Türk lokumu dünyada meşhur biliyorsunuz.
Türk kahvesi de meşhur! Lokumdan bizim Beşiktaş’ın Kahveci’sine gidelim. Kartal’ın kahvecisi Nihat’a gelelim. Bize geldiğinden beri kahvelerini hep sade sundu. Baktı insanlar bu tattan memnun değil, sezon sonuna doğru şekerli kahve sunmaya başladı. Eh be Nihat, şeker gibi futbolunla bu kahveyi neden bütün sezon boyunca vermedin bize?
Artık geçmiş geride kaldı. Sen gelecekte bu takımın lideri olmak zorundasın. Dizginleri eline almak zorundasın.
Necip de başladı yavaş yavaş. Altlardan gelip iyi işler yapmaya. En çok beğendiğim yanı da genç yaşına rağmen kendine olan öz güveni. Bu güven şımarmadan devam ettiği müddetçe Necip basamakları birer birer çıkacaktır. Bu maçı gençler kuşattı. Kulübede, sahanın içinde hep onlar vardı. Doğru olan da buydu. Hatta geç bile kalındı.
Yarışırken bu oyuncuları da bir bir bu değirmenin içinde öğütmek lazım. Haa bu bir elek misalidir. Eleği salladıkça içinde kalanla yetirirsin bu da zaten senin karnını doyurur.
Rıdvan’a çok yazık oldu
Rıdvan’a çok üzüldüm. Zaten bu kadar sakat oyuncun var. Bu kadar sakatlık işinin bir masaya yatırılıp analiz edilmesi şart. Böyle bir profesyonel futbol takımında bu kadar sakat olmaz. Pes doğrusu..
Gerçekten de Rıdvan’ınki bir iş kazası. Tam iyi oldu dedik, bir genç daha katıldı dedik. Kulübün kasasına, Türk futboluna katkısı olacak dedik bir iş kazasına yenik düştü. Dilerim Rıdvan bu psikolojiden süratle çıkar, çok çabuk geri dönüşünü gerçekleştirir. İsmail Köybaşı da son maçlarda döktürmeye başladı. Bu şu demek; bu tip futbolcuları sürekli oynatacaksın. Yani öyle böyle İsmail, 24-25 maç bu takımda görev aldı. Biraz daha bu çocuğun üzerine gitseniz bir iki yıl sonra Avrupa’ya satıp para kazanırsın. Bunları düşünmek önemli. Tabii bu maçta futbol adına bir şey konuşmamak lazım.
Her iki takımın da hedefi bitmiş. Bana göre de her iki takımın yeni sezonda süratle yeniden yapılanmaya ve revizyona ihtiyacı var.