Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, referandum turunun ilk durağı Bingöl’de konuştu. İşte Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından bazı notlar: “Sizlerle gurur duyuyoruz. Bingöl’le gurur duyuyoruz. Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, sevgili kardeşlerim, sizleri bu anlamlı buluşmada selamlıyorum. Buradan tüm Bingöl’e selamlarımı ve sevgilerimi yolluyorum. Bingöl’de “Bismillah” diyoruz. Bugün, Bingöl’de ilk mitingimizi gerçekleştiyoruz. Büyük demokrasi yürüyüşümüze, “Evet” kampanyamıza Bingöl’de başlıyoruz. Bingöl’ü seçmemiz bir tesadüf değil, Bingöl’le başlamamız bir rastlantı değil. Bingöl 1982 yılında yapılan ilk halk oylamasında, darbe oylamasında en yüksek oyla karşı çıkan ilimiz oldu. Bingöl, 2007 halk oylamasında Anayasa değişikliğine yüzde 95,8 oy oranıyla “Evet” diyerek en ön sırada yer aldı. Bingöl AK Parti’yi yüzde 71.71 gibi bir oy oranıyla bağrına bastı. İşte onun için “Bingöl” diyoruz. İşte o yüzden millet iradesine sımsıkı sarılan Bingöl’den “Evet” diyoruz.”
“BİNGÖL GÜR BİR SESLE CEVAP VERECEK”
“Bugün çetelerle mücadelemizi destekleyen Bingöl’den “Evet” diyoruz. Kardeşliğimizi yücelten Bingöl’den “Evet” diyoruz. Her “Evet” demokrasiye davettir. Her “Evet” özgürlüğe, hukuka davettir. Bugün Bingöl’den tüm Türkiye’yi adalete, özgürlüğe, hukuka davet ediyoruz. Biz TBMM’de sizin emanetinize sahip çıktık, sizin verdiğiniz yetkiyle Anayasa’da en köklü, en kapsamlı değişikliği hazırladık. 14 gün gece- gündüz demeden çalıştık, Meclis’ten bunu geçirdik. Şimdi artık söz sizde. Şimdi karar da sizde. Söz de, karar da milletin. Ben inanıyorum ki Bingöl bir kez daha rekor kıracak. İnanıyorum ki Bingöl bir kez daha Türkiye’ye gür bir mesaj verecek. İnanıyorum ki Bingöl, özgürlük, hukuk mücadelesinde ön safta yine en yüksekte olacak. Türkiye kazansın, gençlerimiz kazansın, geleceğimiz kazansın. Büyük yürüyüşümüze “Bismillah” dediğimiz Bingöl’de, yolumuz da bahtımız da açık olsun; Allah yar ve yardımcımız olsun.
Sevgili milletim bize 3 Kasım’da, 29 Mart’ta, 22 Temmuz’da bize emanet yüklediniz. Bizden hizmet istediniz, eser istediniz, Türkiye’yi büyütmemizi istediniz. Sizler, bizden çetelerle gözümüzü kırpmadan mücadele etmemizi; darbeci olan bu Anayasa’yı değiştirmemizi istediniz. Biz de sizin emanetinize sahip çıktık, sahip çıkmaya devam ediyoruz.”
“KİMSE DEĞİŞİKLİĞE YANAŞMADI”
“Anayasa’yı değiştirmek için muhalefete bir çağrıda bulunduk. Benim milletim her şeyi biliyor. “Uzlaşma komisyonu kuralım. El birliğiyle bu Anayasa’yı değiştirelim” dedik. Uzlaşma komisyonuna üye vermediler. “Birlikte taslak hazırlayalım” dedik, yanaşmadılar. Ama millete gittiler, yalan söylediler. “Biz bir taslak hazırladık, gelin tartışalım” dedik. Bize kapılarını kapattılar. Elimizi havada bıraktılar, görüşme çağrılarımızı geri çevirdiler. Sendikalarla, üniversitelerle konuştuk. AK Parti olarak bir taslak hazırladık. Genel Kurul’a getirdik. Yıllardır Anayasa’yı değiştirmek isteyenler, bu değişikliğe yanaşmadı. Yıllardır 12 Eylül Anayasası’ndan şikayet eden MHP bu değişikliğe yanaşmadı. Anayasa’yı eleştiren, parti kapatmaların mağduru olduğunu söyleyen BDP, bu değişikliğe yanaşmadı. Allah aşkına soruyorum, siz bunların herhangi bir konuda aynı safta buluştuğunu gördünüz mü? Siz bunların milletin hayrına olan bir konuda bir araya geldiklerini gördünüz mü? Siz bunların milletin derdine derman olacak bir konuda bir araya geldiklerini gördünüz mü? Bunlar milletin hayrına olan bir konuda bir araya gelmezler. Sadece “Hayır” oyu vermek için bir araya geliyorlar. Bunlar, özgürlüğe, demokrasiye, çocuk haklarına “Hayır” diyorlar. Milletin projesine “Hayır” diyor, darbe Anayasası’na “Evet” diyor. Bunlar hukukun üstünlüğüne “Hayır” diyor. Burada ittifak ediyorlar. Bunlar, çetelerle mücadeleye “Hayır” diyorlar. Çetelerin avukatlığını yapıyorlar. Büyük Türkiye’ye, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine “Hayır” diyorlar. Bunlar statükonun devamı için aynı noktada buluşuyorlar. Bu partilere önceki dönemlerde destek verenlerin bu tablodan rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Neden “Hayır” dediklerinin gerekçesini bile bulamıyorlar. Çaldıkları minareye kılıf uyduramıyorlar. Kendilerini tatmin edecek gerekçe bile üretebilmiş değiller. TBMM’de bile cesaretle “Hayır” diyemediler. Arkadaşlarının oy kullanmasına bile izin vermediler, “Olur ki arkadaşım ‘Evet’ verir” diye korktular. Kendileri Meclis’te “Hayır” demekten korktular, şimdi milletin “Hayır” demesini istiyorlar. Bu halka saygısızlık değil mi? Sen milletin vekilisin. Millet dedi ki, “Benim adıma oy kullan”, neden kullanmadın? Milletimiz 12 Eylül’de bunları sandığa “Evet” ile gömecek.”
“GECİKMELİ GELDİM, HAKKINIZI HELAL EDİN”
“Bunlar Anayasa değişikliğinin halka gitmesine tahammül edemediler. Bunlar halkçı geçinirler ama halktan korkarlar. Cumhuriyetçi geçinirler, Cumhuriyet’in çağdaş normlarından korkarlar, milli egemenliğe inandıklarını söylerler Meclis kararlarını mahkemeye götürürler. Şimdi utanmadan, sıkılmadan halka gelip “Hayır” demesini istiyorlar. Milletimiz bu yaşananları görmüyor mu? Çok iyi görüyor. Bugün Bingöl’ün en büyük meydanını dolduran hakkınızı bana helal edin. Gecikmeli geldim, sizleri beklettim. Hakkınızı bundan dolayı bu kardeşinize helal edin.”
CHP’YE ÇAĞRI
“12 Eylül sandık önüne konduğunda aziz milletim, hukuk kaçkınlarına, demokrasi kaçkınlarına en güzel cevabı verecek. Endişeniz olmasın. Bunlar 30 yıldır, hep şikayet ediyorlar. 12 Eylül yasalarından şikayet ediyorlar. Çok ilginçtir, bir yandan şikayet ediyor, 12 Eylül benzeri müdahalelere alkış tutuyorlar. Bir yandan “12 Eylül mağduruyuz” diyorlar, 12 Eylül öncesi ülkeyi kan götüren çetelerin uzantılarıyla yaptığımız mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. “12 Eylül’de çile çektik” diyorlar, 12 Eylül Anayasa’sına “Hayır” diyorlar. Şimdi TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesini hatırladılar. Ana muhalefete diyorum ki, “Bunda samimi misiniz? Akşam yatarken başka, sabah kalkarken başka olmayacak değil mi?” diyorum. “Gerekirse Meclis’i olağanüstü toplarız, gündeme alırız, 35. maddeyle ilgili yeni bir düzenleme yaparız” diyoruz, ana muhalefet, “İktidar partisinin sayısı buna yeterli” diyorlar. Hadi uzlaşma yapalım, uzlaşma istemiyorsan iktidar partisi vakti geldiğinde onu yapar. Akılları karıştırma, önümüzde Anayasa değişikliği var. Bunu halledelim. Ama sürekli yaptıkları iş, Anayasa’yı konuşmak değil. Meydanlarda konuşmuyorlar, başka şeyler konuşuyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın adı neymiş. Onu söylüyorlar. Sen bilsen ne yazar, bilmesen ne yazar? Biz milletimizle beraberiz.”
“BUNLAR HAKARETTEN BAŞKA BİRŞEY BİLMEZ”
“Bu partinin rotasını millet çizmiştir. Kararlı bir şekilde bu yolculuğu devam ettiriyoruz. Bingöllüler olarak, Bingöl’e yönelik sevgimi, muhabbetimi sizler gayet iyi biliyorsunuz. Bu benim Bingöl’e Başbakan olarak 7. gelişim. Bunları hiç buralarda gördünüz mü, geldiler mi? Halinizi, hatırınızı sordular mı? Derdinizi dinlediler mi? Gelmezler çünkü bunlar Anayasa Mahkemesi’ne gitmekten millet iradesini Anayasa Mahkemesi’ne taşımaktan millete gitmeye fırsat bulamıyorlar. Bunlar hakaret etmekten, sövmekten başka birşey bilmezler. Bu kardeşiniz bunların hakaretlerine bu dille cevap vermeyecek. Çünkü bizi milletimiz terbiye etti. Biz milletimizin ahlak değerleriyle hareket ediyoruz. Eğer olur ya, buraya gelirlerse onları alıp Karlıova’ya götürün. Orada güneşin o muhteşem doğuşunu seyretsinler. Belki ufukları açılır, zihinleri açılır da Türkiye’nin yeni bir Anayasa ile aydınlanmasına “Evet” derler.”
“EVET” BEKLİYORUZ”
“12 Eylül’de sandığa gideceksiniz. AK Parti’nin Anayasa değişikliği değil, bir zümrenin, grubun, Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa değişikliğini değil; milelt projesini, değişim projesini oylayacaksınız. İstikbalimizi, emeğimizi, ekmeğimizi çok yakından ilgilendiren bir değişikliktir. Bingöl’de CHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, “Bu bir parti meselesi değil, memleket meselesi”, bu değişikliğe “Evet” demenizi istiyorum. Bingöl’de BDP’ye oy verenlere de sesleniyorum. Hükümete, muhalefete, AK Parti’ye, BDP’ye değil; kendinize, çocuklarınızın geleceğine “Evet” demenizi istiyorum. Gönül verdiğiniz partilerin üst yönetimleri, kendi kişisel hırsları için “Hayır” diyor olabilir ama sizi çok yakından ilgilendiren bu değişikliğe “Evet” demenizi istiyorum. Şu kalan 50 günde de hanım kardeşlerim de çalışacaklar, sandıkları patlatacaklar. Bingöllü hanım kardeşlerime, beyfendilere sesleniyorum. Çocuk istismarının önüne geçmek, dul ve yetimlerin, gazilerimizin haklarını Anayasal teminat altına almak için “Evet” diyoruz. Sendikal haklar için “Evet” diyoruz. Bingöllü memur kardeşim, memurlara toplu sözleşme hakkı için, kınama cezalarına yargı yolunu açmak için “Evet” diyoruz. En çağdaş Anayasa Mahkemesi’ne kavuşmak için “Evet” bekliyorum. Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmek için sizlerden “Evet” bekliyorum. TSK’dan YAŞ kararıyla atılanların mahkemelerde haklarını aramaları için “Evet” demenizi bekliyorum. Ekmeğimizi daha da büyütmek, kardeşliğimizi daha da pekiştirmek için sizlerden gür bir sesle “Evet” bekliyorum. 12 Eylül’le hesaplaşmak için, tekrar 12 Eylüllerin yaşanmaması için 12 Eylül 2010’da sizden “Evet” bekliyorum. Ben Bingöl’den sadece “Evet” beklemiyorum, bir kez daha Bingöl’den rekor bekliyorum. Bingöl’ün hak mücadelesine bir kez daha öne çıkmasını istiyorum. Burayı yıllarca ihmal ettiler. Orta Anadolu, Doğu Karadeniz’i ihmal ettiler.”
“TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTECEĞİZ”
“Son 7,5 yılda Doğu ve Güneydoğu illerimizin kalkınması için eski parayla 27,5 24,5 katrilyon yatırım yaptık. Şimdi buna paralel olarak kardeşliğimizi pekiştirmenin, dayanışmanın kapılarını aralıyoruz. Türkiye artık yeni bir sürece girdi. Tahriklere kapılmadan bu süreci nihayete erdirecek, Türkiye’yi büyüteceğiz.”
BİNGÖL’DE DEĞİŞİMLER
Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde Bingöl’ün yüzünü ağarttı Cevdet Yılmaz. Bingöl Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ni açıyoruz. Şimdi, Bingöl Havaalanı projemiz devam ediyor. İnşallah kısa zamanda oraya da uçakların inip kalkmaya başladığını göreceğiz. Ankara’yı Van’a, orayı da İran’a bağlayan yol Bingöl’den geçiyor. Güneydoğu’yu Karadeniz’e bağlayan hatlar Bingöl’den geçiyor. Diyarbakır- Erzurum yoluna devam ediyoruz. Bingöl, önemli bir kavşak noktası haline geliyor. Bingöl’de üniversite açtık. Bugüne kadar gelen iktidarlar neden benim Bingöl’üme üniversiteyi layık görmedi. Üniversitemiz hızla büyüyor. Bingöllü gençlerimizin kaderi değişiyor. 13 Eylül sabahından sonra daha aydınlık ülke için hazır mıyız? “Evet” bekliyorum. Gelin, gelecek nesillere demokrasi bırakalım. Gelin, çocuklarımıza daha huzurlu bir Türkiye bırakalım. Gelin, geleceğin güçlü Türkiye’sini kuralım. Her “Evet” demokrasiye, adalate, özgürlüğe, hukuka davettir. Biz TBMM’deki AK Parti’li temsilcileriniz olarak ne gerekiyorsa yaptık. Şimdi söz sizde, karar sizde. Hazırız değil mi? Hep beraber, “Sevdamız millet, kararımız ‘Evet”