Beşiktaş için mutlak kazanılması gereken bir karşılaşmaydı. Çünkü lider Fenerbahçe ile oluşan 7 puanlık farkı kapatmanın tek yolu 3 puan almaktan geçiyordu. Bu nedenle maçtan önce Siyah-Beyazlı takımın cansiperhane bir oyun ortaya koyacağını düşünüyordum. Beşiktaş maça baskılı başlamasına rağmen ilk yarıda ataklar kuru gürültüden ibaretti. Ancak Serdar Özkan ceza sahasında uygun durumda bulduğu topa iyi vursa belki Beşiktaş öne geçmek için 2. yarıyı beklemek zorunda kalmazdı. İlk devre Beşiktaş daha atak görünmesine rağmen Fenerbahçe daha derli bir top oynadı. İlk yarı sahada sadece mücadele vardı o kadar. Eğer kazanılan frikikte Alex’in şutu üst direkten dönmese Kartal ilk yarı soyunma odasına 1-0 mağlup gidecekti.
Maçın 2. yarısında Mustafa Denizli’nin Serdar’ı çıkartıp yerine Tello’yu alması doğru bir karardı. Şilili futbolcunun girmesiyle Beşiktaş daha organize ve ciddi ataklar yapmaya başladı. Nitekim Fink mükemmel bir vuruşla takımını öne geçiren golü attı. Bu golden sonra Beşiktaş’ın özgüveni yerine geldi. Fink’in golünden hemen sonra Bobo skoru 2-0 yapınca Fenerbahçe için artık maç bitmişti. Bu dakikadan sonra artık sahada sadece Beşiktaş vardı. Kazım’ın da atılmasından sonra iyice rahatlayan Kartal, Uğur’la 3-0’ı yakalayarak gerçek anlamda bir zafer elde etti. İnönü’deki galibiyette 2 asist yapan İbrahim Üzülmez’i tebrik ederim. İlerlemiş yaşına rağmen takımın en iyisiydi. Beşiktaş aldığı 3 puanla şampiyonluk yarışına artık ciddi anlamda ortak oldu. Ankaraspor maçını da sayarsak arka arkaya alınan 7 galibiyet gerçek anlamda başarıdır. Bu arada hafta içinde Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a gol atamayacağını söylemiştim. Dediğimin aynen çıkması doğru bir gözlem yaptığımı da göstermiş oldu.