtti. Futboldur bu dünyanın en iyi yıldızlarını getirirsiniz, tutmayabilir. Bir takım oyunu olduğu için sorun yaşanabilir. Bu sene belki hiç bir şey yapamazlar, önümüzdeki sene kendilerinden randıman alınabilir, o nedenle transfer şampiyonu Beşiktaş ama bunun ligde sahaya yansıması gerekir. Şimdiden transferlere bakıp Beşiktaş arka arkaya seriler yapacak, şampiyonluğun en büyük adayı demek yanlış olur. Çünkü 14 puanlık bir fark var. Bu da çok az bir fark değil üstünde ayrıca Beşiktaş’ın bir çok rakibi var. O nedenle Beşiktaş temkinli giderse Başkanın dediği gibi istediklerini sahaya yansıtabilir diye düşünüyorum. Schuster istediği oyuncuları aldırdı, bugüne kadar hiç bir teknik adama nasip olmayan bir transfer politikası izlendi. Avrupa’nın önemli kulüplerinde oynayan oyuncular alındı, bundan memnun değilse gerçekten yazık. Memnun olmamasını gerektirecek hiç bir sebep yok, istemediği oyuncular da gönderilmeye başlandı. Zapotocny, Tabata, Ferrari… Tabi onlarda da şu ana kadar bir sonuç elde edilemedi. Bir yere gitmemeleri sıkıntı yaratıyor, hocanın da bu konuda sıkıntısı var. Beşiktaş transferlerde turnayı gözünden vurdu ama gönderilmek istenen oyuncular gerçekten sıkıntı yaratıyor. Bunların gitmemesi yeni gelenlerin lisansı çıkarılmaması anlamında yani bir yandan çok olumlu bir tablo varken bir yandan da sıkıntılı bir bekleyiş var. Gidecek oyuncular da kulüp zarara uğrayacaktır; o yönde bir dezavantaj görüyorum.”

Fatih Doğan Radyo Beşiktaş – son transferler özel söyleşi (10.01.2011)

Radyo Beşiktaş camianın gündemi olan konularla ilgili spor yazarlarının görüşlerini aldı. Transferleri değerlendirmelerini istedi. Devre arasında alınan futbolcuların verimli olup olamayacağını sordu. DİDEM Tutal sordu, Güven Taner, Hayri Ülgen, Kartal Yiğit ve Fatih Doğan merak edilen konuları cevapladı. İşte Beşiktaş’ı takip eden spor yazarlarının görüşlerinden özetler…
İşte görüşler:

FATİH DOĞAN: “Antalya’da güzel bir hava var, güneş 20 dereceyi sağladı ve bu Beşiktaş’ın idmanlarına da yansıdığını söyleyebiliriz. Özellikle Querasma ile Almeida, Bobo ile Nobre gol çalışmasında Brezilyalı-Portekizli rekabeti içerisindeydi. Çok keyifli bir idman gerçekleştiriyorlar.
Hem kendileri keyif aldılar hem de izleyenlere keyif verdiler. Gol çalışmasında özellikle Almeida’nın göğsüyle stop edip yaptığı şutların yüzde 80′ninin gol olması yine Querasma’nın performansı görülmeye değerdi. Gol çalışmasının galibi Portekizlililer oldu. Brezilyalılar Nobre ve Bobo, Querasma’nın ve Almeida’nın güzel gollerinin gölgesinde kaldı. İşin güzel tarafı, rekabet tarafı bir tarafa Beşiktaş’ta tempo yükseliyor, giderek olumlu işler yapılıyor. Simao’yu çok etkin görüyoruz, lider özelliklerini ortaya koymaya başladı, olumlu gelişmeler var. Almeida keza öyle pozitif
düşüncesi var. Sol ayağı çok kuvvetli özellikle isabetli sert şutları dikkat çekiyor. Attığı şutlar 20-30 metreden hiç farketmez, 40 metreden karelerde çok büyük sıkıntı oluşturabilir. Fernandes’i de ben çok mücadeleci gördüm. Topu kaybetmeye tahammülü yok, normalde çok cüssesiz gibi duruyor ama çok sert ve agresif oynuyor, çok hırslı. Sanki kiralık oyuncu değil de Beşiktaş’ta 5 yıllık kontratı varmış gibi mücadele ediyor. İdmanlarda bunu sahaya bu şekilde yansıtırsa, bu verimli futbolu teknik kapasitesi çok yüksek bir futbolcu mücadelesinin yanı sıra Beşiktaşlıların çok sevdiği Ernst’i hatta Aurelio’yu gölgede bırakabilir diye düşünüyorum. Genel itibariyle yıldızlar çok iyi. Hakikaten takıma bir hava getirdi. Guti ve Querasma’nın da bu yeni 3 transferle uyum içerisinde olduğunu görüyoruz. Ben bu üçlü içerisinde Simao’nun futboluyla ön plana çıkacağını düşünüyorum. Yan tarafta zaman zaman Trabzon’un Bursa’nın idmanlarını izliyorum, bir eksiklik daha var. Beşiktaş’ın takım futbolu açısından zaafiyetler var, henüz takım oturmadığı için… Değişim olduğu için futbolcular Beşiktaş’ta düşünerek oynuyor, tempo düşük ama belki Portekizliler milli takımdan birbirini tanıdığı için bu dezavantaj çok fazla görünmeyebilir ama diğer oyuncularla arasında Trabzon, Kayserispor’un idmanlarını da izledim, Beşiktaş’ta tempo yok henüz…” (15/01/2011)