SAYI 169

BJK1Mansız ve Ünal
elele verdiler!..
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş’ın eski futbolcusu İlhan Mansız’ın motosikletini açık artırmayla satın aldı. Geçtiğimiz haftalarda Türk Böbrek Vakfı yararına müzayede gecesi düzenlendi. Buzda Dans adlı yarışmada birinci olarak kazandığı 150 bin YTL’yi Türkiye Böbrek Vakfı’na bağışlayan eski futbolcu İlhan Mansız, bağışlamaya söz verdiği rakamın vergiler nedeniyle düşmesiyle bağış miktarını tamamlamak için motosikletini satışa çıkardı. Gecede, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın yanı sıra Buzda Dans yarışmasının jüri üyeleri Organizatör Ahmet San, Sema Çelebi, yarışmacılardan Paşhan Yılmazel’in yanı sıra manken İpek Tanrıyar, Melih Gümüşbıçak ve sosyetenin ünlü simaları katıldı. Mansız’ın 2008 model Harley Davidson marka motosikleti açık artırma ile satılırken ünlü futbolcuya da bir sürpriz yaşadı. Motorsikleti 16 bin euro vererek satın alan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, motosikleti Mansız’a hediye etti. Ünal, ” İlhan’ın yaptığı büyük bir insanlık. Toplumsal bir soruna dikkat çeken ve maddi kaynak yaratan İlhan’ı tebrik ediyorum. Bu motosikleti aldık ama bu İlhan’a yakışır. Ben motosikleti yeniden kendisine hediye ediyorum” dedi. Eski futbolcu İlhan Mansız, gecenin sonunda, böyle anlamlı bir bağışta bulunduğu için çok mutlu olduğunu belirterek, bundan sonra da bu tür organizasyonlarda yer alacağını söyledi.
“Yalnız değilsin!..”
Beşiktaş Belediyesi, Dost Eller adlı projesi kendisinden söz ettirmeye devam ediyor. Her gün Türkiye’nin çeşitli illerinden telefon ve eposta alan organizasyon, çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Dost Eller Yardım Organizasyonu Müdürü Erol Ekim, geçtiğimiz yılın son aylarında oldukça yoğun bir çalışma temposunda olduklarını söylüyor. Kurban Bayramı ve yeni yıl nedeniyle Beşiktaş ilçesinde ve çevresindeki başarılı öğrencilere 200 adet yardım paketi gittiği kaydediliyor. Bu yardım paketinin içinde ise, ayakkabı, pantolon ve kazak gibi ihtiyaç malzemeleri bulunuyor. Öte yandan bir dost elini uzatan yardım sever 100 aileden yardım alınmış ve 356 kişiye ihtiyaçları doğrultunda yardım yapılmış.
Çırağan’daki Beşiktaş Belediyesi’nin binasından yer alan depoda, ihtiyaca yönelik bir çok eşya bulunuyor. Ütüden elektrik süpürgesine, buzdolabından televizyona, gardıroptan yatağa, kitaplardan giysilere ayakkabılardan komidine kadar bir ev için gerekli tüm eşyalar ihtiyaç sahiplerini bekliyor. Binanın arka avlusuna açılan 80 metrekarelik alanında ikinci el giysileri görebilirsiniz. Mağazanın üç duvarı çepeçevre çelik kitap raflarıyla kaplanmış, yüzlerce kitap sergileniyor. Geçtiğimiz haftalar içinde ise, doğu Anadolu bölgesine bir çok koli kitap gönderilmiş. Erol Ekim, Savaş Ay’ın programından yaptığı duyuruya Dost Eller Yardım Organizasyonu olarak tepkisiz kalmamış ve miniklere kitap yardımında bulunmuş. Yardım kapsamında gıda maddeleri de yer alıyor. Keza, geçtiğimiz bayramda 10’dan fazla araç yüzlerce kolilerle ihtiyaç sahiplerine imdat etti. Depoda, 7 kg.’lık kuru gıda maddelerinden oluşan paketler bulunuyor. Bunlardan bazıları çeşitli firmalar tarafından hibe edilebiliyor. Kolilerde neler bulunuyor derseniz, pirinç, tuz, şeker, çay, un gibi her türlü bakliyat yer alıyor. İhtiyaç sahiplerinin tespit edilmesinin yanı sıra organizasyona kişinin bizzat kendisi de ulaşabiliyor. Yardım etmek isteyen kişiler de ekip ile irtibat kurarak eşya, malzemelerini teslim edebiliyorlar. Üstelik, belediyenin araçları gelip teslim alıyor ve bunlar karşılığında herhangi bir ücret ödemeniz de gerekmiyor. Verdikleriniz kayıt altına alınıyor ve ihtiyaç sahipleri araştırılarak veriliyor. Erol Ekim, daha çok vatandaşa ulaşmak istediklerini kaydediyor ve tüm Beşiktaşlıların göstermiş olduğu hassasiyete teşekkür ederken çalışmalarının daha etkin ve süreklilik kazanabilmesi için tüm herkesi duyarlı olmaya devam ediyor. Evindeki eşyaları eskiciye satmak yerine yoksullara ulaştırmak isteyenlerin yapacakları tek şey Dost Eller ekibine bir ‘Alo’ demek. En kısa sürede belediyenin aracı kapılarında…. Yardımın yapılması için illa Beşiktaş’ta oturmanız gerekmiyor, mesela Anadolu yakasında ikamet ediyor olsanız bile belediye araçları kapınıza kadar gelip yardımlarınızı imzanız karşılığında teslim alıyor.
Dost Eller’e ulaşmak için: (0212) 236 10 20
Beşiktaş kentlisinin yeni yıldan beklentisi
Beşiktaş’ın sahil şeridinde yer alan mahallerinden biri olan Bebek, otopark sıkıntısına bir çözüm arıyor!.. Aynı zaman da “Araçlardan dolayı yürüyebileceğimiz bir alan kalmadı” diye yakınıyor. Yaptığımız araştırmada mahalle yaşayanlarından edinilen izlenimler şöyle:
n Su ve elektrik hemen her gün kesiliyor. Esnaf olduğumuz için sıkıntılar yasıyoruz. Bebek semtinde genel olarak baktığımızda pek fazla bir sıkıntı yasamıyoruz. Murat Yaman – 34 yaşında.
n Bir bebek esnafı olarak bir şey istemedik ki bir şey bekleyelim. Su ve elektrik kesintileri var. Ama bunlar olağan olarak görüyorum. Her şey normal görünüyor. Yeni yılda bu sıkıntıları asacağımıza inanıyorum. Cemal Hartamacı – 37 yaşında.
n Bebek’te çocuklar için herhangi bir spor sahası bulunmuyor. 15-16 yasındaki çocuklarımızın aktivite yapabileceği bir alan bir merkez, istiyoruz. Yücel Altıok – 62 yaşında.
n Gençler düşünülmemiş. Oysa onlar için de bir alan olsa, Bebek için oldukça iyi olur. Ali Cavit Kral – 57 yaşında.
n Buradaki en büyük problemlerden biri, otopark trafik sıkıntısının yanı sıra elektrik ve kesintisi. Ayrıca, Bebek’teki ana caddeyi ortadan ikiye böldüler geliş gidiş yaptılar. Korkunç bir trafik oluyor hatta otobüs bile geçemiyor. Güzelim parkta tinerciler var. Ayrıca, bazı dükkanlar önlerine neredeyse ikinci bir dükkan kuruyor. Gülşah Uzundurukan – 38 yaşında.
n Parklarımız daha güzelleştirilebilir. Beşiktaş Belediyesi buralara profesyonel aletler koyabilir.
Rana Korgül – 36 yaşında.
n Trafik çok fazla. Buradaki esnaf sıkıntı yaşıyor. Bir dakika bile dolmadan aracını bekletemiyor trafik alıp götürüyor. Orta refüj yapıldı ama hiçbir ise yaramıyor. Ayrıca, başıboş çok köpek var. Bunlara sahip çıkılmalı. Yenel Yenikurtuluş – 50 yaşında.
n 32 senelik eczacılık yapıyorum. Ortaköy’de bir yerimiz var bir şey yapamıyoruz, izin alamıyoruz. 1992’den beri duruyor. Yol gösterenimiz olmalı. Trafik kötü. Serap Bassa – 57 yaşında.
n İnşirah sokak, Bebek yokuşunda hiç park yeri yok. Karşı tarafımızda çok büyük bir bina var. Kaldırımları bile işgal etmiş durumdayken park edeceğimiz tek bir yer yok. Bunun dışında her şey güzel ve memnunuz. Her şeyin daha iyi gitmesini isteriz. Çiğdem Yücel – 60 yaşında.
n En küçük işte bile birkaç saniyeliğine bile aracınızdan çıkamıyorsunuz. Aracınızı çekiyorlar. Bunun bir çözüme kavuşması gerekiyor. Sumru Güven – 26 yaşında.

Afife Jale Beşiktaş’ta
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun 45. kuruluş yıldönümü nedeniyle sahnelediği “Roma Hamamı” oyunun galası ile açıldı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve Rutkay Aziz tarafından açılan Afife Jale Sahnesi, sanatseverlere merhaba dedi. Afife Jale Sahnesi’nde, Roma Hamamı oyunu büyük ilgi gördü. Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’ndeki ilk oyunu izleyenler, Roma Hamamı’nın insanın insanlığını kaybetmeme savaşı üzerine kurulu öyküsünde, AST’ın 45 yılık güçlü sanat duruşuna tanıklık ettiler.
ROMA HAMAMI
Yazan : Stanislav Stratiev, Çeviren : Hüseyin Mevsim, Reji : Rutkay Aziz. Oyuncular : Hakan Salınmış, Cengiz Sezgin, Ebru Saçar, Aylin Saraç, Melih Yetkin, Hayrullah Tahran Karagöz, Hasan Ballımtaş, Ümit Bakış.
Konu: Yıllardır yaz ayında tatile gitme hayali kuran, kahramanımız İvan Antonov, müdürünün rahatsızlanması üzerine, ağustos ayında izne ayrılma fırsatı yakalar. Ancak daha yola çıkmadan taksi durağında başlayan şanssızlıklar, eve döndüğünde de yakasını bırakmayacaktır. Çünkü evinin döşemelerini değiştirmeleri için anahtar bıraktığı ustalar, salonun tam ortasında, eşi benzeri bulunmayan tarihi bir roma hamamı bulmuşlardır. Ve bu kadar önemli bir hamamın peşine de çıkarını düşünen pek çok kişi takılmış ve İvan Antonov’u kendi evinde yaşayamaz hale getirmişlerdir. Tek isteği doğduğu evde insanca yaşayabilmek olan İvan Antonov, seyirciyi kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, kimi zaman da kendiyle hesaplaşmasını sağlayan büyük bir mücadelenin içine sokar.
Beşiktaş Çağdaş’ta
sergi var…
Mustafa Kemal Merkezi Beşiktaş Çağdaş, Ali Avni Çelebi Retrospektif Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor. 23 Ocak’ta sanatseverlerle buluşan sergi, 30 Mart’a kadar izlenebilecek. Etkinlik kapsamında, Doç.Dr. Kıymet Giray, sergi mekanında bir konferans verdi. Konferansında Ali Avni Çelebi hakkında kaleme aldığı kitabını tanıttı ve eş zamanlı olarak, izleyicilerle sergi okuması da yapıldı. Ali Avni Çelebi, 1931’de gündelik hayattan konu aldığı “Berber”; sıra dışı bir yaşamın temsili olarak, Türk Resim Sanat’ının başyapıtlarından “Maskeli Balo” ve Türk tarihinin kaderini belirleyen Kurtuluş Savaşı’ndan bir kesit “Silah Arkadaşları” Ali Avni’nin anlam dünyasından geçerek sanatseverlere ulaşan önemli çalışmaları Beşiktaş Çağdaş’ta sizleri bekliyor.
Onat Kutlar ve Cumalı’yı andık
Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen Ustalara Saygı etkinliklerinde, Türk edebiyatının iki önemli ismi Necati Cumalı ve Onat Kutlar anıldı.
Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından düzenlenen Ustalara Saygı etkinlikleri, Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Geceye Doğan Hızlan, Engin Uludağ, Filiz Kutlar, Handan Börütecene, Handan Şenkönen, Rekin Teksoy, Sami Karaören, Tahsin Yücel, Turgay Fişekçi, Üstün Akmen ve Vecdi Sayar konuşmacı olarak katıldı. Gecede Ece Okay ve Ergün Işıldar Necati Cumalı ve Onat Kutlar’a ait hikayeler okudu. Ayrıca gecede Kutlar ve Cumalıya ait şiirlerinden Mahmut Gökgöz okudu. Orçun Orçunsel ise sanatçıların eserlerine piyanosuyla eşlik etti.
Anma gecesinde son olarak söz alan Filiz Kutlar, geceye katılan herkese teşekkür etti Kutlar eşinin vefatından bir zaman önce kaleme aldığı bir yazısını da davetlilerle paylaştı.
‘Gözlerimi Kaparım
Vazifemi Yaparım’
Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatro şöleni devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda sahnelenen Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım adlı oyunu ve daha bir çok oyun tiyatroseverleri bekliyor. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde severek izlenen Haldun Taner imzalı oyun olan, “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” ise seyirciyle buluştu. Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu Prodüksiyon tiyatrosunun sahnelediği ve Zeliha Berksoy’un yönetmenliğini üstlendiği oyunda, Tolga Gürcüler, Beyti Engin, Selin Zafertepe, Nilay Erdönmez, Bedir Bedir, İpek Gülbir, Erkan Kolçak Köstendil, Ercan Reşat Demir, Tuba Karabey, Berk Yaygın, Sefa Tantoğlu, Gün Koper, Ali Barışık, Umut Beşkırma, Direnç Dedeoğlu rol aldı. Reji Asistanı, Nilay Erdönmez, Yeşim Çapanoğlu. Dans Kareografi, Nil Berkan, Nur Berkan, Müzik, Cem İdiz. Kostüm, Gizem Betil. Dekor, Ersin Kutluhanfırat Çete. Işık’ta ise Yakup Çartık yer aldı.
Haldun Taner’in en önemli oyunlarından Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Meşrutiyet’ten günümüze yakın tarihimizi gözler önüne seriyor. Yaşamları boyunca yolları hep kesişecek olan iki çocukluk arkadaşı, örnek öğrenci, uysal delikanlı, gönüllü asker, model vatandaş Vicdani ile, günün adamı olmaya aday, iş bitirici, köşe dönücü Efruz’un, kimi zaman acıklı kimi zaman gülünç yaşam hikayeleri aracılığıyla Haldun Taner, 31 Mart Vakası’ndan 1960’ların sonlarına değin uzanan bir zaman diliminde ülkemizin toplumsal değişimini zaman zaman kahkahalarla güldüren ama temelde düşündüren bir biçimde gözler önüne seriyor.

Padişahın gözdesi Fer’iye
Ortaköy’e uzanan sahil yolu boyunca, görkemli tarihi yapılar dikkat çeker. Bunlardan bir tanesi de, tarihte Fer’iye Sarayları olarak bilinen, bugün Kabataş Lisesi ve Galatasaray Üniversitesi kullanımında olan tarihi yapılar olduğunu biliyor muydunuz? Çırağan Caddesi üzerinde yer alır. Bu saraylara Feriye denmesinin sebebi, padişahın oturduğu esas sarayın yanında ikinci derecede önemli yapılar olmasındandır. Deniz tarafında üç ana bina, bir cariyeler koğuşu ve iki katlı küçük bir binadan oluşan yapılar topluluğunun arkasında, yol tarafında ek binalar yer alır.
Bunların yanında Ortaköy Karakolu veya Tabya Karakolu olarak tanınan Fer’iye Karakolu da bulunmaktadır. Fer’iye Sarayları XIX. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. Bu saraylar Sultan Sarayları, İbrahim Tevfik Efendi Sahil Sarayı, Cemaleddin Efendi Sahil Sarayı ve Seyfeddin Efendi Sahil Sarayları isimleri ile de tanınmıştır. Sarayların mimarının kim olduğu ise bilinmemektedir. Bu saraylara Fer’iye denilmesinin nedeni de padişahın yaz aylarında yaşadığı esas sarayın yanında ikinci derecede önemli yapılar olmasından kaynaklanmıştır. Fer’iye Sarayları’nda tarihte geçen en önemli olay, Sultan Abdülaziz’in (1861–1876) tahttan indirilmesinden sonra, önce Topkapı Sarayı’na sonra da Fer’iye Sarayları’nın günümüzde Kabataş Lisesi olarak kullanılan bölümüne getirilmiş ve Sultan Abdülaziz burada odasında ölü olarak bulunmuştur. Bazı tarihçilere göre öldürülmüş, bazılarına göre de intihar etmiştir.
Fer’iye Sarayları deniz kıyısında, yan yana üç ana yapıdan meydana gelmiştir. Dikdörtgen planlı bu bölümlerin denize ve yola bakan odaları, odaların arasında geniş ve uzun sofalar yer almaktadır. Yapıların cephe mimarisi simetrik bir düzendedir. Yuvarlak, basık kemerli, dikdörtgen çerçeveli pencereler bezemesiz olup, denize ve arkadan geçen yola açılmaktadırlar. Yalnızca üç katlı olan bu yapıların katları birbirlerinden yatay silmelerle ayrılmıştır. Sarayların odaları ve sofaların tavanları XIX. yüzyıl özelliğini yansıtan kalem işleri ile bezenmiştir. Aynı zamanda son derece değerli ahşap kaplamalar da onları tamamlamıştır. Bunlar günümüzde de varlığını sürdürmektedir.

Hem havası hem de kendi güzel bebek
Beşiktaş’ın sahil şeridinde yer alan güzide semtlerinden bir tanesi de Bebek Mahallesi… Sakin ortamı, yeşiliyle, göz alıcı güzelliği Bebek Mahallesi, 7 bin civarındaki nüfusuyla İstanbul’un önemli bir yaşam merkezi konumunda olarak biliniyor.
Bebek Mahallesi genel tanımı: Fatih’in İstanbul’u fethinde, Rum balıkçı köyü olan Bebek, adını Bebek Çelebi isimli askerden almıştır. Rağbet gören semt haline gelmesi ise III. Ahmet dönemine rastlar. O dönemlerde sayfiye yeri olan Bebek, 19. yy’nin ortalarında vapur seferlerinin başlamasıyla, sürekli yaşanan bir semt haline gelmiş, 1980 sonrasında Boğaz tepelerini ve korumalarını hızla tahrif eden yapılaşmadan Bebek de nasibini almıştır. 7000 civarındaki nüfusuyla Bebek, sadece Beşiktaş’ın değil, İstanbul’un da önemli yaşam merkezlerinden biridir.
Bebek Mahallesi’nin sokakları: Türksan Yolu Gülşen Sokak, Selviler Sokak Lütfiye Mevki Sokak, Ayazma Yolu Seramik Sokak, İnşirah Caddesi Nur Sokak, Bebek Deresi Sokak Meygede Sokak, Manolya Sokak Hüsrev Gerede Sokak, Bebek Hamamı Sokak, Arifi Paşa Sokak,Yoğurtçu Zülfü Sokak, Ayşe Sultan Sokak, Mektep Sokak, Günaydın Çıkmazı, İğdeli Sokak Bebek Dağı Sokak, Düzgören Çıkmazı Çatal Çam Sokak,
Eczane Çıkmazı Çatal Höyük Sokak, Özenli Sokak Ayaz Bostanı Sokak, Bornova Sokak, Bostanüstü Sokak, Bağ Arası Sokak, Bodur Sokak, Selçuk Sokak İbriktar Aralığı, Germencik Sokak, Aziz Ogan Sokak, Ehram Yokuşu Vezirköşkü Çıkmazı, Dayı Bey Sokak, Yeni yol Sokak. Küçük Bebek Caddesi, Cevdet Paşa Caddesi, Günaydın Yolu Yalı Sokak, Haremeyn Sokak, Ekrem Talu Sokak, İbriktar Sokak, Bebek Bostanı Sokak, Erguvan Sokak, Reşat Nuri Güntekin Sokak, Küçük Bebek Dere Sokak, Nisbetiye Caddesi Rumeli Hisarı-Nafi Baba Yolu Tanberk Çıkmazı, Şehitlik Dergahı Sokak, Kortel Korusu Yolu Kayalar Sokak, İpek Sokak, Aşiyan Sokak, Bağ Sokak, Akaygen Sokak, Sakin Sokak, Karaman Sokak, Özlemli Sokak, Hüsnü Kortel Sokak.
MİLATLIK GEÇMİŞİN YUVASI, BEBEK
Küçük bir balıkçı köyü olarak, tarihinin Milattan öncesine kadar gittiği sanılan semtin bilinen en eski adının, çeşitli kaynaklarda çeşitli şekillerde yazılan (Challae, Chilai, Khile) Skallai (iskeleler) sözcüğünün bozulmuş bir biçimi olan Hallai olduğu ileri sürülmektedir. Osmanlı döneminde Bebek’e ve Bebek adının kökenine ait ilk bilgiler İstanbul’un fethinin hemen öncesine gider. İstanbul’un kuşatılması sırasında ve Rumeli Hisarı yapılırken bu yörede Bizans egemenliğinin zayıfladığı, hatta buradaki balıkçı köylerinin Galata’ya bağlı oldukları sanılmaktadır. Başka Evliya Çelebi olmak üzere, bazı kaynaklar, II. Mehmed’in (Fatih) Rumeli Hisarı’nın yapımı ve kuşatma sırasında asayişi sağlamak üzere buraya Bebek Çelebi adlı veya lakaplı bir bölük başı tayin ettiğini; Bebek Çelebi’nin semtte bir köşk ve bir bahçe kurduğunu, ölümünden sonra semtin onun adıyla anıldığını yazmaktadır. IV. Murad döneminde (1623 –1640), padişah, Yeniçeri Ağası Hasan Halife’ye Bebek’te bağlık bahçelik geniş bir arazi ihsan etmiş ve semt bir süre Hasan Halife’nin adıyla birlikte anılmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Bebek’te büyük ihtimalle daha sonra Bebek Bahçesi’ndeki ünlü Hümayun Abad Kasrı’nın (Bebek Kasrı) bulunduğu yerde bir kasır yaptırdığı, aynı dönemlerde Bebek çevresinde Kayalar mevkiinde bir tekke bulunduğu (Durmuş Dede Tekkesi), IV. Murat döneminde Hasan Halife Bahçesi’nin ününün semti çok açtığı çeşitli kaynaklarda ileri sürülüyorsa da, 18. yy’ın ilk çeyreğine kadar yörenin mamur olmadığı, var olan kasırların terk edildiği, hat bu harabelerde barınan haydut, eşkıya yüzünden kötü bir üne sahip olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi 17. yy ortalarında Bebek Koyu’nun sert havalarda teknelerin barınmasına elverişli olduğunu, ancak Akıntı burnunu aşmanın güçlüğünü belirtir. Akıntı burnundan Rumelihisarı’na doğru, o zamanlar artık padişah mülkleri arasına geçip miri mülk olmuş Hasan Halife Bahçesi’nin daha sonra da Bebek Bahçesi’nin bulunduğunu, buraların pek mamur olmadığını yazar. Bebek’in rağbet gören bir semt haline gelmesi III. Ahmet ve sadrazamı Damat İbrahim Paşa zamanında rastlar. Bu dönemde Bebek Bahçesi’nde Hümayun Abad Kasrı, Bebek Camii, mektep, çeşme,hamam,değirmen ve dükkanlar inşa edilmiş; semt şenlenmeye, kalabalıklaşmaya başlamış; Türkler, Rumlar, Yahudiler, Ermeniler semtte köşkler, konaklar, yalılar yaptırmışlardır. Vakanüvis Küçük çelebizade Asım Efendi, bu sıralarda Hasan Halife Bahçesi’nden Kayalar Köyü’ne kadar uzanan miri arazinin parsellenerek halka satıldığını ve sahil devlet ricarine ayrılırken, köyün içindeki arsaların halk tarafından satın alınarak evler yapıldığı yazar. 18. ve 19. yy’a ait bütün gravürlerde, Bebek, Bebek Kasrı’nın egemen olduğu sahilde yalıların birbirini izlediği, tepelere doğru birkaç ahşap köşkün süslediği, bol ve ulu ağaçlıklı bomboş, yeşil yamaçlara yaslanmış bir semt olarak görülür. 18. yy sonunda 19. yy ortalarına kadar olan dönemi kapsayan Bostancı başı Defteri’nden, Arnavutköy iskelesinden Rumelihisarı’na uzanan bu sahilde, şeyhül islam, Rumeli kazaskeri, reisül küttab, hekimbaşı gibi devret ricarinin, birkaç nesil aynı ailenin elinde kalmış ya da kalacak olan 40 kadar sahır saray ile bahçelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunların arasında Hizmet zadeler, Durri zadeler, Yesari zadeler ve Elmas zadelerin yalıları dikkati çekmektedir. 1814 –1815 arasına tarihlenen bir Bostan başı Defteri’nde Arnavutköy’den Rumelihisarı’na doğru başlıca yapılar şunlardır: Halil Paşazade Nuri Paşanın yalısı, kardeşi İstanbul Kadısı Arif Efendinin yalısı, Biniş-i Hümayum yeri, Beyhan Sultan Salih sarayı, Sadaret Kethüdası İbrahim Efendi zevcesinin yalısı, Miri peksimet fırını, Hekim Başı yalısı, Hımmet zade Yalısı, Şeyhül islam Dürrizade Yalısı, Bebek Kasrı,Sultan Ahmet camii,mektep,Bebek İskelesi, Kadı Mehmet Efendi’nin Yalısı, Dürrizade kızının Yalısı, Molla Efendi Yalısı, sabık Hekimbaşı Behçet Efendi Yalısı, Topçu başı Emin Ağa zadenin Yalısı… Halil paşazade Arif Efendi Yalısı önce Rauf Paşa’ya,sonra Sadrazam Ali Paya’ya ondanda Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşanın annesi Prenses Emine’ye geçmiş ve Valide Paşa Yalısı diye tanınmıştır. Eski ahşap yalının yerine bugün Mısır Konsolosluğu olan art nouveau tarzındaki kağir yalı inşa edilmiş ve prens ölürken bu yalıyı Mısır Krallığı’na bağışlamıştır. Çevrenin en ünlü ve görkemli yalısı olan Hümuyun Abad Bebek Kasrı ise 1846’da, Abdülmecid zamanında yıktırılmıştır. Günümüzde kalmayan Köçeoğlu Yalısı ile 19. yy’ın en görkemli Yalılarından Said Halim Paşa Yalısı da Bebek’teydi. Kayalar Mescidi’ne yakın Yılanlı Yalı’nın restorasyon geçirmiş selamlığı halen ayaktadır. Boğaziçi’nin bugüne gelen en eski evlerinden olan 1751 tarihli Kavafyan Konağı da Bebek’tedir. Semtin yazlık olmaktan çıkıp sürekli yaşanan bir semt haline gelmesinden 19. yy ortasının sonundan itibaren vapur seferlerinin başlamasının, daha sonrada tramvayın gelmesinin payı vardır. 19. yy sonundan itibaren sahilde ve sırtlarda doğru yalılar ve köşkler çoğalmıştır. 1914’te Şirket-i Hayriye’nin yayımladığı Boğaziçi adılı kitapta, Bebek’te çoğunluğun İslam olduğu, ancak İngiliz, Fransız ve Amerikalıların da bulunduğu kaydedilmektedir. Amerikalıların varlığı 1863’te Bebek sırtlarından kurulan Robert Kolej ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde ders veren öğretmenlere bağlanabilir. 1960’ta R. E. Koçu’ya göre 414’ü ev, 187’si apartman dairesi olmak üzere toplam 739 hanenin bulunduğu Bebek semti, günümüzde Boğaziçi’nin en seçkin ve lüks sayılan semtlerindendir. Nüfus kompozisyonunda eskiden olduğu gibi yine yabancıların önemli bir yeri vardır. Bir zamanlar, kötü havalarda teknelerin sığınmaya çalıştıkları ve bir dönemde kalafat yeri olarak kullanılmış Bebek Koyu bugün yatların, yelkenlilerin ve sürat motorlarının demirledikleri bir koy görünümündedir. Bebek Vapur İskelesi’nin ve Bebek Camii’nin yanında halen Mısır Konsolosluğu’na doğru park olarak uzanan bölgede 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildiğinde halka açık bir “ Millet Bahçesi”, birde deniz kenarına bir gazino yapılmış; Bebek Gazinosu bilinen bu gazino 1957 – 1958 arasında Bebek Meydanı yeniden tanzim edilirken kaldırılmış, 1960’larda yeniden açılmış, nihayet 1980 sonrasında park yeniden tanzim edilirken gazino bütünüyle yok olmuştur. 1965 –1970 sonrasındaki Boğaz tepelerini ve korularını tahrip eden hızlı yapılaşma sırasında Bebek sırtlarının yeşili tamamen ortadan kalkmış: ahşap ve eski kagir evler yıkılarak yerlerine apartmanlar dikilmiş, bebek yokuş ama çok işlek bir yolla tepedeki Etiler’e bağlanmıştır. Güney’deki Küçük bebek kesimi kuzeydeki Büyük bebek kesimine olanla daha yoğun bir yerleşmedir. Akıntı burnundan Aşiyan’a doğru sahilde pek az yalı kalmıştır. Buradan yoğun trafikli sahil yolu geçmektedir.
Bebek Mahallesi Muhtarlığı, Bebek Mah. Bebek Hamam Sk. 88’de bulunuyor. 1929 İstanbul doğumlu olan Muhtar Aydın Onar, 1967 yılından bu yana Bebek Mahallesi’nin muhtarlığını yürütüyor. Bebek Muhtarına ulaşmak isterseniz muhtarlık telefon: 0 212 – 263 33 00

SPOR HABERLERİ

Taraftara ödül geldi!..
Beşiktaş’a Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nden ödül geldi. TÜFAD’ın organize ettiği “Mevlana Hoşgörü ve Örnek Davranış” ödülleri kapsamında, Beşiktaş Kulübü Onursal Başkan Süleyman Seba’ya, Kaleci Rüştü Reçber’e ve taraftara ödül verildi. Konya Ticaret Odası’nda düzenlenen ödül törenine Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Sarsmaz da katıldı.
Törende Onursal Başkan Süleyman Seba’ya fair-play’i sporun her alanına yaydığı için ‘Aht-ı Vefa’ ödülü verildi. “Taraftar” kategorisinde Beşiktaş taraftarı “Hoşgörü ve Örnek Davranış” ödülüne layık görüldü ve ödülü Nedim Sarsmaz aldı. Kaleci Rüştü Reçber ise ‘En Fair-Play Kaleci’ ödülüne layık bulundu. Törende bir konuşma yapan Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Sarsmaz, “Beşiktaş seyircisini fark edenlere sevgi gözü ile hoşgörü gözüyle bakanlara teşekkür ederim. Beşiktaş seyircisinin iki özelliği var ki diğer seyircilerde bu yok. Bunlardan birincisi; gösterilerini festival havasında yapıp bunu yurt dışına ihraç eden ilk seyirci olmaları. Liverpool, Porto ve Bolton maçlarında bunu gösterdiler ve o takımların seyircileri bu gösterileri aynen kendi stadlarında yapmaya başladılar. Biz buna şahit olduk. İkincisi de ülkenin en hassas dönemlerinde en duyarlı seyirci olmaları. Bu Beşiktaş’ın geleneğinde mevcut. Seyirciler de bunu devam ettiriyor.” Didem TUTAL
“Liderliği ele geçirdiğimizde bir daha bizden alamazlar”
Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam geçtiğimiz hafta içinde yaptığı iddialı konuşmalarıyla spor gündemine damgasını vurdu. Yükselişte olduklarını kaydeden Ertuğrul Sağlam; “Gaziantepspor maçında lider olur, sezon sonunda da şampi-yonluğumuzu ilan ederiz” diye duygularını ifade etti.
Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, Konyaspor karşılaşması sonrasında soyunma odasında futbolcuların birbirine daha çok kenetlendiğini hatta daha önceki takımlarda bile böyle bir manzara ile karşılaşmadığını dile getirdi. Sağlam, “Soyunma odasında tüm futbolcularım birbirlerine sarılmış, saha içinde tartışan İbrahim Üzülmez ve Tello bile sevinçten yumak olmuştu. Özellikle oyuncularımın “Şampiyon Beşiktaş” diye bağırmaları beni oldukça duygulandırdı. Bizdeki bu dayanışma, bu kardeşlik havası olduğu müddetçe bileğimizi hiç kimse bükemez. İnönü Stadı’nda oynayacağımız Gaziantepspor maçında lider olur, sezon sonunda da şampi-yonluğumuzu ilan ederiz” dedi.

SPOR YAZARLARI OYLUYOR
Beşiktaş Gazetesi, “Beşiktaşlı Yılın Sporcusunu (3)” seçiyor
Beşiktaş Gazetesi tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Beşiktaşlı Yılın Futbolcusu Yarışması bu sezonda devam ediyor. Beşiktaş Gazetesi, yılın futbolcusu seçilen Beşiktaşlı’ya Beşiktaş Gazetesi Yarışma her hafta oynanan maçtan sonra spor yazarlarının görüşleri doğrultusunda yapılıyor. Spor yazarlarının verdiği oylar, haftanın futbolcusu belirliyor. 34 hafta sonunda haftanın futbolcuları ortaya çıkıyor ve en fazla haftanın futbolcusu seçilen Beşiktaşlı sezon sonunda Beşiktaş Kupası’nın sahibi oluyor. Geleneksel hale gelen ve bu sezon üçüncüsü yapılan Beşiktaş Gazetesi Kupası için görüşlerine başvurduğumuz, yazılarından yararlandığımız ve her maçtan sonra oy veren spor yazarları şöyle: Atilla Gökçe, Güven Taner, Kazım Kanat, Zeki Çol, İlker Ateş, Korkut Göze, Gülengül Altınsay, Vedat Okyar, Salih Sezer, Hayri Ülgen, Atıf Keçeci, İsmail Er, Ömer Güvenç, Sanlı Sarıalioğlu, Bilal Meşe, Faik Gürses, Adnan Aybaba, Fatih Doğan, Zafer Arapkirli, Basri Baykoç, Yemen Ekşioğlu, Gültekin Onay.
2007-2008 sezonu oylamaları şöyle: İlk yarı, Konya: S. Özkan. Kasımpaşa: Yok. G.Antep: Batuhan. Kayseri: H. Arıkan. Ankara: Yok. Denizli: Tello. G.Saray: Tello. G.Birliği: Tello. Trabzon: Bobo. B.Ş. Belediye: H. Arıkan. F.Bahçe: Yok. Sivas: Higuain. Oftaş: Bobo. Rize: Delgado. Bursa: Delgado. Ankaragücü: Delgado. Manisa: Bobo. İkinci yarı da Konya: Nobre. Kasımpaşa: Nobre.

İnönü’ye yeni kimlik!..
Çok fonksiyonlu stat projelerine adım adım yaklaşılıyor. İlk etapta İnönü var
Beşiktaş İnönü Stadı ile ilgili yenileme çalışmaları yine konuşulmaya başlandı. Çalışmalar kapsamında stadın fonksiyonel olarak kapasitesinin artırılması hedefleniyor. Bu konuda, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, “Statların çok fonksiyonlu olması lazım. İnönü’nün tarihi dokusunu bozmadan kapasitesini artırmayı istiyoruz” diye konuştu.
Bakan Başesgioğlu, tarihi dokusunu bozmadan İnönü Stadı’nın kapasitesini artıracak bir proje üzerinde çalıştıklarını söyleyerek, “Galatasaray için 52 bin kişilik stat yapılıyor. Şimdi İnönü Stadı’nı gezdik. Burayla ilgili bazı düşüncelerimiz var. Statların çok fonksiyonu olması lazım. Sadece maç oynanan değil birçok sosyal aktivitelerin yapılacağı, fuarların düzenlendiği, restoranların olduğu bir yer olması lazım. İnönü Stadı’nın konumu da bu konuda çok iyi. Tam şehrin merkezi. Yapılacak modern bir stat hem İstanbul’a hem Beşiktaş’a çok önemli faydalar sağlar. Tarihi dokuyu bozmadan proje çok önemli. Şu an çalışmalar var. Henüz tam bakamadık, ancak bu olabilirse güzel olacak” diye konuştuğu öğrenildi.