BEŞİKTAŞ İSKELESİ KÜL OLDU
Beşiktaş’taki Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi elektrik kontağından çıkan yangın sonucu kül oldu. Ahşap iskele cayır cayır yanarak kullanılmaz hale geldi. İçeride bekleyen yolcu olmaması büyük bir faciayı önledi. Vatandaşların ihbari üzerine itfaiye ekipleri ile Kıyı Emniyeti’ne bağlı gemiler hemen olay yerine geldi. İskeleye demirli iki vapur, yanmakta son anda kurtarıldı. Ahşap iskele cayır cayır yanarken, Beşiktaş itfaiye ekipleri yangını söndürmek için büyük çaba sarfetti. Yangın, yaklaşık 1 saat süren çalışma sonucu güçlükle söndürülebildi. Görğü tanıkları iskelede bir patlamanın ardından yangın çıktığını ileri sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisine yaklaşık 100 metre mesafede bulunan iskele, yangının ardından kullanılmaz hale geldi. İDO yetkilileri iskelenin sigortalı olduğunu ve yaklaşık 1.5 ay içinde yeniden yenisinin yapılabileceği açıklandı. Yoğun kullanımında olmayan iskelede sadece Boğaz seferleri yapılıyordu. Yetkililer, iskele onarılıncaya kadar seferlerin, geçici bir süre için 150 metre mesafede bulunan Beşiktaş İskelesi’nden yapılacağını açıkladı.
Türkan Saylan her yerde anıldı
BEŞİKTAŞ- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kurucu Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, ölümünün birinci yıldönümünde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan törenle anıldı. Törnede Saylan’ın yazdığı “Topluma Mektuplar” ilk kez dağıtıldı. Törende, onun iyileştirdiği cüzamlı bir hasta, ÇYDD’den burs alan öğrenciler, Ayşe Kalin, Gülriz Sururi, Genco Erkal, Ayten Gökçer, Türkan Saylan ile ilgili hislerini anlattı. Etkinlikte ünlü sanatçı İdil Biret, piyano resitali verdi. Öte yandan ÇYDD eski Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, ölümünün birinci yılında sevenleri tarafından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Saylan’ın isiminin verildiği Beşiktaş’taki parkta da tören düzenlendi, sevenleri heykeli önünde toplu fotoğraf çektirdi. Törene Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’da katıldı.
Fulya cinayetinde ilginç diyalog
BEŞİKTAŞ- İşadamı Fatih Edremit’in Polat Rezidans’ta öldürülmesiyle ilgili davada Mahkeme Başkanı Selahattin Öztürk, “Alaattin Çakıcı’yı da yargıladık. O dürüstçe ve mertçe ‘öldürttüm’ dedi. Siz de açıkça söyleyin” dedi. İstanbul 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Hasan Heybetli ve Onur Özbizerdik ile tutuksuz sanık Bülent Zara katılırken, şikayetçilerden Lamia Edremit geldi. Sanık Özbizerdik söz alarak “Maktulü Heybetli öldürmüştür” dedi.
Kafayı çekti
hız sınırı aştı
BEŞİKTAŞ- Turgay Coşar, iddiya göre aşırı alkol aldıktan sonra Citroen marka aracına binip son sürat gitmeye başladı. Görgü tanıklarının saatte 140 kilometreden fazla hız yaptığını iddia ettiği Turgay Coşar’ın kontrolden çıkan otomobili Barbaros Bulvarı üzerine geldiğinde motosiklete çarptı. Motosikletinden fırlayan Turpçu, şans ezeri korkunç kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Ancak Turnay Coşar otomobilini durdurmayı başaramadı. Araç bu kez yolun sağına bulunan taksi durağında park etmiş 2 taksiye çarparak durabildi. Taksi sürücülerinin kazadan kısa süre önce sohbet etmek için araçlarından inip durağa girmesi olası bir faciayı önledi.
İbrahim Kaş
araç parçaladı!..
BEŞİKTAŞLI futbolcu İbrahim Kaş, Samatya sahil yolunda Porsche marka aracı ile ters yöne girince karşıdan gelen araçla kafa kafaya çarpıştı. Ölümden dönen İbrahim Kaş ve yanında bulunan dizi oyuncusu Damla Bebre, hastaneye kaldırıldı.
Çarpmanın etkisiyle otomobil içerisinde sıkışan Kaş ile Bebre, yolda geçen vatandaşlar tarafından hurda haline gelen Porsche’den çıkarılarak İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tedavi edildi.
Topbaş’ın yeğeni korku estirdi!..
Bağımsızlık adımı
Yepyeni ve anlamlı bir etkinlik yine ilk defa Beşiktaş’ta başlatıldı. Bağımsızlık için ilk adım adı altındaki etkinlikler geçtiğimiz hafta içinde Beşiktaş’ta yoğun katılımla kutlandı. Beşiktaş Belediyesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün 16 Mayıs 1919 tarihinde arkadaşları ile Beşiktaş’tan Samsun’a hareket ederek fiilen bağımsızlığın ilk adımını atmış olması sebebiyle, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı, geçtiğimiz yıl başlattığı, 16- 19 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen “Bağımsızlık İçin İlk Adım” etkinlikleriyle kutlamaya devam ediyor. Buna göre Beşiktaş Belediyesi’nden de etkinlikler ile ilgili resmi internet sitesinden açıklama da yapıldı. Bu yılki etkinlikler kapsamında, 16 Mayıs 2010 Pazar günü, Mustafa Kemal Atatürk’ün Beşiktaş Akaretler’deki evinin önünde başlayan kutlamalar, Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Kemal Çiloğlu ve yönetmen Hasan Özgen’in eşlik ettiği kalabalık bir grupla, “Bağımsızlık için ilk adım” çelenginin denize bırakılması töreniyle devam etti.
Törenin ardından, Beşiktaş Meydanı’nda, Atatürk’ün yanında bulunan 18 askerin konu alındığı “Bandırma Vapuru’na Binenler” açık hava sergisinin açılışı yapıldı.
Beşiktaş Meydanı’ndaki bu eşsiz sergi de 20 Mayıs 2010 Perşembe gününe kadar Beşiktaş kentlilerince ziyaret edildi.
MUHTEŞEM KUTLAMA
Beşiktaş Belediyesi 19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı Beşiktaşlılarla kutladı. Beşiktaş’ta binlerce insanı sokağa döken meşaleli yürüyüş de gerçekleşti. Yürüyüş kortejinde ön saflarda Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da yer aldı. 19 Mayıs ile ilgili Beşiktaş Belediyesi’nin resmi internet sayfasında da konuyla ilgili yapılan açıklama aynen şöyleydi:
“Tarih, bazen yalın gelişmelerin, iddiasız atılımların içinde kozalanır; büyür, hayat ve gelecek adına değişime damgasını vurur.
16 Mayıs 1919 tarihinde Beşiktaş kentinde başlatılan hareket de görünürde aynı sıradan ve umursanmaz gelişmelerdi. İsyankâr ve asi kimliği ile bilinen “Sarı Paşa”, ya da Çanakkale Savaşları’nın sembol ismi Mustafa Kemal, sıradan bir yolculuğa çıkmak üzeredir. Askeri deyimle “denetlemelerde” bulunmak üzere Anadolu’ya geçilecektir.
Oysa Mustafa Kemal ve karargâh heyetindeki inançlı insanların akıl ve düşlerinde kuluçkaya yatan “bağımsız ve özgür bir vatan” projesidir. Bilenlerin bildiği, mazlumların umutlandığı, emperyalizme teslim olanların korktuğu, hainlerin de ihbar ettiği bir başlangıçtır bu. Bağımsız ve özgür bir vatan için yola çıkılmaktadır!
Daha üç gün önce emperyalistler İzmir’i işgal etmiş; uygar dünya sessiz, Osmanlı hanedan yönetimi çaresiz seyretmiştir. Ümmet imparatorluğu parçalanmakta, 200 yıldır gerileyerek sığınılan son vatan parçası da işgal edilmektedir. Yoksul ve yorgun olan halk, bu kördüğümü çözecek kurtarıcıyı beklemektedir. Kimi aymazlar ve çıkarcılar ise; “gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde işgalcilerin emellerine alet olmakta”, işbirliği yapmaktadırlar. “Millet fakr-ü zaruret içerisinde harap ve bitap düşmüş”tür.
Mustafa Kemal önderliğindeki bir avuç yurtsever insan çıkılacak yolculuğun belki de modern zamanlara damgasını vuracak bir müthiş adım olduğunun farkında değildir. Ezilen ulusları, emperyalizmin köleleştirdiği halkları ayağa kaldıracak bir isyanın ateşi yakılmak üzeredir. Ulusun onuru ve geleceği için, bağımsız ve özgür bir vatan için “ilk adım”dır bu. Sadece Türk Ulusu’nun değil, ezilen, sömürülen, hor görülen dünyanın, onurlu halkların bağımsızlığa giden ilk adımıdır.
“Sarışın bir kurda benzeyen” adam, Mustafa Kemal Paşa Beşiktaş Sinan Paşa Camisi’nde Padişah Vahdettin ile son görüşmesini yapar. Ardından Akaretler’de oturan annesi Zübeyde Hanım’ın elini öper, kız kardeşi Makbule ile vedalaşır. Ve karargâh heyetinde yer alan asker arkadaşları ile Beşiktaş iskelesinden bir istimbota binerek açıkta bekleyen Bandırma Vapuru’na çıkar.
Kuşku ve korku arasına sıkışmış İngiliz Müstemleke Komutanlığı ve görevli subayları Bandırma Vapurunu aramaya koşarlar. Sorgular ve aramalar Bandırma Vapuru’nu dolduran yurtseverlerin yüreğindeki isyanı ve inadı göremez. 16.30 sularında vapurun çarkları döner ve dünya tarihi yeniden yazılmaya başlar.
16 Mayıs 1919’da Beşiktaş’ta “Bağımsızlık için ilk adım” atılmıştır. Bandırma Vapuru bağımsızlığa, özgürlüğe ve Cumhuriyet’e giden bir yolculuktur. O yolculuğun büyük komutanı Mustafa Kemal’e, silah arkadaşlarına, kaptanından çımacısına kadar tüm gemi adamlarına selam olsun!
16 Mayıs’ta Beşiktaş’ta başlayan yolculuk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaştırır Ulusal Mücadelemizin öncü kadrosunu. Ardından bin bir zorluk ve yokluk içinde verilen Bağımsızlık Savaşı’nın halkaları oluşturulur. Mustafa Kemal ve arkadaşları haklı davalarını Anadolu insanı ile paylaşır, yeni bir geleceğin temelleri atılır. Ulus sadece bağımsızlık için değil, çağdaş ve aydınlık bir yönetim için; Türkiye Cumhuriyeti için ayağa kalkar.
Bandırma Vapuru ile 16 Mayıs’ta Samsun’a doğru yola çıkan subaylar, sadece Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında değil, Cumhuriyet’in kurulup geliştirilmesinde de görev alırlar. Yıllarca genç Türkiye Cumhuriyeti’nin başarısı için mücadele ederler.
16 Mayıs 1919 bağımsızlık savaşımızın başlangıç günüdür. Beşiktaş kenti, bu başlangıcın tarihsel mekânı olmaktan kıvançlıdır. Her 16 Mayıs günü Beşiktaş kenti için, Beşiktaşlılar için bir “onur günü”dür; kutlu bir gündür. Bu nedenle her yıl 16-19 Mayıs tarihleri “Bağımsızlık İçin İlk Adım Şenlikleri” olarak kutlanmaktadır, kutlanacaktır.
Hedefimiz bu şenliği bağımsızlık savaşı vermiş, emperyalizm ile boğuşmuş tüm ulusların gençlerinin katılacağı bir şenliğe dönüştürmektir. İnsanlığın, çağdaş toplumların en onurlu varlığı olan “Bağımsızlık” bayrağını, fikrini ve inadını yaşatmaktır.
Selam olsun bağımsızlık için ilk adımı atanlara…
Selam olsun bağımsızlık ateşini yakanlara…
Selam olsun bağımsızlık sancağını yere düşürmeden taşıyanlara…
Selam olsun emperyalizme direnen uluslara!
Selam olsun Atatürk’e, bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyeti idealine…”
AFET HALİNDE ACİL TOPLANACAK YERLER
Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi. Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu. Bu mahallelerden bir tanesi de Dikilitaş Mahallesi. Bostanları ve meyve bahçeleri ile ünlü olan Dikilitaş, Osmanlı döneminde sayfiye yeri olarak biliniyordu. 1980’den önce gecekonduların yoğun olduğu bir yerleşim iken, günümüzde yaklaşık 35 bin kişinin yaşadığı modern yapılaşmanın örneklerinden biri haline gelmiş olduğu belirtiliyor. 90 sokak sayısı 804 bina sayısı 6619 hane sayısıyla 17629 nüfus kaydıyla Dikilitaş Mahallesi’nde, mahalle sakinlerinin afet durumunda toplanacak alanları isim isim Beşiktaş Belediyesi tarafından açıklandı. Afet halinde toplanacak alanlar şöyle sıralanıyor: “Mukataacı Sokak Boş Alan olası bir afet anında toplanma alanlarından biri olarak gösteriliyor. 2658 m2’lik bu alan, şu sokak ve caddeleri kapsıyor: ‘Otopark Sokak, Barbaros Bulvarı, Dutluk İçi Sokak, Gelincik Sokak, Hora Sokak, Mukataacı Sokak, Otopark Çıkmazı, Tomurcuk Sokak, Yaprak Sokak’ 395 m2’lik alanıyla Sardunya Sokak Çocuk Bahçesi’nde, Sarmaşık Sokak ve Zambak Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler. 658 m2’lik alanıyla Eren Sokak Yeşil Alanı şu sokakları kapsıyor: ‘Eren Sokak, Filiz Sokak, Leylak Sokak, Sardunya Sokak, Yenidoğan Sokak’ 273 m2’lik alanıyla Karanfil Sokak Yeşil Alanı şu sokakları kapsıyor: ‘Karanfil Sokak, Ceylan Sokak, Meşe Sokak, Mine Sokak’ 1046 m2’lik alanıyla Ayazma Dere Sokak Yeşil Alan şu sokakları kapsıyor: ‘ Aslan Sokak, Aynalı Pembe Sokak, Kardeşler Çıkmazı, Kardeşler Sokak, Sincap Sokak, Tohum Sokak, Yeşil Çimen Sokak’ Azerbaycan Dostluk Parkı 24220 m2’lik alanıyla şu yerleri kapsıyor: ‘Aşık Kerem Sokak, Lale Çıkmazı, Çitlenbik Çıkmazı Sokak, Hakkı Yeten Caddesi’ Çetin Emeç Parkı 17401 m2’lik alanıyla şu yerleri içine alıyor: ‘Cedidiye Sokak, Barış Sokak, Çiçek Sokak, Dilek Sokak, Fulya Deresi Sokak, Manolya Sokak, Söğüt Sokak, Şebboy Sokak’ Dikilitaş Muhtarlık Parkı 1830 m2’lik alanıyla Cami Meydanı Sokak, Dikilitaş Çıkmazı, Dikilitaş Sokak, Karakış Sokak, Karakol Çıkmazı, Setüstü Sokak, Şehit Cahit Gökalp Sokak’ Mehmetçik İlköğretim Okulu bahçesi 1867 m2’lik alanıyla şu sokakları kapsamaktadır: ‘Bestekar Aralığı, Bestekar Sokak, Kaktüs Sokak, Server Paşa Sokak, Tuğrul Sokak, Yeni Gelin Sokak, Yenigelin Zerde Sokak, Zerde Sokak, Barbaros Sokak, Saraka Çıkmazı Sokak, Saraka Sokak.’
Diğer alanlar ise şöyle sıralanıyor: Emirhan Caddesi No: 2 -32 arası için; Çetin Emeç Parkı. Emirhan Caddesi No: 3-21 arası için Azerbaycan Dostluk Parkı. Emirhan Caddesi No: 36-64 arası ve No: 23-61 arası ise Dikilitaş Muhtarlık Parkı. Emirhan Caddesi’nin No: 66-86 arası ile No: 63-125 arasında ikamet eden sakinleri ise olası bir afet durumunda Mukataacı Sokak boş alanında toplanabilecekler. Üzengi Sokak sakinleri ise 620 m2’lik alanıyla Üzengi Parkları’nda toplanacak.
Arp ile her telden konser
Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ‘Arp ile her telden’ konseri sanatseverleri farklı bir yolculuğa çıkardı. 22 Mayıs’ta gerçekleşen konser, dinleyenleri adeta büyüledi. Arp sanatçısı Gwyneth Wentink, tutku dolu performansları ve inanılmaz tekniği ile tanınıyor. Henüz 28 yaşında olmasına rağmen, dünyanın önde gelen orkestralarıyla hem solo resitaller, hem de solo konçertolar gerçekleştirdi. Gwyneth’in, konçerto performanslarına olduğu kadar kendini oda müziğine de adadığı ifade ediliyor. 2009/2010 sezonunun öne çıkan solo performansları, Boston Filarmoni ve Benjamin Zandler, Orquesta de Valencia ve Isaac Karabtchevski, Bangkok Senfoni Orkestrası ve Robert Benzi ve Israil Filarmoni ve Nir Kabaretti ile olanları olarak işaret ediliyor. Hindistan, Brezilya, İngiltere, Fransa, Japonya ve Amerika’da solo resitalleri ve oda müziği performansları için turneye çıkarken, aynı zamanda Kolombiya’daki Cartegna Uluslararası Müzik Festivali ve birinci Uluslararası Arp Yarısması ve Hollanda’daki Festival gibi çeşitli oda müziği festivallerinde de yer alacak. Sanatçıyla ve konser ile ilgili verilen diğer detaylar ise şöyle: “Gwyneth, dünyanın çeşitli yerlerinde, en önde gelen ulusal ve uluslarası orkestralarla performans sergilemiş ve solo resitaller gerçekleştirmiştir. Yaygın olarak Avrupa’da ve Amerika’nın 16’dan fazla eyaletinde konser vermiştir. İki solo CD’si ve Rodrigo’nun üç arp konçertosunu içeren Naxos tarafından yayınlanan CD’si eleştimenlerin çok büyük beğenisini kazanmıştır. Felemenk-Macar kökenli müzisyenlerin kızı olarak Gwyneth, beş yaşında arp çalmaya başlamış; ilk solo performansını da altı yaşında gerçekleştirmiştir. İnanılmaz yeteneği kısa zaman içinde keşfedilmiş ve Erika Waardenburg’ten sekiz yaşında almaya başladığı derslerini ve çalışmalarını, on dokuz yaşında alabileceği en yüksek dereceleri ve onur ödülünü alarak tamamlamıştır. Gwyneth Wetnik Prinses Christina Yarışmaları’nda, Tokyo’daki Nippon Arp Yarısması’nda ve yarışamayı kazanan en genç katılımcı olduğu Israil’de yapılan, en prestijli Uluslararsı Arp Yarışması’nda da olduğu gibi pek çok birncilik kazanmıştır. 1999 yılında Wentink, 17 yaşında, New York’ta gerçekleşen Genç Konser Arpistleri Uluslararası Seçmeleri’nde birincilik kazanmıştır. Nisan 2007’de, Hollanda’da müzisyenlere verilen en büyük onur ödülü olan 2007 Hollanda Müzik Ödülü’nü kazanmıştır” Gwyneth, Nationaal Muziek Instrumenten Fonds’un koleksiyonuna ait Salvi Iris Harp’ı çalıyor.
İSTANBUL FETHİNİN 557. YILDÖNÜMÜ
Beşiktaş Kaymakamlığı ve Beşiktaş Belediyesi İstanbul’un fethini kutladı. İstanbul’un fethinin 557. yıldönümü kutlama programı geçtiğimiz haftalarda tüm kentlilere duyuruldu ve resmi kanallarla da açıklandı ve Mayıs ayının son günü Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde düzenlenen İstanbul Şiir Dinletisi, sanatseverleri de bir araya getirdi. Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı tarafından gerçekleştirilen ‘Fatih ve Fetih’ konulu toplantı da etkinlikler kapsamında gerçekleşti. Öte yandan yine kutlama programı kapsamında, 29 Mayıs tarihinde Beşiktaş Fatih Anıtı önünde tören gerçekleşti. Törene, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Temsilcisi, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, askeri erkan ve vatandaşlar da katıldı. Tören de Hava Harp Okulu’nun bandosu da yer aldı. Programda tören programı sunuşundan sonra Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tauna Mutlu tarafından Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Fetih Zamanı adlı şiiri okundu. Beşiktaş Levent Kız Meslek Lisesi Halk Oyunları ekibinin Urfa Yöresi Halk oyunları gösterisi de Beşiktaş kentlisine sunuldu.
İstanbul’un fethiyle birlikte ise Beşiktaş’ın kazandığı tarihi önem de belirtiliyor. Beşiktaş Kaymakamlığı’nın resmi sitesinde de bu önem şöyle aktarımlıyor: “Beşiktaş’ın tarihi ilk çağlara uzanır. O zamanlardaki adı “Taş Beşik” anlamına gelen “Kune Petr” olarak bilinir. İlk sakinleride Traklar’dır. Ünlü seyyah Evliya Çelebi; şehrin kurulduğu yerde çok eskiden büyük bir kilise kuran Yaşkı adlı bir papazın, İsa’nın çocukluğunda yıkandığı taş bir tekneyi, Küdüs’ten beşik taşı getirdiği ve buradaki kiliseye koyduğunu yazar. Öte yandan bazı tarihçiler de Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlamak için bu sahile beş tane direk diktiğini, bu nedenle buraya Beştaş adının verildiğini, daha sonraki tarihlerde bu kelimenin değişikliğe uğrayarak Beşiktaş olduğunu yazmışlardır. Bir eserde de Barbaros Hayrettin Paşanın Beşik Kaya’da gömüldüğü kayıtlıdır. Kaya ile taşın eş anlamda oldukları göz önünde bulundurulursa sözü edilen Beşik kelimesinin önceden de burada bulunan taşlar üzerinde yeni eklerle meydana getirilen bir gemi beşiğini anlattığı ve temelinde bulunan taşlara bu nedenden dolayı Beşiktaş’ı denildiği ve bu adın sonradan kasabanın adı olarak kaldığı söylenmektedir.
Beşiktaş’ın İstanbul’un fethi sırasındaki adı ise “Diplokionion” idi. Çifte sütün anlamına gelir. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, iskan hareketine başladı. Fatih devrinden kalma eserler arasında bulunan Fatih’in Ekmekçi Başısı Ali Ağa’ya ait bir türbe bu yerleşme sırasında yapılmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında bölge daha da gelişti ve daha sonraki yıllarda bu gelişme devam ederek zaman içinde esir pazarlarının kurulması, Rumeli’den Anadolu’ya geçen askerlerin ve ticari kervanların toplandıkları ve dinlendikleri yer haline gelmesi ile artmıştır. Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ile kasr ve köşklerin yapılmasıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezi haline geldi. Cumhuriyet döneminde, İstanbul’un tarihsel bir yapıya sahip olması yanında, yeni ve modern kentleşmeye de kavuşmuştur.”
SORUNLARI DİNLİYOR ÇÖZÜM ARIYORUZ
Bu hafta Etiler Mahallesindeydik. Mahalle halkı ile konuştuk. İşte Etiler Mahallesi sakinlerinin sorunları, şikayetleri ve memnuniyetlerinden özetler.
Abuzer Güldemir: ‘Mahallemizde pek o kadar sıkıntı yok. İstediğimiz daha temiz daha kontrollü daha çevrenin düzenli olması. Çevremizin çağa göre yenilenmesini istiyoruz. Sıkıntılara gelince; Kültür Mahallesi’nde elektrik direkleri çürümüş, bakımlı değil yetkililerin ilgilenmesini istiyoruz. Polenler var, bahçelerin düzenlenmesini istiyoruz. Zararlı insan sağlığı açısından… Komşularıma, mahalle sakinlerime söylemek isterim ki, yere çöp atılmasın, saati gelmeden kapıya çöp bırakılmasın, çöp bidonlar dezenfekte yapılmasını isteriz. Koku oluyor. Yetkililerin de ilgilenmesini dileriz. Sivil kontrolün gezmesi lazım. Yere kim çöp izmarit atıyorsa cezalandırılsın.’
Menderes Polat: ‘Etiler Mahallesi olarak bizim sıkıntımız yok. Tek sıkıntımız trafik. Etiler’in göbeğinde çok yoğun trafik sıkıntısı yaşıyoruz. Bir diğer sıkıntımız da trafik polisleri. Arabamı bırakıyorum, hemen ceza yazıp gönderiyorlar. Müşterilerimiz gelmek istemiyor, çünkü esnaf olarak hemen gelip iki dakikalığına mal aldığı zaman hemen ceza kesiyorlar. Sıkıntımız bu. Dile getirmek istedik. Beşiktaş’ın hizmetinden, başkanımızdan memnunuz. Mahalle muhtarımızdan da memnunuz. Herhangi bir sıkıntımız yok.’
Türker Taş: ‘Mahallemize baktığımız zaman şu an için her hangi bir sıkıntı göremiyoruz. Mutluyuz. Ama yerel yöneticilerden isteğimiz var. Etiler Meydanı’nın göbeğinde, kamera izleme sistemi yok, trafik ışıklarında. En önemli yerlerden biri bence burasıdır. Bir kamera koysalar buraya güvenlik açısından çok daha iyi olacak. Bebek yokuşundan iniş ve çıkışta çok trafik sıkışıyor. Mobesse sistemi olunca sürücülerin de daha bir düzgün hareket edeceklerine inanıyorum.’
Mehmet Korkmaz: ‘Hiçbir sıkıntı göremiyorum. Gayet memnunum. Yerel yöneticilerimize bu konuda teşekkürlerimizi iletiriz. Herhangi bir isteğimiz yok.’
Onur Erdem: ‘Genelde Etiler semti zaten çok nezih bir semttir. Biz de 20 senedir buradayız. Nispetiye Caddesi’ndeki herşey iyi sayılabilir fakat bordürler, kaldırım taşları biraz daha düzeltilebilir. Daha güzel olabilir ve kaldırımdaki bitkilendirme çalışmaları, kaldırım başına olan bitki adedi artırılabilir. Ağaç adedi artırılabilir. Daha yeşil bir Beşiktaş istiyoruz. Yerel yöneticilerimizden bu isteğimizin yerine gelmesini dileriz. Sayın İsmail Ünal’a başarılar dileriz.’
Ramazan Çiçek: ‘Başkanımız iyi. Çok iyi çalışıyorlar. Bir beklentimiz yok. Başkanımızı da seviyoruz. Mahallemizde de her hangi bir sıkıntı yok.’
Çağlar Kayasuoğlu: ‘Mahallemizde herhangi bir sıkıntı yok, Etiler genelinde herhangi bir sıkınktı da göremiyoruz. Beşiktaş Belediyesi’nden kesinlikle mutluyuz. Çalışmalarından memnunuz. O yüzden başkanımıza çok teşekkür ederim.’
Ömer Gündüz: ‘Buranın ilk başta otopark sıkıntısı var. Bir de parklarımızda da insanlar için bir tuvalet istiyoruz. Sayın İsmail Ünal’a şu ana kadar yapmış olduğu işlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Gayet de başarılı.’
Ercan Ateş: ‘Şu an mahallemizde Hiçbir sıkıntı yok. Belediye Başkanımız İsmail Ünal’dan da gayet memnunuz. Çevre olsun, kaldırımlar, görünüm olsun, çöpler falan çok güzel her yer. Her yer güzel temizleniyor. İlaçlamalar çok güzel yapılıyor. Beşiktaş Belediyesi’nin hizmetlerinden ve Başkanımız İsmail Ünal’dan memnunuz.’
Süleyman Arslan: ‘Çevremizde hiçbir sıkıntı görmüyoruz. Yok sıkıntımız, başkanımız da iyi çalışıyor. Hizmetler iyi. Mutluyuz. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın kendisine söylemek istediğim, sağlığını isteriz ve başarılar dileriz.’
Aysun Doğan: ‘Sıkıntılarımız var. Günümün dörtte üçü burada geçiyor ve yolda gittiğim zaman yollarda hep arabalar park edilmiş oluyor. Özellikle Ramazan ayı boyunca trafikten iyice zaten sıkılmış oluyoruz. Cumartesi günleri de aynı şekilde… Bütün yol boyunca görünen yemek yerlerinde kaldırımlara arabalar parkedilmiş kaldırımdan yürüyemiyoruz. Parklanma sorununa bir çözüm istiyoruz. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın ikinci beş yılı ve tabi ki devamını dileriz.’
Beyrak Taşçı: ‘Eczacılık yapıyorum. Çalışanım. Karşımızda huzurevi var. Bazı araçlar dikkat etmiyorlar. Yaşlılara rağmen çok hızlı geçiyorlar. Ben buraya kamera istiyorum. Hiç olmazsa bu hızlı geçen araçların ceza alabilmeleri için kameralandırılmasını istiyorum. İsmail Ünal’ı destekliyoruz, çok seviyoruz kendisini… Çalışmalarında başarılar diliyoruz.’
Fatih: ‘Beşiktaş’ta yaşıyorum. Etiler’de çalışıyorum. Sağlık çalışanıyım. Geçenlerde bir sıkıntımız vardı, hastamız keneyle ilgili bir sorun yaşamış. Keneler yazın zaten çok olur. İlaçlama durumu yapılırsa çok daha iyi olacaktır. İlaçlama hizmetlerinin sıklıkla yapılmasını istiyoruz. Bundan başka bir isteğimiz, bir sıkıntımız yok. Çalışmalardan gayet memnunuz.’
Halime Demirci: ‘Burada çok mutluyuz, çok rahatız. Hele de İsmail Ünal’ın desteği bizi daha da mutlu ediyor, ona minnettarız. Herşeyden önce onu çok seviyoruz. İsteğimiz, tekrar onunla beraber yürümek bu yollarda… Bütün arzumuz isteğimiz oydu, o yönden yüzde 90 yürümektedir. Çok mutluyuz.’
BEŞİKTAŞ KENTLİSİNE ‘El sanatları’ KURSU
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. Bu programlar arasında yine en çok ilgi gören alanlardan bir tanesi dans… Ücretsiz kurslar arasında başlıklardan bir tanesi olan El sanatları-Ahşap boyama kursu, diğer kurslardan farklı olarak Beşiktaş Belediyesi kültür merkezlerinde uygulama alanı olarak seçilen merkezde değil paralel anlayışla hizmet veren semt evlerinde sürüyor. Dikilitaş semt evinde gerçekleşen kursa geçtiğimiz sezon ilgi oldukça büyüktü. Ahşap Boyama, günümüzde sevilerek yapılan sıklıkla tercih edilen el sanatları arasında gösteriliyor. boyanın hazırlanışı, objenin boyama için hazırlanması ve objenin boyanma işlemi ve bu işlemler esnasında kullanılan araçların temizliği ve bakımı ile ilgili bir çok uygulamayı içinde barındıran bir alan olarak tanımlanıyor.
Kursla ilgili olarak verilen detaylar ise şöyle: “Kursun süresi 200 saattir. Kurs boyunca, ‘Ahşap Boyama Teknikleri, Sedef Çalışması, Boyut Resim Çalışması, Boyutlu Boya Teknikleri, Ahşapta Yağlı Boya Eskitme Teknikleri’ başlıkları ele alınıyor” Detaylı bilgi için Beşiktaş Belediyesi’nin ücretsiz danışma hattı olan 444 44 55 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Çetin Emeç Çocuk Yuvası yenileniyor
Beşiktaş Belediyesi’nin çalışan anneleri desteklediği miniklerin güzel ve uzmanlar eşliğinde dolu dolu vakit geçirdiği yuva hizmetleri devam ediyor. Çetin Emeç Çocuk Yuvası yepyeni yüzü ve daha konforlu haliyle yeni dönemde de aileleri desteklemeye devam edecek. Beşiktaş Belediyesi’nden yapılan açıklama ise şöyle: “Dikilitaş Mahallesi’nde 1992 yılında kurulan ve tam 18 yıldır aktif bir şekilde çalışmasını sürdüren Çetin Emeç Çocuk Evi, bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle geçici bir süre için hizmete kapanmıştır. 100 kişilik kapasitesiyle yılın 11 ayı hizmet veren Çetin Emeç Çocuk Evi, bakımı tamamlandıktan sonra Eylül 2010’da şu anki eğitmen kadrosuyla yeniden hizmete girecektir. Bakım ve onarım süresi boyunca, 3 yaş grubu çocuklar Mavi Dünya Çocuk Evi’ne, 6 yaş grubu çocuklar Dikilitaş Semt Evi’ne yönlendirilecektir”
Detaylı bilgi almak için 444 44 55’i arayabilirsiniz.
Beşiktaş Belediyesi Karaciğer Vakfı işbirliği
Sağlığınız konusunda merak ettiklerinizin yanıtı, Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile düzenlene sağlık seminerlerinde… Mayıs ayı toplantıları içinde Karaciğer Vakfı işbirliği ile Ortaköy Kültür Merkezi’nde Karaciğer hastalıkları üzerine uzmanlar soruları yanıtladı ve halkı hastalıkla ilgili bilinmeyeler konusunda detaylıca bilgilendirdi. Öte yandan Beşiktaş Belediyesi sağlık ile ilgili bilinçlendirme çalışmalarına geçmişte olduğu gibi bu gün de tüm hızıyla devam ediyor. Sorularınızın yanıtlarına uzmanlarından detaylıca ulaşmak için Beşiktaş Belediyesi’nin sağlık taramalarına ve konuyla ilgili bilgilendirme toplantılarına katılmalısınız. Geçtiğimiz yıllarda başlatılan sağlık taramalarının devamı periyodik olarak 2010 yılında da sürdürülüyor. Buna göre, Beşiktaş Belediyesi tarafından “Kent Sağlığı” ön planda tutularak geçtiğimiz ay içinde kan bağışı kampanyası yapıldı. Bunun yanı sıra kentliye acil ilk yardım, acil doktor, acil ambulans ve sağlık danışma hizmetlerinin verildiği belirtildi.
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ
Akatlar Kültür Merkezi’nde Haziran ayı yine dopdolu geçecek gibi görünüyor. Haziran ayının ilk haftasında sanatseverlerin buluşması bir resital ile olacak… 2 Haziran’da Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Endre Hegedüs Piyano resitali gerçekleşmiş olacak. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleşecek olan konserin sanatçısı ile ilgili detaylar ise şöyle: “Endre Hegedüs 1954 yılında Macaristan’ın Hodmezövasarhely kentinde doğdu. Piyano çalışmalarına 5 yaşında başlayan sanatçı 1971’de Budapeşte’de Bela Bartok Konservatuvarı’nda öğrenimine devam etti. 1972’de bu okuldan mezun olduktan sonra aynı sene Franz Liszt Müzik akademisi’ne kabul edildi. Akademide Zoltan Kocsis, Ferenç Rados, Annie Fischer gibi dünyaca meşhur piyanistlerle çalışma olanağına kavuşan sanatçı 1980 yılında Akademi’den mezun oldu. O günden bu yana dünyanın bir çok ülkesinde resitaller ve orkestra ile konserler gerçekleştiren sanatçı şimdiye kadar 2300’den fazla konser verdi, 120’den fazla televizyon programında yer aldı.” Haziran ayında konserlerin yanı sıra tiyatroseverlerin de yüzünü güldürecek oyunlar program içinde bulunuyor. Bunlardan bir tanesi E.S.E.K’in sevilerek takip edilen oyunu ‘Kaygan Zemin’ ile Haziran ayının ilk haftasında tiyatroseverler yine kahkaha tuhafına katılacak. Oyunun tanıtımlarında ise şu detaylar göze çarpıyor: “Yazan ve Yöneten: Uğur Uludağ. Oyuncular: Yosi Mizrahi,Yağmur Kaşifoğlu, Hakan Bilgin, Doğa Rutkay, Murat Akkoyunlu, Barış Ataş, Koray Şahinbaş, Funda Kurt. Hiç bir komedi, sezona bu kadar iddialı başlamadı. 3. Türden Yakın İlişkiler, Tanrım Beni Baştan Yarat ve 27 Numara ile komediye getirdikleri boyutla adından sıkça söz ettiren ekibin, bu yeni oyununda yine eğlence sizleri bekliyor. Karınızla, kocanızla, eski sevgilinizle, yeni sevgilinizle, sevgili adayınızla, çıktığınız çocukla, konuştuğunuz kızla, platoniğinizle, en yakın arkadaşınızla, onun sevgilisiyle, onun sevgilisinin diğer sevgilisiyle, en büyük aşkınızla, tek gecelik ilişkinizle; kısacası sevgiyi bir an olsun paylaşma gafletinde bulunduğunuz karşı cinsle ilişkilerinizi yeniden sorgulayacaksınız. Beraber eğlenemeyen insanlar, beraber bir gelecek kuramazlar!”
Mayıs ayı ise tiyatro oyununun yanı sıra müzik ile yoğruldu… Mayıs ayının ortasında Kabataş Lisesi Mezunları ve Mens. TSM Konseri Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Mayıs ayının son günlerinde ise yine müzik vardı… 25 Mayıs’ta İstanbul Noter odası TSM konseri Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde müzikseverleri bir araya getirdi. 27 Mayıs’ta ise Varol Kültür ve Sanat Merkezi TSM konseri yine unutulmaz anları Akatlar’da yaşattı. 28 Mayıs’ta ise Beyoğlu Klasik Türk Musikisi sanatseverler ile buluştu. 30 Mayıs’ta da Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Beşiktaş Musiki Derneği müzikseverleri buluşturdu ve güzel saatler yaşattı.
Chopin onuruna piyano resitali
Chopin’in 200. doğum yılında Gergely Boganyi, Özgür Aydın, Gülsin Onay, Gabor Cslong ve Istvan Varga gibi dünyaca ünlü sanatçıların piyano resitalleriyle gerçekleşen İstanbul Chopin Haftaları, Mayıs ayı boyunca devam etti. Chopin, Mayıs ayı içinde Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ne de uğradı. Sanatseverler Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Emre Şen Piyano Resitali’ni takip edebilme şansını yakaladı. Chopin hakkında detaylar ise şöyle ifade edilebilir: “Fransız isimli bu müzisyen Rus tebaalı bir Polonya’lı idi. Değeri Almanya’da edildikten sonra sanatkar olarak Paris’e yerleşti. Bu durumu ile Chopin devrinin sembolü sayılabilir. Milli sınırların üzerinde olmak 19. yüzyılın eşiğinde zuhur eden yeni tip bir sanatkarın veya dahi virtüozların tipik durumudur. Gerçi enstrümanlarında virtüoz olan müsizyenler eskiden beri vardı. Fakat bu yeni tip, ihtisasını meslek edinerek, mesela yalnız (piyanist) olarak dünya konser salonlarını dolaşan virtüozlardır. Thalberg, Moscheles, Liszt gibi bu ayarda virtüozların yetiştiği çevre, müziksever zenginlerin hususi salon’larıydı. Müziğin saray çevresinden bugünkü aleni konser dünyasına gidişinde önemli bir rolü olan bu salon havasında Chopin de yaşadı. Bu, espri ve zarafetle dolu, muhteşem bir yaşama tarzını aksettiren bir çevreydi. Chopin’in sanatkarlığı o zamanki dünyanın merkezi olan Paris’ten ilham alarak gelişti. Onun her tesire açık harikulade ince ve hassas ruhunda, ihtilal endişelerinin de karıştığı restorasyon devrinin parlaklığı ile vatanındaki durumun sönmeyen acı hatırası birleşiyordu. Balzac, Musset, Meyerbeer, Heine, Liszt ve George Sand gibi şahsiyetlerin yaşadığı o zamanki Paris’te, vücudu kadar ruhu da son derece hasta olan Chopin’in yıldızı parladı ve söndü. Chopin, Schumann gibi tam manasiyle romantik bir sanatkar, fakat yine yaratılış bakımından bambaşka bir şahsiyetti. Besteciliği bunu en açık şekilde gösterir. Pek az eseri istisna edilirse besteciliği tamamen piyanoya hasretmiştir. Piyanodan teshir edici yeni renk ve tınlama imkanları çıkarmış, ayrıca devrinin henüz ulaşamadığı teshirleri bile keşfetmiştir. Filhakika armonilerinin geniş ve zengin ifade sahası, çok farklı üstünlüğünü, bu melodiler ve onların icrasında beliren ritmlerin özel bir serbestlikle tertiplenişi ve nihayet lirik şiire has bir tatlılıktan gelişerek enerji dolu hamlelere kadar yükselen ifade kudreti gibi vasıflarıyla, Chopin’in Fransız müziğinin ancak çok daha sonra varabildiği özelliklerin ilk hatlarını tespit etmek mümkündür. Bu romantik sanatkar, devrin ve geleceğin birbirine karışan esrarlı ışığı altında, milletleri birbirinden ayıran sınırların üstündedir. Buna rağmen derin bir hisle öz yurduna daima bağlı kalmıştır.”
MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, Haziran ayında da yine muhteşem programıyla sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor. MKM’de farklılıklar devam ediyor ve birbirinden değişik oyunlar, sergiler, buluşmalara ev sahipiliği yapan merkezde bu kez bir kumpanya yer alıyor. Mayıs ayında da bu çizgiden bir örnek bulmak mümkün. Düşler Akademisi bünyesinde gerçekleşen yenilikçi projelerden olan Düşler Kumpanyası’nın ilk oyunu ‘Bir Aşk Hikayesi’ne tiyatroseverlere seslendi.
Türkiye Vodafone Vakfı’nın desteğiyle hayat bulan Düşler Akademisi, farklı sanat dallarında verdiği eğitimleri, profesyonel platformlara taşıdı. Düşler Akademisi drama ve dans atölyelerinde eğitim gören öğrenciler tarafından kurulan Düşler Kumpanyası, fiziksel ve sosyal dezavantajlı gençlerin kültür-sanat yoluyla topluma katılımına ve istihdam fırsatları yakalamalarına çok önemli bir örnek oluşturuyor. Düşler Kumpanyası, ilk oyunu ‘Bir Aşk Hikayesi’ni, ilk kez 27 Mayıs 2010 tarihinde, Akatlar Musfafa Kemal Merkezi Gösteri Salonu’nda sergiledi. Beşiktaş Belediyesi’nin de desteğiyle Türkiye Vodafone Vakfı, Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) işbirliği ile fiziksel ve sosyal açıdan dezavantajlı gençlerin hayata katılımlarını kültür sanat yoluyla desteklemek amacıyla kurulan Düşler Akademisi, farklı sanat dallarında verdiği eğitimleri profesyonel platformlara taşımaya devam ediyor. Düşler Akademisi drama ve dans atölyelerinden eğitim gören 14 gencin katılımıyla kurulan Düşler Kumpanyası tiyatro grubu, ilk oyunu “Bir Aşk Hikayesi” ile Mustafa Kemal Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşmuş oldu. Oyun öncesinde ise konuyla ilgili yapılan açıklama ise aynen şöyleydi: “Sanatı, hayatının bir parçası haline getirmek ve birer “sanatçı” olmak isteyen fiziksel ve sosyal dezavantajlı gençler için alternatif bir sahne yaratmak amacıyla kurulan Düşler Kumpanyası; dezavantajlı gençlerin, eğitim aldıkları takdirde sahne sanatlarında da ne kadar başarılı olabileceğini gösteriyor. Düşler Kumpanyası, ilk oyununda en evrensel duygu olan ‘aşk’ı anlatan “Bir Aşk Hikayesi” ile seyirci karşısına çıkıyor. Profesyonel hayatlarında tiyatrocu, dansçı, psikolojik danışman olan gönüllü Düşler Akademisi eğitmenleri tarafından yazılan ve y önetilen oyun, Düşler Mahallesi’nde yaşayan sakinlerin birbirleriyle olan sıcak ve samimi ilişkilerini, şiirsel bir dil ile anlatıyor” Oyun; hikayenin içine yedirilmiş işaret dili çevirileri/diyologları ve özenle yazılmış metni ile tüm fiziksel devazvantajlı gruplara hitap etmesi ile dikkatleri de toplamaya başardı.
Öte yandan Haziran ayında da ünlüler geçiti MKM’de devam ediyor olacak. Dünyaca ünlü sanatçılar unutulmaz saatler yaşatacaklar. 16 Haziran’da Simone Dinnerstein MKM Atilla İlhan Salonu’nda müzikseverleri büyüleyecek. Piyano tutkunlarının yakında tanıdığı sanatçı ile ilgile verilen detaylar ise şöyle: “Amerikan piyanisti Simone Dinnerstein, Bach’ın Goldberg varyasyonlarını seslendirdiği 2005 Carnegie Hall resitalinin ardından uluslararası çevrelerde büyük bir süratle ün kazandı. Simone Dinnerstein, Kennedy Center, Vienna Konzerthaus, Lincoln Center Mostly Mozart Festivali, Aspen, Ravinia ve Stuttgart Bach festivallerine katılımları, Köln, Paris, Londra, Kopenhag, Bremen, Roma ve Lisbon turneleri, Dresden Philharmonic, Czech Philharmonic, New Jersey Symphony, St. Luke, Absolute Ensemble, Baltimore Symphony, Atlanta Symphony ve Minnesota Orkestraları konserleri ile kendisini takip edenlerin başını döndürüyor.”
MKM’de piyano resitali deninde akla gelen bir diğer isim de yakında tarihte Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverler ile buluşan Cristina Ortiz. Sanatçı ile ilgili detaylar ise övgü dolu. Mayıs ayının 12. gününde MKM’de müzikseverlerin karşısındaydı. Ortiz hakkındaki detaylar ise şöyle: “25 yılı aşan konser piyanistliği ve albüm kayıtları, Cristina Ortiz’i dünyanın dört bir yanındaki müzikseverlere kopartılamaz bağlar ile bağladı. Ortiz müziğe adadığı yaşamı boyunca sadece konser ve albüm kayıtları ile yetinmeyerek enerjisini oda müziğinin yaygınlaşmasına ve eğitime ayırdı. Beethoven’dan Bernstein’e uzanan çok zengin repertuarının yanısıra daha az bilinen kompozitörlerin eserlerine de dikkat çekmeyi başaran Ortiz’in bu alanda yapmış olduğu Clara Schumann ve Alma Brasileira albümleri özellikle övgüye değer. . Bugüne kadar 34 albüm kaydetmiş bulunan Cristina Ortiz`in, Brezilya’lı 20. yüzyıl kompozitörlerinin eserlerini seslendirdiği ‘Le Monde’un Seçimi’ ve ‘5 Diapasons’ etiketleri alan son albümü ‘Alma Brasileira’ adını taşıyor.” Ortiz’in MKM’deki programı Chopin’den oluşuyordu.
EN GÜZEL TERAS BAHÇE VE BALKON KİMİN?
En güzel bahçe, en güzel balkon en güzel teras sizinki mi? Öyleyse Beşiktaş Belediyesi’nin yarışmasına katılın, tescillenin… Yarışma ile ilgili detaylar ve yarışma şartları ise şöyle: “Yarışmanın Konusu, Beşiktaş İlçesi Köyiçi Kentsel Bölgesi (Abbasağa, Cihannüma, Muradiye, Sinanpaşa, Türkali, Vişnezade ve Yıldız Mahalleleri) sınırlarındaki “En Güzel Teras / Apartman Bahçesi / Bahçe / Balkon” Konulu Yarışma. Yarışmanın amacı, Beşiktaş Gönüllüleri’nin desteğiyle, Köyiçi Kentsel Bölgesinde yeşil, doğa ve çevre duyarlılığını arttırmak amacıyla, yaşayanları kentimizi güzelleştirmek için teşvik etmek ve bunu geleneksel bir hale dönüştürmek.”
Yarışmaya Katılım koşulları yetkililerce şöyle açıklanıyor: “En Güzel Teras / Apartman Bahçesi / Bahçe / Balkon Benim” diyen tüm amatörlere açıktır. Profesyonel olarak bahçecilik, iç dizayn ya da peyzaj mimarlığı mesleklerinden geçimini sağlayan kişilerin başvuruları kabul edilmeyecek, sadece amatörlerin başvuruları ödül için değerlendirilecektir. Yarışmacıların yarışmaya katılabilmeleri için Nisbetiye Mahallesi Aytar Cad. Başlık Sok. No:1 adresinde Beşiktaş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nden ya da www.besiktas.bel.tr adresinden temin edecekleri “Katılım Formu”nun doldurarak en geç 7/06/2010 tarihine kadar Beşiktaş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne teslim etmeleri gerekmektedir. (Yukarıdaki web adresinden de kayıt yapılabilir.)
Yarışmacılar yarışmaya en fazla 1 kategoride yaptıkları düzenleme ile katılabilirler.
Yarışmaya aday olan mekanlar 8-11 Haziran tarihleri arasında katılımcıya bildirilecek bir saatte jüri tarafından değerlendirilmeye alınacaktır. Mekanlar yarışmanın bitimine kadar hiçbir şekilde bozulmayacak, değişiklik yapılmayacaktır. Yarışmacıların eserlerinin hangi kategoride ele alınacağı, jüri değerlendirmesi aşamasında belirlenecektir. Mekanlar belirtilen başlıklar altında değerlendirilecektir: Estetik – Alanın genel görünüşü, alan kullanımı mevcut alandan maksimum yararlanma, Bitki / mekan uyumu alanında ise bitki başlığında, kullanılan bitkilerin çeşitliliği (endemik bitkiler, mevsimlik çiçekler herdem yeşil türler), bitkilerin aralarındaki uyum (renkler ve doku uyumu), bitki seçiminde gösterilen özen, kullanılan aksesuarlar, seçilen doğal malzemenin mekana uyumu… Yarışma sadece Köyiçi Kentsel Bölgesi (Abbasağa, Cihannüma, Muradiye, Sinanpaşa, Türkali, Vişnezade ve Yıldız Mahalleleri) sınırları içinde yapılacak olduğundan diğer ilçe ya da mahallelerden gelecek başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır.”
Yarışma teras, apartman bahçesi, bahçe ve balkon olmak üzere 4 ayrı kategoride yapılacak.
Değerlendirme jürisinde ise şu isimler bulunuyor: “Pakize Suda, Ebru Umut Çetin (Peyzaj Mimarları Odası Temsilcisi), Kevser Üstündağ (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi temsilcisi), Mimarlar Odası temsilcisi Halil Mert Tayşir, Şermin Aşlak, Ayşe Zeytünlü, Zerrin Bayraktar” Jürinin yapacağı değerlendirme sonucunda 4 kategoride seçilen yarışmacılara ödülleri kategorisinde veriliyor.
“EN GÜZEL TERAS” yarışmasında, Birincisine Kuruçeşme Arena Konser Davetiyesi (iki kişi) İkincisine Dergi Aboneliği (1 yıllık) Üçüncüsüne Mevsimlik Çiçek (1 yıl süreyle) Mansiyon Başarı Plaketi.
“EN GÜZEL APARTMAN BAHÇESİ” yarışmasında ise, Birincisine Masalı Oturma Bankı ve Güneş Şemsiyesi. İkincisine Bahçe Ağacı (ödül kazanan bahçenin peyzaj değerleri dikkate alınarak apartman yönetimiyle birlikte Park ve Bahçeler Müdürlüğünce belirlenecektir.) Üçüncüsüne Mevsimlik Çiçek (1 yıl süreyle) Mansiyon Başarı Plaketi.
“EN GÜZEL BAHÇE” yarışması Birincisine Kuruçeşme Arena Konser Davetiyesi (iki kişi). İkincisine Dergi Aboneliği (1 yıllık). Üçüncüsüne Mevsimlik Çiçek (1 yıl süreyle) Mansiyon Başarı Plaketi.
“EN GÜZEL BALKON” yarışmasında ise, Birincisine Kuruçeşme Arena Konser Davetiyesi (iki kişi). İkincisine Dergi Aboneliği (1 yıllık). Üçüncüsüne Mevsimlik Çiçek (1 yıl süreyle) Mansiyon Başarı Plaketi.
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
‘Belgesel filmler…’
Sanata verdiği kapsamlı destek çerçevesinde belgesel film yapımcılığının gelişmesine de katkıda bulunan Beşiktaş Belediyesi’nin Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte düzenlediği, “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri tüm hızıyla devam ediyor. Mayıs ayının son günlerinde ve Haziran ayının başında da etkinlikler sürüyor ve sanatseverleri kucaklıyor. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri 15.’si 19 Mayıs 2010 Çarşamba günü gerçekleşmişti. Yönetmenliğini Suha Arın’ın yaptığı “Dolmabahçe ve Atatürk” belgeselinin gösterildiği etkinliğin söyleşi bölümüne, yönetmenin kardeşi Reha Arın ve Hasan Özgen katılmıştı. 30 yıl sonra izleyiciyle buluşan belgesel ve belgeselin yönetmeni hakkında ise şu bilgiler paylaşılıyor:
“Belgesel hakkında; Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun batılaşma anlamında mekânsal değişim programının öncülerinden. Bu sarayla Osmanlı yönetimi Topkapı Sarayı’ndan Boğaziçi’ne, Beşiktaş’a taşınır. Bir anlamda “sedir”den kalkan Osmanlı hanedanı “sandalye”ye bu sarayda oturur. Ancak Dolmabahçe Sarayı Osmanlı’nın ilk “dış borçlanmasına” da neden olur. Cumhuriyet’ten sonra Dolmabahçe Sarayı yeni işlevlerle kullanılır. Atatürk, uzun bir aradan sonra geldiği İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda kalır ve Cumhuriyet tarihimizin pek çok ilerici atılımını bu sarayın salonlarında gerçekleştirir. Ancak bir Cumhuriyet kurucusu olarak saraya ilk girişinde verdiği demeç devrimci dönüşümün yönüne de vurgu yapar. “Bu saray, kendisini Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi sayan padişahların değil, gerçeğin kendisi olan halkın sarayıdır.” Suha Arın’ın yönettiği belgesel bu bakışla Dolmabahçe ve Atatürk ilişkisini irdeliyor. 12 Eylül koşullarında yapılan belgesel, aynı dönemin baskıcı koşulları nedeniyle yeterince gösterim olanağı bulamamıştı. Bir anlamda belgesel de 30 yıl sonra özgürlüğüne kavuşuyor… Yönetmen hakkında; Türk belgesel sinemacılığının büyük ustası Suha Arın, Washington D.C. Howard University – Sinema Televizyon Yapımcılığı ve Yönetmenliği bölümünde üniversiteyi bitirdi. The American University – Kitle Haberleşmesi – Hükümet ve Kamu Enformasyonu bölümünde lisans üstü eğitimini tamamladı. 1962’den itibaren Milli Eğitim Bakanlığı – Öğretici Filmler Merkezi için yönetmen ve senaristlik yaptı. 1966 – 1967 sürecinde Amerika’da Capital Film Labs`ta görev yaptı. Amerika’nın Sesi Radyosu Washington Muhabirliği, Uluslararası Sinema TV Merkezi (USIA) ve TRT Washington Muhabirliği, çevirmenlik ve sunuculuğunda bulundu. 1973-1974 sürecinde Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Ankara ve İstanbul’daki çeşitli üniversitelerde sürdürdüğü öğretim görevinde, aralarında günümüzün ünlü yönetmenleri, gazetecileri ve akademisyenlerinin de bulunduğu çok sayıda öğrencinin yetişmesine katkıda bulundu.”
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinemaseverler için gösterimler ise halen devam ediyor. 26 Mayıs Çarşamba günü ise Onat Kutlar Sinema Salonu’nda ‘Rüzgarlı Bahçe’ filmi sanatseverler ile buluştu. Yönetmenliğini Kurtuluş Özgen’in yaptığı filmin detayları ise şöyle: “Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Ankara basınını konu edinen “Rüzgârlı Sokak: Cumhuriyet’in Basın Tarihi”, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları ile öğrencilerinin ortaklaşa çabalarının ürünü. Başkentte bir dönem siyaset nabzının attığı Ulus’ta bulunan Rüzgârlı Sokak, uzun yıllar birçok basın kuruluşuna ev sahipliği yapmıştır. Altın çağında birçok tanınmış gazeteci, yönetici ve çalışan, Rüzgârlı Sokak’ın kaldırımlarını arşınlamış, geceyarıları ayakçı meyhanelerinde içmiş, sabahları parasızlıktan simit ve çayla karınlarını doyurmuştur.”
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde ise Haziran ayında da sinema gösterimi gerçekleşmiş olacak. 2 Haziran’da Hasan Özgen’in yönetmenliğini üstlendiği ‘Gidenler Gelenler Kalanlar’ adlı film sinemaseverler ile buluştu. Filmin konusu ise şöyle aktarılıyor: “Doğa kendi varoluşunu, gelmeler ve gitmeler üzerinden kurgular. Her şey gelir ve gider… Kalanlarsa tanık olanlardır. Gelenlerin, gidenlerin ve kalanların toplamıdır uygarlık mirasımız. Karaman çevresi ve Toroslar, bu bağlamda oluşmuş güçlü bir mirası barındırıyor. Ancak bu harmanı taşıyan ve dillendiren hep “Türkçe” olmuş. Beş bin yıldır Türkçe ile yürüyenler ve Yunus Emre’yi yaratanlar belgeseli şenlendiriyor.”
GREASE MÜZİKALİ SAHNE ALIYOR
Efsaneler Beşiktaş’ta… Broadway tarihinin en sevilen ve en çok sahnelenen müzikali Grease Türkiye’ye geliyor. Grease Müzikali Haziran ayında da sanatseverleiri büyüleyecek. Müzikal, 1 ve 2 Haziran 2010 tarihleri arasında Kuruçeşme Arena’da sahne alıyor.
Adını 50’li yıllarda Amerikan gençlik kültürüne verilen ‘Greasers’ isminden alan GREASE müzikali ilk kez 14 Şubat 1972’de New York’ta Eden Tiyatrosu’nda sahnelendi. 1978 yılına kadar Broadway’de en çok sahnelenen müzikal ünvanını alan, 1987 yılında sinemaya uyarlanan Grease hala Broadway tarihinin en çok sahnelenen müzikali olma özelliğini koruyor.
Müzikal, 50’li yıllarda aşk, gençlik, müziği ve dostluğu müthiş bir koreografi ve müzikal zenginlikle sahneye taşıyor. 1978 yılında başrollerini John Travolta ve Olivia Newton-John’un paylaştığı beyazperdenin unutulmaz filmi Grease’e aktarılan müzikal, o tarihten itibaren popülaritesi asla azalmayan bir pop ikonuna dönüştü.
Dönemin modasına büyük etkileri olan Grease müzikali, Avrupa’dan Uzakdoğu’ya kadar dünyanın 26 ülkesinde sahnelenmiş, devam bölümleri yazılmış, soundtrack ve dvd’leri milyonlara varan satış rakamlarına ulaşmıştı.
2007 yılından beri Londra’da tekrar sahnelenmekte olan Grease gösterilerin tamamına yakını kapalı gişe oynamaktadır. 2003 Aralık’ta dünyada şimdiye kadar sergilenmiş en iyi müzikal seçilen Grease 1993 yılında Londra’daki ilk gösteriminden bu yana, sadece Londra’da 10 milyon izleyiciyle buluştu.
Grease müziali hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1972- 1980 yılları arasında tam 3.388 kez sahnelendi. 1973 yılında henüz tanınmayan bir aktör olan Richard Gere Londra’da sahnelenen Grease müzikalinde başroldeki Danny Zuko’yu oynadı. Aynı rolü daha sonra müzikalin şu anda co-producer’u olan Paul Nicholas Richard Gere’den devraldı. 1973 yılında İngiliz şarkıcı Elaine Page Sandy rolüyle Paul Nicholas’a eşlik etti. Grease’in 20. yıl kutlamaları nedeniyle 1998 yılında dijital olarak yenilenmiş bir şekilde yeniden gösterime girdi ve yeniden haftalarca gösterimde kaldı. 2003 yılında Paramount Home Entertainment tarafından Grease’in 25. yıldönümü şerefine Grease DVD’si yayınlandı. Ve tüm dünyada 750.000 kopya ile şimdiye kadar ki en büyük DVD satışını gerçekleştirdi. 2004 yılında Londra turnesine çıkan Grease yeni rekorlar kırmaya devam etti. İlk haftada en fazla izleyici rekoru, 12 yıldan bu yana oyuna 7 hafta kala biletleri sold out olan ilk oyun rekoru.”
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ
Beşiktaş Belediyesi kültür sanat etkinlikleri Ortaköy Kültür Merkezi’nde de tüm hızıyla devam ediyor. Haziran ayında da yine birbirinden değişik oyunlar tiyatroseverleri bekliyor olacak ama yaz aylarının ilkinde çocuklar tiyatroya doyacak, neşeli vakitler geçirecekler. Afife Jale Sahnesi’nde oynanacak oyunlardan bir tanesi de Probil Amatör Tiyatro Topluluğu tarafından TOÇEV yararına bir oyun sergilenecek…
Müjdat Gezen ve Kandemir Konduk’un yazdıkları “Artiz Mektebi” oyununu Hakan Bilgin yönetmenliğinde Afife Jale Sahnesi’nde sergileniyor olacak… Oyunun gelirinden ise Toçev’in “Bir Şey Değişir Her Şey Değişir” kampanyası kapsamında, maddi imkansızlıklarla uzak coğrafyalarda eğitim almaya çalışan çocukların eğitim ihtiyaçları karşılanacağı duyuruluyor. 26 Mayıs tarihinde de sahne diyen oyun, 1 ve 2 Haziran tarihlerinde Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sergilenecek…
Bir başka oyun ise, haber kabaresi.. Acaba nasıl bir oyun çıkarıyorlar dedirtircesine farklı bir oyun daha yine Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde… Haziran ayının ortalarında sahne diyecek oyunun ismi ise ‘Mesut Yar ile Bir Haber Kabaresi’… Oyun tanıtımlarında göze çarpan detaylar ise şöyle: “Bir Haber Kabaresi Budur… Dünyada ilk kez denenen bu özgün Uyan Türkiye formatı,haberlerden yola çıkarak “güldüşündüren” bir oyun olarak kaleme alınmıştır. Kainatın her yerinde haber kılığında komediler oynanır ve biz bunlara gülemeyiz. Uyan Türkiye televizyondan sahneye ışınlanıyor ve haberdeki komediyi arıyor. Yakından bakıldığında bir trajedi olan hayata, uzaktan bakıp katıla katıla gülüyor. Mesut Yar anlatıcı oluyor, tiyatro sahnesinde haber sunuyor. Ama bu kez haberin kendisi de bizzat sahnede canlanıyor. Bazen Başbakan oyuna barkovizyondan bağlanıyor, bazen haber o anda sahnede yazılıyor. İnsanı insana insanla anlatan tiyatro sanatı, insanın insana insanla yaptıklarını ağzı açık izliyor… İki perdelik oyunda Türkiye’nin hikayesi, skeçlerle, müzikle, resimli haber tarihi ile anlatılıyor. Kendi komedisine, Google Earth’-ten bakıp sırıtmak isteyenlere… Çok yakında…”
Öte yandan Mayıs ayı da Ortaköy Kültür Merkezi’nde dop dolu geçti… Mayıs ayı programı içinde kültür sanat etkinlikleri kapsamında dikkat çeken oyunlar ve etkinlikler ise şöyleydi:
“15/28 Mayıs 2010 tarihinde farklı konseptiyle ‘Meyhanede adlı tiyatro oyunu Saat: 20:30’da, 18 Mayıs 2010 tarihinde ‘Örnek Suçlar’ adlı tiyatro oyunu yine aynı saatte, 21 Mayıs 2010 tarihinde ‘Lady Macbeth’ adlı oyun, 22 Mayıs 2010 tarihinde de ‘Bir ofis gecesi rüyası’ tiyatro oyunu saat: 20:30’ta ve miniklere özel olarak 27 Mayıs 2010 tarihinde ‘Açelya Azbar Çocuk Korosu’nun konseri Saat: 20:00’te sanatseverler ile buluştu.
RIHANNA KURUÇEŞME ARENA’DA SAHNE ALACAK
R&B ve Pop müziğinin dünyaca ünlü sesi, Amerikan Müzik Ödülleri, Grammy, MTV Müzik ödülleri ve daha birçok uluslararası müzik ödülü sahibi Rihanna, Beşiktaş’ta Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle buluşuyor… Rihanna, Last Girl on Earth turnesi kapsamında, Türkiye’de ilk kez sahne almış olacak…
1988 yılında doğan ve kısa müzik kariyerine “Music Of The Sun”, “A Girl Like Me”, “Good Girl Gone Bad” ve “Rated R” adlarıyla 4 albüm sığdırarak dünya çapında 12.000.000 albüm satışıyla rekorlar kıran Barbadoslu sanatçı “Billboard Top 100” listesinde 6 tane şarkısıyla 1 numara oldu. En son şarkısı “Rude Boy” listelerde halen bir numarada yer alıyor.
3 Haziran 2010’da BKM ve MAP işbirliğinde Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu olarak tanımlanan Turkcell Kuruçeşme Arena’da Bonus Card’ın 10. yılı şerefine sahne alacak Rihanna; Beşiktaş’ın göbeğinde performansı, muhteşem kostümleri ve birbirinden değişik showlarıyla Türk seyircisine unutulmaz bir gece yaşatacak…
İstanbul Valisi
Güler veda etti
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevine atanan Vali Güler veda etti. 31 Mayıs’ta görevini törenle yeni Vali Hüseyin Avni Mutlu’ya devreden Muammer Güler’in İstanbul’daki görevi 7 yıl 3 ay sürdü. Güler, nerede görev verilirse orada olacağını söyledi.
Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları
Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin bu yıl üçüncü kez düzenlediği “ Türkiye’nin Tansiyonunu Ölçüyoruz” kampanyası kapsamında Hipertansiyon TIR’ı Beşiktaş Meydanı’nda ölçüm yaptı. Etkinliğe sevilen rock grubu Gripin’in de katıldı.
İstanbul Boğaz’ı lodosa teslim oldu!
Kılıçdaroğlu’nu değerlendirdiler
Radyo Beşiktaş, Kurultay günü kesintisiz Ankara’dan canlı yayın yaparak bir ilki daha gerçekleştirdi. Tüm gelişmeleri anında Beşiktaşlılara duyururken, canlı bağlantılarlada görüş aldı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal canlı yayında “Beşiktaş yerel seçimlerde nasıl birinci parti çıktıysa, yeni Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte genel seçimlerde de Türkiye’de birinci parti çıkacağız” dedi.
Öte yandan, Radyo Beşiktaş ve Gazete Beşiktaş muhabirleri bir hafta boyunca tüm mahalleleri dolaşarak yüzlerce görüş aldı. İşte bunlardan bir kaçı…
Abdulkadir Akan: CHP’deki tek isim Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Tabiki genel başkan olacaktı. Çokta iyi oldu bence… CHP ileride daha ataklar yapacaktır sanıyorum. Kılıçdaroğlunu iktidarda görmek istiyoruz. Kılıçdaroğlu dürüst ve devamlı dürüst olacağı kanısındayız. Bu dürüstlüğün yanı sıra bir ataklık da olması lazım.
Süleyman Köseoğlu: Kılıçdaroğlu’nun çok başarılı olacağına inanıyorum. Arkasında büyük destek var. Halkın içinden gelen bir adam olduğu için onların dertlerini anlıyor. Zaten daha önce yaptığı şeyler var. Yolsuzluk dosyaları ile bir çok yolsuzluk yapan milletvekillerini istifa ettirdi. İşsizlik fonundan GAP’a ayırdığı parayı da açıklamasını istiyor. Kılıçdaroğlu’nu iktidarda görmek çok istiyoruz. Fakirler gittikçe daha çok fakirleşiyorlar. Kılıçdaroğlu bunlar için bir ümittir. Bekletilerimiz şöyle, daha ulusalcı bir dış politika izlemesi ve yurt içinde de daha çok işçiye, emekliye köylüye yönelmesi.
Orhan Çörüz: Türkiye için, Kemal Bey gayet iyi bir seçim oldu. Dürüst bir insan. CHP’yi iyi kucaklayacağını, halktan gelen birisi olduğunu düşünüyorum. CHP ve bizim için çok iyi olduğunu düşünüyorum. İktidarda görmek isterim. En azından yolsuzluk ve işsizliğe bir çare bulmasını istiyorum.
İzzet Kement: Belli bir sosyal demokrat düşünceli olarak çok memnunuz ve çok mutlu olduk. Bizim için hayal ettiğimiz bir dünya gerçekleşeceğine inandığımız bir geleceği bize vaad edeceğine inanıyoruz. İktardar konusu için de, zaten hazırlık o, düşünce o, fikir o… Başka ne diyebiliriz ki.. Tabi ki iktidarda görmek isteriz. Beklediklerimiz, vaad ettiklerini yapsın yeter. Biz onları istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz.
Ferhan: CHP Genel Başkanlığı’na Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinden çok mutluyum. Zaten beklenen bir isimdi. Kamuoyunun istediği bir başkandı. CHP’nin yolunun açık olduğunu düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’nu iktidarda görmek isteriz. Muhtemelen ilk seçimlerde iyi bir oyla tek başına iktidar olabilecek CHP… Şu anda belirli sorunlar var. İşsizlik gibi… Yolsuzluk gibi… Bu sorunların çözülmesini isterim.
Senahattin Şenay: Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması hem CHP, hem sosyal demokrat, hem demokratlar için, hem de ülke için hayırlı bir seçim olmuştur. Çünkü Kılıçdaroğlu bugüne kadar sosyal demokratların çıkartamadığı sesi, uyuşuk geri kalan sesin aydınlık bir güneşi olacaktır. Bu değişim son derece olumlu. Kılıçdaroğlu’nu iktidarda görmek isterdim. Neden, bir kere Kılıçdaroğlu halktan biri. Gerek görüntüsüyle gerekse söylemleriyle samimi bulduk.
Kürşat Karakuş: Şu andaki ülkedeki tek parti ve tek düzen var. AK Parti’nin almış olduğu oy azalmaz. Ama etkilenir. Kılıçdaroğlu gelse bile, tek başına iktidar olamaz. Kılıçdaroğlu’nu iktidarda görmek isterim. Neler yapacağını anlatmalı. Şu anda ana muhalefet ne demek? Muhalefet edebiliyor olmak demek. Şu anda hiç bir tanesi muhalefet edemiyor ki. İstedikleri kanunu çıkartmıyorlar mı… Beklentim ağır bir muhalefet yapacak, o kadar. Sadece düşüncelerini söyleyecek, etki edemeyecek, öyle kalacak bence… AK Parti tekrar iktidar olur.
Zeynep Ayanoğlu: Ben çok olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. CHP yeni bir soluk kazandı. Daha iyi bir muhalefet daha güçlü bir muhalefet olabilir. AKP’nin faaliyetlerini daha iyi denetleyen ve Türkiye için daha olumlu bir gelecek sağlayan durum oldu. Ben Kılıçdaroğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmasını çok olumlu görmüştüm ama Başbakan olabilir mi bilemem. Daha doğrusu liderlik ayrı bir şey…
Osman Kalkan: Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olması çok hayırlı olacaktır. Kendisini iktidarda görmek isteriz, destekleyeceğiz. Bilakis çalışacağız. Söylemlerinin arkasında duracak bir karakterde, yapıda olan çok temiz, dürüst birisi olduğu için bizlerin de desteğiyle söylediklerini yapacağına inanıyoruz.
Taner Kaplan: Kılıçdaroğlu yeni bir soluk, daha iyi şeyler olacak diye düşünüyorum. İktidarda görmek isteriz. Bize gerçek anlamda dürüst, çalışabilecek biraz daha demokrasiyi oturtabilecek bir insan olarak görüyorum kendisini… Yolsuzluklar oldu. Halkın durumu içler acısı. Bunların üstüne gider somuta indirgerse çok daha güzel şeyler olacağını düşünüyorum.
Selçuk Yılmaz: Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasına sevindim. İyi de beklentilerimiz var. İnşallah onlar da olur. İktidarda görmek isteriz. Oraya geldiyse iktidarda da olması lazım. Bir esnaf olarak çok beklentimiz var ama herkes her beklentiyi alamıyor. İşsizlik konusu üzerine gidilsin istiyoruz.
Hüseyin Arslan: Bekliyorduk böyle bir şey olmasını… Kılıçdaroğlu’nu ben şahsen destekliyorum. Mutlu oldum. CHP olarak bir kan değişikliğine ihtiyaç vardı. Sevindim. İktidarda mutlaka görmek isterim. İşsizliğe bir çare bulunması gerekiyor, bu piyasaların sıkışıklığının bir an önce giderilmesi gerekiyor.
Ahmet: Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok şeyler yapacağına inanıyorum. Beklentimiz var, inşallah çok başarılı olacaktır. İşsizlik konusu üzerine gidilsin istiyoruz. Tarımda ekonomide hiçbir canlanma yok. Başarılı muhalefet yaparak bu konuların üstüne gitsin.
Hatice Kocaman: Çok sevindik, inşallah değişik şeyler uygularlar da bu milleti bu fakir fukarayı kurtarırlar. Umudumuz var. Kılıçdaroğlu’nu iktidarda görmek isteriz. Güveniyoruz ona…
Ruhsan Keser: İyi oldu memnunum. Sempatik, hoş, halkçı buluyorum. Dürüst buluyorum. Ben şahsen kendi adıma sevindim. Çok şey bekliyorum. Ekonominin düzeleceğini hissediyorum. Bence iktidara gelirse Türkiye’yi güzel şeyler bekliyor.
SPOR HABERLERİ
KARA KARTAL’IN İSTİKRAR TABLOSU
Beşiktaş’ta, Turkcell Süper Lig 2009-2010 sezonunda en çok forma giyen futbolcular sıralamasında yabancı oyuncular başı çekti.
En istikrarlı futbolcular sıralamasında ilk 3’e yabancı oyuncular girerken, Tomas Sivok, 2712 dakika ile Beşiktaş’ta ligin ilk yarısında en çok forma giyen futbolcu oldu. Çek futbolcu, ligdeki 34 maçın 30’unda forma giyerken, bunların 29’unda da sahada 90 dakika kaldı. Sivok’u, Alman futbolcular Michael Fink ve Fabian Ernst izledi. Fink 2473, Ernst ise 2329 dakika sahada kalarak, Siyah-Beyazlıların ilk yarıdaki istikrar abideleri oldu.
Türk futbolcular içinde ise en çok forma giyen ise kaleci Rüştü Reçber oldu. 25 maçta oynayan Rüştü, sahada 2150 dakika kalırken, Ekrem, İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez deneyimli kaleciyi izledi.
Sezon başında 8.5 milyon euro bonservis karşılığında Gaziantepspor’dan transfer edilen Rodrigo Tabata ise geçen sezon hayal kırıklığı yaşattı. Tabata, 16 maçta forma giyerken, sadece 3 kez 90 dakika oynadı ve 809 dakika sahada kaldı. Bu arada, geçen sezonlarda daha çok forma şansı bulan Mert Nobre, bu sezon hem yaşadığı sakatlıklar, hem de formsuzluğu nedeniyle fazla oynayamadı. Nobre, ancak 945 dakika sahada kalabildi. Beşiktaş’ta 2009-2010 sezonunda toplam 26 futbolcu forma giydi. Genç futbolculardan Atınç Nukan ile Cumali de Siyah-Beyazlıların son haftalarda şampiyonluk şansını yitirmesinin ardından forma şansı bulan futbolcular oldu.
Kara Kartallar’da geçen sezon başında transfer edilen futbolcular içinde Alman Michael Fink en çok forma giyen oyuncu oldu. Fink’in ardından Ferrari, Nihat, İsmail, İbrahim Kaş, Tabata, Erhan Güven ve Rıdvan Şimşek yer aldı.
Beşiktaş, 2009-2010 sezonunda sakatlıklar nedeniyle çok sayıda futbolcusundan bazı maçlarda yararlanamadı. Son haftalarda sahaya 18 kişilik kadro çıkarmakta güçlük çeken Beşiktaş’ta Mert Nobre, Filip Holosko, Rüştü Reçber, Matteo Ferrari, Ekrem Dağ, İbrahim Toraman, Hakan Arıkan ve Rıdvan Şimşek geçen sezon yaşadıkları kırıklar nedeniyle takımlarını yalnız bırakmak zorunda kaldı.
Geçen sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden ve gruptan çıkmayı başaramayan Beşiktaş’ta, Avrupa maçlarında en fazla forma giyen oyuncular Matteo Ferrari ile İbrahim Kaş oldu. İki futbolcu da UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynanan 6 maçta da sahada 90’ar dakika kaldı. Siyah-Beyazlılarda Avrupa’da toplam 22 futbolcu forma giydi. Avrupa’da Rıdvan, Erkan, Korcan ve Necip forma şansı bulamadı.
TÜM SPOR YAZARLARI HER GÜN
RADYO BEŞİKTAŞ’TA BULUŞUYORUZ
Radyo Beşiktaş’ın canlı yayın konuğu bu hafta Güven Taner idi… Yılların usta gazetecisi Güven Taner, Radyo Beşiktaş dinleyicileri ve Gazete Beşiktaş okuyucuları için Beşiktaş’ı değerlendirdi. İşte Taner’in söylediklerinden özetler:
SORUNLU BİR SEZONDU
Beşiktaş bu sene sorunlu bir yıl geçirdi. Özellikle savunmasında başarılı olmasına karşın, orta alan organizasyonlarını iyi yapamadı. Hücuma hızlı çıkamadı. Hücuma çıktığı zaman topu iyi kullanamadı, yaratıcılıkları yoktu, topu vuruş becerileri kıttı. Onun için az gol atan ama zor gol yiyen bir ekip durumundaydı. Fakat ne kadar zor ve az gol yerse yesin, yeterince atamadığından bu yılı dördüncü kapamak zorunda kaldı Beşiktaş…
HAKEM HATALARI DA VARDI
Ligin akışı içinde bazı hatalar da oldu, özellikle hakem hataları… Hem Beşiktaş aleyhine olan hakem hataları hem rakiplerin lehine olan hakem hataları vardı. Bunlar, Beşiktaş’ın aleyhine yansıdı. Söz gelimi, Trabzon, Fenerbahçe ve Sivas maçlarında hakem hataları olmasa Beşiktaş o maçlardan 7 puan daha çıkarabilirdi. Ligi ya ikinci ya da birinci bitirirdi.
Beşiktaş konumuz olduğu için Beşiktaş’a yansıyan hakem hatalarından söz ediyorum. Diğer takımlların maçlarında da aynı olayları yaşadık yoksa. Beşiktaş’ın dördüncü olmasında bu neden de vardır.
SAĞLIKLI TRANSFER ŞART
Takımın iyi yola girmesi ve aksaklıkları gidermenin yolu özellikle transferi sağlıklı yapabilmekten geçiyor. Örneğin; Beşiktaş’ın takım savunması için adama ihtiyaç yok. Kalecileri yeterli. Rüştü de, Hakan da… Ferrari, Sivok, Toraman da, İbrahim Üzülmez, İsmail, Ekrem… Bütün bu oyuncular da yeterli. Onların önünde oynayacak Fink ve Ernst hatta Fink’in biraz daha iyisi de alınabilir. Ondan sonrası hani derler ya sonrası yufka… Bu Beşiktaş’ın takım savunmasını becermesini sağlayan adamları var ama o savunmadan hücum moduna geçen yani, birden rakip kaleyi zorlamayan, bunun organizasyonunu başlatan adamlar yok. Savunma oyuncuları topu kazandığında, takım olarak, hücum yeterince başarılamıyor. Çok yavaş kalıyorlar. Rakip savunma yerleştikten sonra hücuma gidiliyor. Bunun giderilmesi lazım. Yavaş olunca birde yaratıcılığınız olmayınca pozisyon üretemiyorsunuz. Ayrıca, yeterli vuruş becerisi de yok. Bu saydığımız eksikleri giderecek transferler yapılması lazım. Ben diyemem ki şu oyuncu gelsin bu oyuncu gitsin… Beşiktaş’ın elinde 11 tane yabancı oyuncu varken ben filan yabancı gelsin dersem, bu mantığa aykırı bir şey… Evvela onların çözümlenmesi lazım.
KARAR ALMAK VE UYGULAMAK YÖNETİMİN İŞİDİR
Beşiktaş yönetiminin bu ana fikirden çıkarak kendine bir kadro planlaması yapması lazım. Kimleri gönderip kimleri alırsam bu futbolu daha tempolu çağdaş daha yaratıcı oynayabilirimin yanıtlarını bulacaksınız. Örneğin; santrofor alacaksanız ki bu büyük bir ihtiyaç. Orta saha adamı alacaksanız ki büyük ihtiyaç… Bunlar için birkaç tane aday saptayacaksınız. Kesenize uygun olanını alacaksınız. Mesela Querasma’dan söz ediliyor. Gidip pat diye koparıp geleceksiniz ya da bu kadar çok sözünü etmeyeceksiniz Varsayalım ki aldınız, oyun karakterine futboluna baktığınız zaman Beşiktaş’a içinde birden bire yararlı olamayacağını da görürsünüz. Neden çünkü onunla uyum içinde hücuma girecek oyuncular yok Beşiktaş’ta… Çabuk hücuma çıkan topu çabuk ve doğru kullanan adamlar lazım. Bir de Delgado’ya değineyim. Oynarken de yararlı bir oyuncu olduğunu düsünmüyordum ki, bir yıl sonra futbol oynamamış, ne hale gelecek sormak lazım.
AVRUPA ARENASI FARKLIDIR
Şu mevcut kadrosuyla sezonun son döneminde oynadığı futbolla Beşiktaş ilk oynayacağını düşünüyorum. Turu geçebilir, çünkü oraya düzeyi çok düşük takımlar gelecek. Ama ondan sonraki turda işler zorlaşır. isteksiz uçuk, pasif oyununu sürdürürse o turdan gruplara kalma sorunu bile yaşayabilir.
TFF olayı
ciddiye almadı
Futbol Federasyonu (TFF), Fenerbahçe Kulübü Başkan Aziz Yldrm ve Beşiktaşl kaleci Rüştü Reçber’in, etik kurula sevk edildikleri haberlerinin doğru olmadğn bildirdi.
Futbol Federasyonu’ndan yaplan açklamada, ”Baz yayn organlarnda Fenerbahçe Kulübü Başkan Aziz Yldrm ve Beşiktaş takm oyuncusu Rüştü Reçber’in, TFF Etik Kurulu’na sevk edildikleri haberleri yer almaktadr. Bu haberlerin gerçeği yanstmadğn ve böyle bir sürecin olmadğn önemle belirtmek isteriz” denildi.
Tek frikik golü Tello’dan geldi
Turkcell Süper Ligi 2009 – 2010 sezonunda serbest vuruşlardan toplam 17 gol atıldı. Şampiyon Bursaspor 3 kez frikikten gol bulurken, Beşiktaş sadece 1 gol atabildi. Kara Kartal’ın frikikten attığı ilk ve tek golü Tello kaydetti. Beşiktaş’ın Şilili futbolcusu Tello, Antalyaspor önünde serbest atıştan golü buldu. İlk devrede oynanan maçta Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu ödülünü alan Tello’nun frikikten attığı gol mükemmeldi.
“Bu sene beni pas geçin bir yere gitmiyorum”
Ailesiyle birlikte tatile çkan Bobo gazetecilere seslendi: “Her transfer döneminde gündemde oluyorum. Ne olur bu yaz beni pas geçin. Çünkü seneye de kesin Beşiktaş’taym.”
Kara Kartal’n hayal krklğ yaşadğ bu sezon takmn en golcü oyuncusu olan Bobo ailesiyle birlikte Brezilya’nn yolunu tuttu. Sambac uzun yolculuk öncesinde, gazetecilerle de vedalaşt ve çarpc açklamalarda bulundu. Her transfer döneminde takmdan ayrlacağ yönünde çkan haberleri hatrlatan golcü futbolcu, “Hep gündemde ben oluyorum ve her sene bir yerlere gidiyorum. Teklifler gelebilir, ancak kesin olan şu ki, seneye de burada olacağm. Tatilim bitince geri döneceğim ve kulübümün başars için mücadeleye kaldğm yerden devam edeceğim. Tek hedefimiz gelecek sezonki şampiyonluk olacak” ifadesini kulland. “Önümüzdeki sezon daha fazla gol atmaktan başka düşüncem yok” diyen Bobo, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiçbir yere gitmiyorum, sözleşmem bitene kadar da Beşiktaş formas giyeceğim. Zaten menacerimle de bu konuda görüştüm. Türkiye’yi seviyorum, kulübümü seviyorum. Uzun yllar burada kalmak amacndaym. Sözleşmemin son gününe kadar takmmda kalacağm. Bu yaz beni pas geçin. Gelecek yl çok daha iyi olacağm ve transferden çok gollerimle gündemde kalacağm.”
Ekrem Dağ tatilini çalışarak yapıyor
Yaşadğ ciddi sakatlk nedeniyle uzun süredir takmdan ayr kalan Beşiktaş’n gurbetçi yldz Ekrem Dağ, tatili de boş geçmiyor. Tecrübeli futbolcu tatilde de çalşp, kampa kadar hazr duruma gelmenin planlarn yapyor. Sağlk ekibinin kendisine verdiği özel egzersiz programn aksatmayan Ekrem, 20 Haziran tarihine kadar Avusturya’da çalşacak ve ailesiyle birlikte zaman geçirecek.
Kartal’ın en hırçın oyuncusu: Ernst
Beşiktaş’ın en hrçn ismi Fabian Ernst oldu. Alman yldz, ligde bu sezon 2 krmz, 3 de sar kart görürken, kart cezas nedeniyle takmn 2 maçta yalnz brakt. Bu sezon toplam 4 krmz kart gören Kartal’da Ferrari ve İ. Toraman da krmz kart gören diğer futbolcular oldu. Sivok, geçen sezon olduğu gibi bu sezon da kart gören oyuncular içinde üst sralarda yer alrken, 6 kez sar kartla cezalandrld.
Toraman: “Maç
satacak adam mıyım?”
Beşiktaş’ta Bursa maçında yenilen iki golden sonra sert eleştiriler alan İbrahim Toraman’ı adeta çıldırtılar. Milli Takım’la ABD’ye gidene kadar telefonu hiç susmayan, sokakta görenlerin bile hesap sormaya kalktığı Toraman, “Bu tür çirkin iddiaları ortaya atanların Allah’a havale ediyorum” dedi.
Taze para aranıyor!..
Lisans için 14 milyon TL’lik vergi borcunu son anda ödeyen Beşiktaş’ta şimdi de futbolculara olan borç ve yeni transferler için taze para arandığı belirtiliyor. Bu nedenle sponspor ve yeni kaynaklar araştırılıyor.
BEŞİKTAŞ’TAN YUSUF’A VEFA
Beşiktaş, ‘kolit’ hastalığı ile mücadele eden tecrübeli futbolcusuna sahip çıktı. Hiçbir maçta oynamasa bile 35 yaşındaki yıldızın sözleşmesi feshedilmeyecek. 2 ay önce yeni imza atan Yusuf Şimşek’e 500 bin TL garanti parası da ödenecek. Yeni sezon öncesi kadroda ciddi bir revizyon yapıp birçok oyuncusuyla yollarını ayırmaya hazırlanan Beşiktaş talihsiz bir hastalığa yakalanan tecrübeli oyuncusu Yusuf Şimşek’e ise sonuna kadar sahip çıkma kararı aldı. Siyah-Beyazlılar’ın geçen yıl hem şampiyonluğu hem de Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanmasında büyük rol oynayan ancak bu sezon beklenen performansından uzak kalan 35 yaşındaki yıldızın bir süredir ’kolit’ hastalığı ile mücadele ettiği ortaya çıkmıştı. (Muzaffer TOPAL)
‘KIRMIZI FORMA İSTİYORUZ’
Ligi 4. sırada bitirerek sezonu erken açacak Beşiktaş’ta taraftarlar, takım gibi formaların da erken beğeniye sunulmasını istiyor. Siyah-Beyazlı taraftarların talepleri bununla da sınırlı değil. Bu yıl hazırlanan formalardan memnun kalmayan Beşiktaşlılar, gelecek sezon için özellikle kırmızı forma konusunda ısrarcılar. Taraftarlar ayrıca Beşiktaş’ın Metin-Ali-Feyyaz dönemini çağrıştıran beyaz forma-siyah şort kombinasyonunun da mutlaka üretilmesi gerektiğini savunuyor.
Çarşı Aziz Yıldırım’a karşı!..
BEŞİKTAŞ taraftar grubu “Çarşı” Aziz Yıldırım’ın şaibeyle suçladığı Rüştü’ye sahip çıktı. Çarşı, “Kendisine, kaybettiği zaman kaybettiğini ve hatalı olduğunu kabullenmenin de büyüklük olduğunu hatırlatacağız” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Biz kalemizi de kalecimizi de korumasını biliriz” sözleri kullanıldı.
‘Transferler çabuk bitmeli’
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Başkan Yıldırım Demirören’den Haziran ayının 15’ine kadar transferlerin bitirilmesini istedi. Sezonu erken açacaklarını söyleyen Denizli, “Geçen sezon yaşadığımız sıkıntıları yine yaşamak istemiyorum. Sezon açılışında tüm transferlerin bitmiş olmalı” diye konuştu. Başkan Demirören’de, Denizli’ye isteğinin yerine getirileceğinin sözünü verdi. 20 Haziran’da sezonu açacak olan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nde 2. ön eleme turundan katılacak ve gruplara kalmak için 3 ön eleme geçecek. 2. ön eleme turunda ilk maçlar 8 Temmuz’da, rövanşları 15 Temmuz’da oynanacak.
OKUYUCU
HABERİ
Gazete Beşiktaş bu sayıdan itibaren okuyucu mektupları ve okuyucu haberi adı altında yepyeni bir bölüm açıyor. İlk haberimiz Beşiktaş Köyiçi’nde kuyumculuk yapan Abdurrahman Yel’den geldi. Özyel Kuyumculuğun sahibi Yel, daha çocukken Rıza ve Şifo Mehmet’le çektirdiği fotoğrafları Gazete Beşiktaş’a göndererek ne kadar iyi bir Beşiktaşlı olduğunu adeta kanıtlarken, bu iki futbolcuyla tekrar biraya gelmenin en büyük dileği olduğunu söyledi.
Bursa’yı şampiyon yaptı kıymete bindi
Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra Bursaspor’la anlaşan ve 2009-2010 sezonunda Timsahları şampiyon yapan Ertuğrul Sağlam’a methiye düzüyorlar. Şampiyonluğun ardından görüş alınan Onursal Başkan Süleyman Seba, “Bizden yetişmiş bir değerin Anadolu kulübüne bu onuru yaşatması muazzam bir olay derken”, eski yönetici Hasan Arat, “Biz kaybettik Türkiye kazandı”, Murat Aksu, “Yönetim istifaya mecbur bıraktı”, Divan Kurulu eski Başkanı Şeref Nasır, “Haketmediği şekilde gitti” şeklinde konuştu.
Hangi proje doğru?
İnönü Stadı’nın projesi yine değişti mi? Önce çağdaş ve uzay üssünü andıran bir proje sunan yönetiminin şimdi de tarihi bir projeyle izin almaya çalıştığı iddia edildi. Yaplan projeye göre, Beşiktaş’n yeni stadnn Dolmabahçe Saray ve İnönü Stad’nn çevresinde bulunan yaplarn tarihi dokularna uyum göstereceği belirtilirken, yeni stadn dş görünümünün İtalya’nn başkenti Roma’da bulunan tarihi “Kolezyum (Colosseum)” Amfitiyatrosu’nu andracağ öğrenildi. Antlar Kurulu’ndan yeni stat için izni bir türlü alamayan Beşiktaş Kulübü’nün, 2008 ylnda kamuoyuna tanttğ projeyi iptal ederek yeni bir proje hazrladğ öğrenildi. Bu iddialar üzerine eski yönetici İlhan Durusoy “Bu yeni değil eski bir proje” dedi. İddialar ve açıklamalar üzerine kafalar iyice karıştı.
Nobre sıkıntı yarattı
Beşiktaş yönetiminin, yılda 2.5 milyon euro alan Nobre’den yeni sezonda indirim istediği, ancak bu oyuncunun teklife sıcak bakmadığı iddia edildi. Geçen sezon en yüksek ücreti almasına rağmen kulübede adeta pas tutan Nobre’nin bu tavrı soğuk duş etkisi yarattı. Nobre ile yol ayrımına gelen Beşiktaş’ın önümüzdeki günlerde nasıl bir karar alacağı camia tarafından merakla takip ediliyor.