Tabata’yı sahada görünce mutlu oluyorum. Ben Tabata’dan yana olanlardanım ama benim bildiğim Tabata bu değil. Nedendir? Niçindir? Bunu araştırmak gerekir. Sürekli parası konuşuluyor. Bir oyuncu bu kadar hırpalanmaz, parçalanmaz. Şu maçta bakıyorum, 90 dakka tahammül edilmiyor. Kaldı ki bana göre olumlu bir futbol sergiledi. Sırıtmadı, fakat niçin oyundan çıkarılıyor, bilmiyorum. Bu oyuncuya güven vermek lazım. Kendine olan güvenini kaybetmiş. Ekrem’e bakıyorum sol tarafta oynamıyor. Hayret ettim. Neden hayret ettim? İlk kez oynaması gereken yerde oynadığı için, önünde de Nihat. Daha sonra Nihat oyundan çıktı. Anlamsız bir değişiklik. Hafta içi gol atmış, kendine gelmiş. Hızlı bir yükseliş içinde. Gerek yok, bir şeyler iyi giderken bozmamak lazım.
Penaltı tartışılır
Tabii Beşiktaş hızlı futbol oynamıyor, kopuk kopuk oynuyor. Sürekli bir temposu yok, baskı kuramıyor. Böyle büyük bir takım oyunu kendi alanında kabullenmemeli. Bobo’ya bakıyorsunuz en uçta tek başına, yanında yardımda bulunabilecek hücum organizasyonunu güzelleştirecek desteği bulamıyor, bulamaz da. Defansın önündeki İbrahim ile Sivok’un arasında 70 metre mesafe var. Bu kadar mesafe olursa futbol adına hiçbir şey bekleyemezsiniz. Antalyaspor iyi bir takım… Şifo Mehmet az imkanlarla güçlü, mücadeleci bir takım kurmuş. Yalçın olsun, Necati, Orhan olsun, Tita ile birlikte iyi bir takım. Pozisyonlar buldular. Şunu gözardı edemeyiz… Gözünü kapat, Rüştü kalede olsun. Baktığınız zaman gerçekten tecrübesiyle güven veriyor. Penaltıyla gol geldi. Bu penaltı tartışılır. Genel olarak baktığımız zaman Denizli doğru bir kadroyla başladı. Değişiklikleri yerinde değildi. Ben futbolda estetiği seven bir insanım. Ama hiçbir görsel güzellik göremiyoruz. Takım yenilebilir ama futbol oynamalı, şöyle bir heyecanlanmalıyız. Hop oturup, hop kalkmalıyız.