AKTÜEL-Türkiye’nin Batı ile ilişkileri İngiliz basınında

Türkiye’nin Batı ile ilişkileri İngiliz basınında
Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerinde gelinen son aşama, bugün biri Economist dergisi, diğeri de Financial Times’ta olmak üzere iki makaleye konu oluyor. Financial Times yazarlarından Philip Stephens imzalı makalenin başlığı ‘Batı, Türkiye’ye masada daha iyi bir koltuk sunmalı’. Makalenin hemen üzerinde yer alan bir karikatürde de bir masanın etrafında oturan Avrupalı liderler, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a oturması için daha küçük bir sandalye gösteriyor. Erdoğan da parmağını ‘hayır’ anlamında sallıyor.

Philip Stephens makalesine ‘Batı henüz Türkiye’yi kaybetmedi.’ diyerek başlıyor. ‘ Türkiye artık, yumuşak başlı, ricacı bir ülke değil. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki pek çok kişi Türkiye’nin ebediyen böyle kalmasını umuyordu.’ diyen Stephens, Türkiye’nin canlı ekonomisi ve siyasette kendine artan güveniyle, Batı’nın kendisine biçtiği rolü aştığını kaydediyor.

‘ANKARA İLİŞKİLERİNİ TAMİR EDİYOR’
Türkiye’nin isteyerek yüzünü Doğu’ya döndüğü, Batı demokrasisinden kaçınıp İslamcılığa sarıldığı ve eski Osmanlı topraklarında yeniden liderlik arayışında olduğu senaryosunun revaçta olduğunu kaydeden Stephens şöyle devam ediyor; ‘Batı’nın hor davrandığı Ankara, bölgesinde ilişkilerini tamir ediyor. Kendisini bölgesinde göstermek için ekonomik ve diplomatik fırsatlardan yararlanıyor.’

Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates’in Avrupa’yı, Avrupa Birliği üyeliği konusunda ayak sürüyerek Türkiye’yi Doğu’ya itmekle suçladığını hatırlatan Financial Times yazarı, Gates’in özellikle Fransa ve Almanya’nın tavırları konusunda haklı olduğunu, Türkiye’deki en coşkulu Avrupa Birliği yanlılarının bile şevklerini kaybettiğini söylüyor. Ancak Philip Stephens Gates’i de şu sözlerle eleştiriyor;

‘Amerikan Savunma Bakanı’nın Türkiye’nin Doğu ve Batı arasında bir seçimle karşı karşıya olduğunu varsayması yanlıştı. Ayrıca Washington’ın son yıllarda Türkiye’yle ilişkileri çok daha iyi yönettiğini ima ederken de, gerçekleri söyleme konusunda biraz ekonomik davranıyordu. Geriye dönüp ilişkilerin kötüleşmeye başladığı anı bulmaya çalışırsak, George Bush yönetiminin, Irak’ın işgalinde Türkiye’yi bir sıçrama tahtası olarak kullanmak için yaptığı amirane talepten daha iyisini bulamayız ‘

‘BU TÜRKİYE BATI’YA DAHA YARARLI’
Bir zamanlar Batı’ya üye olmanın Washington ne isterse yapmak anlamına geldiğini söyleyen Philip Stephens, Türkiye’nin şimdi, kendi çıkarları, fikirleri ve doğruları olduğunu belirtiyor ve makaleye şu sözlerle son veriyor;

‘Çok sayıda Amerikalı ve bazı Avrupalılar için bu sinir bozucu olmaktan da öte bir durum. Tahayyül ettikleri Türkiye, hep kendilerine borçlu olan ve Batı masasında verilecek herhangi bir sandalyeye minnettar bir Türkiye’ydi. Tabi işin ironik yanı, bu yeni, kendine güvenen Türkiye’nin daha önceki uysal haline kıyasla Batı’ya verebileceği daha çok şey var. Bu haliyle Orta Doğu ve Müslüman dünyasında daha çok itibarı var. Batı’nın gerçekten kaybetmemesi gereken Türkiye işte bu.’

Economist dergisinde David Rennie tarafından kaleme alınan Charlemagne köşesinde de, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ve genel olarak Batı’yla ilişkileri üzerinden, Amerikalı siyasetçiler ve akademisyenlerin Avrupa Birliği’ne bakışı eleştiriliyor.

‘TÜRKİYE SORUNU IRKÇILIĞA İNDİRGENEMEZ’
Amerikan Savunma Bakanı Gates’in açıklamalarını hatırlatan Economist yazarı, Amerikalı Demokrat siyasetçi Howard Dean’in de Avrupalı siyasetçilerin, ülkelerinde artan yabancı düşmanlığını hesaba katıp, aşırı sağ oylar için Türkiye’ye tam üyelik yerine, ayrıcalıklı ortaklık önerdiği görüşünde olduğunu aktarıyor. Yazar, bir Amerikalı akademisyenin de Türkiye’nin derhal üye yapılması gerektiğini söylediğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor;

‘Bu şikayetlerde biraz haklılık payı var. Sarkozy ve Merkel gibi liderler, Türkiye’nin uygunluğunu sorguladığında seçmenlerine oynuyorlar. Destekçileri de Türklerin, kulübe girmek için fazla yabancı ya da fazla müslüman olduğunu düşünüyor. Ama Türkiye sorunu ırkçılığa indirgenemez.

‘Birincisi Gates, Avrupa’ya Türk diplomasisinin Doğu’ya kayışıyla mücadele etme çağrısı yaparken, Avrupa Birliği üyeliğiyle Washington’un Orta Doğu politikalarına destek vermek aynı şeymiş gibi gösterme riski alıyor. Sonuçta bazı Avrupa ülkeleri, şu anki İsrail hükümetinden gerçekten hoşlanmıyorlar ve İran’a ambargolar konusunda da ikna olmuş değiller. Batı karmaşık bir blok.

‘Derhal üyelikten bahsetmek de saçma. Türkiye’nin dostları bile en az 10 yıl süreceğini biliyor. Bazı alanlarda açmaza girildi. Avrupa Birliği bazı müzakere başlıklarını dondurdu. Türkiye de bir Avrupa birliği ülkesi olan Kıbrıs’ı tanımayı reddediyor’.

BBC