SAYI 68

GAZETE BEŞİKTAŞ

SAYI:68, 21 NİSAN 2004

SAYFA 2

‘Herkes siyasetçi!’

AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu Gazete BEŞİKTAŞ’ın sorularını yanıtladı. Müezzinoğlu,Amerika ve Avrupa’da birkaç puan kaybeden bırakıyor. Ama bizde liderlik suntası var. Koltuğu yapışan bırakamıyor” dedi. Başta gençler olmak üzere herkesin siyasetle ilgilenmesi gerektiğini belirten Mehmet Müezzinoğlu “Sizin dolduramadığınız boşluğu bir başkası dolduracaktır. İyi olursa mesele yok. Ama kötüyse söz söyleme hakkınız olmaz”diye konuştu. Müezzinoğlu ile yönetim kurulu başkanı olduğu Avcılar Hospital’da bir araya geldik. Sağlık sektörü,yapılanması ve siyaset konuştuk. İşte ortaya çıkan söyleşi.
Sistemi oturtmalıyız
Türkiye’de tüm kurumlarda olduğu gibi sağlık sisteminde de yeniden analiz edilmesi gereken durumlar var. Olay gayet basittir ve hasta ile kurum arasında geçer. Bu yapı karmaşık olamaz. SSK, özel, devlet gibi ayrımlarının olabildiğince sade olması kanaatindeyim. Çünkü hasta çözüm arıyor, bunu da istediği yerden almalıdır. Hasta ayrıntılardan ve sıkıntılardan kurtarılmalıdır. Örneğin, vatandaşlarının hepsinin sosyal güvenlik kartı olmalı. Devlet bu konuyu tek elde toplamalı ve makamı şekillendirmelidir. Ayrımlar bugün büyük oranda ortadan kalktı. Devlet, özel sektörden de hizmet satın almaya başladı. Üniversite hastanelerinin katkı vermesiyle birlikte sorunlar daha kolay ve pratik bir şekilde çözülmüş olacak. Önümüzdeki 5 sene içinde önemli mesafelerin alınacağına inanıyorum. Öncelikle devlet güvencelerinin hangi noktada başladığını ve nereye kadar gidebileceğini ortaya koymalı. Devlet sağlıkla ilgili belli bir standardı vermeli, kişi aradaki farkı kendi tercihine göre kullanabilmeli. Farkı da ödemeli. Her ülkenin kendine göre koşulları var. Sağlığın tek taraflı finanse edilmesi sistemi dünyada da tıkamaya başladı. Amerika’da ve Almanya da dahi sıkıntı çekiliyor.
Başarıyı kalıcı kılın
Özel sektörün daha sağlıklı ve kaliteli hizmet verebilmesi lazım. Bunun içinde devleti denetleme görevini iyi yapması gerekiyor. Vatandaşın istismar edilmesi engellenmelidir. Özel sektör de oto kontrol sistemini devreye sokmalıdır. Yoksa kalıcı başarılar elde edilmez. Çünkü işin geri dönüşümüne ihtiyaç vardır. Bu nedenle de müşteri memnuniyetine önem verilmelidir. Tüm sektörlerde iş dönüp dolaşıp insan kalitesine dayanıyor. Türkiye olarak, insan kalitesini yükseltirsek, o oranda işletme kalitesi de yükselecek, hayat standardı da artacaktır.
Elimizi taşın altına
sokmalıyız
Her Türk vatandaşı siyaset yapmalıdır. Oy kullanarak bunu yapıyoruz. Siyaset yaşamın bir parçasıdır. Aktif olarak bir parti kimliği altında siyaset yapmak ise, bir toplumsal sorumluluktur. Toplumda belli bir yere gelmiş insanların ülkelerine borcu olduğuna inanıyorum. Mesleki olarak hizmet veriyorum ama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu ülkenin daha iyi daha modern yönetilmesi ülke insanının ve şartlarının daha iyi şartlara taşınabilmesi gibi bir sorumluluğum var veya öyle hissediyorum. Bu nedenle de siyaset yapıyorum.
Yorulanı değiştirin
Kalıcı siyasetçi olmak durumunda değiliz. Ben insanların zamanının ve imkanlarının müsaade ettiği oranda siyasette aktif rol alınması doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü nerede boşluk bırakırsanız orayı bir başkası doldurur. Bir başkasını doldurduğu ortam iyi olabilir ama kötü olursa bizim şikayet etme hakkımız yoktur. Siyasetin bu şeklinin ülkeye kalıcı hizmetler getireceği kanaatinde değilim. Değişimci ve dinamik bir yapının kurulması lazım. Komşu demokratik ülkelerde bir partinin oy oranı iki puan düştüğünde lider ben bıraktım diyor. Bizde umursamıyor bile… İnsanımız, değişmeyeni değiştirme gücünün kendi elinde olduğunu çok iyi öğrendi takım tutar gibi parti tutmanın yanlışlığı anlaşıldı. Yorulanlar ve iyi yapamayanlar değişecek.
Gençleri rahat bırakın
Gençlerin kendilerine güvenmelerini ve inanmalarını istiyorum. Aileler ne yazık ki, “evladımı çok seviyorum” diyerek, onu özgüvenli yetiştirmekten mahrum bırakıyor. Bence Türk toplumunun en büyük sorunu burada…
Çocuk koruma altına alınıyor, giyiminden oturup kalkmasına kadar adeta programlandırılıyor. Bırak, çocuk kendi kişiliğini ve özgüvenini bulsun. Anne ve babalar, daha çok çocuklarına doğru ve yanlışı gösterme gibi bir sorumluluğu üstlensinler, yeter. İkincisi ise, eğitimdir.

SAYFA 3

Vatandaş bilinçli

Bu haftaki durağımız Levent… Levent sakinleri, belediyeden akılcı hizmetler bekliyor ve sözlerin tutulmasını istiyor. Yolların bakımsız ve ara sokakların geçişi güçleştiren bir darlıkta olduğunu söyleyen vatandaşlar, gerekenin yapılmasını, hizmetlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyor.
Yollar çok
bakımsız
Buraya yağmur yağdığı zaman geçemiyorsunuz. Yollar fena bir hale geliyor. Mazgalların tıkanmaması için belediyenin sürekli belli noktaları takip etmesi, açması düzenlemesi bakması gerekiyor. Öncelikle, yollarımızın düzenli olmasını istiyorum. Pişman olmayalım yola çıktık diye.
Keriman Özkanlı
70 yaşında
Arnavutköy Pazarı yanlış yerde
Arnavutköy’de pazarı kaldırmışlardı çok kötü bir yere taşındı. Yazık ki ben de dahil çoğu kişi bacağını kırıverdi. Olacak iş mi? Nerede oturursanız oturan ben leventte oturuyorum ama en çok oranın daha derli toplu bir yere taşınmasını istiyorum. Bu duruma göz yumulmaması lazım. Yeni başkanımızdan bu sorunun giderilmesini acilen bekliyoruz.
Ayşe Çolakoğlu
60 yaşında
Seyirlik bir alan istiyoruz
Belediyeden hizmet bekliyoruz. İlgi istiyoruz. Çevremiz daha da bakımlı güzel olsun. Seyirlik bir alan ihtiyacı içindeyiz. Çözüm olunmasını istiyoruz. Yeni belediyenin güzel işler yapacağına inanıyorum. Hepimize hayırlı olsun.
İbrahim Güler
35 yaşında
Çöplerimiz
alınsın yeter
Yeni belediyeden pek bir şey beklemiyorum. Yollarımız iyi olsun, temizliğimiz yapılsın. Çöplerimiz alınsın. Bunları bekliyorum. Bunun dışında belediyeden fazla bir şey istemiyorum açıkçası.
Ali Deniz
27 yaşında
Kime
danışacağımızı bilelim
Belediyenin çalışmasını isterim. Yeni bir belediye geldi ve daha çok çalışsın daha iyi hale getirsin ilçemizi. Bunun dışında belediye ile ilgili işlerde yorulmayalım. Kime neye danışıyorsak bilgili olsunlar, bize yardımcı olsunlar.
Naci Erdoğan
65 yaşında
Sahil şeridini unutmasın
Belediyeden hizmet etmesini ve yeni belediye başkanından verdiği sözleri tutmasını bekliyorum. Sahil şeridi ile ilgili, Ortaköy ile ilgili bir takım projeleri var. Bunlar ilçemize daha da güzellik katacağına inanıyorum. Levent’te de park etme ile ilgili sorunlar yaşanıyor. Yollar tıkalı, yürünmüyor kimi zaman. Çözüm bulmasını istiyoruz.
Erkut Yıldırım
49 yaşında
Tanımıyoruz ama…
Yeni belediye başkanını tanımıyoruz. Kimdir nasıl çalışacak bilemiyorum. Keza, belediye başkanları ne yapar, temizliktir çöpüdür. Başka ne bekleyebiliriz ki. Bunları da aksatmasın, yapsın. Çalışsın. Başka bir şey beklemiyorum.
Yılmaz Eroğlu
83 yaşında
Pazarcılara bir çözüm bulunsun
Öncelikle yeni belediye başkanımız hayırlı olsun. Benim beklentim, suyum kesilmesin, çöpüm alınsın. Çevrem, kapımın önü temiz olsun. Pazarcılardan dolayı sıkışık yerler oluyor özellikle onlara bir çözüm olunsun isterim. Bir işim düştüğünde perişan olmayayım. Güler yüz tatlı dil olsun. Ben bunu bekliyorum. Belediye iş sahası açamaz başka bir şey yapamaz diye düşünüyorum.
Ramiz Cebe
49 yaşında
İyi işler yapsın
Yeni belediye başkanından elbette hizmet bekliyoruz. Mutlaka bir takım düşünceleri vardır. Aday olan kişi sorunları biliyordur herhalde ki aday oluyor. Vaat ettiği sözleri de yerine getirmesini istiyoruz. Beşiktaş halkı olarak çalışmasını, iyi işler yapmasını isteriz.
Mustafa Baki
58 yaşında
Ara sokaklar unutulmasın
Belediyenin sorun ne ise nerede ise ertelemeden sorunu gidermesini istiyoruz. Yol ise yol, sel taşkınlık ise anında çözülmeli. Ara sokaklar ile pek ilgilenilmiyor. Oysa çok sıkıntı çekiliyor, orada yaşayan insanlar için bir çöpün bile kalması dayanılmaz. Böyle olmamalı. Ara sokaklara da bakılmalı, hizmet bekliyoruz.
Mehmet Koç
30 yaşında

SAYFA 4

Uygurlar, kırıp geçiriyor
DİDEM TUTAL

Kocanız sizi izlese bir de ince eleyip sık dokuduğunuz işi tam gerçekleştirmek üzere iken berbat etse ne yaparsınız? Telaşlanmanıza gerek yok, Akatlar Kültür Merkezi’nde bunun yanıtını, kahkahalar ile birlikte alabilirsiniz. Güldüren Şüphe, ilk kez siz seyredeceksin zira daha önce hiç Türkiye’de oynanmadı. İlk defa Süheyl-Behzat Tiyatrosunda oynanıyor. Süheyl – Behzat Uygur Tiyatrosundan sahneye konulan bu oyun, pek alışılageldik değil. Yönetmenliğini Misak Toros’un üstlendiği oyunda, evli iki adamın kafalarına takılan bir düşünce yüzünden başlarından geçen olayların komik öyküsü ele alınıyor. Bu hikayenin oyuncularından Behzat Uygur’u ilk kez kadın kılığında görüyorsunuz. İlk kez sahneye Uygur kardeşler tarafından konulan bu oyunu, bakın iki kardeş nasıl anlatıyor:
Kadın kılığına girmek nereden çıktı?
“Şöyle, zaten kadın karakteri oyun içinde vardı. Özellikle afişte, dikkat çeksin diye yapılan bir şey değil bu. Oyunun kendi iskeleti içerisinde var olan bir öğe. Ayrıca, biz oyuna çok karıştık. Daha iyi olması için hep çabamız. Hep birlikte, yönetmenimizle, senaryo adaptasyonu yapan dostlarımızla birlikte hep bir şeyler kattık.
Oyunun ikinci ismi, Don Sultanları. Nasıl karar verdiniz?
“Oyunun konusundan. Behzat ile biz evliyiz. Eşlerimiz bizden habersiz, iç çamaşırı işine giriyorlar. 5 milyon dolarlık bir iş bu. İş de İtalyan tekstil kralı ile ilgili. Ne olduğunu anlayamıyoruz, bir otel odasındalar. Mankenler girip çıkıyor. Biz de onlara bakıp, kesin bizi aldatıyorlar diyoruz. Anlaşılıyor ki, öyle bir şey yok. Burada ne işiniz var, diye eşlerimiz bizi yakalıyorlar. Madem bu işi bozdunuz, İtalyan iş adamı gelecek, 5 milyon dolara bizim ihtiyacımız var, o parayı bizim kazanmamız lazım, siz onların yerine manken olacaksınız diyorlar. Bu sefer de Behzat, cansız kadın manken oluyor. Ben de erkek manken oluyorum. İşler iyice Arap saçına dönüyor. En sonunda İtalyan iş adamı geliyor, parayı eşlerimize veriyor, klasik mutlu son ile oyun bitiyor. İsim de oyunun içinde geçen çamaşırdan ötürü geliyor. Böylelikle ikinci bir isim veriyoruz, oyuna”
Oyunun orijinalinden farklı olarak neler bulabiliriz?
“Biz oyuna kendimizden bir çok şey kattık. Güncel bir takım espriler ekledik. Orijinalinden çok daha farklı oynadık, uyarlamasını Fethi Kantarcı ile Saygın Delibaş üstlendi. Şahane Pazar’ın içinde yer alan Ayılar skecini hazırlayan Saygın Delibaş’ın emeği çok oldu. Oyun orijinalinden çok farklı, zaten biz bugüne kadar oynadığımız tüm oyunlarda orijinal texti çok değiştiririz, sadık kalmayız. Değiştirince çok daha keyifli oluyor. Bize, kendimize adapte ediyoruz, Türkiye’ye adapte ediyoruz. Örneğin, isim John ise Ahmet, Richard ise Mehmet yapıyoruz, gibi en basit bir deyişle. Oyunda magazinsel espriler, öğeler bulmak mümkün elbette popülist etkiler de var. Mesela, Deniz Akkaya’dan bahsediyoruz, yer yer Hamdi Alkan var, ama onlar kişilik olarak değil de, sadece sözel olarak geçiyor”
Uzun bir süredir Şahane Pazar’da görüyoruz sizi. Klasikler arasına girdiniz.
“Evet, Şahane Pazar’da uzun bir süredir bir aradayız. Önce Şahane Cumartesi idi. Başlangıçta biz de bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştik, dile kolay 10 sene oldu. Özellikle çocuk ve hanım seyirciler çok seviyor. Onu daha uzun yıllar devam ettirmeyi istiyoruz. Evet, artık klasikler arasında yer alıyor”
Ekran ve sahne kavramlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Tiyatro yapıyorsak tamamen tiyatro üzerine çalışıyoruz ama hiçbir tiyatro prodüksiyonsuz olmaz. Tek kişilik bile olsa aksesuarı var, kostümü var, dekoru var. Televizyon zaten prodüksiyonsuz olmaz. Ama Süheyl-Behzat Tiyatrosu olarak eğer bir aksilik çıkmazsa çok daha büyük bir prodüksiyonla, bir müzikal gerçekleştirmek istiyoruz. Süheyl-Behzat Tiyatrosu, 15 senelik bir tiyatro. Bu bizim üçüncü oyunumuz. Ama bundan, bizim tembel olduğumuz sonucu çıkmasın, çünkü bir oyunu en az üç sene sahneliyoruz. Bu oyun da şimdi bebek, ama inşallah üçüncü yılını kutlayacağız. Gelelim, Televizyondaki tiyatro ile sahnedeki tiyatroya, arasında fark var. Çünkü televizyonda ne de olsa arada bir ekran var, cam var. Ama tiyatro sahnesinde öyle değil. Tiyatro seyircisinden tepkiyi birebir alıyorsunuz. Kahkahaları duyuyorsunuz. Eğer dramatik bir sahneyse oradaki ruh halini hissediyorsunuz. Oyun sırasında öksürüyor hapşırıyor”
Güldürü oyunlarından sıyrılmak istediğiniz oldu mu?
“İlk zamanlar değil ama şimdi bunu düşünüyoruz, Behzat ile birlikte. Süheyl ile Behzat, Nejat Uygur ekolünden gelme. Tabii ki, öncelikle komedi düşünüyoruz. Eğer seyirciye iyi bir şey sunuyorsanız hangi karakteri oynadığınız önemli değil. Ama daha evvelden böyle bir endişeye kapılıyordum açıkçası. İnsanlar bizi öyle tanıyorlar, bunu kırmak zor. Ama şimdi öyle bir endişeye kapılmıyorum yeter ki oyununuz oyunculuğunuz güzel olsun. Seyirci zaten onun cevabını verir inancındayım”
Sizi başka projelerde de görebilecek miyiz?
“Bu yaz, bir sit com çekme projemiz var, Medyapım ile beraber. Ayılar skeçlerini bir sinema filmine dönüştürme projemiz var.Bunun dışında, Zübeyde Hanım Kültür Merkezini çok yönlü bir kültür sanat merkezi haline getireceğiz. İçinde her şey olacak tiyatro, sinema, şiir, heykel…”
Güldüren Şüphe’yi Baba Uygur izledi mi?
“Henüz değil, iyice bir otursun. Çünkü o geldiği zaman biz inanılmaz heyecanlanıyoruz.
Doğuştan beri tiyatrocuyuz kulislerdeyiz ama babam izlemeye gelir, biz her seferinde çok heyecanlanırız. O tiyatronun duayeni, tabii ki bize eleştirileri oluyor ve hepsi de doğru çıkıyor”
Güldüren Şüpheyi beğeniyle anlatıyorlar. Emeğinizin karşılığını aldığınıza inanıyor musunuz?
“Çok güzel, çok keyifli bir oyun. Biz, aslında bu oyunu iki sene önce oynamaya karar vermiştik. Sonra Behzat, kadın olacağım olmayacağım tartışmasına girince, bir ara vermiştik. Biz bu oyuna gerçekten çok emek harcadık, emeğimizin karşılığını daha ilk oyunda seyirciden karşılığını kahkahalarla aldık. Seyircilerin tiyatroya gitmesini istiyoruz, yaşasın tiyatro!”

Sıkça sorulan sorular
MEDLINE Sağlık Hizmetleri tarafından hazırlanmaktadır.

KADIN SAĞLIĞI
Deri ve mantar hastalıkları
Hava geçirmeyen ayakkabılar, naylon çoraplar, plastik çocuk bezleri ve dar giysiler ısıyı ve nemi artırarak mantarların üremesini kolaylaştırır. Mantar infeksiyonları genellikle ayak, el derisi, tırnaklarda, kasıklarda ve saçlı deride görülür.
Mantarlar doğada her yerde bulunurlar. Havadan, topraktan, hayvanlardan ve diğer insanlardan bulaşabilir.Özellikle üreme ortamına uygun banyo, havuz gibi yerlerden ve ortak kullanılan havlu, terlik gibi eşyalardan kolaylıkla bulaşabilir.
Binlerce tür mantar bulunmasına rağmen bunların sadece çok azı insanlarda hastalığa neden olur.
Dermatofitozlar, kandidiyazis ve pitiriyazis versikolor en sık karşılaştığımız yüzeyel mantar hastalıklarıdır.
Dermatofitozlar
Deri, tırnak ve kıl gibi keratinize dokularda dermatofit adı verilen mantarların yol açtığı yüzeyel mantar infeksiyonlarıdır.
Mantar hastalıklarının belirtileri bir çok deri hastalığınınkiyle karışabileceğinden, kesin tanı konmadan tedavi edilmemelidir.
Aynı cins mantarlar tarafından oluşturulmalarına karşın, değişik vücut bölgelerinde çok farklı klinik tablolar gösterdiklerinden, dermatofitozları yerleşim yerlerine göre incelemek daha uygundur.
İLKYARDIM NEDİR?
İlkyardım; bir hastalık veya kaza durumunda sağlık ekipleri ulaşıncaya kadar, hastanın veya yaralının sağlık durumunun daha kötüye gitmesini önlemek üzere yapılan ilaçsız girişimlerdir.
Bu müdahalenin ilaçsız olması, bir sağlık personeli tarafından uygulanma gereğini ortadan kaldırır.
İlkyardım bu özelliklerinden dolayı, yakında bir sağlık personeli yoksa, ilkyardım eğitimi görmüş, bilgili ve deneyimli bir kişi tarafından yapılabilir.
İlkyardımın amaçları
Yaşamın garantiye alınması: Yaşamı devam ettirecek olan, soluk yolunun açık tutulması, solunum ve kan dolaşımının devamının sağlanmasıdır.
Durumun kötüleşmesinin önlenmesi: Yaşamı garantiye alınan bir hastanın, yaşamının devamının sağlanmasıdır. Örneğin yaralının kanaması varsa, bu kanama yaşamını tekrar tehlikeye sokacağından, kanama durdurulmalıdır.
İyileşmenin kolaylaştırılması: Kirlenmiş bir yaranın, mümkünse serum fizyolojikle yıkayıp temizlenebilmesi, iyileşmeyi kolaylaştıran bir yardımdır.

SAYFA 5

Galleria Garden 2004’e damgasını vuracak

Güneş yüzünü gösterdi, havalar ısındı yazlık mekanlarda bir bir açılmaya başlandı. Boğazdaki yazlık yerlerin pabucunu dama atacak yeşillikler içinde harika bir yer bu sezon sizleri bekliyor. On bin metrekare alan içinde yüzyıllık sakız ağaçları ile çevrili Galleria Garden 2004’e damgasını vuracak gibi…
Düğün ve brunch için
eşsiz bir mekan
Düğün organizasyonları, iş yemekleri ve Pazar brunch yapabilmeniz için eşsiz bir mekan olan Galleria Garden Sabahın erken saatlerinden, saat 04.00’a kadar açık.
1000 kişilik düğün ve iş organizasyonlarının kolaylıkla yapıldığı Galleria Garden zengin bir mutfağa sahip ve brunch için 130 çeşit malzeme kullanılıyor. Barbekü, kahvaltı, soğuk meze ve sıcak yemekler usta ahçılar tarafından hazırlanıyor ve sizlere hamaklarınızda veya oturduğunuz yemyeşil çimler üzerinde servis yapılıyor. İsterseniz mangalı alıp sucuk yapabiliyor, sınırsız bir şekilde gözleme pasta, börek tatlı veya meyvanın tadına bakabiliyorsunuz.
Tarihi doku ve yemyeşil
bir ortam
Galeria Garden’da yer yer tarihi sütunlara da rastlamak mümkün. Eşsiz mekanda çocuklarda düşünülmüş. Animasyon gösterileri, palyaçolar ve amfi tiyatro her an emrinizde. Kapalı ve açık mekanların yanı sıra, her çeşit içkinin bulunduğu ve hayran kalacağınız bir dekora sahip bar da sizleri bekliyor.
Bu mükemmel mekandan herkesin kolaylıkla yararlanabilmesi için hafta sonları ve hafta içi fiyatlarda farklı tutulmuş. Hafta için düğün ve iş yemeği organizasyonları yüzde 20 daha ucuz. Galleria Garden’da işlerin düzenli yürümesi için deneyimli toplam 150 personel görev yapıyor.
Diğer yandan Türk ve Güneydoğu mutfağının en zengin et, kebap ve meze çeşitlerinde bulabileceğiz; Ocakbaşı restaurant. Her akşam canlı müzik eşliğinde romantik bir ortamda doyumsuz bir zaman geçireceğiniz; Cafea Bar. Ailelerin çocuklarıyla hoşça vakit geçireceği Çocuk Parkı. Gerçek bir espresso yada çeşitli bitki çaylarını tadabileceğiniz şirin bir bahçe cafe: Lipton cafe. Her türlü bira çeşitlerini bulabileceğiniz: Bira cafe. Müzik ve dans gösterileri, stad-up gösterileri, imza günleri, söyleşiler ile bizans döneminden kalma sarnıç duvarların çevrelediği Anfi Tiyatro Galleria Garden’ı vazgeçilmez kılıyor.
Adres: Sahil Yolu Galleria yanı. Ataköy-İst
Tel: 0212 560 16 64 – 560 16 74

Beşiktaş İlköğretim Okulu’nun büyük başarısı
DİDEM TUTAL

İstanbul’un şampiyonlarını ilk Kaymakam Nihat Nalbant tebrik etti. Beşiktaş İlköğretim Okulu futbol takımı İstanbul birincileri, kupalarını alır almaz Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant’ı ziyaret etti. Nalbant, kazanılan başarının altını çiziyor ve Beşiktaş ilçesinden İstanbul çapında ilköğretim düzeyinde bir okulun böyle bir derece almasından dolayı büyük bir onur duyduğunu dile getiriyor. Gençler ile sohbet eden Nalbant, gençlerin yılmadan mücadele etmeleri gerektiğini, başarıların büyüğü küçüğü olmadığını, sabırla büyük zaferle imza atılacağını öğütledi. Beşiktaş İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Yolsal, İstanbul biriciliği ile okulumuz öğrencileri Beşiktaş’ta bir başarı örneği göstermiştir, bütün öğrencilerimizi kutluyorum, dedi. Takım derecesi alan Beşiktaş İlköğretim Okulunun bir sonraki mücadelesi ise Kütahya’da. Bu sezon içerisinde yıldız futbol takımı Mart 11’de katıldığı müsabakaları 9 Nisan’da tamamladı. Önümüzdeki günlerde, takım Kütahya yolcusu olan Beşiktaş İlköğretim Okulu Yıldız Futbol Okulu, İstanbul genelinde 211 okul arasında derece alarak Türkiye şampiyonluğuna kilitlendi. Okul müdürü Mustafa Yolsal, il genelinde ilk kez takım şampiyonluğunu kazandıklarını, bunun gerek okul gerek ilçedeki diğer okullar için önemli bir başarı örneği olduğunu ifade ediyor. Yolsal, Kaymakam Nihat Nalbant’ın müsabakalar süresince büyük bir destek gösterdiğini ve kendilerine müteşekkir olduğunu sözlerine ekliyor.

SAYFA 6

Vitrinler gözalıcı

Sadelik için İpekyol
İpekyol yeni koleksiyonunda yine sadeliği ön planda tutuyor. Renkler yine kullanılıyor ama pastel tonlarda. Ağırlıklı olarak ceketli takımların hakim ve mevsimlik ince trikolar fular ve çantalarla kombine edilen koleksiyonda bazı fiyatlar şöyle: ceket, 219 milyon lira, etek 139 milyon lira, gömlek 89 milyon lira, elbise 179 milyon lira
More’ye yaz geldi
Metrocity’de yer alan mağazanın sunduğu yazlık koleksiyonda pembe ve nar çiçeği renkleri ağırlıkta. Fıstık yeşili ve turuncu gibi yazın canlı renkleri de unutulmamış. Etekler kapriler yaz akşamlarını şıklaştıracak. Pantolon: 99 milyon lira, yazlık mont 170 milyon, ayakkabı 130 milyon lira
Adil Işık renkgarenk
Adil Işık yoz koleksiyonunda 20’li yılların etkileri ile beyaz çizgili ceket ve pantolonlar, 50’lerin vücudu saran kısa ceketleri ile kısa kollu kırışık gömlekler dikkat çekiyor: jean pantolon 69-79 milyon lira, t-shirt 29 milyon lira
Herry’den iş
kadınlarına özel
İş kadınları için özel bir koleksiyon hazırlayan Herry koleksiyonunda ipek, şifon, viscon ve likralı kumaşlar kullanılıyor. Herry’de ceket, pantolon, etek, elbise, bluz, kapri ve ince trikolar hakim.
River Island
Bu sene ilk bahar yaz kreasyonunda daha çok pembeli morlu ve sarılı renkler yaza merhaba diyor. River Island, kendini göstermek isteyen modern kadınlara özel kreasyonuyla göz dolduruyor. Bluz 60-90 milyon lira, pantolon 75-120 milyon, ceket 120 milyon lira, elbise 75-135 milyon lira, etek 75-105 milyon lira.
Erkeklerde yaz şıklığı
Damat Tween
Damat Tween bol renkli sıcak çizgilerle kentli erkeğe hitap ediyor. Düz kesim rahat gömlekler dar kesimli tişörtler, klasik takımlarla birlikte sunulan dar ve uzun ceketler de bu yılın modası. Pantolonlar ise bol ve düşük bel kesimli.
Kiğılı’da 1950’ler
Kiğılı’nın ilkbahar yaz koleksiyonunda 1950’lerin çizgisi hakim. Ortası yırtmaçlı üç düğmeli ceketler mavi gri ve daha açık tonlarla sunuluyor. Gömleklerde ise beyaz üzerine çizgili ve karolu desenler hakim. Erkekte yaz canlılığı rengarenk kravatlarla tamamlanıyor.

Pembe Panter yaşgününü Metrocity’de kutladı

Terminatör, Rainman, James Bond ve Rocky gibi ödüllü filmlerin yapımcısı olan MGM Stüdyoları, Max Licensing aracılığı ile Pembe Panter’in 40. doğum günü kutlamaları için Metrocity’i tercih etti. Kutlamaya katılanlar Pembe Panter lisanslı ürünlerden alarak sürpriz hediyeler kazanırken, ayrıca bilgi ve boyama yarışmalarına katılarak eğlendiler, Pembe Panter tiyatrosu ve canlı müzik ile coşkulu dakikalar yaşadılar.

SAYFA 7

SİNEMALAR

Katil komşum geri döndü
Yönetmen: Howard Deutch, Oyuncular: Bruce Willis, Matthew Perry, Amanda Peet, Kevin Pollak, Natasha Henstridge
Eski bir kiralık katil olan Jimmy “The Tulip” Tudeski eski hayatından cok uzakta, Meksika sahilinde sessiz ve huzurlu bir hayat sürdürmektedir. ‘Komşum Bir Katil’in finalinde Jimmy, komşusu ve arkadaşı Nicholas “Oz” Oseransky, D.D.S.’nin sağladığı düzmece diş raporu sayesinde, kendini öldü gösterip, hem aralarından iki kişiyi hakladığı Gogolak mafyasını hem de peşindeki federal polisi atlatıp sıyrılmıştır. Güvenli sığınağında, silahını elektrikli süpürge ile değiştirmiş, ev işleriyle ilgilenerek, karısı Jill ile yemek pişirerek, huzurlu bir yaşam sürmektedir. Bu arada kendi içinde onu suç dünyasına sürükleyen kişisel nedenleri düşünmektedir. Karısı Jill ise vahşi erkeği Jimmy’nin temizlemekle uğraştığı tek şeyin deliller olduğu eski günleri özlemle anmaktadır.

Kill Bill Vol. 2
Yönetmen: Quentin Tarantino, Oyuncular: Uma Thurman (Gelin/Black Mamba), David Carradine (Bill), Daryl Hannah (Elle Driver/California Mountain Snake), Michael Madsen (Budd/Sidewinder), Vivica A. Fox (Vernita Green/Cobra), Lucy Liu (O-Ren Ishi/Cottonmouth), Michael Jai White (Alburt), Sony Chiba (Hattori Hanzo), Samuel L. Jackson (Org çalan), Quentin Tarantino (Öğretmen), Bo Svenson (Rahip)
“Gelin” adıyla bilinen kiralık katil, düğünü sırasında saldırıya uğrar. Kilisedeki herkes öldürülür. O da karnındaki bebeğini düşürür ama hayatta kalmayı başarır. 5 yıl boyunca komada kalan Gelin, bir mucize eseri hayata geri döner. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran Bill ve adamlarını teker, teker öldürmek. Bill’i en son öldürecektir. Gelin intikamını almak için yola devam etmektedir.

Işık Üniversitesi’nden muhteşem konser

Işık Üniversitesi, Doğuş Otomotiv sponsoru ile dev bir organizasyonuna imza atıyor. Lütfi Kırdar Kongre Salonunda 1 Mayıs’ta gerçekleşecek etkinlikte gençlerin sevgilisi Kenan Doğulu sahne alacak. Kenan Doğulu ile birlikte sahne alacak olan Mercan Dede de, müziğiyle gençleri büyüleyecek.
Işık Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bu buluşmayı kaçırmayın, biletleri Biletix’ten bulabilirsiniz. Konser saati ise, 21:00’de. Biletix fiyat: 35 milyon, Kapıda bilet kesimi: 40 milyon TL.

SPOR YAZILARI

SAYFA 10

Krediyi tüketiyor: 2-2

STAT: Atatürk
HAKEMLER: İsmet Arzuman xx, Selçuk Kaya xx, Baki Tuncay Akın xx
GOLLER: Zafer Biryol (Dk.4 ve 12), Serdar (Dk.16 ve 66),
KONYA: Özden x – Murat Duman xx, Ogün xx, Oumar xx, Cem xx (Dk. 90 Ersin ?), Niyazi x (Dk. 69 Yasin xx), Altan xxx, Sedat xx, Zafer Demir xx, Cenk xx, Zafer Biryol xxx,
BEŞİKTAŞ: Cordoba x – Emre x, Ahmet Yıldırım x, Ronaldo xx, Ümit x, Kaan Dobra x (Dk. 78 Sinan ?), İbrahim x (Dk. 61 Tümer xx), Giunti xx, İlie x, Serdar xxx, Ahmet Hassan xx (Dk. 56 Sergen xx)
SARI KARTLAR: Oumar, Sedat (Konya), İlie, Ronaldo, Emre, Ahmet Yıldırım, Sergen (Beşiktaş)

Beşiktaş, Gençlerbirliği’nden sonra Konya ile de 2-2 berabere kalarak şampiyonluktan uzaklaşırken, Devler Ligi işini de iyice zora soktu.
Siyah-Beyazlılar Trabzon’un da 4 puan gerisine düştü. Kartal Konya karşısında da Gençlerbirliği maçında olduğu gibi 8 dakikada Zafer Biryol’un kafasından iki gol yiyip herkesi şaşırttı. Yine gol ortaları Beşiktaş’ın sağ kanadından geldi. Bu arada Cenk’in durum 2-0 Konya lehine iken bir kafa şutu direkten döndü. 16.dakikada Ahmed Hassan çaktı, Özden’den seken topu Serdar ağlara gönderince fark bire indi: 2-1. 26. dakikada Kaan Dobra, Konyaspor ceza yayı üzerinden topu sağdanceza alanına giren Ahmet Hassan’a verdi. Ahmet Hassan’ın sert vuruşunda top sol direğe çarparak kale çizgisi üzerine düştü. Konyaspor savunması meşin yuvarlağı güçlükle uzaklaştırdı. Bu pozisyonda Ahmet Hassan’ın Konyaspor savunmasının topa elle müdahale ettiği yönündeki itirazları ise sonuç vermedi. 66. dakikada Beşiktaş beklediği beraberlik golüne ulaştı. Bu dakikada Sergen’in sağ çaprazdan ceza alanına girmeden yaptığı ortada,kale önünde yaşanan karambolde topu önünde bulan Serdar meşin yuvarlağı kafayla ağlara gönderdi: 2-2. Ancak skorda yakalanan denge Beşiktaş’ı kamçılamadı. Şuursuz baskı sonuç getirmeyince maç 2-2 bitti.

GÖRMEDİKLERİNİZ DUYMADIKLARINIZ
SERANAD DEMİRHAN

Sema gösterisi izlediler
Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili, izlediği sema gösterisine hayran kaldı.
Konyaspor-Beşiktaş maçı öncesinde Balıkçılar Otel’in toplantı salonunda düzenlenen özel sema gösterisini izleyen Başkan Bilgili, salonda dua ettikten sonra semazenlere teşekkür ederek otelden ayrıldı. Otel çıkışında küçük hayranına imza veren Başkan Bilgili, ardından Mevlana Müzesi’ni ziyaret ederek dua etti. Serdar Bilgili, müze çıkışında yanına gelen taraftarlar ile fotoğraf çektirdikten sonra müzeden ayrıldı. Bu arada bir grup Beşiktaş yöneticisi, 4 büyük futbol kulübünün taraftar battaniyelerini üreten Mink Tekstil fabrikasını gezdi.
Tevfik Lav’a saygı
Maç öncesinde her iki takımın taraftarları, trafik kazasında hayatını kaybeden Konyaspor Teknik Direktörü Tevfik Lav için sevgi gösterilerinde bulundu.
Maçı izlemeye gelen Tevfik Lav’ın eşi Vecihe lav, taraftar ve basın mensuplarının yoğun ilgisiyle karşılaştı. Konyaspor Kulübü Başkanı Mehmet Köseoğlu, Vecihe Lav’a protokol tribününde plaket verdi.
Geniş güvenlik önlemleri
İzdiham yaşanmaması için Konya Atatürk Stadı’nın kapıları 12.00’de açıldı. Stat çevresinde ve içinde geniş güvenlik önlemleri alındı. 1300 kadar polis görev yaptı.
Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu, maçtan 1 saat önce stadın içinde ve dışında dolaşarak alınan güvenlik önlemlerini yerinde inceledi.
Ahmet Yıldırım kaptan
Beşiktaş’ta Yasin cezalı, Tayfur ve Pancu sakat oldukları için yoktular. Ahmet sahaya kaptan olarak çıktı. İlie ve Ahmed Hassan ikilisi ilk kez ilk onbirde birlikte sahaya çıktılar.. Lucescu orta sahadaki eksikliği ise Ümit ve Serdar ile giderdi
Ronaldo ve Emre cezalı
Konyaspor maçında sarı kart gören Ronaldo ve Emre cezalı duruma düştü. Bu oyuncular İnönü Stadı’nda pazar günü yapılacak Fenerbahçe maçında oynamayacak.
Kürüm: Fener’i yenmeliyiz
Lucescu ile ilgili konuların lig bitmeden konuşulması doğru değil. hoca ile bu sezon bitecek değerlendirme sezon sonunda yapılıyor. Artık şampiyonluktan uzaklaştık. En azından Fener’i yenerek bir nebze olsun taraftarın yüreğini serinletmek istiyoruz. Çok basit goller yiyoruz. Kale ve defans buna dahil. Sonra orta saha ve forvet bu pisliği temizlemeye çalışıyor.
Luci yine
hakemlere
yüklendi
Beşiktaş Teknik Direktörü Mircea Lucescu, Konyaspor karşısındaki futbollarıyla bir puandan daha fazlasını hak ettiklerini belirterek, ‘’Çünkü oyunun yeteri kadar hakimiydik ve golü atmak için yeterince pozisyon ürettik’’ dedi. Lucescu, genellikle maçlara stres altında ve inanılmaz hatalar yaparak başladıklarını söyledi. Her seferinde de sonradan toparlandıklarını belirten Lucescu, hakemlere göndermede bulunarak, ‘’Ekip sonuna kadar oynuyor ama sanırım bu yıl farklı bir tarzda idare edildik. Siz farklı yerine başka bir kelime de koyabilirsiniz’’ dedi.
Lucescu, şansın kendilerinden yana olduğu zamanlarda istediklerini yapamadıklarının altını çizerken, topu rakip kale önüne götürene kadar oyunu iyi kurduklarını fakat devamını getiremediklerini söyledi.

SAYFA 9

Jest yaptı

FENERBAHÇE:1-SAMSUNSPOR:1
STAT: Şükrü Saraçoğlu
HAKEMLER: Metin Tokat xx, Mustafa Emre Eyisoy xx, Cemal Gemici xx
GOLLER: Luciano (Dk. 36), Şenol (Dk 57)
FENERBAHÇE: Volkan xx, Ali Güneş xx, Luciano xx, Tomas x, Fatih x, Serhat x, Aurelio xx, Ümit x (Dk. 72 Mehmet x), Tuncay x, Hooijdonk x, Nobre x
SAMSUNSPOR: Shorunmu xxx, Müslim xx, Kenan xx, Şenol xxx, Adnan xx, Mehmet Nas xx, Kirita xx, Evren xx (Dk. 90 Musa ?), Celil xx, Caner x, Serkan A. x (Dk. 87 Souza ?)
SARI KARTLAR: Fatih, Ali Güneş (Fnerbahçe), Kenan, Adnan, Serkarn (Samsunspor)

Kadıköy’de 50 bin taraftarını arkasına alan Fenerbahçe, Samsunspor karşısına şampiyonluk şarkılarıyla çıktı. Elektriklerin kesilmesi nedeniyle 7 dakika duran maça taraftarlar büyük ilgi gösterdi. Luciana’nın kafa golüyle 1-0 öne geçen sarı lacivertlilier, ilk yarıyı bu skorla tamamladı. İkinci yarıda, maç kördöğüşe döndü Fenerbahçe bir türlü aradığı pozisyonları bulamadı ve skoru korumayı başaramadı. Samsunspor maçı bırakmadı. Önce Celil’in topu direkten döndü, 2. yarıda ise Şenol’un attığı gol maçın skorunu belirledi. 1-1. Bu karşılaşmayla kendi evinde iki puan bırakan sarı kanarya, Beşiktaş’a ve Trabzon’la arasındaki farkı açma fırsatını tepmiş oldu.

Cimbom 5 hafta sonra 3 puanla tanıştı

5 haftadır puan yüzü görmeyen Galatasaray 6’ncı haftada ligin güçlü takımlarından Denizlispor’u 4-3 yenip derin bir nefes aldı. Sarı-Kırmızılılar yeni teknik direktörleri Hagi ile de ilk kez 3 puanla tanıştı. 12.dakikada Bülent’in Ömer Rıza’ya yaptığı hareketi hakem penaltı ile değerlendirdi. Atışı kullanan Roman, Denizli’yi 1-0 öne geçirdi. 17’de Bratu ortaladı, Necati kafayla fileleri gördü: 1-1. 27.dakikada Ersen’in kafayla aşırttığı topu Ömer Rıza ikinci kez ağlara yollayınca konuk takım 2-1 öne geçti. Bir dakika sonra Necati yine kafayla skoru eşitledi. 29.dakikada Sabri’nin 30 metreden şutunda kaleci topu elinden kaçırınca Galatasaray skoru 3-2’ye taşıdı. 38.’de Timuçin serbest atıştan topu 90’a taktı: 3-3. Devre bu skorla kapandı. İkinci yarıda da mücadele karşılıklı sürdü. 81.dakikada günün yıldızı Necati sert bir şutla Souleymanou’yu mağlup edince Galatasaray sahadan 3 puanla ayrıldı.

Trabzonspor rahat kazandı

Zor geçeceği düşünülen düşme potasındaki Elazığ deplasmanında ikinci yarıda rahat bir oyun çıkartan Trabzonspor, maçtan 3-0 galip ayrıldı.
İlk yarısına bakıldığında Trabzon’un kabus görmesine neden olan Elazığ deplasmanı, ikinci yarıda gelen gollerle kolay bir maça döndü. Trabzonspor’un golcü futbolcusu Fatih Tekke’nin biri penaltıdan olmak üzere 2 gol attığı maçta, Trabzon’u rahatlatan ve Elazığ’ın açılmasını sağlayan ilk gol ise Yattara’dan geldi. Trabzon böylece aldığı bu net skor ile şampiyonluk yolundaki iddiasını güçlendirdi.

SAYFA 8

Beşiktaş’ın sembolü Baba Hakkı mezarı başında törenle anıldı
Kazandığını Beşiktaş’a veriyordu

Beşiktaş’ın efsane ismi Hakkı Yeten’in nam-ı diğer Baba Hakkı’nın vefatının 15.yılı sebebiyle, Zincirlikuyu mezarlığında hutbe okutuldu. Beşiktaş camiasının önde gelen isimlerinin katıldığı törende, hüzünlü anlar yaşandı, kardeşi Sacide Ergül anma sırasında göz yaşlarına boğuldu. Baba Hakkı için okutulan mevlitte, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili, Divan Kurulu Başkanı Şeref Nasır, Onursal Başkan Süleyman Seba, Divan Kurulu üyesi Nevzat Demir ve Beşiktaş yönetim kurulu üyeleri ile Hakkı Yeten’in kadim dostları yer aldı.
Baba Hakkı
önemli bir simgedir
Mevlid-i Şerif’in ardından Şeref Nasır, törende yer alan tüm ziyaretçilere bir konuşma yaptı. “Duruşu, tavrı, hayata bakış açısı ile o bizim için yeri müstesna isimlerden biri, farklı bir kişiliktir” diyen Şeref Nasır, o bizim Hakkı Babamızdır, o bizim önemli bir simgemizdir, diye sözlerine devam etti. Baba Hakkı’nın Beşiktaş camiası için çok önemli bir insan olduğunu ve onu hiçbir zaman unutturmayacaklarını söyleyerek, bugün burada onu yalnız bırakmayan herkese teşekkür etti.
Beşiktaş’ın efsanevi ismi Baba Hakkı için okutulan mevlite, kalabalık bir basın topluluğu katıldı. Duygusal anların yaşandığı tören, mevlidin bitmesi ardından şeker dağıtımı ile noktalandı.
Baba Hakkı’dan
yadigar
Beşiktaş’ın Onursal Başkanını, siyah beyazlıların Baba Hakkı’sını anma töreninde bir başka isim de vardı. Kızıyla birlikte gelen, göz yaşlarına hakim olamayan ve sorularımıza içtenlikle yanıt veren bir isim.. Efsanevi ismin kardeşi Sacide Ergül… Ergül, ilkin konuşmakta güçlük çekti ancak, ‘onu herkes çok severdi, benim canım abim’ diyerek tüm samimiyetiyle efsanevi ismi anlatmaya başladı. İşte, Sacide Ergül, Hakkı Yeten’i Gazete Beşiktaş’a şöyle anlattı:
Tüm aşkı
Beşiktaş’tı
“Öncelikle şunu söyleyeyim, Hakkı Yeten’in kardeşi olmaktan büyük gurur duyuyorum. O benim canım abimdi, onunla çok iyi anlaşırdık. Hiç kalbimi kırmadı, çok iyi bir insandı. Onun tüm hayatı ve aşkı Beşiktaş’tı. Hatta Beşiktaş’a olan bu aşkından dolayı evlenmedi. Oysa diğer kardeşlerimin çocukları, torunları var, ben onları sevmekten büyük zevk duyuyorum. Hakkı’nın da evlenmesini çok isterdim. Ama dediğim gibi tüm hayatı Beşiktaş’tı. Bütün kazancını, o avukattı, kazandığı tüm paraları hep Beşiktaş’a yatırdı.”
Krallar gibi
karşılanırdı
“Birlikte Beşiktaş’ta dolaşmaya çıktığımızda krallar gibi karşılanırdı, gittiğimiz her yerde. Herkes dizilir selam verirdi. Çok büyük bir sevgi ve saygı duyardı insanlar ona. Hala daha duyuyorlar ki, işte bugün ölümünün 15. yılı ve sevenleri, dostları onu yalnız bırakmadı”
Gizlice başladı
“Futbol onun için bambaşka bir hissiyat idi. Bizim önce hiç haberimiz olmadı. Annemden habersiz yazılıvermiş. Sonrasında bu aşk büyüdü gitti. Çok dürüst çok sevecen bir insandı. Onu izlemek çok güzeldi. En çok kafa vuruşları ile bilinirdi. Onu unutmak mümkün değil”

‘Herkes siyasetçi!’

AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu Gazete BEŞİKTAŞ’ın sorularını yanıtladı. Müezzinoğlu,Amerika ve Avrupa’da birkaç puan kaybeden bırakıyor. Ama bizde liderlik suntası var. Koltuğu yapışan bırakamıyor” dedi. Başta gençler olmak üzere herkesin siyasetle ilgilenmesi gerektiğini belirten Mehmet Müezzinoğlu “Sizin dolduramadığınız boşluğu bir başkası dolduracaktır. İyi olursa mesele yok. Ama kötüyse söz söyleme hakkınız olmaz”diye konuştu. Müezzinoğlu ile yönetim kurulu başkanı olduğu Avcılar Hospital’da bir araya geldik. Sağlık sektörü,yapılanması ve siyaset konuştuk. İşte ortaya çıkan söyleşi.
Sistemi oturtmalıyız
Türkiye’de tüm kurumlarda olduğu gibi sağlık sisteminde de yeniden analiz edilmesi gereken durumlar var. Olay gayet basittir ve hasta ile kurum arasında geçer. Bu yapı karmaşık olamaz. SSK, özel, devlet gibi ayrımlarının olabildiğince sade olması kanaatindeyim. Çünkü hasta çözüm arıyor, bunu da istediği yerden almalıdır. Hasta ayrıntılardan ve sıkıntılardan kurtarılmalıdır. Örneğin, vatandaşlarının hepsinin sosyal güvenlik kartı olmalı. Devlet bu konuyu tek elde toplamalı ve makamı şekillendirmelidir. Ayrımlar bugün büyük oranda ortadan kalktı. Devlet, özel sektörden de hizmet satın almaya başladı. Üniversite hastanelerinin katkı vermesiyle birlikte sorunlar daha kolay ve pratik bir şekilde çözülmüş olacak. Önümüzdeki 5 sene içinde önemli mesafelerin alınacağına inanıyorum. Öncelikle devlet güvencelerinin hangi noktada başladığını ve nereye kadar gidebileceğini ortaya koymalı. Devlet sağlıkla ilgili belli bir standardı vermeli, kişi aradaki farkı kendi tercihine göre kullanabilmeli. Farkı da ödemeli. Her ülkenin kendine göre koşulları var. Sağlığın tek taraflı finanse edilmesi sistemi dünyada da tıkamaya başladı. Amerika’da ve Almanya da dahi sıkıntı çekiliyor.
Başarıyı kalıcı kılın
Özel sektörün daha sağlıklı ve kaliteli hizmet verebilmesi lazım. Bunun içinde devleti denetleme görevini iyi yapması gerekiyor. Vatandaşın istismar edilmesi engellenmelidir. Özel sektör de oto kontrol sistemini devreye sokmalıdır. Yoksa kalıcı başarılar elde edilmez. Çünkü işin geri dönüşümüne ihtiyaç vardır. Bu nedenle de müşteri memnuniyetine önem verilmelidir. Tüm sektörlerde iş dönüp dolaşıp insan kalitesine dayanıyor. Türkiye olarak, insan kalitesini yükseltirsek, o oranda işletme kalitesi de yükselecek, hayat standardı da artacaktır.
Elimizi taşın altına
sokmalıyız
Her Türk vatandaşı siyaset yapmalıdır. Oy kullanarak bunu yapıyoruz. Siyaset yaşamın bir parçasıdır. Aktif olarak bir parti kimliği altında siyaset yapmak ise, bir toplumsal sorumluluktur. Toplumda belli bir yere gelmiş insanların ülkelerine borcu olduğuna inanıyorum. Mesleki olarak hizmet veriyorum ama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu ülkenin daha iyi daha modern yönetilmesi ülke insanının ve şartlarının daha iyi şartlara taşınabilmesi gibi bir sorumluluğum var veya öyle hissediyorum. Bu nedenle de siyaset yapıyorum.
Yorulanı değiştirin
Kalıcı siyasetçi olmak durumunda değiliz. Ben insanların zamanının ve imkanlarının müsaade ettiği oranda siyasette aktif rol alınması doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü nerede boşluk bırakırsanız orayı bir başkası doldurur. Bir başkasını doldurduğu ortam iyi olabilir ama kötü olursa bizim şikayet etme hakkımız yoktur. Siyasetin bu şeklinin ülkeye kalıcı hizmetler getireceği kanaatinde değilim. Değişimci ve dinamik bir yapının kurulması lazım. Komşu demokratik ülkelerde bir partinin oy oranı iki puan düştüğünde lider ben bıraktım diyor. Bizde umursamıyor bile… İnsanımız, değişmeyeni değiştirme gücünün kendi elinde olduğunu çok iyi öğrendi takım tutar gibi parti tutmanın yanlışlığı anlaşıldı. Yorulanlar ve iyi yapamayanlar değişecek.
Gençleri rahat bırakın
Gençlerin kendilerine güvenmelerini ve inanmalarını istiyorum. Aileler ne yazık ki, “evladımı çok seviyorum” diyerek, onu özgüvenli yetiştirmekten mahrum bırakıyor. Bence Türk toplumunun en büyük sorunu burada…
Çocuk koruma altına alınıyor, giyiminden oturup kalkmasına kadar adeta programlandırılıyor. Bırak, çocuk kendi kişiliğini ve özgüvenini bulsun. Anne ve babalar, daha çok çocuklarına doğru ve yanlışı gösterme gibi bir sorumluluğu üstlensinler, yeter. İkincisi ise, eğitimdir.