Bazı üniversitelerde türban sorununun hala yaşandığı sorusuna YÖK Başkanı, “Bize dilekçeyle başvursunlar ,biz gerekeni yaparız” dedi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, başörtüsü sorunuyla ilgili, ”Bir başkasına nasıl giyinileceğini, hele hele 18 yaşını geçmiş insanlara, kız öğrencilere bunu söylemek onur kırıcı bir şeydir. İnsan onuruna aykırı bir şeydir” dedi.
Bir gazetecinin, ”Bazı üniversitelerde bazı öğrencilerin kılık-kıyafeti nedeniyle dışarı çıkarıldığına ilişkin gazetelerde haberler yer aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” yönündeki sorusuna Özcan, ”Bu tür ufak tefek olayların olması mümkündür. Ama bu durumdan şikayetçi olan öğrencilerimiz varsa derhal YÖK’e dilekçeyle başvurmaları lazım. Onu yapsınlar biz gerekeni yaparız” yanıtını verdi.
Özcan, ”Başörtüsü sorunuyla ilgili sağ ve sol başka şeyler söyledi. İktidar ve muhalefetin farklı söylemleri oldu. Sonuçta varılan uzlaşıyı samimi buluyor musunuz?” sorusunu, şöyle yanıtladı:
”Gayet samimi buluyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun aldığı pozisyon takdire şayandır. Gerçekten çok önemlidir. Herkesin pozisyonu fevkalade olumludur. Bu, bir defa insanların yükseköğrenim hakkıdır. Onu elinden kimse alamaz. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bir de bir başkasına nasıl giyinileceğini, hele hele 18 yaşını geçmiş insanlara, kız öğrencilere bunu söylemek onur kırıcı bir şeydir. İnsan onuruna aykırı bir şeydir. Herkes bu zeminde anlaştı zaten. Bundan sonra yapılması gereken şey liderlerin ‘biz bu konuda anlaştık’ deyip halka duyurmalarıdır. Bu bir daha açıklanırsa güçlü pozisyonda oluruz diye düşünüyorum.”
Bir gazetecinin, ”CHP’nin hazırladığı bir türban raporu var. Bu konuda YÖK’ten bir görüş aldılar mı?” yönündeki sorusu üzerine ise Özcan, şunları kaydetti:
”Hayır YÖK’ten görüş alınmadı. Sencer bey, benim çok eski arkadaşımdır. Uzun yıllar beraber öğretim üyeliği yaptık. Bu, bir rapor değil, bilgi notu kabilindedir. Onun üzerinde çalıştığını söyledi. Henüz bitmiş bir şey değil. Ne yapılabileceğini konuştuk. Bize ‘başörtülü öğrenciler için ne yapılabilir’ sordular. Madem partiler bu konuda anlaşacak, bize bir güvence gerekir. Yeter ki problem çözülsün.”