Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’nın 24 Nisan’da yapacağı açıklamayla ilgili, ”Daha önce de zaten açıklamamı yaptım. Böyle bir şeyi şahsen ben beklemiyorum. Gerekli mesajlar zaten karşılıklı olarak alınmıştır diye düşünüyorum” dedi. Erdoğan, ”Piri Reis’ten Katip Çelebi’ye Osmanlı Haritaları” konulu serginin açılışında gazetecilerin ABD’deki temaslarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, ”24 Nisan konuşmasından ne bekliyorsunuz” sorusu üzerine, ”Daha önce de zaten açıklamamı yaptım. Böyle bir şeyi şahsen ben beklemiyorum. Gerekli mesajlar zaten karşılıklı olarak alınmıştır diye düşünüyorum” dedi.
Erdoğan, ”Her zaman üçüncü ülkelerin Türkiye ile Ermenistan arasına girmemesini ve yasa tasarılarının kabul edilmemesini istiyorsunuz. Obama’ya bu konudaki tavrınızı net ilettiniz mi” sorusuna ”Her zaman söylediğim neyse aynısını ilettim. Tayyip Erdoğan’ın bir huyu vardır. Kapının önünde başka, kapının arkasında başka konuşmayı hiç sevmez. Gizli ajanda hiç taşımam yanımda. Her şeyim açıktır. Siyaseti böyle yapmayı öğrendim. Bu süreci devam ettiriyorum, ettireceğim” yanıtını verdi.
”Obama size net bir yanıt verdi mi? Siz bu kadar net konuşunca Obama size net bir yanıt verdi mi” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, ”Göreyim Mevlam neyler. Neylerse güzel eyler” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye’nin karşı tarafa hafıza kayıplarını dayatma gibi bir derdi bir sıkıntısı yok. Ama aynı şekilde diğer ülkelerin de Türkiye’ye kendi hafıza kayıplarını dayatma gibi bir anlayışı olamaz” dedi.
”Piri Reis’ten Katip Çelebi’ye Osmanlı Haritaları” konulu serginin açılışında gazetecilerin ABD’deki temaslarına ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir soru üzerine, dün Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile 1,5 saat süren bir görüşme yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:
”Bu görüşmede şu ana kadar devam eden süreç, 1 hafta kadar önce Dışişleri Bakanlığı müsteşarını özel temsilci olarak Ermenistan’a göndermiştim. O metindeki detaylar üzerinde karşılıklı müzakerede bulunduk ve bundan sonraki sürece yönelik olarak, dışişleri bakanlarımızdan tekrar bu müşterek üzerinde çalışma yapmalarını istedik. Bugün ikisi de bir araya geldiler. Bu arada aynı şekilde ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile Dışişleri Bakanım bir araya geldi. Yarın, öbür gün tekrar bir araya gelip çalışma yapacaklar. Bu konunun detaylarını görüşmek suretiyle önümüzdeki süreçte nasıl bir yol haritası takip ederiz, bunun üzerine de çalışmaları devam ettirecekler. Ve bu konu üzerine Sayın Obama ile yoğunlaştık. Ve sürecin dışına çıkılmaması bir ortak payda olarak aramızda belirlendi diyebilirim.”
Bir gazetecinin, ”Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan bir anma toplantısında, ‘Türkiye bizimle ön koşulu koyan bir dille konuşamaz’ şeklinde mesajlar verdi. Acaba Türkiye-Ermenistan sınırları açılabilecek mi” sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
”İsviçre’de, Zürih’te yapılan toplantıda, orada imzalanan metinde ön koşulsuz ifadesinin yanında çok önemli bir ifade var. Bölgesel barışı tesis etmek. Bu bölgesel barışı tesiste, Azerbaycan’ı bir kenara itebilir misiniz? Azerbaycan da bu bölgesel barışın önemli bir unsuru. Dolayısıyla Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ihtilafın çözülmesi, tarafların bir mutabakata varması gerek. Azerbaycan-Ermenistan kapısının açılmasını ve bunun da bizim kapıların açılmasına vesile olacağını görmemiz lazım. Her şeyden önce Türkiye-Ermenistan kapısı niçin kapanmıştır? Bunu bir kenara koyamayız. Yani 1993’te bu kapı neden kapandı? Ermenistan-Azerbaycan arasında meydana gelen olaylar, bu arada işgaller sebebiyle kapandı. Şimdi bunun açılabilmesi şüphesizki oradaki mutabakatın sağlanması ve orada bir barış zemininin oluşmasıyla düzelir diye düşünüyoruz. Onun için de Minsk Üçlüsü’nün burada önemli bir görevi var. Bu konuda Amerika’nın, Fransa’nın, Rusya’nın şu anda zaten yoğun çalışmaları var, devredeler. Bugün Sayın Medvedev’le de bu konuları görüştük. Sayın Sarkozy ile geçen hafta Fransa’da bu konuları görüştük. Zannediyorum ki, onlar da bu işi daha sıkı tutmak suretiyle inşallah bir neticeye ulaşılır. Yoksa Türkiye’nin karşı tarafa hafıza kayıplarını dayatma gibi bir derdi bir sıkıntısı yok. Ama aynı şekilde diğer ülkelerin de Türkiye’ye kendi hafıza kayıplarını dayatma gibi bir anlayışı olamaz. Bunları da bilmemiz lazım.”
”Protokollere ilişkin bir takvim süreci var mı” sorusuna da Başbakan Erdoğan, ”Hayır böyle bir takvim süreci yok. Şu anda biz zaten Meclis’e gönderdik. Aynı şekilde Ermenistan da tabi Anayasa Mahkemesi’nden geçirmek suretiyle Meclis’e gönderdi. Biraz da dışardaki bu sürece yönelik veya bu süreci teşvik edecek bazı olumlu gelişmelerin neticelenmesi inanıyorum ki, Meclis çalışmalarını da hızlandıracaktır” yanıtını verdi.
Bir gazetecinin Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ve Obama ile bir araya geldiklerini hatırlatması üzerine Erdoğan, ”O görüşmenin Nükleer Güvenlik Toplantısı ile ilgili olduğunu” söyledi.
İran’la ilgili olarak Brezilya’nın da Türkiye’nin yanında yer alacağına yönelik iddiaların olduğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, ”Zaten Brezilya’nın açıklamalarını bizim açıklamalarımızı takip ettiğinize göre, şu anda farklı düşünmüyor” karşılığını verdi.
Bu yöndeki başka bir soru üzerine de Erdoğan, ”Belki başka ülkeler de var. Bu sürece katılabilir. Yani bizim bütün gayretimiz, demokratik yollardan bu süreçleri neticelendirmek ve diplomasiyle bu süreci çözebilmek. Diplomasi dışı yolları biz sıkıntılı buluyoruz. Mademki hepimiz demokratik parlamenter sistemlerin gerçekten kararlı ülkeleriysek o zaman bunu da bu sistem içerisinde çözmeyi kendimize amaç edinmeliyiz” dedi.
”NETANYAHU’YU GÖRDÜĞÜNÜZ YERDE ONA SORUN”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun zirveye katılmadığının anımsatılarak, ”Tepki vereceksiniz diye mi katılmadı” sorusu üzerine Erdoğan, ”Bunu Netanyahu’yu gördüğünüz yerde ona sorun. Muhatabı ben değilim” yanıtını verdi.
ULUSLARARASI BİR MAHKEME KURULMASI
Zirveye ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de Erdoğan, toplantılarda, nükleer terörizme karşı ne tür önlemler alınabileceği üzerinde durulduğunu belirterek, ”Devlet dışı bireysel teröre karşı ne gibi yaptırımlar uygulanabilir? Hatta bu konuda uluslararası bir mahkemenin kurulması, bu işin bir yasa sürecenin, bir şekilde bir yaptırımına gidilmesi konusunda neler yapılabilir? Bu, BM çatısı altında mı olmalı yoksa BM dışında mı olmalı? Bütün bunlara yönelik bir müzakereydi. Genelde bu başlıklar üzerinde anlaşma söz konusuydu” diye konuştu.